181 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Züheyr b. Harb, o ikisine el-Mukri, -Ebu Bekir, ona Ebu Abdurrahman el-Mukri, ona Said b. Ebu Eyyüb, ona Ubeydullah b Ebu Cafer, ona Abdurrahman b. el-A'rec, ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Bir kimseye reyhan takdim (hediye) edilirse onu geri çevirmesin. Zira reyhan hafif, kokusu güzeldir."
Bize el-Hasan b. Ali ve Harun b. Abdullah –Harun, hadisi mana itibarı ile nakletti- ona Ebu Abdurrahman el-Mukri, ona Said b. Ebu Eyyüb, ona Ubeydullah b. Ebu Cafer, ona el-A'rec, ona Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Kendisine güzel koku ikram edilen kişi onu reddetmesin. Çünkü, o güzel kokuludur ve hafiftir."
Bize el-Hasan b. Ali ve Harun b. Abdullah –Harun, hadisi mana itibarı ile nakletti- ona Ebu Abdurrahman el-Mukri, ona Said b. Ebu Eyyüb, ona Ubeydullah b. Ebu Cafer, ona el-A'rec, ona Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Kendisine güzel koku ikram edilen kişi onu reddetmesin. Çünkü, o güzel kokuludur ve hafiftir."
Bize Ahmed b. Yunus, ona Züheyr, ona Ebu Zübeyr, ona Cabir; (T) Bize Yahya b. Yahya –lafız da ona aittir- ona Ebu Heyseme, ona Ebu Zübeyr Cabir'in şöyle anlattığını rivayet etti: Hz. Peygamber (sav) ile birlikte hacca niyet ederek yola çıktık. Yanımızda kadınlar ve çocuklar da vardı. Mekke'ye varınca Beytullah'ı tavaf ettik ve Safa ile Merve arasında sa'y yaptık. Müteakiben Rasulullah (sav) bize; "yanında hedy (kurban) olmayan ihramdan çıksın." buyurdu. 'İhramdan çıktığımızda bize hangi şeyler helaldir? diye sorduk. Rasulullah (sav); "her şey helaldir" buyurdu. Bunun üzerine eşlerimizle birlikte (cima) olduk, elbiselerimizi giydik ve koku süründük. Terviye günü gelince hacca niyet ettik. Safa ile Merve arasında yaptığımız ilk sa'y bizim için yeterli oldu. Sonra Rasulullah (sav) bize deve ile sığırı ortaklaşa kurban etmemizi emretti. Bu bizden her yedi kişinin, bir deve kurban etmesi şeklinde olacaktı.
Bize Ebu Said, ona Süleyman b. Bilal, ona Amr b. Ebu Amr, ona da İkrime, ona da İbn Abbas şöyle söylemiştir: Bir adam İbn Abbas'a Cuma günü gusül abdesti almak vacip mi? diye sordu. İbn Abbas 'hayır dileyen yıkanır' diyerek cevap verdi ve Cuma günü gusül abdesti alma gerekliliğinin nasıl başladığını size anlatacağım dedi. Buna göre; İnsanlar muhtaç durumdalardı ve yün elbise giyerlerdi. Hurma bahçelerini sırtlarında su taşıyarak sularlardı. Hz. Peygamber'in (sav) mescidi dar ve çatısı alçaktı. İnsanlar yün elbise giymiş olarak mescide gelir ve terlerlerdi. Hz. Peygamber'in (sav) minberi de kısacık üç basamaklıydı. İnsanlar yün elbise içinde terliyorlar, yün kokuları her tarafa yayılıyor ve birbirlerini rahatsız ediyordu. Hatta onların kokuları Hz. Peygamber (sav) minberdeyken ona ulaştığında o şöyle buyurdu: "Ey insanlar! Cuma namazına gelirken yıkanınız (gusül abdesti alınız). Yanında güzel koku olanlar da mutlaka en güzel kokuyu sürsün."
Bize Abdürrezzak, ona İbn Uyeyne, ona İbn Aclân, ona Said b. Ebu Said, ona Abdullah b. Vedî'a, ona da Ebu Zer(T); Bize Abdülvehhab b. Ebu Zi'b, ona da Ebu Zer şöyle demiştir: Kim Cuma günü güzelce gusleder, en güzel elbiselerini giyer ve Allah'ın kendisine ihsan ettiği güzel koku veya yağdan sürer sonra Cumaya gider ve cemaatten iki kişi arasına oturarak onların arasını açmazsa; iki Cuma arasındaki hatta üç gün fazlasındaki günahları affedilir.
Bize Vekî, ona Süfyan, ona Sa'd b. İbrahim, ona Muhammed b. Abdurrahman b. Sevbân, ona da Ensar'dan yaşlı birinin söylediğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Cuma günü her Müslüman gusletmeli, güzel koku sürünmeli ve misvak kullanmalıdır."
Bize Yezid, ona Haccâc b. Ertât, ona Mekhûl (T) Bize Muhammed b. Yezid, ona Haccâc, ona Mekhûl, ona Ebu Eyyub'un söylediğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: Dört şey vardır ki bunlar peygamberlerin sünnetlerindendir: Güzel koku, evlenmek, misvak ve hayâ."
Bize Ebu Velid ve Abdullah b. Recâ, onlara Şu'be, ona Hakem, ona İbrahim, ona Esved, ona da Hz. Aişe şöyle rivayet etti: "Rasulullah (sav) ihramlı iken saç ayırım yerlerindeki koku (izinin) parlaması hala gözümün önündedir." Bu hadisin ravilerinden Abdullah b. Recâ'nın rivayetinde ifade, Hz. Peygamber'in (sav) 'saç ayırım yerlerinde' değil de 'saç ayırım yerinde' şeklindedir.