197 Kayıt Bulundu.
Rabbinin Kitabı'ndan sana vahyedileni oku. Onun kelimelerini değiştirebilecek yoktur. O'ndan başka bir sığınak da bulamazsın.
Bize Süleyman b. Harb, ona Hammâd b. Zeyd, ona Eyyûb, ona Ebû Kılâbe rivayet ettiğine göre bir adam Ebu'd-Derdâ'ya şöyle demişti: Kûfe ahalisinden ehl-i zikr (Kur'an ehli) kardeşlerin sana selam söylüyorlar. Ebu'd-Derdâ buna şöyle cevap verdi: "Onlara da selam olsun. Onlara emret de hükmü Kur'an'a bıraksınlar, dizginlerini ona teslim etsinler. Kur'an onları doğru yola ve yumuşaklığa ulaştırır ve zulüm ve sertlikten uzaklaştırır."
Hakikaten, biz dilersek sana vahyettiğimizi ortadan kaldırırız; sonra bu durumda sen de bize karşı hiçbir koruyucu bulamazsın.
Fakat Allah sana indirdiğine şahitlik eder; onu kendi ilmi ile indirdi. Melekler de (buna) şahitlik ederler. Ve şahit olarak Allah kâfîdir
Şüphesiz ki bu bir öğüttür. Artık dileyen Rabbine bir yol tutar.
Bize Kuteybe b. Said, Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve İshak b. İbrahim, onlara Cerîr -Ebu Bekir tahdisen rivayet edip Cerir b. Abdulhamid demiştir-, ona Musa b. Ebu Aişe, ona Said b. Cübeyr, ona da İbn Abbas, ''dilini onu ezberlemek için hareket ettirme'' ayeti hakkında şöyle rivayet etmiştir: Nebî (sav), Cebrail kendisine vahiy getirdiğinde dilini ve dudaklarını (vahyi ezberlemek için) çokça hareket ettirirdi. Zira vahiy ona ağır gelirdi. Bu durum, onun halinden anlaşılıyordu. (Bundan dolayı) Allahu teâlâ, 'Dilini onu -yani aklında tutmayı- hızlandırmak için hareket ettirme, - onu toplamak ve okumak bize aittir -yani onu göğsünde toplamak ve okumak bizim işimizdir. Sen (ancak) daha sonra okuyabilirsin-, biz onu okuduğumuzda okunuşuna tabi ol -yani indirdiğimizde onu dinle-, onu açıklamak bize aittir -yani, onu senin dilin ile açıklamak-'' ayetlerini indirdi. (Bundan sonra) Cebrail, kendisine geldiğinde susar; gittiğinde ise Allah'ın kendisine vaad ettiği üzere onu okurdu.