عبد الرزاق عن هشام عن الحسن قال : من ظاهر بذات محرم : فهو ظهار .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
83010, MA011482
Hadis:
عبد الرزاق عن هشام عن الحسن قال : من ظاهر بذات محرم : فهو ظهار .
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Abdürrezzak b. Hemmam, Musannef, Talak 11482, 6/423
Senetler:
()
Konular:
Zıhar, keffareti
هشيم عن منصور عن الحسن انه كان يقول من وطىء امرأته وهي حائض يرى عليه ما على المظاهر
Öneri Formu
Hadis Id, No:
108052, MŞ012516
Hadis:
هشيم عن منصور عن الحسن انه كان يقول من وطىء امرأته وهي حائض يرى عليه ما على المظاهر
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Ebî Şeybe, Musannef-i İbn Ebû Şeybe, Eymân ve'n-Nuzûr 12516, 7/571
Senetler:
()
Konular:
Amel, günahlara kefaret olan ameller
Cinsel Hayat, hayızlı kadınla ilişki, yatma
Zıhar, keffareti
حدثنا عباد عن سفيان بن حسين قال سألت الحسن وبن سيرين عن رجل ظاهر من امرأته ولم يكفر تهاون بذلك قالا يستعدي عليه
Öneri Formu
Hadis Id, No:
108966, MŞ012670
Hadis:
حدثنا عباد عن سفيان بن حسين قال سألت الحسن وبن سيرين عن رجل ظاهر من امرأته ولم يكفر تهاون بذلك قالا يستعدي عليه
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Ebî Şeybe, Musannef-i İbn Ebû Şeybe, Eymân ve'n-Nuzûr 12670, 7/608
Senetler:
()
Konular:
Zıhar, keffareti
حدثنا الضحاك بن مخلد عن بن جريج عن بن طاوس عن أبيه قال إذا قال المظاهر لا حاجة لي بها لم يترك حتى يطلق أو يكفر
Öneri Formu
Hadis Id, No:
108967, MŞ012671
Hadis:
حدثنا الضحاك بن مخلد عن بن جريج عن بن طاوس عن أبيه قال إذا قال المظاهر لا حاجة لي بها لم يترك حتى يطلق أو يكفر
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Ebî Şeybe, Musannef-i İbn Ebû Şeybe, Eymân ve'n-Nuzûr 12671, 7/609
Senetler:
()
Konular:
Zıhar, keffareti
حدثنا عبد الرحيم عن سعيد عن قتادة عن الحسن وسعيد بن المسيب وعن أبي معشر عن إبراهيم قالوا إن ظاهر منها ولم يدخل فيه إن غشيتك فلا حد في ذلك ولا وقت إذا كفر غشيها
Öneri Formu
Hadis Id, No:
109041, MŞ012747
Hadis:
حدثنا عبد الرحيم عن سعيد عن قتادة عن الحسن وسعيد بن المسيب وعن أبي معشر عن إبراهيم قالوا إن ظاهر منها ولم يدخل فيه إن غشيتك فلا حد في ذلك ولا وقت إذا كفر غشيها
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Ebî Şeybe, Musannef-i İbn Ebû Şeybe, Eymân ve'n-Nuzûr 12747, 7/629
Senetler:
()
Konular:
Zıhar, keffareti
حدثنا أبو خالد عن شعبة عن مغيرة عن إبراهيم في الرجل يظاهر من أمته قال يجزئ أن يعتقها
Öneri Formu
Hadis Id, No:
109045, MŞ012751
Hadis:
حدثنا أبو خالد عن شعبة عن مغيرة عن إبراهيم في الرجل يظاهر من أمته قال يجزئ أن يعتقها
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Ebî Şeybe, Musannef-i İbn Ebû Şeybe, Eymân ve'n-Nuzûr 12751, 7/630
Senetler:
()
Konular:
Köle, Cariye, azadı, insan hürriyeti
Zıhar, keffareti
حدثنا الحسن بن موسى عن شيبان عن ليث عن طاوس في الرجل يظاهر من أم ولده ولا يجد ما يكفر قال يعتقها فيكون عتقها كفارة ليمينه
Öneri Formu
Hadis Id, No:
109046, MŞ012752
Hadis:
حدثنا الحسن بن موسى عن شيبان عن ليث عن طاوس في الرجل يظاهر من أم ولده ولا يجد ما يكفر قال يعتقها فيكون عتقها كفارة ليمينه
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Ebî Şeybe, Musannef-i İbn Ebû Şeybe, Eymân ve'n-Nuzûr 12752, 7/631
Senetler:
()
Konular:
Kölelik, cariye, ümmü veledin azad olması
Zıhar, keffareti
حدثنا الضحاك بن مخلد عن بن جريج عن بن طاوس عن أبيه قال المظاهر يكفر وإن بر
Öneri Formu
Hadis Id, No:
109057, MŞ012763
Hadis:
حدثنا الضحاك بن مخلد عن بن جريج عن بن طاوس عن أبيه قال المظاهر يكفر وإن بر
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Ebî Şeybe, Musannef-i İbn Ebû Şeybe, Eymân ve'n-Nuzûr 12763, 7/636
Senetler:
()
Konular:
Zıhar, keffareti
حدثنا الضحاك عن بن جريج عن عطاء قال إذا بر المظاهر لم يكفر وقال الضحاك وبه نقول
Öneri Formu
Hadis Id, No:
109058, MŞ012764
Hadis:
حدثنا الضحاك عن بن جريج عن عطاء قال إذا بر المظاهر لم يكفر وقال الضحاك وبه نقول
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Ebî Şeybe, Musannef-i İbn Ebû Şeybe, Eymân ve'n-Nuzûr 12764, 7/636
Senetler:
()
Konular:
Zıhar, keffareti
Öneri Formu
Hadis Id, No:
19862, T003299
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ بْنُ حُمَيْدٍ وَالْحَسَنُ بْنُ عَلِىٍّ الْحُلْوَانِىُّ حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ إِسْحَاقَ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عَمْرِو بْنِ عَطَاءٍ عَنْ سُلَيْمَانَ بْنِ يَسَارٍ عَنْ سَلَمَةَ بْنِ صَخْرٍ الأَنْصَارِىِّ قَالَ: كُنْتُ رَجُلاً قَدْ أُوتِيتُ مِنْ جِمَاعِ النِّسَاءِ مَا لَمْ يُؤْتَ غَيْرِى فَلَمَّا دَخَلَ رَمَضَانُ تَظَاهَرْتُ مِنَ امْرَأَتِى حَتَّى يَنْسَلِخَ رَمَضَانُ فَرَقًا مِنْ أَنْ أُصِيبَ مِنْهَا فِى لَيْلَتِى فَأَتَتَابَعَ فِى ذَلِكَ إِلَى أَنْ يُدْرِكَنِى النَّهَارُ وَأَنَا لاَ أَقْدِرُ أَنْ أَنْزِعَ فَبَيْنَمَا هِىَ تَخْدُمُنِى ذَاتَ لَيْلَةٍ إِذْ تَكَشَّفَ لِى مِنْهَا شَىْءٌ فَوَثَبْتُ عَلَيْهَا فَلَمَّا أَصْبَحْتُ غَدَوْتُ عَلَى قَوْمِى فَأَخْبَرْتُهُمْ خَبَرِى فَقُلْتُ: انْطَلِقُوا مَعِى إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَأُخْبِرُهُ بِأَمْرِى . فَقَالُوا لاَ وَاللَّهِ لاَ نَفْعَلُ نَتَخَوَّفُ أَنْ يَنْزِلَ فِينَا قُرْآنٌ أَوْ يَقُولَ فِينَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مَقَالَةً يَبْقَى عَلَيْنَا عَارُهَا وَلَكِنِ اذْهَبْ أَنْتَ فَاصْنَعْ مَا بَدَا لَكَ . قَالَ فَخَرَجْتُ فَأَتَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَأَخْبَرْتُهُ خَبَرِى . فَقَالَ « أَنْتَ بِذَاكَ؟ » . قُلْتُ أَنَا بِذَاكَ . قَالَ « أَنْتَ بِذَاكَ ؟» . قُلْتُ أَنَا بِذَاكَ . قَالَ « أَنْتَ بِذَاكَ؟ » . قُلْتُ أَنَا بِذَاكَ وَهَا أَنَا ذَا فَأَمْضِ فِىَّ حُكْمَ اللَّهِ فَإِنِّى صَابِرٌ لِذَلِكَ . قَالَ « أَعْتِقْ رَقَبَةً » . قَالَ فَضَرَبْتُ صَفْحَةَ عُنُقِى بِيَدِى فَقُلْتُ لاَ وَالَّذِى بَعَثَكَ بِالْحَقِّ لا أَمْلِكُ غَيْرَهَا . قَالَ « صُمْ شَهْرَيْنِ » . قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ وَهَلْ أَصَابَنِى مَا أَصَابَنِى إِلاَّ فِى الصِّيَامِ . قَالَ « فَأَطْعِمْ سِتِّينَ مِسْكِينًا » . قُلْتُ وَالَّذِى بَعَثَكَ بِالْحَقِّ لَقَدْ بِتْنَا لَيْلَتَنَا هَذِهِ وحشَا مَا لَنَا عَشَاءٌ . قَالَ « اذْهَبْ إِلَى صَاحِبِ صَدَقَةِ بَنِى زُرَيْقٍ فَقُلْ لَهُ فَلْيَدْفَعْهَا إِلَيْكَ فَأَطْعِمْ عَنْكَ مِنْهَا وَسْقًا سِتِّينَ مِسْكِينًا ثُمَّ اسْتَعِنْ بِسَائِرِهِ عَلَيْكَ وَعَلَى عِيَالِكَ » . قَالَ فَرَجَعْتُ إِلَى قَوْمِى فَقُلْتُ وَجَدْتُ عِنْدَكُمُ الضِّيقَ وَسُوءَ الرَّأْىِ وَوَجَدْتُ عِنْدَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم السَّعَةَ وَالْبَرَكَةَ أَمَرَ لِى بِصَدَقَتِكُمْ فَادْفَعُوهَا إِلَىَّ فَدَفَعُوهَا إِلَىَّ . قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ . قَالَ مُحَمَّدٌ سُلَيْمَانُ بْنُ يَسَارٍ لَمْ يَسْمَعْ عِنْدِى مِنْ سَلَمَةَ بْنِ صَخْرٍ . قَالَ وَيُقَالُ سَلَمَةُ بْنُ صَخْرٍ وَسَلْمَانُ بْنُ صَخْرٍ . وَفِى الْبَابِ عَنْ خَوْلَةَ بِنْتِ ثَعْلَبَةَ وَهِىَ امْرَأَةُ أَوْسِ بْنِ الصَّامِتِ .
Tercemesi:
Seleme b. Sahr el Ensârî (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Kadınlarla cinsî münasebet konusunda kimseye verilmeyen bir güç bana verilmişti. Ramazan ayı gelince karıma yaklaşır ve gün üzerime doğasıya dek bu işi devam ettiririm korkusuyla Ramazan boyunca anam gibisin diyerek zıhar yaptım. Gecelerden bir gece bana hizmet ederken bir tarafı açılıverdi de ben de hemen onun üzerine sıçradım sabah olunca erkenden kendi kavmime gidip durumu anlattım ve: Benimle beraber Rasûlullah (s.a.v.)’e kadar gidinizde ona durumu anlatayım dedim. Hayır dediler. Vallahi bu işi yapmayız. Hakkımızda Kur’ân inmesinden korkarız veya Rasûlullah (s.a.v.)’in hakkımızda ayıp olabilecek bir söz söylemesinden çekiniriz. Fakat sen istersen kendin git dilediğini yap… Bunun üzerine yanlarından çıktım Rasûlullah (s.a.v.)’e kadar geldim durumu kendisini anlattım. Bunu sen mi yaptın? Buyurdu. Ben de bunu ben işledim dedim. Tekrar bunu sen mi… dedi. Ben de bunu ben işledim dedim. Tekrar bunu sen mi işledin dedi. Ben de ben işledim dedim. İşte huzurunuzdayım hakkımda Allah’ın hükmü ne ise onu tatbik et cezama katlanacağım.Rasûlullah (s.a.v.), bir köleyi hürriyetine kavuştur buyurdu. Bunun üzerine iki elimle boynuma vurdum ve yok dedim sizi hak üzere gönderen zat hakkı için bu boyundan başkasına sahip olmayarak sabahladım. Rasûlullah (s.a.v.), o halde iki ay oruç tut buyurdu. Ben de Ey Allah’ın Rasûlü! başıma gelen zaten oruç yüzünden gelmedi mi? Rasûlullah (s.a.v.), o halde altmış fakiri doyur dedi. Ben de seni hak ile gönderen zat hakkı için bu gecemizi aç olarak geçirdik akşam yemeğimiz bile yoktu. Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Öyleyse Züreykoğullarının zekat memuruna git ve ona sana zekat mallardan vermesini söyle bu zekattan kendi keffaretin yerine altmış fakiri birer ölçek hurma vererek doyur, gerisiyle de çoluk çocuğunu yedirirsin, buyurdu. Bunun üzerine kavmime döndüm ve onlara şöyle dedim: Sizlerde darlık ve kötü görüş Rasûlullah (s.a.v.)’in yanında ise genişlik ve bereket buldum. Sizin zekatınızın bana verilmesini emretti haydi zekatlarınızı bana veriniz onlar da zekatlarını bana verdiler. Tirmizî: Bu hadis hasendir. Muhammed diyor ki: Süleyman b. Yesâr bence Seleme b. Sahr’dan hadis işitmemiştir. Muhammed aynı zamanda şöyle demektedir: Seleme b. Sahr’a, Süleyman b. Sahr’da denilir.Bu konuda Havle binti Sa’lebe’den de hadis rivâyet edilmiştir. Havle, Evs b. Sâmit’in karısıdır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 58, 5/405
Senetler:
()
Konular:
Zıhar, keffareti