Bize Muhammed b. Selam, ona Abdülvehhab, ona Eyyüb, ona Muhammed, ona İbn Ebu Bekre, ona da Ebu Bekre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber şöyle buyurdu:
"Şüphe yok ki zaman, Allah’ın yerleri ve gökleri yarattığı günkü haliyle devam edip gelmiştir. Bir yıl on iki aydır. Bunlardan dördü haram aylardır ki, üçü arka arkaya Zilkade, Zilhicce ve Muharrem ayıdır. Mudar’ın ayı ise Receb’dir, o da Cumâde’l-âhir ile Şaban ayı arasındadır."
Sonra Hz. Peygamber:
“- Bu ay, hangi aydır?” diye sordu.
“- Allah ve Rasûlü daha iyi bilir” dedik.
Sonra sustu, o kadar ki, bu aya eski isminden başka bir isim verecek sandık. Sonra;
“- Zilhicce değil mi?” buyurdu.
“- Evet” dedik.
“- Bu belde, hangi beldedir.”
“- Allah ve Rasûlü daha iyi bilir.”
Sonra yine sustu, o kadar ki, bu şehre (Mekke’ye) eski isminden başka bir isim verecek sandık. Sonra tekrar sordu:
“- Burası haram belde değil mi?”
“- Evet.”
“- Bugün, hangi gündür.”
“- Allah ve Rasûlü daha iyi bilir.”
Tekrar sustu, sanki bu güne eski isminden başka bir isim verecek sandık. Dedi ki;
“- Kurban kesme günü değil mi?”
“- Evet.”
“- İşte bu ayınız, bu şehriniz, bu gününüz nasıl haram (kutsal, kimseye dokunulmaz) ise, muhakkak ki canlarınız, mallarınız -ravi Muhammed b. Sirin zannediyorum namuslarınızı kelimesini de ekledi dedi- ve namuslarınız da öylece haramdır (kutsaldır ve dokunulmazdır). Muhakkak sizler, Rabbinize kavuşacaksınız. O zaman Allah size bütün yaptıklarınızdan soracak. Dikkat edin! Benden sonra birbirinizin boynunu vurarak sapıklara dönmeyin. Dikkat edin! Burada bulunanlar, bulunmayanlara sözlerimi tebliğ etsin! Muhtemeldir ki, kendisine tebliğ edilen, bizzat dinleyenlerin bir kısmından daha anlayışlı olur.”
Muhammed (b. Sirin) bu hadisi naklettiği zaman "Hz. Peygamber (sav) doğru söyledi" derdi.
Sonra Rasûlullah (sav) şöyle dedi: “Tebliğ ettim mi? Tebliğ ettim mi?"
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17394, B005550
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ سَلاَمٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَهَّابِ حَدَّثَنَا أَيُّوبُ عَنْ مُحَمَّدٍ عَنِ ابْنِ أَبِى بَكْرَةَ عَنْ أَبِى بَكْرَةَ - رضى الله عنه - عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « الزَّمَانُ قَدِ اسْتَدَارَ كَهَيْئَتِهِ يَوْمَ خَلَقَ اللَّهُ السَّمَوَاتِ وَالأَرْضَ ، السَّنَةُ اثْنَا عَشَرَ شَهْرًا ، مِنْهَا أَرْبَعَةٌ حُرُمٌ ، ثَلاَثٌ مُتَوَالِيَاتٌ ذُو الْقَعْدَةِ وَذُو الْحِجَّةِ وَالْمُحَرَّمُ ، وَرَجَبُ مُضَرَ الَّذِى بَيْنَ جُمَادَى وَشَعْبَانَ ، أَىُّ شَهْرٍ هَذَا » . قُلْنَا اللَّهُ وَرَسُولُهُ أَعْلَمُ . فَسَكَتَ حَتَّى ظَنَنَّا أَنَّهُ سَيُسَمِّيهِ بِغَيْرِ اسْمِهِ ، قَالَ « أَلَيْسَ ذَا الْحِجَّةِ » . قُلْنَا بَلَى . قَالَ « أَىُّ بَلَدٍ هَذَا » . قُلْنَا اللَّهُ وَرَسُولُهُ أَعْلَمُ . فَسَكَتَ حَتَّى ظَنَنَّا أَنَّهُ سَيُسَمِّيهِ بِغَيْرِ اسْمِهِ ، قَالَ « أَلَيْسَ الْبَلْدَةَ » . قُلْنَا بَلَى . قَالَ « فَأَىُّ يَوْمٍ هَذَا » . قُلْنَا اللَّهُ وَرَسُولُهُ أَعْلَمُ ، فَسَكَتَ حَتَّى ظَنَنَّا أَنَّهُ سَيُسَمِّيهِ بِغَيْرِ اسْمِهِ قَالَ « أَلَيْسَ يَوْمَ النَّحْرِ » . قُلْنَا بَلَى . قَالَ « فَإِنَّ دِمَاءَكُمْ وَأَمْوَالَكُمْ - قَالَ مُحَمَّدٌ وَأَحْسِبُهُ قَالَ - وَأَعْرَاضَكُمْ عَلَيْكُمْ حَرَامٌ كَحُرْمَةِ يَوْمِكُمْ هَذَا ، فِى بَلَدِكُمْ هَذَا فِى شَهْرِكُمْ ، وَسَتَلْقَوْنَ رَبَّكُمْ فَيَسْأَلُكُمْ عَنْ أَعْمَالِكُمْ ، أَلاَ فَلاَ تَرْجِعُوا بَعْدِى ضُلاَّلاً ، يَضْرِبُ بَعْضُكُمْ رِقَابَ بَعْضٍ ، أَلاَ لِيُبَلِّغِ الشَّاهِدُ الْغَائِبَ ، فَلَعَلَّ بَعْضَ مَنْ يَبْلُغُهُ أَنْ يَكُونَ أَوْعَى لَهُ مِنْ بَعْضِ مَنْ سَمِعَهُ - وَكَانَ مُحَمَّدٌ إِذَا ذَكَرَهُ قَالَ صَدَقَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم ثُمَّ قَالَ - أَلاَ هَلْ بَلَّغْتُ أَلاَ هَلْ بَلَّغْتُ » .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Selam, ona Abdülvehhab, ona Eyyüb, ona Muhammed, ona İbn Ebu Bekre, ona da Ebu Bekre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber şöyle buyurdu:
"Şüphe yok ki zaman, Allah’ın yerleri ve gökleri yarattığı günkü haliyle devam edip gelmiştir. Bir yıl on iki aydır. Bunlardan dördü haram aylardır ki, üçü arka arkaya Zilkade, Zilhicce ve Muharrem ayıdır. Mudar’ın ayı ise Receb’dir, o da Cumâde’l-âhir ile Şaban ayı arasındadır."
Sonra Hz. Peygamber:
“- Bu ay, hangi aydır?” diye sordu.
“- Allah ve Rasûlü daha iyi bilir” dedik.
Sonra sustu, o kadar ki, bu aya eski isminden başka bir isim verecek sandık. Sonra;
“- Zilhicce değil mi?” buyurdu.
“- Evet” dedik.
“- Bu belde, hangi beldedir.”
“- Allah ve Rasûlü daha iyi bilir.”
Sonra yine sustu, o kadar ki, bu şehre (Mekke’ye) eski isminden başka bir isim verecek sandık. Sonra tekrar sordu:
“- Burası haram belde değil mi?”
“- Evet.”
“- Bugün, hangi gündür.”
“- Allah ve Rasûlü daha iyi bilir.”
Tekrar sustu, sanki bu güne eski isminden başka bir isim verecek sandık. Dedi ki;
“- Kurban kesme günü değil mi?”
“- Evet.”
“- İşte bu ayınız, bu şehriniz, bu gününüz nasıl haram (kutsal, kimseye dokunulmaz) ise, muhakkak ki canlarınız, mallarınız -ravi Muhammed b. Sirin zannediyorum namuslarınızı kelimesini de ekledi dedi- ve namuslarınız da öylece haramdır (kutsaldır ve dokunulmazdır). Muhakkak sizler, Rabbinize kavuşacaksınız. O zaman Allah size bütün yaptıklarınızdan soracak. Dikkat edin! Benden sonra birbirinizin boynunu vurarak sapıklara dönmeyin. Dikkat edin! Burada bulunanlar, bulunmayanlara sözlerimi tebliğ etsin! Muhtemeldir ki, kendisine tebliğ edilen, bizzat dinleyenlerin bir kısmından daha anlayışlı olur.”
Muhammed (b. Sirin) bu hadisi naklettiği zaman "Hz. Peygamber (sav) doğru söyledi" derdi.
Sonra Rasûlullah (sav) şöyle dedi: “Tebliğ ettim mi? Tebliğ ettim mi?"
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Ezâhî 5, 2/420
Senetler:
1. Ebu Bekre Nüfey' b. Mesruh es-Sekafî (Nüfey' b. Haris b. Kelde)
2. Ebu Bahr Abdurrahman b. Ebu Bekre es-Sekafî (Abdurrahman b. Nüfey b. Haris)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Sirin el-Ensarî (Muhammed b. Sirin)
4. Eyyüb es-Sahtiyânî (Eyyüb b. Keysân)
5. Ebu Muhammed Abdülvehhab b. Abdülmecid es-Sakafî (Abdulvehhab b. Abdulmecid b. Salt)
6. Muhammed b. Selam el-Bikendî (Muhammed b. Selam b. Ferec)
Konular:
Bayram, kurban bayramı
Haklar, haklara saygı
Hz. Peygamber, veda haccı
Tebliğ, dine davet ve tebliğde metot
Zaman, haram aylar
Açıklama: Rivayette yer alan بِخِطَامِهِ ve بِزِمَامِهِ kelimeleri aynı anlamda olup Ebu Bekre’den sonraki ravilerden birisi Ebu Bekre’nin bu kelimelerden hangisini kullandığını hatırlamadığı için iki kelimeyi birden aktarma gereği hissetmiştir. (İbn Hâcer, Fethü’l-Bârî, I, 158)
Öneri Formu
Hadis Id, No:
1332, B000067
Hadis:
حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ قَالَ حَدَّثَنَا بِشْرٌ قَالَ حَدَّثَنَا ابْنُ عَوْنٍ عَنِ ابْنِ سِيرِينَ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِى بَكْرَةَ عَنْ أَبِيهِ ذَكَرَ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَعَدَ عَلَى بَعِيرِهِ ، وَأَمْسَكَ إِنْسَانٌ بِخِطَامِهِ - أَوْ بِزِمَامِهِ - قَالَ "أَىُّ يَوْمٍ هَذَا." فَسَكَتْنَا حَتَّى ظَنَنَّا أَنَّهُ سَيُسَمِّيهِ سِوَى اسْمِهِ . قَالَ "أَلَيْسَ يَوْمَ النَّحْرِ." قُلْنَا بَلَى قَالَ "فَأَىُّ شَهْرٍ هَذَا." فَسَكَتْنَا حَتَّى ظَنَنَّا أَنَّهُ سَيُسَمِّيهِ بِغَيْرِ اسْمِهِ. فَقَالَ "أَلَيْسَ بِذِى الْحِجَّةِ." قُلْنَا بَلَى قَالَ "فَإِنَّ دِمَاءَكُمْ وَأَمْوَالَكُمْ وَأَعْرَاضَكُمْ بَيْنَكُمْ حَرَامٌ كَحُرْمَةِ يَوْمِكُمْ هَذَا ، فِى شَهْرِكُمْ هَذَا ، فِى بَلَدِكُمْ هَذَا . لِيُبَلِّغِ الشَّاهِدُ الْغَائِبَ ، فَإِنَّ الشَّاهِدَ عَسَى أَنْ يُبَلِّغَ مَنْ هُوَ أَوْعَى لَهُ مِنْهُ ."
Tercemesi:
Bize Müsedded, ona Bişr, ona İbn Avn, ona İbn Sîrîn, ona Abdurrahman b. Ebu Bekre, ona da babası (Nüfey' b. Mesrûh) şöyle rivayet etmiştir:
Kendisi, Rasulullah (sav)'ın devesi üzerinde oturduğunu, birinin de (devenin) yularını- râvi, şüpheye düşerek benzer bir kelime olan 'zimâm'ı da zikretmiştir- tuttuğunu zikretti. (Bilahere), Rasulullah (sav), "bugün hangi gündür" buyurdu. Bizler sustuk; öyle ki ona başka bir isim vereceğini zannettik. "Kurban bayramı günü değil midir?" buyurdu. Biz de 'tabi, öyle' dedik. (Ardından), "bu hangi aydır" buyurdu. Bizler (yine) sustuk; öyle ki ona başka bir isim vereceğini zannettik. "Zi'l-hicce değil midir?" buyurdu. Bizler de 'tabi, öyle' dedik. (Sonra şöyle) buyurdu: "Şüphesiz ki kanlarınız, mallarınız ve ırzlarınız, bu gününüz, bu ayınız ve bu beldeniz gibi aranızda haramdır. (Sözümü, burada) bulunanlar bulunmayanlara ulaştırsınlar. Nitekim (burada) bulunan, kendisinden daha anlayışlı birine (sözümü) ulaştırabilir."
Açıklama:
Rivayette yer alan بِخِطَامِهِ ve بِزِمَامِهِ kelimeleri aynı anlamda olup Ebu Bekre’den sonraki ravilerden birisi Ebu Bekre’nin bu kelimelerden hangisini kullandığını hatırlamadığı için iki kelimeyi birden aktarma gereği hissetmiştir. (İbn Hâcer, Fethü’l-Bârî, I, 158)
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, İlim 9, 1/210
Senetler:
1. Ebu Bekre Nüfey' b. Mesruh es-Sekafî (Nüfey' b. Haris b. Kelde)
2. Ebu Bahr Abdurrahman b. Ebu Bekre es-Sekafî (Abdurrahman b. Nüfey b. Haris)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Sirin el-Ensarî (Muhammed b. Sirin)
4. Ebu Avn Abdullah b. Avn el-Müzenî (Abdullah b. Avn b. Ertabân)
5. Ebu İsmail Bişr b. Mufaddal er-Rakâşi (Bişr b. Mufaddal b. Lahik)
6. Müsedded b. Müserhed el-Esedî (Müsedded b. Müserhed b. Müserbel b. Şerik)
Konular:
Bilgi, alimin/ilmin önemi
Bilgi, ilmi yaymak
Bilgi, Öğrenilmesi, Öğretilmesi
Eğitim, Hz. Peygamber'in Müslümanları Eğitmesi
Güvenlik, Can, Mal, Irz Güvenliği
Hz. Peygamber, vasıfları, şemaili, hasaisi
Hz. Peygamber, veda haccı
KTB, İLİM
Tebliğ, dine davet ve tebliğde metot
Bize Kuteybe b. Saîd, ona Rişdîn b. Sa'd, ona Humeyd Ebu Hânî el-Havlânî, ona Amr b. Malik, ona da Fedale b. Ubeyd Hz. peygamber'in (sav) Veda Haccında şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir.
"Dikkat edin, size Müslümanın kim olduğunu söylüyorum. Müslüman diliyle ve eliyle diğer Müslümanlara zarar vermeyen, Mümin, malları ve canları konusunda müminlere güven veren, Muhacir hata ve günahları terk eden, Mücahid ise Allaha itaat yolunda nefsiyle mücadele eden kimsedir."
Açıklama: Hadis mütabileriyle birlikte sahihtir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
74109, HM024467
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ قَالَ حَدَّثَنِي رِشْدِينُ بْنُ سَعْدٍ عَنْ حُمَيْدٍ أَبِي هَانِئٍ الْخَوْلَانِيِّ عَنْ عَمْرِو بْنِ مَالِكٍ عَنْ فَضَالَةَ بْنِ عُبَيْدٍ
أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ فِي حَجَّةِ الْوَدَاعِ أَلَا أُخْبِرُكُمْ مَنْ الْمُسْلِمُ مَنْ سَلِمَ الْمُسْلِمُونَ مِنْ لِسَانِهِ وَيَدِهِ وَالْمُؤْمِنُ مَنْ أَمِنَهُ النَّاسُ عَلَى أَمْوَالِهِمْ وَأَنْفُسِهِمْ وَالْمُهَاجِرُ مَنْ هَجَرَ الْخَطَايَا وَالذَّنُوبَ وَالْمُجَاهِدُ مَنْ جَاهَدَ نَفْسَهُ فِي طَاعَةِ اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ
Tercemesi:
Bize Kuteybe b. Saîd, ona Rişdîn b. Sa'd, ona Humeyd Ebu Hânî el-Havlânî, ona Amr b. Malik, ona da Fedale b. Ubeyd Hz. peygamber'in (sav) Veda Haccında şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir.
"Dikkat edin, size Müslümanın kim olduğunu söylüyorum. Müslüman diliyle ve eliyle diğer Müslümanlara zarar vermeyen, Mümin, malları ve canları konusunda müminlere güven veren, Muhacir hata ve günahları terk eden, Mücahid ise Allaha itaat yolunda nefsiyle mücadele eden kimsedir."
Açıklama:
Hadis mütabileriyle birlikte sahihtir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Fedale b. Ubeyd el-Ensari 24467, 7/937
Senetler:
()
Konular:
Cihad, nefsin terbiye ve tezkiye aracı
Hutbe, Hz. Peygamber'in veda hutbesi
Hz. Peygamber, veda haccı
Konuşma, konuşma adabı
KTB, ADAB
Müslüman, vasıfları
Nefis, nefis terbiyesi
Siyer, Hicret
Takva, eline ve diline sahip olmak
حَدَّثَنَا حَجَّاجٌ قَالَ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ قَالَ أَخْبَرَنِى عَلِىُّ بْنُ مُدْرِكٍ عَنْ أَبِى زُرْعَةَ عَنْ جَرِيرٍ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ لَهُ فِى حَجَّةِ الْوَدَاعِ "اسْتَنْصِتِ النَّاسَ" فَقَالَ:
"لاَ تَرْجِعُوا بَعْدِى كُفَّارًا يَضْرِبُ بَعْضُكُمْ رِقَابَ بَعْضٍ "
Bize Haccâc, ona Şu'be, ona Ali b. Müdrik, ona Ebu Zür'a ona da Cerîr, veda haccında Nebî'nin (sav) kendisine "İnsanları sustur." dedikten sonra şunu buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Benden sonra birbirinizin boynunu vuran kafirlere dönmeyin"
Öneri Formu
Hadis Id, No:
1257, B000121
Hadis:
حَدَّثَنَا حَجَّاجٌ قَالَ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ قَالَ أَخْبَرَنِى عَلِىُّ بْنُ مُدْرِكٍ عَنْ أَبِى زُرْعَةَ عَنْ جَرِيرٍ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ لَهُ فِى حَجَّةِ الْوَدَاعِ "اسْتَنْصِتِ النَّاسَ" فَقَالَ:
"لاَ تَرْجِعُوا بَعْدِى كُفَّارًا يَضْرِبُ بَعْضُكُمْ رِقَابَ بَعْضٍ "
Tercemesi:
Bize Haccâc, ona Şu'be, ona Ali b. Müdrik, ona Ebu Zür'a ona da Cerîr, veda haccında Nebî'nin (sav) kendisine "İnsanları sustur." dedikten sonra şunu buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Benden sonra birbirinizin boynunu vuran kafirlere dönmeyin"
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, İlim 43, 1/220
Senetler:
1. Ebu Amr Cerir b. Abdullah el-Becelî (Cerir b. Abdullah b. Cabir)
2. Ebu Zür'a b. Amr el-Beceli (Herim b. Amr b. Cerir b. Abdullah)
3. Ali b. Müdrik en-Nehai (Ali b. Müdrik)
4. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
5. Ebu Muhammed Haccac b. Minhâl el-Enmâti (Haccac b. Minhâl)
Konular:
Hz. Peygamber, veda haccı
KTB, İLİM
Savaş, müslümanlarla
Açıklama: açıklama için bk. 11081
“Bu hacdan sonra size hasırların sırtı vardır” cümlesi; bundan sonra tekrar hac yapmak size farz değildir, artık evlerde oturmak vardır anlamında kinaî bir ifâdedir. Burada hac farizâsının, bir defa hac yapmakla yerine getirilmiş olacağı anlatılmaktadır. Bununla birlikte nâfile olarak hac yapmanın yasak olmadığında ve bu hükümde kadınların da erkekler gibi olduğunda şüphe yoktur
(Açıklamayı Düzenleyen:Kemal Sandıkçı 2020-07-02 )
Öneri Formu
Hadis Id, No:
76804, HM027287
Hadis:
حَدَّثَنَا حَجَّاجٌ وَحَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ قَالَا أَنَا ابْنُ أَبِي ذِئْبٍ وَإِسْحَاقُ بْنُ سُلَيْمَانَ قَالَ سَمِعْتُ ابْنَ أَبِي ذِئْبٍ عَنْ صَالِحٍ مَوْلَى التَّوْأَمَةِ عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ
أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ لِنِسَائِهِ عَامَ حَجَّةِ الْوَدَاعِ هَذِهِ ثُمَّ ظُهُورَ الْحُصْرِ قَالَ فَكُنَّ كُلُّهُنَّ يَحْجُجْنَ إِلَّا زَيْنَبَ بِنْتَ جَحْشٍ وَسَوْدَةَ بِنْتَ زَمْعَةَ وَكَانَتَا تَقُولَانِ وَاللَّهِ لَا تُحَرِّكُنَا دَابَّةٌ بَعْدَ أَنْ سَمِعْنَا ذَلِكَ مِنْ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ إِسْحَاقُ بْنُ سُلَيْمَانَ فِي حَدِيثِهِ قَالَتَا وَاللَّهِ لَا تُحَرِّكُنَا دَابَّةٌ بَعْدَ قَوْلِ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ هَذِهِ ثُمَّ ظُهُورَ الْحُصْرِ وَقَالَ يَزِيدُ بَعْدَ أَنْ سَمِعْنَا ذَلِكَ مِنْ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
Tercemesi:
Bize Haccac ve Yezid b. Harun, onlara İbn Ebu Zi'b ve İshak b. Süleyman, -İbn Ebu Zi'b'den aktaran ravi semi'tü ( işittim) lafzı ile- ona Salih Mevlâ Teveme, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle rivayet etti:
Rasulullah (sav) Veda haccında hanımlarına, "İşte bu [ibadet ile farz olan hac farizası tamamlandı]. Bundan sonra sizin hasırların sırtında [evlerinizde] kalmanız gerekir." dedi. Zeynep bt. Cahş ve Sevde bt. Zem'a hariç diğer hanımların hepsi sonradan hac yaptılar. Fakat bu ikisi Peygamber'den (sav) bunu işittikten sonra hiç bir binek bizi yerimizden oynatamaz diyorlardı. İshak b. Süleyman, rivayet ettiği tarikte, bu ikisi Allah'a yemin olsun ki; Peygamber'den (sav) "İşte bu [ibadet ile farz olan hac farizası tamamlandı). Bundan sonra size hasırların sırtı vardır." sözünü işittikten sonra hiç bir binek bizi yerimizden oynatamaz diyorlardı şeklinde rivayet etmiştir. Yezid, bunu Peygamber'den (sav) işittikten sonra şeklinde rivayet etmiştir.
Açıklama:
açıklama için bk. 11081
“Bu hacdan sonra size hasırların sırtı vardır” cümlesi; bundan sonra tekrar hac yapmak size farz değildir, artık evlerde oturmak vardır anlamında kinaî bir ifâdedir. Burada hac farizâsının, bir defa hac yapmakla yerine getirilmiş olacağı anlatılmaktadır. Bununla birlikte nâfile olarak hac yapmanın yasak olmadığında ve bu hükümde kadınların da erkekler gibi olduğunda şüphe yoktur
(Açıklamayı Düzenleyen:Kemal Sandıkçı 2020-07-02 )
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Zeyneb bt. Cahş Zevcü'n-nebî 27287, 8/650
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, hanımlarıyla ilişkileri
Hz. Peygamber, veda haccı
Tesettür, Peygamber hanımlarının
Öneri Formu
Hadis Id, No:
1261, B000083
Hadis:
حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ قَالَ حَدَّثَنِى مَالِكٌ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ عِيسَى بْنِ طَلْحَةَ بْنِ عُبَيْدِ اللَّهِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرِو بْنِ الْعَاصِ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَقَفَ فِى حَجَّةِ الْوَدَاعِ بِمِنًى لِلنَّاسِ يَسْأَلُونَهُ ، فَجَاءَهُ رَجُلٌ فَقَالَ لَمْ أَشْعُرْ فَحَلَقْتُ قَبْلَ أَنْ أَذْبَحَ . فَقَالَ "اذْبَحْ وَلاَ حَرَجَ" فَجَاءَ آخَرُ فَقَالَ لَمْ أَشْعُرْ ، فَنَحَرْتُ قَبْلَ أَنْ أَرْمِىَ . قَالَ "ارْمِ وَلاَ حَرَجَ" فَمَا سُئِلَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم عَنْ شَىْءٍ قُدِّمَ وَلاَ أُخِّرَ إِلاَّ قَالَ "افْعَلْ وَلاَ حَرَجَ"
Tercemesi:
Bize İsmail, ona Malik, ona İbn Şihab, ona İsa b. Talha b. Ubeydullah, ona da Abdullah b. Amr b. As şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav), Mina'da, insanlar kendisine sorularını sorsunlar diye bekledi. Bir adam yanına geldi ve 'bilemedim ve kurban kesmeden önce tıraş oldum' dedi. O, "kurban kes, beis yok" dedi. Başkası geldi ve 'bilemedim ve (taş) atmadan önce kurban kestim' dedi. O, "(taş) at, beis yok" dedi. Hz. Peygamber (sav)'e (o gün) sorulmadık bir şey kalmadı (ancak o) "yap, beis yok" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, İlim 23, 1/213
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdullah b. Amr es-Sehmî (Abdullah b. Amr b. Âs b. Vail b. Haşim)
2. Ebu Muhammed İsa b. Talha el-Kuraşî (İsa b. Talha b. Ubeydullah b. Osman b. Amr)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
5. Ebu Abdullah İsmail b. Ebu Üveys el-Esbahî (İsmail b. Abdullah b. Abdullah b. Üveys b. Malik)
Konular:
Hac, hacta ceza gerektiren durumlar
Hz. Peygamber, veda haccı
KTB, İLİM
Sahabe, sünneti sorarak öğrenmeleri
Umre
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17245, D002782
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ مَنْصُورٍ الطُّوسِىُّ حَدَّثَنَا يَعْقُوبُ حَدَّثَنَا أَبِى عَنِ ابْنِ إِسْحَاقَ حَدَّثَنِى نَافِعٌ عَنِ ابْنِ عُمَرَ
"أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم حِينَ أَقْبَلَ مِنْ حَجَّتِهِ دَخَلَ الْمَدِينَةَ فَأَنَاخَ عَلَى بَابِ مَسْجِدِهِ ثُمَّ دَخَلَهُ فَرَكَعَ فِيهِ رَكْعَتَيْنِ ثُمَّ انْصَرَفَ إِلَى بَيْتِهِ."
[قَالَ نَافِعٌ فَكَانَ ابْنُ عُمَرَ كَذَلِكَ يَصْنَعُ.]
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Mansur et-Tusi, ona Yakub, ona babası (İbrahim b. Sa'd), ona İbn İshak, ona Nafi', ona da İbn Ömer şöyle rivayet etmiştir:
"(Veda) haccından geldiğinde Rasulullah (sav), Medine'ye girip devesini mescidinin kapısında ıhtırdı. Ardından (mescide) girip orada iki rekât namaz kıldı. Akabinde de evine çekildi."
[Nafi', İbn Ömer'de böyle yapardı demiştir.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cihâd 178, /646
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
3. İbn İshak el-Kuraşî (Muhammed b. İshak b. Yesar b. Hıyar)
4. Ebu İshak İbrahim b. Sa'd ez-Zührî (İbrahim b. Sa'd b. İbrahim b. Abdurrahman b. Avf)
5. Ebu Yusuf Yakub b. İbrahim el-Kuraşî (Yakub b. İbrahim b. Sa'd b. İbrahim b. Abdurrahman b. Avf)
6. Ebu Cafer Muhammed b. Mansur et-Tusi (Muhammed b. Mansur b. Davud b. İbrahim)
Konular:
Hz. Peygamber, veda haccı
Nafile ibadet, Hz. Peygamber'in
Yolculuk, Sefer dönüşünde dikkat edilmesi gerekenler
أَخْبَرَنِى عَمْرُو بْنُ عُثْمَانَ قَالَ حَدَّثَنَا شُعَيْبٌ - وَهُوَ ابْنُ إِسْحَاقَ - عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ طَافَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى حَجَّةِ الْوَدَاعِ حَوْلَ الْكَعْبَةِ عَلَى بَعِيرٍ يَسْتَلِمُ الرُّكْنَ بِمِحْجَنِهِ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
24582, N002931
Hadis:
أَخْبَرَنِى عَمْرُو بْنُ عُثْمَانَ قَالَ حَدَّثَنَا شُعَيْبٌ - وَهُوَ ابْنُ إِسْحَاقَ - عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ طَافَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى حَجَّةِ الْوَدَاعِ حَوْلَ الْكَعْبَةِ عَلَى بَعِيرٍ يَسْتَلِمُ الرُّكْنَ بِمِحْجَنِهِ .
Tercemesi:
Bize Amr b. Osman, ona Şuayb b. İshak, ona Hişam b. Urve, ona babası, ona da Aişe'den (r.anha) rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir: 'Rasulullah (sav), veda haccında Kâbe'yi bir binek üzerinde tavaf etti. Elindeki bastonuyla Hacer'ül-Esved'e işaret ederek devam ediyordu.'
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Menâsiku'l-hacc 140, /2276
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Münzir Hişam b. Urve el-Esedî (Hişam b. Urve b. Zübeyr b. Avvam)
4. Şuayb b. İshak el-Kuraşi (Şuayb b. İshak b. Abdurrahman b. Abdullah)
5. Ebu Hafs Amr b. Osman el-Kuraşî (Amr b. Osman b. Said b. Kesir b. Dinar)
Konular:
Hz. Peygamber, veda haccı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
60591, HM009764
Hadis:
حَدَّثَنَا وَكِيعٌ عَنِ ابْنِ أَبِي ذِئْبٍ عَنْ صَالِحٍ مَوْلَى التَّوْأَمَةِ عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ
أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ لَمَّا حَجَّ بِنِسَائِهِ قَالَ إِنَّمَا هِيَ هَذِهِ الْحَجَّةُ ثُمَّ الْزَمْنَ ظُهُورَ الْحُصْرِ
Tercemesi:
Bize Veki', ona İbn Ebu Zi'b, ona Salih Mevlâ Teveme, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle rivayet etti:
Rasulullah (sav) hanımları ile birlikte haccettiğinde, [Veda haccında] hanımlarına, "İşte bu [ibadet ile farz olan hac farizası tamamlandı). Bundan sonra siz hasırların sırtında kalınız" dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Ebu Hureyre 9764, 3/573
Senetler:
()
Konular:
Hac, Hz. Peygamber'in haccı
Hz. Peygamber, veda haccı
أخبرنا عبد الرزاق قال : أخبرنا معمر عن يزيد بن أبي يزيد عن عكرمة مولى ابن عباس أن النبي صلى الله عليه وسلم يوم طاف بالبيت أتى عباسا ، فقال : اسقوا ، فقال عباس : ألا نسقيك يا رسول الله من شراب صنعناه في البيت ؟ فإن هذا الشراب قد لوثته الايدي ، فقال النبي صلى الله عليه وسلم : اسقوا مما تسقون الناس ، قال : فسقوه ، فروى ابن عيينة ، ثم دعا بماء فصبه عليه ثم شرب ، وكان ذلك الشراب في الاسقية.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
87056, MA017018
Hadis:
أخبرنا عبد الرزاق قال : أخبرنا معمر عن يزيد بن أبي يزيد عن عكرمة مولى ابن عباس أن النبي صلى الله عليه وسلم يوم طاف بالبيت أتى عباسا ، فقال : اسقوا ، فقال عباس : ألا نسقيك يا رسول الله من شراب صنعناه في البيت ؟ فإن هذا الشراب قد لوثته الايدي ، فقال النبي صلى الله عليه وسلم : اسقوا مما تسقون الناس ، قال : فسقوه ، فروى ابن عيينة ، ثم دعا بماء فصبه عليه ثم شرب ، وكان ذلك الشراب في الاسقية.
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Abdürrezzak b. Hemmam, Musannef, Eşribe 17018, 9/225
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. İkrime Mevla İbn Abbas (İkrime)
3. Ebu Ezher Yezid b. Ebu Yezid el-Basrî (Yezid b. Şerik b. Rişk)
Konular:
Hz. Peygamber, veda haccı
İçki, içki yapılan kapların kullanılmaması
İçki, kapları
İçki, meyve suyunun alkole dönüşmesi