Öneri Formu
Hadis Id, No:
13196, M006956
Hadis:
وَحَدَّثَنَاهُ أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ آدَمَ عَنْ قُطْبَةَ بْنِ عَبْدِ الْعَزِيزِ عَنِ الأَعْمَشِ بِهَذَا الإِسْنَادِ [عَنْ عُمَارَةَ بْنِ عُمَيْرٍ عَنِ الْحَارِثِ بْنِ سُوَيْدٍ قَالَ دَخَلْتُ عَلَى عَبْدِ اللَّهِ أَعُودُهُ وَهُوَ مَرِيضٌ فَحَدَّثَنَا بِحَدِيثَيْنِ حَدِيثًا عَنْ نَفْسِهِ وَحَدِيثًا عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم] وَقَالَ « مِنْ رَجُلٍ بِدَاوِيَّةٍ مِنَ الأَرْضِ » .
Tercemesi:
Bu hadisi bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe, ona Yahya b. Âdem, ona Kutbe b. Abdülaziz, ona el-A‘meş de bu isnad ile rivayet etmiştir [Umare b. Umeyr’e el-Hâris b. Suveyd rivayetle dedi ki: Ben Abdullah’ın yanına hasta iken ziyaret etmek üzere girdim. O bize birisi kendisinden diğeri de Rasulullah’tan (sav) olmak üzere iki hadis rivayet etti] ve rivayetinde (kurak ve ıssız arazi anlamındaki “Deviyye” lafzı yerine aynı anlamda): “dâviye, bir yerdeki bir adam” demiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Tevbe 6956, /1126
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Haris b. Süveyd et-Teymi (Haris b. Süveyd)
3. Umare b. Umeyr et-Teymi (Umare b. Umeyr)
4. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
5. Kutbe b. Abdülaziz el-Esedi (Kutbe b. Abdülaziz b. Siyah)
6. Ebu Zekeriyya Yahya b. Adem el-Ümevî (Yahya b. Adem b. Süleyman)
7. Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe el-Absî (Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman)
Konular:
Allah İnancı, kullarına karşı sevecen ve merhametlidir
Tevbe, önemi ve tevbeye teşvik
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13197, M006957
Hadis:
وَحَدَّثَنِى إِسْحَاقُ بْنُ مَنْصُورٍ حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ حَدَّثَنَا الأَعْمَشُ حَدَّثَنَا عُمَارَةُ بْنُ عُمَيْرٍ قَالَ سَمِعْتُ الْحَارِثَ بْنَ سُوَيْدٍ قَالَ حَدَّثَنِى عَبْدُ اللَّهِ حَدِيثَيْنِ أَحَدُهُمَا عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَالآخَرُ عَنْ نَفْسِهِ فَقَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « لَلَّهُ أَشَدُّ فَرَحًا بِتَوْبَةِ عَبْدِهِ الْمُؤْمِنِ » . بِمِثْلِ حَدِيثِ جَرِيرٍ [سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « لَلَّهُ أَشَدُّ فَرَحًا بِتَوْبَةِ عَبْدِهِ الْمُؤْمِنِ مِنْ رَجُلٍ فِى أَرْضٍ دَوِيَّةٍ مَهْلَكَةٍ مَعَهُ رَاحِلَتُهُ عَلَيْهَا طَعَامُهُ وَشَرَابُهُ فَنَامَ فَاسْتَيْقَظَ وَقَدْ ذَهَبَتْ فَطَلَبَهَا حَتَّى أَدْرَكَهُ الْعَطَشُ ثُمَّ قَالَ أَرْجِعُ إِلَى مَكَانِى الَّذِى كُنْتُ فِيهِ فَأَنَامُ حَتَّى أَمُوتَ . فَوَضَعَ رَأْسَهُ عَلَى سَاعِدِهِ لِيَمُوتَ فَاسْتَيْقَظَ وَعِنْدَهُ رَاحِلَتُهُ وَعَلَيْهَا زَادُهُ وَطَعَامُهُ وَشَرَابُهُ فَاللَّهُ أَشَدُّ فَرَحًا بِتَوْبَةِ الْعَبْدِ الْمُؤْمِنِ مِنْ هَذَا بِرَاحِلَتِهِ وَزَادِهِ » ].
Tercemesi:
Bana İshak b. Mansur, ona Ebu Usame, ona el-A‘meş, ona Umare b. Umeyr’in şöyle dediğini rivayet etti: El-Hâris b. Süveyd’i dinledim, dedi ki: Bana Abdullah (b. Mesud) birisi Rasulullah’tan (sav) rivayetle, diğeri de kendinden olmak üzere iki hadis zikretti ve dedi ki: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “Şüphesiz Allah’ın, … mümin kulunun tevbe etmesinden dolayı sevinmesi… daha fazladır” diyerek Cerir’in hadisinin aynısını rivayet etti. [Rasulullah’ı (sav) şöyle buyururken dinledim: “Şüphesiz ıssız, öldürücü bir yerde, beraberinde üzerinde yiyeceği ve içeceği bulunan devesi olan bir adamın, uyuyup uyandığı zaman devesinin gittiğini görmesi üzerine, devesini aramaya koyulması, sonunda oldukça susaması, sonra da: Daha önce olduğum yerime geri döneyim de ölünceye kadar uyuyayım diyerek, başını ölmek üzere kolunun üzerine yaslayıp, uyandığı vakit devesini üzerinde azığı, yiyeceği ve içeceği bulunduğu halde yanı başında bulması halinde bir adamın duyduğu sevinci var ya, Allah’ın, kulunun tevbe etmesinden dolayı sevinmesi, bu kimsenin devesini ve azığını bulmasından dolayı sevinmesinden daha fazladır.”]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Tevbe 6957, /1126
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Haris b. Süveyd et-Teymi (Haris b. Süveyd)
3. Umare b. Umeyr et-Teymi (Umare b. Umeyr)
4. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
5. Ebu Üsame Hammâd b. Üsame el-Kuraşî (Hammâd b. Üsame b. Zeyd)
6. İshak b. Mansur el-Kevsec (İshak b. Mansur b. Behram)
Konular:
Allah İnancı, kullarına karşı sevecen ve merhametlidir
Tevbe, önemi ve tevbeye teşvik
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13199, M006958
Hadis:
حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُعَاذٍ الْعَنْبَرِىُّ حَدَّثَنَا أَبِى حَدَّثَنَا أَبُو يُونُسَ عَنْ سِمَاكٍ قَالَ خَطَبَ النُّعْمَانُ بْنُ بَشِيرٍ فَقَالَ « لَلَّهُ أَشَدُّ فَرَحًا بِتَوْبَةِ عَبْدِهِ مِنْ رَجُلٍ حَمَلَ زَادَهُ وَمَزَادَهُ عَلَى بَعِيرٍ ثُمَّ سَارَ حَتَّى كَانَ بِفَلاَةٍ مِنَ الأَرْضِ فَأَدْرَكَتْهُ الْقَائِلَةُ فَنَزَلَ فَقَالَ تَحْتَ شَجَرَةٍ فَغَلَبَتْهُ عَيْنُهُ وَانْسَلَّ بَعِيرُهُ فَاسْتَيْقَظَ فَسَعَى شَرَفًا فَلَمْ يَرَ شَيْئًا ثُمَّ سَعَى شَرَفًا ثَانِيًا فَلَمْ يَرَ شَيْئًا ثُمَّ سَعَى شَرَفًا ثَالِثًا فَلَمْ يَرَ شَيْئًا فَأَقْبَلَ حَتَّى أَتَى مَكَانَهُ الَّذِى قَالَ فِيهِ فَبَيْنَمَا هُوَ قَاعِدٌ إِذْ جَاءَهُ بَعِيرُهُ يَمْشِى حَتَّى وَضَعَ خِطَامَهُ فِى يَدِهِ فَلَلَّهُ أَشَدُّ فَرَحًا بِتَوْبَةِ الْعَبْدِ مِنْ هَذَا حِينَ وَجَدَ بَعِيرَهُ عَلَى حَالِهِ » . قَالَ سِمَاكٌ فَزَعَمَ الشَّعْبِىُّ أَنَّ النُّعْمَانَ رَفَعَ هَذَا الْحَدِيثَ إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَأَمَّا أَنَا فَلَمْ أَسْمَعْهُ .
Tercemesi:
Bize Ubeydullah b. Muâz el-Anberî, ona babası, ona Ebu Yûnus, ona Simâk’ın şöyle dediğini rivayet etti: En-Numan b. Beşir bir hutbe vererek dedi ki: “Şüphesiz Allah’ın kulunun tevbesine sevinmesi, azığını ve su kırbasını bir deveye yükleyip yola koyulmuş, nihayet yerin geniş bir düzlüğünde iken öğle vakti dinlenme zamanı geldiği için bineğinden inerek, bir ağacın altında öğle uykusuna dalmış, gözlerine hâkim olamadığı için uyumuş, devesi de bu arada sessizce sıvışıp gitmiş, uyandığında yüksekçe bir yere çıkarak (onu araştırmış) fakat hiçbir şey görmeyince ikinci bir yüksek yere çıktığı halde bir şey görmemiş, üçüncü bir yüksekliğe çıkıp bakınca yine bir şey göremeyince, öğle uykusuna yattığı yere tekrar geri dönmüş, kendisi oturmakta iken, devesinin yürüyerek kendisine doğru geldiğini ve sonunda yularını sahibinin eline teslim ettiğini görmüş kimsenin sevinmesinden daha fazladır. Evet, şüphesiz Allah’ın kulunun tevbesine sevinmesi böyle bir kimsenin devesini ilk hali üzere bulmasından ötürü sevinmesinden çok daha fazladır.”
Simâk dedi ki: Eş-Şa‘bî, en-Numan’ın (ra) hadisi Nebi’ye (sav) ref’ edip nispet ettiğini ileri sürdüğü halde, ben onun bu şekilde ref’ ettiğini duymadım.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Tevbe 6958, /1126
Senetler:
1. Numan b. Beşir el-Ensârî (Numan b. Beşir b. Sa'd b. Sa'lebe)
2. Simak b. Harb ez-Zühlî (Simak b. Harb b. Evs b. Halid)
3. Ebu Yunus Hatim b. Ebu Sağira el-Kuşeyri (Hatim b. Müslim)
4. Ebu Müsenna Muaz b. Muaz el-Anberî (Muaz b. Muaz b. Nasr b. Hassan b. Hur b. Malik)
5. Ebu Amr Ubeydullah b. Muaz el-Anberî (Ubeydullah b. Muaz b. Muaz b. Nasr)
Konular:
Allah İnancı, kullarına karşı sevecen ve merhametlidir
Tevbe, önemi ve tevbeye teşvik
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13201, M006959
Hadis:
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ يَحْيَى وَجَعْفَرُ بْنُ حُمَيْدٍ قَالَ جَعْفَرٌ حَدَّثَنَا وَقَالَ يَحْيَى أَخْبَرَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ إِيَادِ بْنِ لَقِيطٍ عَنْ إِيَادٍ عَنِ الْبَرَاءِ بْنِ عَازِبٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « كَيْفَ تَقُولُونَ بِفَرَحِ رَجُلٍ انْفَلَتَتْ مِنْهُ رَاحِلَتُهُ تَجُرُّ زِمَامَهَا بِأَرْضٍ قَفْرٍ لَيْسَ بِهَا طَعَامٌ وَلاَ شَرَابٌ وَعَلَيْهَا لَهُ طَعَامٌ وَشَرَابٌ فَطَلَبَهَا حَتَّى شَقَّ عَلَيْهِ ثُمَّ مَرَّتْ بِجِذْلِ شَجَرَةٍ فَتَعَلَّقَ زِمَامُهَا فَوَجَدَهَا مُتَعَلِّقَةً بِهِ » . قُلْنَا شَدِيدًا يَا رَسُولَ اللَّهِ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « أَمَا وَاللَّهِ لَلَّهُ أَشَدُّ فَرَحًا بِتَوْبَةِ عَبْدِهِ مِنَ الرَّجُلِ بِرَاحِلَتِهِ » . قَالَ جَعْفَرٌ حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ إِيَادٍ عَنْ أَبِيهِ .
Tercemesi:
Bize Yahya b. Yahya ve Cafer b. Humeyd rivayet etti, Cafer: Haddesenâ dedi, Yahya: Ahberanâ: Bize haber verdi dedi, (onlara) Ubeydullah b. İyâd b. Lakît, ona İyâd, ona el-Berâ b. Âzib’in şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “Devesini elinden kaçırarak, yiyecek ve içeceğin bulunmadığı, kendisinin yiyecek ve içeceğinin de devesinin üzerinde olduğu ve bu devesini bulmak istemekle birlikte, bu hususta çokça zorlukla karşılaşmış, sonra bir ağacın dibinden geçen devesinin yuları o ağaca takıldığı için devesini ona takılmış halde bulan bir adamın sevinci hakkındaki düşünceniz nedir?” Biz: Çok aşırı şekilde sevinir, ey Allah’ın Rasulü dedik. Bunun üzerine Rasulullah (sav): “Şimdi ben de Allah adına yemin ediyorum ki, Allah’ın kulunun tevbesine sevinmesi, o adamın devesini bulması dolayısıyla sevinmesinden çok daha fazladır.”
Cafer de: Bize Ubeydullah b. Ziyâd, ona da babası rivayet etti, demiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Tevbe 6959, /1127
Senetler:
1. Ebu Umare Bera b. Azib el-Ensarî (Bera b. Azib b. Haris b.Adî b. Cüşem)
2. İyad b. Lekît es-Sedusi (İyad b. Lekît)
3. Ebu Selîl Ubeydullah b. İyad es-Sedusi (Ubeydullah b. İyad b. Lekît)
4. Ebu Zekeriyya Yahya b. Yahya en-Neysâbûrî (Yahya b. Yahya b. Bekir b. Abdurrahman)
4. Cafer b. Humeyd el-Absi (Cafer b. Humeyd)
Konular:
Allah İnancı, kullarına karşı sevecen ve merhametlidir
Tevbe, önemi ve tevbeye teşvik
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13348, M007009
Hadis:
حَدَّثَنِى عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُعَاذٍ الْعَنْبَرِىُّ حَدَّثَنَا أَبِى حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ قَتَادَةَ أَنَّهُ سَمِعَ أَبَا الصِّدِّيقِ النَّاجِىَّ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم « أَنَّ رَجُلاً قَتَلَ تِسْعَةً وَتِسْعِينَ نَفْسًا فَجَعَلَ يَسْأَلُ هَلْ لَهُ مِنْ تَوْبَةٍ فَأَتَى رَاهِبًا فَسَأَلَهُ فَقَالَ لَيْسَتْ لَكَ تَوْبَةٌ . فَقَتَلَ الرَّاهِبَ ثُمَّ جَعَلَ يَسْأَلُ ثُمَّ خَرَجَ مِنْ قَرْيَةٍ إِلَى قَرْيَةٍ فِيهَا قَوْمٌ صَالِحُونَ فَلَمَّا كَانَ فِى بَعْضِ الطَّرِيقِ أَدْرَكَهُ الْمَوْتُ فَنَأَى بِصَدْرِهِ ثُمَّ مَاتَ فَاخْتَصَمَتْ فِيهِ مَلاَئِكَةُ الرَّحْمَةِ وَمَلاَئِكَةُ الْعَذَابِ فَكَانَ إِلَى الْقَرْيَةِ الصَّالِحَةِ أَقْرَبَ مِنْهَا بِشِبْرٍ فَجُعِلَ مِنْ أَهْلِهَا » .
Tercemesi:
Bana Ubeydullah b. Muâz el-Anberî, ona babası, ona Şu‘be, ona Katâde’nin rivayet ettiğine göre o, Ebu’s-Sıddîk en-Nâcî’yi dinledi: Ona Ebu Saîd el-Hudrî’nin Nebi’nin (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: Bir adam doksan dokuz can öldürmüştü. Acaba tevbe etse olur mu? diye sormaya başladı. Bir rahibin yanına gitti ve ona sordu. O da: Senin tevben olmaz, dedi. Bu sefer rahibi de öldürdü, sonra tekrar soruşturmaya başladı. Sonra bir kasabadan salih kimselerin bulunduğu bir diğer kasabaya çıkıp gitti, yolun bir yerinde iken eceli gelip öldü. Göğsüyle kendisini sürüklemeye çalıştı, sonra da ruhunu teslim etti. Rahmet melekleriyle azap melekleri onun hakkında birbirleriyle tartıştılar. Salih kimselerin bulunduğu kasabaya diğerine göre bir karış daha yakın olduğu için o salih kasaba ahalisinden kabul edildi.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Tevbe 7009, /1134
Senetler:
()
Konular:
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
KTB, TEVBE, İSTİĞFAR
Tevbe, önemi ve tevbeye teşvik
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13349, M007010
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى عَدِىٍّ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ قَتَادَةَ بِهَذَا الإِسْنَادِ [أَنَّهُ سَمِعَ أَبَا الصِّدِّيقِ النَّاجِىَّ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ ] نَحْوَ حَدِيثِ مُعَاذِ بْنِ مُعَاذٍ [« أَنَّ رَجُلاً قَتَلَ تِسْعَةً وَتِسْعِينَ نَفْسًا فَجَعَلَ يَسْأَلُ هَلْ لَهُ مِنْ تَوْبَةٍ فَأَتَى رَاهِبًا فَسَأَلَهُ فَقَالَ لَيْسَتْ لَكَ تَوْبَةٌ . فَقَتَلَ الرَّاهِبَ ثُمَّ جَعَلَ يَسْأَلُ ثُمَّ خَرَجَ مِنْ قَرْيَةٍ إِلَى قَرْيَةٍ فِيهَا قَوْمٌ صَالِحُونَ فَلَمَّا كَانَ فِى بَعْضِ الطَّرِيقِ أَدْرَكَهُ الْمَوْتُ فَنَأَى بِصَدْرِهِ ثُمَّ مَاتَ فَاخْتَصَمَتْ فِيهِ مَلاَئِكَةُ الرَّحْمَةِ وَمَلاَئِكَةُ الْعَذَابِ فَكَانَ إِلَى الْقَرْيَةِ الصَّالِحَةِ أَقْرَبَ مِنْهَا بِشِبْرٍ فَجُعِلَ مِنْ أَهْلِهَا »] وَزَادَ فِيهِ « فَأَوْحَى اللَّهُ إِلَى هَذِهِ أَنْ تَبَاعَدِى وَإِلَى هَذِهِ أَنْ تَقَرَّبِى » .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona İbn Ebu Adiy, ona Şu‘be, ona Katâde, ona bu isnat ile hadisi rivayet etti. [Buna göre Ebu’s-Sıddîk en-Nâcî, Ebu Saîd el-Hudrî’yi şöyle derken dinlemiştir] diyerek, Muâz b. Muâz’ın hadisine yakın olarak hadisi rivayet etti. [“Bir adam doksan dokuz kişi öldürmüştü, tevbesi olur mu? diye sormaya başladı. Bir rahibin yanına gitti, ona sordu, rahip de: Senin tevben olmaz, dedi. Adam rahibi de öldürdükten sonra yine soruşturmaya başladı. Sonra bir kasabadan salih bir topluluğun yaşadığı bir diğer kasabaya çıkıp gitti, yolun bir yerinde ölüm vakti geldi. Bu sırada göğsü ile kendisini (gideceği kasabaya doğru) itti, sonra da öldü. Rahmet melekleri ile azap melekleri onun hakkında anlaşmazlığa düştüler. Salih kimselerin bulunduğu kasabaya öbürüne göre bir karış daha yakın olduğu için, o kasabanın ahalisinden sayıldı.”] (Ravi) radisi rivayetinde şunu da ekledi: “Allah bu kasabaya sen uzaklaş, diğerine sen de yaklaş, diye vahyetti.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Tevbe 7010, /1134
Senetler:
()
Konular:
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
KTB, TEVBE, İSTİĞFAR
Tevbe, önemi ve tevbeye teşvik
Öneri Formu
Hadis Id, No:
32361, İM004257
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا عَبْدَةُ بْنُ سُلَيْمَانَ عَنْ مُوسَى بْنِ الْمُسَيَّبِ الثَّقَفِىِّ عَنْ شَهْرِ بْنِ حَوْشَبٍ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ غَنْمٍ عَنْ أَبِى ذَرٍّ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم : « إِنَّ اللَّهَ تَبَارَكَ وَتَعَالَى يَقُولُ يَا عِبَادِى كُلُّكُمْ مُذْنِبٌ إِلاَّ مَنْ عَافَيْتُ فَسَلُونِى الْمَغْفِرَةَ فَأَغْفِرَ لَكُمْ وَمَنْ عَلِمَ مِنْكُمْ أَنِّى ذُو قُدْرَةٍ عَلَى الْمَغْفِرَةِ فَاسْتَغْفَرَنِى بِقُدْرَتِى غَفَرْتُ لَهُ ، وَكُلُّكُمْ ضَالٌّ إِلاَّ مَنْ هَدَيْتُ فَسَلُونِى الْهُدَى أَهْدِكُمْ ، وَكُلُّكُمْ فَقِيرٌ إِلاَّ مَنْ أَغْنَيْتُ فَسَلُونِى أَرْزُقْكُمْ ، وَلَوْ أَنَّ حَيَّكُمْ وَمَيِّتَكُمْ وَأَوَّلَكُمْ وَآخِرَكُمْ وَرَطْبَكُمْ وَيَابِسَكُمُ اجْتَمَعُوا فَكَانُوا عَلَى قَلْبِ أَتْقَى عَبْدٍ مِنْ عِبَادِى - لَمْ يَزِدْ فِى مُلْكِى جَنَاحُ بَعُوضَةٍ ، وَلَوِ اجْتَمَعُوا فَكَانُوا عَلَى قَلْبِ أَشْقَى عَبْدٍ مِنْ عِبَادِى لَمْ يَنْقُصْ مِنْ مُلْكِى جَنَاحُ بَعُوضَةٍ وَلَوْ أَنَّ حَيَّكُمْ وَمَيِّتَكُمْ ، وَأَوَّلَكُمْ وَآخِرَكُمْ وَرَطْبَكُمْ وَيَابِسَكُمُ اجْتَمَعُوا ، فَسَأَلَ كُلُّ سَائِلٍ مِنْهُمْ مَا بَلَغَتْ أُمْنِيَّتُهُ - مَا نَقَصَ مِنْ مُلْكِى إِلاَّ كَمَا لَوْ أَنَّ أَحَدَكُمْ مَرَّ بِشَفَةِ الْبَحْرِ فَغَمَسَ فِيهَا إِبْرَةً ثُمَّ نَزَعَهَا ، ذَلِكَ بِأَنِّى جَوَادٌ مَاجِدٌ عَطَائِى كَلاَمٌ إِذَا أَرَدْتُ شَيْئًا فَإِنَّمَا أَقُولُ لَهُ : كُنْ فَيَكُونُ » .
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Saîd, ona Abde b. Süleyman, ona Musa b. el-Müseyyeb es-Sakafî, ona Şehr b. Havşeb, ona Abdurrahman b. Ğanm, ona da Ebu Zerr’in şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “Şanı mübarek ve yüce Allah şöyle buyuruyor: Kullarım! Kendisine afiyet verdiğim kimseler müstesnâ, hepiniz günahkârsınız. Bu sebeple benden günahlarınızı bağışlamayı (mağfiret) isteyin, ben de size günahlarınızı bağışlayayım. Sizden bir kimse benim günahları bağışlamaya kâdir olduğumu bilerek kudretim sebebi ile benden mağfiret dileyecek olursa, ben de ona mağfiret ederim.
Hidayet verdiklerim müstesnâ, hepiniz dalâlettesiniz. Bu sebeple benden hidayet dileyin, ben de sizi hidayete ileteyim. Kendisini zengin kıldığımı kimseler dışında hepiniz fakirsiniz. O halde benden dileyin, size rızık vereyim. Dirinizle, ölünüzle, ilkinizle, sonuncularınızla, yaşınızla, kurunuzla bir araya gelip, kullarım arasından en takvâlı kişinin kalbi gibi bir kalbe sahip olsalar, bu benim mülkümü bir sivrisinek kanadı kadar dahi arttırmaz. Eğer hepsi toplanıp kullarım arasından en bedbaht kişinin kalbi gibi bir kalbe sahip olsalar bu da benim mülkümden sivrisinek kanadı kadar bir şey eksiltmez. Eğer diriniz, ölünüz, ilkleriniz, sonuncularınız, yaşınız, kurunuz, hep bir araya toplanıp, onların her birisi dileklerinin ulaşabildiği kadar dilekte bulunsa, (hepsine de dileklerini versem) bu bile benim mülkümden bir şey eksiltmez. Ancak sizden birinizin denizin kıyısına varıp, oraya bir iğne daldırıp sonra çekmesi gibi olur. Çünkü ben Cevâd’ım (pek cömerdim), Mâcîd’im (şanı pek yüce olanım), benim bağışım bir sözdür, bir şeyi murad edersem, ona sadece ‘ol!’ derim ve o da oluverir.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Zühd 30, /690
Senetler:
1. Ebu Zer el-Ğıfârî (Cündüb b. Abdullah b. Cünade)
2. Abdurrahman b. Ğanm el-Eşari (Abdurrahman b. Ğanm)
3. Şehr b. Havşeb el-Eşarî (Şehr b. Havşeb)
4. Musa b. Müseyyeb es-Sekafî (Musa b. Müseyyeb)
5. Ebu Muhammed Abde b. Süleyman el-Kufî (Abdurrahman b. Süleyman b. Hacib b. Zürare)
6. Ebu Said Abdullah b. Saîd el-Kindî (Abdullah b. Saîd b. Husayn b. Adî)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın ihsanı ve nimetleri
Allah İnancı, Allah'ın kudreti
Allah İnancı, hidayet ve dalalete sevketmesi
Allah İnancı, kullarına karşı sevecen ve merhametlidir
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
Allah İnancı, varlığı ve birliği
Tevbe, önemi ve tevbeye teşvik
Öneri Formu
Hadis Id, No:
23007, B006308
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ يُونُسَ حَدَّثَنَا أَبُو شِهَابٍ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ عُمَارَةَ بْنِ عُمَيْرٍ عَنِ الْحَارِثِ بْنِ سُوَيْدٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ حَدِيثَيْنِ أَحَدُهُمَا عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَالآخَرُ عَنْ نَفْسِهِ قَالَ « إِنَّ الْمُؤْمِنَ يَرَى ذُنُوبَهُ كَأَنَّهُ قَاعِدٌ تَحْتَ جَبَلٍ يَخَافُ أَنْ يَقَعَ عَلَيْهِ ، وَإِنَّ الْفَاجِرَ يَرَى ذُنُوبَهُ كَذُبَابٍ مَرَّ عَلَى أَنْفِهِ » . فَقَالَ بِهِ هَكَذَا قَالَ أَبُو شِهَابٍ بِيَدِهِ فَوْقَ أَنْفِهِ . ثُمَّ قَالَ « لَلَّهُ أَفْرَحُ بِتَوْبَةِ عَبْدِهِ مِنْ رَجُلٍ نَزَلَ مَنْزِلاً ، وَبِهِ مَهْلَكَةٌ ، وَمَعَهُ رَاحِلَتُهُ عَلَيْهَا طَعَامُهُ وَشَرَابُهُ ، فَوَضَعَ رَأْسَهُ فَنَامَ نَوْمَةً ، فَاسْتَيْقَظَ وَقَدْ ذَهَبَتْ رَاحِلَتُهُ ، حَتَّى اشْتَدَّ عَلَيْهِ الْحَرُّ وَالْعَطَشُ أَوْ مَا شَاءَ اللَّهُ ، قَالَ أَرْجِعُ إِلَى مَكَانِى . فَرَجَعَ فَنَامَ نَوْمَةً ، ثُمَّ رَفَعَ رَأْسَهُ ، فَإِذَا رَاحِلَتُهُ عِنْدَهُ » . تَابَعَهُ أَبُو عَوَانَةَ وَجَرِيرٌ عَنِ الأَعْمَشِ . وَقَالَ أَبُو أُسَامَةَ حَدَّثَنَا الأَعْمَشُ حَدَّثَنَا عُمَارَةُ سَمِعْتُ الْحَارِثَ . وَقَالَ شُعْبَةُ وَأَبُو مُسْلِمٍ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ إِبْرَاهِيمَ التَّيْمِىِّ عَنِ الْحَارِثِ بْنِ سُوَيْدٍ . وَقَالَ أَبُو مُعَاوِيَةَ حَدَّثَنَا الأَعْمَشُ عَنْ عُمَارَةَ عَنِ الأَسْوَدِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ وَعَنْ إِبْرَاهِيمَ التَّيْمِىِّ عَنِ الْحَارِثِ بْنِ سُوَيْدٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ .
Tercemesi:
-.......Bize Ebû Şihâb, el-A'meş'ten; o da Umâre ibn Umeyr'den; o da el-Hâris ibn Suveyd'den tahdîs etti. Bize Abdullah ibn Mes'-ûd (R) iki hadîs tahdîs etti. Bunlardan birisi Peygamber(S)'den, diğeri de İbn Mes'ûd'un kendisindendir: İbn Mes'ûd kendisinden olarak şöyle dedi: Mü'min kişi günâhlarını (hayâlinde büyütüp) şöyle görür: Gû-yâ kendisi bir dağın eteğinde oturuyor ve dağın üzerine düşmesinden korkuyor. Fâcir kişi de günâhlarını burnunun üstüne konan bir sinek gibi görür, o sineği eliyle şöylece kovar!
Râvî Ebû Şihâb: Bu hadîsi bana şeyhim ("O, sineği eliyle şöylece kovar" sözünün tefsiri olarak) elini burnunun üstünde tutarak rivayet etti, demiştir.
Sonra İbn Mes'ûd (Rasülullah'tan rivayet ederek) şöyle dedi: "Allah kulunun tevbesinden, şu kişinin ferahından daha fazla ferahlanır: Bu kişi (yolcu olup) yanında devesi, üstünde suyu, azığı olduğu hâlde varıp sahrada korkunç bir yere inmiş, başını yere koyarak hafif bir uyku uyumuştu. Uyanınca devesinin gitmiş olduğunu anladı.
(Devesini aramağa çıktı.) Sıcaklık, susuzlukyâhud Allah'ın dilediği ıstırablar bu zât üzerinde şiddetle te'sîr edince (kendi kendine): Eski yerime olsun döneyim! dedi ve dönüp geldi. Az bir uyku daha uyudu. Sonra uyanıp başım kaldırınca devesini yanında buldu"
Bu hadîsi el-A'nıeş'ten rivayet etmekte Ebû Şihâb el-Hannât'a Ebû Avâne ile Cerîr de mutâbaat etmişlerdir.
Ebû Usâme de şöyle dedi: Bize el-Ameş tahdîs etti. Bize Umâre tahdîs etti. Ben el-Hâris ibn Suveyd'den işittim. Şu'be ile Ebü Müslim de el-A'meş'ten; o da İbrâhîm et-Teymî'den; o da el-Hâris ibn Suveyd'den söyledi.
Ebû Muâviye de şöyle dedi: Bize el-A'meş, Umâre'den; o da el-Esved'den; o da Abdullah ibn Mes'ûd'dan tahdîs etti.
Yine el-A'meş, Umâre'den; o da İbrâhîm et-Teymî'den; o da el-Hâris ibn Suveyd'den; o da Abdullah ibn Mes'ûd'dan tahdîs etti
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Da'vât 4, 2/545
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Haris b. Süveyd et-Teymi (Haris b. Süveyd)
3. Umare b. Umeyr et-Teymi (Umare b. Umeyr)
4. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
5. Ebu Şihâb Abdürabbih b. Nafi' el-Kinanî (Abdürabbih b. Nafi')
6. Ebu Abdullah Ahmed b. Yunus et-Temimî (Ahmed b. Abdullah b. Yunus b. Abdullah b. Kays)
Konular:
Günah, Müslüman, müslüman günahını gözünde büyütür
Hz. Peygamber, sembolik, temsili anlatımı
KTB, TEVBE, İSTİĞFAR
Tevbe, Günah, günahsız olmanın imkanı
Tevbe, önemi ve tevbeye teşvik
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13195, M006955
Hadis:
حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ وَإِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ - وَاللَّفْظُ لِعُثْمَانَ - قَالَ إِسْحَاقُ أَخْبَرَنَا وَقَالَ عُثْمَانُ حَدَّثَنَا جَرِيرٌ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ عُمَارَةَ بْنِ عُمَيْرٍ عَنِ الْحَارِثِ بْنِ سُوَيْدٍ قَالَ دَخَلْتُ عَلَى عَبْدِ اللَّهِ أَعُودُهُ وَهُوَ مَرِيضٌ فَحَدَّثَنَا بِحَدِيثَيْنِ حَدِيثًا عَنْ نَفْسِهِ وَحَدِيثًا عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « لَلَّهُ أَشَدُّ فَرَحًا بِتَوْبَةِ عَبْدِهِ الْمُؤْمِنِ مِنْ رَجُلٍ فِى أَرْضٍ دَوِيَّةٍ مَهْلَكَةٍ مَعَهُ رَاحِلَتُهُ عَلَيْهَا طَعَامُهُ وَشَرَابُهُ فَنَامَ فَاسْتَيْقَظَ وَقَدْ ذَهَبَتْ فَطَلَبَهَا حَتَّى أَدْرَكَهُ الْعَطَشُ ثُمَّ قَالَ أَرْجِعُ إِلَى مَكَانِى الَّذِى كُنْتُ فِيهِ فَأَنَامُ حَتَّى أَمُوتَ . فَوَضَعَ رَأْسَهُ عَلَى سَاعِدِهِ لِيَمُوتَ فَاسْتَيْقَظَ وَعِنْدَهُ رَاحِلَتُهُ وَعَلَيْهَا زَادُهُ وَطَعَامُهُ وَشَرَابُهُ فَاللَّهُ أَشَدُّ فَرَحًا بِتَوْبَةِ الْعَبْدِ الْمُؤْمِنِ مِنْ هَذَا بِرَاحِلَتِهِ وَزَادِهِ » .
Tercemesi:
Bize Osman b. Ebu Şeybe ve İshak b. İbrahim –lafız Osman’a ait olmak üzere- rivayet etti, İshak. Ahberenâ dedi, Osman: Haddesenâ: Bize rivayet etti dedi, onlara Cerir, ona el-A‘meş, ona Umare b. Umeyr, ona el-Hâris b. Süveyd’in şöyle dediğini rivayet etti. Abdullah (b. Mesud)’un yanına hasta iken ziyaretine gitmiştim, bize iki hadis rivayet etti. Birisini kendisine ait olarak zikretti, bir diğer hadisi de Rasulullah’ın (sav) hadisi olarak rivayet edip dedi ki: Rasulullah’ı (sav) şöyle buyururken dinledim: “Allah’ın, mümin kulunun tevbe etmesinden dolayı sevinmesi, ıssız ve insanın helâk olmasına sebep olacak bir arazide beraberinde üzerindeki yiyeceği ve içeceği bulunan devesi ile birlikte bulunan, derken uyuyup uyandığında devesinin kaybolmuş olduğunu gören, onu aramaya koyulan, sonunda oldukça susayınca da artık daha önce bulunduğum yerime gideyim, orada uyuyayım ve nihayet öleyim diyerek, sonunda ölsün diye başını koluna yaslayan ama uyandığında yanı başında üzerinde azığı, yiyeceği ve içeceği bulunduğu halde devesini buluveren bir kimsenin sevincine göre, şüphesiz Allah’ın mümin kulunun tevbe etmesinden dolayı sevinmesi bu adamın bineğine ve azığına sevinmesinden çok daha fazladır.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Tevbe 6955, /1126
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Haris b. Süveyd et-Teymi (Haris b. Süveyd)
3. Umare b. Umeyr et-Teymi (Umare b. Umeyr)
4. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
5. Ebu Abdullah Cerir b. Abdulhamid ed-Dabbî (Cerir b. Abdülhamid b. Cerir b. Kurt b. Hilal b. Ekyes)
6. İshak b. Râhûye el-Mervezî (İshak b. İbrahim b. Mahled)
7. Ebu Hasan Osman b. Ebu Şeybe el-Absî (Osman b. Muhammed b. İbrahim)
Konular:
Allah İnancı, kullarına karşı sevecen ve merhametlidir
Hitabet, Mesel, anlatım sırasında
Tevbe, önemi ve tevbeye teşvik