Giriş

Bize Müsedded, ona Ebu Avane, ona Osman b. el-Muğîra es-Sekafî, ona Ali b. Rabî'a el-Esedî, ona Esma b. el-Hakem el-Fezari, ona da Hz. Ali şöyle derdi: Ben Rasulullah'tan (sav) bir söz duyduğum zaman Allah'ın faydalandırdığı ölçüde ondan faydalanmaya çalışan bir adamım. Efendimizin ashabından birisi bana bir hadis haber verirse, ondan yemin etmesini ister, yemin ederse kabul ederim. Ebu Bekir (ra) -o doğru söyler- bana şöyle haber verdi: Rasulullah'ı (sav), "bir kimse bir günah işler de akabinde güzelce abdest alır, sonra kalkıp iki rekât namaz kılar ve Allah'tan bağışlanma dilerse, Allah onu mutlaka bağışlar," derken işittim. Sonra Allah'ın Rasulü, "onlar fena bir şey yaptıklarında veya kendilerine zulmettiklerinde Allah'ı anarlar..." mealindeki ayeti sonuna kadar okudu.


    Öneri Formu
10380 D001521 Ebu Davud, Tefriu' ebvabi'l-vitr, 26

Bize Harun b. Saîd El-Eylî, ona İbn Vehb, ona Iyaz (İbn Abdullah el-Fihrî), ona İbrahim b. Ubeyd b. Rifaa, ona Muhammed b. Ka'b el-Kurazî, ona Ebu Sırma, ona da Ebu Eyyüb el-Ensari, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Siz, Allah'ın bağışlayacağı hiç günah işlememiş olsaydınız, Allah günah işleyen ve kendisinin de bağışladığı bir kavim getirirdi."


    Öneri Formu
13224 M006964 Müslim, Tevbe, 10

Bize Yahya b. Habib Arabi el-Basrî, ona Halid b. Haris, ona Muhammed b. Aclan, ona Nafi, ona da Abdullah b. Ömer (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav), dört kişiye beddua ederdi. Bunun üzerine Aziz ve Celil Allah “Onların tevbelerini kabul etmek veya zulümleri yüzünden onlara azap vermek konusunda sana bir şey düşmez.” [Ali İmrân, 128] ayetini indirdi. Daha sonra Allah onlara Müslüman olmayı nasip etti." [Ebu İsa (et-Tirmizî) der ki: Bu hadis hasen garib sahihtir. Nafi'in, İbn Ömer'den yaptığı rivayet bu tarikiyle garib sayılmıştır. Bu hadisi Yahya b. Eyyub, İbn Aclan'dan rivâyet etmiştir.]


    Öneri Formu
18227 T003005 Tirmizi,Tefsîru'l-Kur'ân, 3

Bize Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihâb, ona Abdurrahman b. Abdullah b. Ka'b b. Malik, ona da Ka'b b. Malik'in mihmandarı olan Abdullah b. Ka'b b. Mâlik şöyle demiştir: Ben Ka'b b. Mâlik'i, Tebûk seferinden geri kalış hikayesini anlatırken dinledim şöyle di­yordu: Vallahi ben, doğru sözlü olmaktan dolayı, benim kadar güzel sınanan başka bir kimse bilmiyorum. Rasulullah'a (sav) durumumu arz ettiğimden bu günüme kadar yalan söylemeye hiç yeltenmedim. Aziz ve Celîl Allah, Rasulü'ne: "Andolsun Allah; Peygamber ile içlerinden bir kısmının kalpleri eğrilmeğe yüz tuttuktan sonra, sıkıntılı bir zamanda ona uyan muhacirlerle Ensar'ın tövbelerini kabul etmiştir. Evet, onların tövbelerini kabul etmiştir. Şüphesiz O, onlara çok şefkatli ve çok merhametlidir. Savaştan geri kalan üç kişinin de tövbelerini kabul etti. Yeryüzü bütün genişliğine rağmen onlara dar gelmiş, vicdanları da kendilerini sıktıkça sıkmış, böylece Allah’(ın azabın)dan yine O’na sığınmaktan başka çare olmadığını anlamışlardı. Sonra (eski hâllerine) dönsünler diye, onların tövbelerini de kabul etti. Şüphesiz Allah, tövbeyi çok kabul eden ve çok merhamet edendir. Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve doğrularla beraber olun." (Tevbe, 117-119) ayetlerini indirdi.


    Öneri Formu
32062 B004678 Buhari, Tefsir, (Tevbe) 19

Ancak, siz kendilerini yenip ele geçirmeden önce tevbe edenler müstesna; biliniz ki Allah çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir.


    Öneri Formu
53574 KK5/34 Mâide, 5, 34

Allah'ın, kullarının tevbesini kabul edeceğini, sadakaları geri çevirmeyeceğini ve Allah'ın tevbeyi çok kabul eden ve pek esirgeyen olduğunu hâla bilmezler mi?


    Öneri Formu
54098 KK9/104 Tevbe, 9, 104

Allah, iman edip iyi işler yapanların tevbesini kabul eder, lütfundan onlara, fazlasını verir. Kâfirlere gelince, onlara da çetin bir azap vardır.


    Öneri Formu
57571 KK42/26 Şûrâ, 42, 26

Böylece Allah, senin geçmiş ve gelecek günahını bağışlar. Sana olan nimetini tamamlar ve seni doğru bir yola iletir.


    Öneri Formu
57935 KK48/2 Fetih, 48, 2


    Öneri Formu
23009 B006309 Buhari, Daavât, 4


    Öneri Formu
155175 BS017985 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, IX 79