136 Kayıt Bulundu.
Bize Cüveyriye'nin kardeşinin oğlu Abdullah b. Muhammed b. Esmâ, ona Cüveyriye b. Esmâ, ona Malik, ona Zührî, ona Saîd b. Müseyyeb ve Ebu Ubeyde, onlara da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Allah Lut Peygamber'e rahmet etsin. Şüphesiz o sağlam bir dayanağa sığınıyordu. Eğer ben zindanda Yusuf'un kaldığı kadar uzun zaman kalsaydım, ardından bana, (zindan çıkarmak üzere) elçi gelseydi, hemen elçiye uyardım."
Bize Humeydî, ona Süfyân, ona A'meş, ona Müslim, ona Mesrûk, ona da Abdullah (ra) şöyle rivayet etmiştir: Kureyş İslam'a girmekte ağır davranınca Hz. Peygamber (sav) "Allah'ım, onlara karşı bana Yusuf'un yedi yılı gibi bir yedi yıl (kıtlık) ile yardım et" diye dua etti. Bunun üzerine onları her şeyi kökünden silip gideren öyle bir kıtlık vurdu ki kemik yemek zorunda bile kaldılar. Hatta kişi göğe bakar ve kendisiyle gök arasında duman gibi bir şey görmeğe başlardı. Allah "O hâlde semanın aşikâr bir duman getireceği günü gözetle" buyurdu. Yine Allah: "Biz bu azabı biraz kaldıracağız. Fakat siz hiç şüphe yok ki, tekrar (şirke geri) döneceksiniz" (Duhân, 10-16) buyurdu. İbn Mesud der ki: Azap, Kıyamet günü (olsaydı eğer) onlardan hiç kaldırılır mıydı? Duhân (الدُّخَانُ) da Batşe (الْبَطْشَةُ) de (bu dünyada) olmuş bitmiştir
Bize Cüveyriye'nin kardeşinin oğlu Abdullah b. Muhammed b. Esmâ, ona Cüveyriye b. Esmâ, ona Malik, ona Zührî, ona Saîd b. Müseyyeb ve Ebu Ubeyde, onlara da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Allah Lut Peygamber'e rahmet etsin. Şüphesiz o sağlam bir dayanağa sığınıyordu. Eğer ben zindanda Yusuf'un kaldığı kadar uzun zaman kalsaydım, ardından bana, (zindan çıkarmak üzere) elçi gelseydi, hemen elçiye uyardım."
BizeSaîd b. Telîd, ona Abdurrahman b. Kasım, ona Bekir b. Mudar, ona Amr b. Hâris, ona Yunus b. Yezîd, ona İbn Şihâb, ona Saîd b. Müseyyeb ve Ebu Seleme b. Abdurrahman, onlara da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Allah Lut Peygamber'e rahmet etsin. Şüphesiz o sağlam bir dayanağa sığınıyordu. Eğer ben zindanda Yusuf'un kaldığı kadar uzun zaman kalsaydım, ardından bana, (zindan çıkarmak üzere) elçi gelseydi, hemen elçiye uyardım. Şüphe duymak İbrahim'den daha çok bize müstahaktır. (İbrahim, “Rabbim! Bana ölüleri nasıl dirilttiğini göster” dediğinde (Allah ona) “İnanmıyor musun?” diye sormuş, o da “Hayır (inandım) ancak kalbimin kanaat getirmesi için” demişti.)" (bakara 260) "
Bana Übeyd b. İsmail, ona Ebu Usame, ona Ubeydullah, ona da Saʿîd b. Ebu Saʿîd, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber’e (sav): “İnsanların en değerlisi kimdir?” diye soruldu. Efendimiz (sav) "insanların en değerlisi, işlerinde Yüce Allah’ı en çok dikkate alan ve kötülükten sakınanlardır" cevabını verdi. “Biz sana onu sormuyoruz” dediler. Rasulullah (sav) "insanların en değerlisi, babası peygamber, dedesi peygamber, dedesinin babası da Halilullah olan Allah’ın peygamberi Yusuf’tur" dedi. “Biz sana onu da sormuyoruz” dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "o zaman siz bana Arapların asıllarını mı soruyorsunuz?" dedi. Soru sahipleri “evet” dediler. O da "sizin cahiliye döneminde hayırlı olanınız İslam’da da en iyinizdir, İslam ahkamını derinlemesine bildikleri takdirde" cevabını verdi.