Giriş

Bize Muhammed b. Râfi, ona Abdürrezzak, ona Mamer, ona Zührî aynı isnad ile Yunus'un hadisine benzer şekilde rivayette bulunmuş, rivayetinde “Bunun üzerine Allahu Teâlâ "Ey örtünüp bürünen" ayetinden "pisliği terk et" ayetine kadarki kısmı, namazın farz kılınmasından önce vahyetti.” demiş ve (Ebu Seleme'nin) “"rucz", putlar anlamına gelir” sözünü de zikretmiştir. Ayrıca Rasulullah'ın (sav); "(Melek'ten) oldukça korktum" sözünü, Ukayl'in rivayet ettiği gibi nakletmiştir.


Açıklama: Rivayetin tam metni için M000403 numaralı hadise bakınız.

    Öneri Formu
987 M000408 Müslim, İman, 256

Bize İshak b. İbrahim, ona Süfyan, ona Esved b. Kays, ona da Cündeb şöyle rivayet etmiştir: Cebrâil, bir süre Rasulullah'a (sav) vahiy getirmedi. Bunun üzerine müşrikler; Muhammed terk edildi dediler. Allah da (ac); "kuşluk vaktine ve karanlık çöktüğünde geceye yemin olsun ki, Rabbin seni terk etmedi, sana darılmadı da (Duhâ, 93/3)" ayetlerini indirdi.


Açıklama: Rivayetin öncesi Tirmizî'de şu şekilde geçmektedir: "Ben, Nebi (sav) ile bir orduda beraberdim. Hz. Peygamber'in (sav) parmağı kanadı. O da şiirsel bir formda "Sen ancak bir parmaksın ki kanadın; Allah yolundadır bütün bu karşılaştığın" buyurdu". Bkz.T003345

    Öneri Formu
2737 M004656 Müslim, Cihad ve Siyer, 114

Bize İshak b. İbrahim ve Muhammed b. Râfi' -hadisin lafızları İbn Râfi'ye aittir- onlara Yahya b. Adem, ona Züheyr, ona Esved b. Kays, ona da Cündüb b. Süfyan şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) rahatsızlandı ve iki ya da üç gece kalkamadı. Bir kadın yanına geldi ve ey Muhammed! Şeytanının seni terk etmiş olduğunu umuyorum, onu senin yanında iki ya da üç gecedir göremiyorum dedi. Bunun üzerine Allah (cc); "kuşluk vaktine, çöktüğü zaman geceye and olsun ki, Rabbin seni terk etmedi, sana darılmadı da (Duhâ, 93/1-3)" ayetlerini indirdi.


Açıklama: Hadis metninde yer alan kadının Ebu Süfyanʼın kız kardeşi, Ebu Lehebʼin karısı olan Ümmü Cemil olduğu kaydedilmiştir (İbn Hacer, Ebū'l-Fadl Ahmed b. ʿAlî b. Muhammed b. Ahmed el-ʿAskalânî (ö. 852/1448), Fethu'l-Barî Şerhu Sahîh el-Buhârî, I-XIII, Beyrut 1379/1959, 9/8).

    Öneri Formu
2738 M004657 Müslim, Cihad ve Siyer, 115

Bize Ebu Tahir, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman, ona da Ashaptan Cabir b. Abdullah el-Ensârî (vahyin iniş sürecini) anlatırken Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Ben yürürken, gökten bir ses duydum. Başımı kaldırdım, o anda, Hira'da bana gelen Meleği, gök ile yer arasında bir kürsüye oturmuş bir halde görüverdim. Ondan oldukça korktum ve (evime) döndüm ve 'Beni örtün, beni örtün' dedim. Onlar da beni örttüler. Bunun üzerine şanı yüce Allah 'Ey örtünüp bürünen, kalk ve uyar, Rabbini tekbir et, elbiseni temiz tut' [Müddessir, 74/1-4] ayetlerini indirdi. [Ayette geçen الرُّجْزَ, put demektir.] Ardından vahiy peş peşe gelmeye başladı."


    Öneri Formu
979 M000406 Müslim, İman, 255

Bize Yahya, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihâb, ona Urve b. Zübeyr, ona da Nebî'nin (sav) hanımı Aişe şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah'a (sav) gelen ilk vahiy uykudaki sadık rüya şeklindeydi. Gördüğü bir rüya ertesi vakit mutlaka sabahın aydınlığı gibi apaçık gerçekleşirdi. Ardından ona yalnızlık sevdirildi. Hira mağarasına gider, ailesine dönmeden, orada gecelerce tehannüste bulunur, yani ibadet ederdi. Bunun için de yanına azık alırdı. Azığı bittikten sonra Hatice'nin yanına döner, aynı şekilde azık alırdı. Nihayet, o Hira mağarasında iken Hak, kendisine geldi. Melek, ona geldi ve 'oku' dedi. Rasulullah (sav), "ben okuma bilmem" dedi ve şöyle devam etti: "Melek, beni alıp takatim kesilene kadar sıktı, ardından bırakıp 'oku' dedi. Ben, okuma bilmem dedim. Beni yine alıp ikinci kez takatim kesilene kadar sıktı, ardından bırakıp 'oku' dedi. Ben, okuma bilmem dedim. Beni bir daha alıp takatim kesilene kadar üçüncü sefer sıktı, sonra bırakıp 'yaratan Rabbinin adıyla oku. O, insanı alakadan yarattı. Oku, Rabbin en büyük kerem sahibidir. O, kalemle öğretendir. İnsana bilmediğini öğretti' dedi."(Alak 96/ 1-5) Rasulullah (sav) korkudan titreyerek oradan döndü. Nihayet, Hatice'nin yanına girdi ve "beni örtün, beni örtün" dedi. Korku (hali) ondan gidene kadar kendisini örttüler. Hatice'ye, "ey Hatice, bana ne oluyor, kendim için endişeleniyorum" dedi (ve) olanı kendisine anlattı. Hatice, 'asla, (bu duruma) sevin. Allah'a yemin olsun ki, o seni asla rezil-rüsvâ etmez. Ona yemin olsun ki sen, akrabayı ihmal etmez, doğru konuşur, muhtaçları gözetir, sadece sende olanı başkalarına infak eder, misafiri ağırlar, Hak'tan gelen sıkıntılara karşı insanlara yardım edersin' dedi. Hatice onu aldı ve amcasının oğlu Varaka b. Nevfel'e götürdü. Kendisi Cahiliye devrinde Hristiyan olmuş, Arapça yazabilen, İncil'i, Allah'ın yazmasını dilediği kadar Arapça olarak yazabilen biriydi. (Ayrıca) oldukça yaşlı olup gözleri görmezdi. Hatice, 'Ey amcamın oğlu, kardeşinin oğlunu dinle' dedi. Varaka, 'Ey kardeşimin oğlu, ne görüyorsun' dedi. Nebî (sav), gördüğünü ona anlattı. Varaka, 'Bu, Musa'ya indirilen Nâmûs'tur. Keşke, vakti geldiğinde genç olup hayatta olabilsem' dedi. (Varaka), başka şeyler de söyledi. Rasulullah (sav), "onlar beni sürecekler mi" dedi. Varaka, 'evet, senin getirdiğini getirene (muhakkak) eziyet edilmiştir. Senin zamanına (kadar) sağ kalabilirsem, sana her şeyimle yardım ederim' dedi. (Ne var ki), çok geçmeden kendisi vefat etti. Vahiy de bir süre kesildi. (Bundan dolayı) Rasulullah (sav), üzüldü.


    Öneri Formu
11257 B000003 Buhari, Bedü'l-vahy, 1

Bize Abdurrezzâk, ona Ma'mer, ona Zuhrî, ona Urve, ona da Hz. Âişe (r.anha) şöyle demiştir: "Hz. Peygamber'e gelen vahiy, başlangıçta, uykuda sadık rüya şeklindeydi. Gördüğü her rüya sabahın aydınlığı gibi apaçık olurdu. Ardından kendisine yalnızlık sevdirildi. O, Hira mağarasına çekilir, orada ailesine dönmeden birçok gece tehannüs -ibadet- ederdi. Bunun için de yanına azık alırdı. (Azığı bittikten) sonra Hatice'nin yanına döner, yine azık alırdı. (Hal böyle iken) kendisi Hira mağarasında bulunduğunda kendisine vahiy geldi. O'na melek geldi ve 'Oku' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'Ben okuma bilmem' dedi. Hz. Peygamber der ki: (Melek) beni aldı, öyle bir sıktı ki takatim kesildi. Sonra beni bıraktı ve 'Oku' dedi. Ben ise 'Okuma bilmem' dedim. Beni yine aldı ve ikinci kez takatim kesilene kadar sıktı, ardından bıraktı ve 'Oku' dedi. Ben 'Okuma bilmem' dedim. Beni (bir daha) aldı ve takatim kesilene kadar üçüncü defa sıktı, sonra bıraktı. Bana, 'Yaratan Rabbinin adıyla oku. O, insanı alaktan yarattı. Oku, rabbin en cömert olandır. O, insana, kalemle bilmediğini öğretti' Alak, 95/1-5 dedi." "Hz. Peygamber (sav) korkudan titreyerek döndü, Hatice'nin yanına girip 'Beni örtün, beni örtün' buyurdu. Korku hali ondan gidene kadar onu örttüler. Ardından o, Hatice'ye 'Ey Hatice, bana ne oluyor' diyerek başından geçenleri ona anlattı ve 'kendim için endişeleniyorum' buyurdu. Hatice ise O'na 'Asla, (bilakis) sevin! Vallahi, Allah seni asla rezil-rüsva etmez. Vallahi, sen, akrabalarınla ilgilenir, doğru konuşur, ihtiyaç sahiplerini gözetir, yoksula, mahruma kazandırır, misafiri ağırlar, Hak'tan gelen musibetlerde insanlara yardım edersin' dedi. Hatice onu alıp Varaka b. Nevfel b. Esed b. Abdüluzzâ b. Kusayy'a götürdü. Varaka Hz. Hatice'nin amcasının oğlu olup Cahiliye devrinde Hristiyan olmuştu. Arapça yazı yazabilir ve Allah'ın imkan verdiği kadarıyla İncil'i Arapça yazardı. Oldukça yaşlı biriydi ve gözleri görmez olmuştu. Hatice ona 'Ey amca, kardeşinin oğlunu bir dinleyiver' dedi. Varaka b. Nevfel 'Ey kardeşimin oğlu ne görüyorsun?' diye sordu. Rasulullah da ona gördüklerini anlattı. Bunun üzerine Varaka 'Bu, Musa'ya (as) indirilen Nâmûs'tur. Keşke kavmin seni sürdüğünde genç ve hayatta olabilseydim!' dedi. Rasulullah (sav) 'Onlar beni sürecekler mi?' dedi. Varaka da 'Evet, senin getirdiğinin benzerini kim getirdiyse ona düşmanlık yapılmıştır, senin o gününe yetişirsem, her şeyimle sana yardım edeceğim' dedi. Sonra çok geçmeden Varaka vefat etti." "Bir müddet vahiy kesildi (fetret dönemi oldu). Bu (fetret devri), Allah Rasulü’nü (sav) çok üzdü. Bize ulaşan haberlere göre, bu üzüntü sebebiyle kendisini defalarca dağların zirvelerinden aşağı atmak istediği zamanlar oldu. Ne zaman bir dağın zirvesine çıksa, Cebrâil (as) kendisine görünerek 'Ey Muhammed! Sen gerçekten Allah’ın Rasulüsün' derdi. Bunun üzerine kalbi yatışır, içi sükûna kavuşur ve oradan geri dönerdi. Ama vahyin kesintisi uzayınca yine aynı şeyi yapmak ister, dağa çıktığında Cebrâil (as) tekrar görünür, aynı sözü söylerdi."


    Öneri Formu
76690 HM026486 İbn Hanbel, VI, 232

Bize Züheyr b. Harb, ona Amr b. Asım el-Kilâbî, ona Süleyman b. Muğîra, ona Sabit, ona da Enes şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah'ın (sav) vefatından sonra Ebu Bekir, Ömer'e, haydi Ümmü Eymen'e gidelim. Rasulullah'ın (sav) onu ziyaret ettiği gibi biz de ziyaret edelim dedi. (Enes b. Malik sözlerine devam etti) dedi ki: Ümmü Eymen'in yanına vardığımızda ağlayıverdi. Ebu Bekir ile Ömer; seni ağlatan da nedir? Halbuki, (biliyorsun ki) Allah'ın katındakiler Rasulü için daha hayırlıdır dediler. Ümmü Eymen; Allah'ın katındakilerin Rasulü için daha hayırlı olduğunu bilmediğimden ağlamıyorum. Ancak ben, gökten gelen vahyin kesildiğine ağlıyorum dedi. (Olayı aktaran Enes b. Malik), (onun bu sözü), onları derinden etkiledi ve Ümmü Eymen'le ağlamaya başladılar dedi."


    Öneri Formu
7465 M006318 Müslim, Fadâilu's Sahabe, 103

Bize Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihâb; (T) Bana Abdullah b. Muhammed, ona Abdürrezzâk, ona Ma'mer, ona ez-Zührî, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman, ona da Câbir b. Abdullah (r.anhüma) şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber'i (sav) vahyin kesilmesinden bahsederken işittim, şöyle diyordu: Ben yürürken gökten ansızın bir ses işittim. Hemencecik başımı kaldırdım; bir de baktım ki, Hira'da bana gelen melek, gök ile yer arasındaki bir kürsüde oturuyor! Ondan oldukça korktum. (Eve) döndüm. "Beni örtün, beni örtün!" dedim. Beni örttüler. (Ardından), Allahu teâlâ, namazın farz kılınmasından önce, 'ey örtünüp bürünen' ayetinden 'pisliği de terk et'(Müddessir, 74/1-5) ayetine kadarki bölümü indirdi. (Râvi Ebu Seleme) şöyle dedi: " (Ayetteki 'ricz'), putlar demektir."


    Öneri Formu
279222 B004925-2 Buhari, Tefsir, (Müddessir) 4

Bize Yahya, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihâb; (T) Bize Said b. Mervân, ona Muhammed b. Abdülaziz b. Ebu Rizme, ona Ebu Salih Selmûyeh, ona Abdullah, ona Yunus b. Yezîd, ona İbn Şihâb, ona Urve b. Zübeyr, ona da Nebî'nin (sav) hanımı Aişe şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah'a (sav) gelen [vahyin] ilki uykudaki sadık rüya şeklindeydi. Gördüğü bir rüya ertesi vakit mutlaka sabahın aydınlığı gibi apaçık gerçekleşirdi. Ardından ona yalnızlık sevdirildi. Hira mağarasına gider, ailesine dönmeden, orada gecelerce tehannüste bulunur, yani ibadet ederdi. Bunun için de yanına azık alırdı. Azığı bittikten sonra Hatice'nin yanına döner, aynı şekilde azık alırdı. Nihayet, o Hira mağarasında iken Hak, kendisine geldi. Melek, ona geldi ve ''oku'' dedi. Rasulullah (sav), ''ben okuma bilmem'' dedi. Rasulullah şöyle buyurdu: ''Melek, beni alıp takatim kesilene kadar sıktı, ardından bırakıp 'oku' dedi. Ben, 'okuma bilmem' dedim. Beni [yine] alıp ikinci kez takatim kesilene kadar sıktı, ardından bırakıp 'oku' dedi. Ben, 'okuma bilmem' dedim. Beni [bir daha] alıp takatim kesilene kadar üçüncü sefer sıktı, sonra bırakıp 'yaratan Rabbinin adıyla oku. O, insanı alakadan yarattı. Oku, Rabbin en büyük kerem sahibidir. O, kalemle öğretendir. İnsana bilmediğini öğretti' (Alak 96/ 1-5) dedi.'' Rasulullah (sav) korkudan titreyerek oradan döndü. Nihayet, Hatice'nin [yanına] girdi ve ''beni örtün, beni örtün'' dedi. Korku (hali) ondan gidene kadar kendisini örttüler. Hatice'ye, ''ey Hatice, bana ne oluyor, kendim için endişeleniyorum'' dedi (ve) olanı kendisine anlattı. Hatice, ''asla, sevin. Allah'a yemin olsun ki, o seni asla rezil-rüsvâ etmez. Ona yemin olsun ki sen, akrabayı ihmal etmez, doğru konuşur, muhtaçları gözetir, sadece sende olanı başkalarına infak eder, misafiri ağırlar, Hak'tan gelen sıkıntılara karşı insanlara yardım edersin'' dedi. Hatice onu aldı ve Varaka b. Nevfel'e götürdü ki o, Hatice'nin amcasının oğlu idi. Kendisi Cahiliye devrinde Hristiyan olmuş, Arapça yazabilen, İncil'i, Allah'ın yazmasını dilediği kadar Arapça olarak yazabilen biriydi. (Ayrıca) oldukça yaşlı olup gözleri görmezdi. Hatice, ''Ey amcamın oğlu, kardeşinin oğlunu dinle'' dedi. Varaka, ''Ey kardeşimin oğlu, ne görüyorsun'' dedi. Nebî (sav), gördüğünü ona anlattı. Varaka, ''Bu, Musa'ya indirilen Nâmûs'tur. Keşke, o zaman genç olup hayatta olabilsem'' dedi. (Varaka), başka şeyler de söyledi. Rasulullah (sav), ''onlar beni sürecekler mi'' dedi. Varaka, ''evet, senin getirdiğini getirene (muhakkak) eziyet edilmiştir. Senin zamanına (kadar) sağ kalabilirsem, sana her şeyimle yardım ederim'' dedi. (Ne var ki), çok geçmeden kendisi vefat etti. Vahiy de bir süre kesildi. (Bundan dolayı) Rasulullah (sav), üzüldü. İbn Abbas [Hadis metninde geçen ve 'sabahın aydınlığı' şeklinde tercüme edilen ]''Fâliku'l-isbâh'', ifadesinin 'gündüz vaktinde güneş ışığı ve geceleyin ise ay ışığı' demek olduğunu söyledi.


Açıklama: Hz. Peygamberʼe (sav) ilk vahiy gelişiyle ilgili olarak aktarılan rivayetlerin bazılarında bu rivayette olduğu gibi Oʼnun intiharı düşündüğü bilgisi yer almaktadır. Ancak hadisin Arapça metnine bakıldığında intihar ile ilgili bölüm فِيمَا بَلَغَنَا yani "bize ulaştığına göre" ifadesiyle aktarılmaktadır. Bu konuya dair yapılan çalışmalarda ilgili bölümün bu rivayet sigasıyla nakledilmesi sebebiyle isnadında kopukluk olduğu ve sahihlik özelliğini kaybettiği ifade edilmektedir. Kadı İyâz (Kadı İyâz, eş-Şifâ, II, 104) ve Ayni (el-Aynî, Umdetuʼl-Kârî, I, 145) gibi alimlere göre bu tasarruf hadisin senedinde yer alan Maʼmer b. Râşidʼe aittir ve bilgiyi kimden aldığı belli değildir. Maʼmer muhtemelen ez-Zührîʼden konuya dair biri sahih diğeri zayıf iki rivayeti almış ve ikinci, yani zayıf rivayeti sahih rivayetin akabinde bu duruma işaret eden فِيمَا بَلَغَنَا lafzıyla aktarmıştır. Dolayısı ile rivayette yer alan intihar olayı sahih bir nakil olarak kabul edilmemektedir (Ayrıntılı bilgi için bkz.Kahraman, Hüseyin - Mehmet Şakar, Hz. Peygamber’in İlk Vahyin Akabinde İntiharı Düşünmesi ile İlgili Rivayetlerin Tahlil ve Tenkidi, Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2017, cilt: XXVI, sayı: 1, s. 151-189 .

    Öneri Formu
27545 B006982 Buhari, Ta'bîr, 1

Bize Yahya, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihâb; (T) Bize Said b. Mervân, ona Muhammed b. Abdülaziz b. Ebu Rizme, ona Ebu Salih Selmûyeh, ona Abdullah, ona Yunus b. Yezîd, ona İbn Şihâb, ona Urve b. Zübeyr, ona da Nebî'nin (sav) hanımı Aişe şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah'a (sav) gelen [vahyin] ilki uykudaki sadık rüya şeklindeydi. Gördüğü bir rüya ertesi vakit mutlaka sabahın aydınlığı gibi apaçık gerçekleşirdi. Ardından ona yalnızlık sevdirildi. Hira mağarasına gider, ailesine dönmeden, orada gecelerce tehannüste bulunur, yani ibadet ederdi. Bunun için de yanına azık alırdı. Azığı bittikten sonra Hatice'nin yanına döner, aynı şekilde azık alırdı. Nihayet, o Hira mağarasında iken Hak, kendisine geldi. Melek, ona geldi ve ''oku'' dedi. Rasulullah (sav), ''ben okuma bilmem'' dedi. Rasulullah şöyle buyurdu: ''Melek, beni alıp takatim kesilene kadar sıktı, ardından bırakıp 'oku' dedi. Ben, 'okuma bilmem' dedim. Beni [yine] alıp ikinci kez takatim kesilene kadar sıktı, ardından bırakıp 'oku' dedi. Ben, 'okuma bilmem' dedim. Beni [bir daha] alıp takatim kesilene kadar üçüncü sefer sıktı, sonra bırakıp 'yaratan Rabbinin adıyla oku. O, insanı alakadan yarattı. Oku, Rabbin en büyük kerem sahibidir. O, kalemle öğretendir. İnsana bilmediğini öğretti' (Alak 96/ 1-5) dedi.'' Rasulullah (sav) korkudan titreyerek oradan döndü. Nihayet, Hatice'nin [yanına] girdi ve ''beni örtün, beni örtün'' dedi. Korku (hali) ondan gidene kadar kendisini örttüler. Hatice'ye, ''ey Hatice, bana ne oluyor, kendim için endişeleniyorum'' dedi (ve) olanı kendisine anlattı. Hatice, ''asla, sevin. Allah'a yemin olsun ki, o seni asla rezil-rüsvâ etmez. Ona yemin olsun ki sen, akrabayı ihmal etmez, doğru konuşur, muhtaçları gözetir, sadece sende olanı başkalarına infak eder, misafiri ağırlar, Hak'tan gelen sıkıntılara karşı insanlara yardım edersin'' dedi. Hatice onu aldı ve Varaka b. Nevfel'e götürdü ki o, Hatice'nin amcasının oğlu idi. Kendisi Cahiliye devrinde Hristiyan olmuş, Arapça yazabilen, İncil'i, Allah'ın yazmasını dilediği kadar Arapça olarak yazabilen biriydi. (Ayrıca) oldukça yaşlı olup gözleri görmezdi. Hatice, ''Ey amcamın oğlu, kardeşinin oğlunu dinle'' dedi. Varaka, ''Ey kardeşimin oğlu, ne görüyorsun'' dedi. Nebî (sav), gördüğünü ona anlattı. Varaka, ''Bu, Musa'ya indirilen Nâmûs'tur. Keşke, o zaman genç olup hayatta olabilsem'' dedi. (Varaka), başka şeyler de söyledi. Rasulullah (sav), ''onlar beni sürecekler mi'' dedi. Varaka, ''evet, senin getirdiğini getirene (muhakkak) eziyet edilmiştir. Senin zamanına (kadar) sağ kalabilirsem, sana her şeyimle yardım ederim'' dedi. (Ne var ki), çok geçmeden kendisi vefat etti. Vahiy de bir süre kesildi. (Bundan dolayı) Rasulullah (sav), üzüldü. İbn Abbas [Hadis metninde geçen ve 'sabahın aydınlığı' şeklinde tercüme edilen ]''Fâliku'l-isbâh'', ifadesinin 'gündüz vaktinde güneş ışığı ve geceleyin ise ay ışığı' demek olduğunu söyledi.


Açıklama: Hz. Peygamberʼe (sav) ilk vahiy gelişiyle ilgili olarak aktarılan rivayetlerin bazılarında bu rivayette olduğu gibi Oʼnun intiharı düşündüğü bilgisi yer almaktadır. Ancak hadisin Arapça metnine bakıldığında intihar ile ilgili bölüm فِيمَا بَلَغَنَا yani "bize ulaştığına göre" ifadesiyle aktarılmaktadır. Bu konuya dair yapılan çalışmalarda ilgili bölümün bu rivayet sigasıyla nakledilmesi sebebiyle isnadında kopukluk olduğu ve sahihlik özelliğini kaybettiği ifade edilmektedir. Kadı İyâz (Kadı İyâz, eş-Şifâ, II, 104) ve Ayni (el-Aynî, Umdetuʼl-Kârî, I, 145) gibi alimlere göre bu tasarruf hadisin senedinde yer alan Maʼmer b. Râşidʼe aittir ve bilgiyi kimden aldığı belli değildir. Maʼmer muhtemelen ez-Zührîʼden konuya dair biri sahih diğeri zayıf iki rivayeti almış ve ikinci, yani zayıf rivayeti sahih rivayetin akabinde bu duruma işaret eden فِيمَا بَلَغَنَا lafzıyla aktarmıştır. Dolayısı ile rivayette yer alan intihar olayı sahih bir nakil olarak kabul edilmemektedir (Ayrıntılı bilgi için bkz.Kahraman, Hüseyin - Mehmet Şakar, Hz. Peygamber’in İlk Vahyin Akabinde İntiharı Düşünmesi ile İlgili Rivayetlerin Tahlil ve Tenkidi, Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2017, cilt: XXVI, sayı: 1, s. 151-189 .

    Öneri Formu
279224 B006982-2 Buhari, Ta'bîr, 1