Giriş

Bize Abdüla'lâ b. Abdüla'lâ, ona Ma'mer, ona Zührî, ona Mahmud b. Rabî, ona da İtbân b. Malik şöyle demiştir: Hz. Peygamber'e (sav) gelip ona “gözlerim iyi görmüyor ve (vadiden akan) seller de mescidime gitmeme engel oluyor. Arzu ederim ki siz gelip evimde bir yerde namaz kılsanız, ben de orayı namazgah edinsem” dedim. Rasulullah (sav) "bunu yapacağız" buyurdu. İtbân der ki: Rasulullah (sav), Ebu Bekir'e uğrayıp onu yanına alarak geldi, içeri girince "nerede (namaz kılmamı) istersin" diye sordu. Ben de ona evin bir köşesini gösterdim. Hz. Peygamber emretti, arkasında safa dizildik, bize iki rekat namaz kıldırdı. Sonra yaptığımız, Hazîr yemeğini yemesi için Hz. Peygamber'i (sav) alıkoyduk. Hz. Peygamber'in geldiğini duyan Vadi ahalisi -yani mahalle halkı- akın akın geldiler, ev tamamen doldu. Topluluktan bir adam “Malik b. Duhşum nerede?” diye sordu. Başka bir adam “o münafık bir adamdır” dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "ona öyle deme, o 'Lâ ilâhe illallah' diyor ve bununla yalnız Allah’ın rızasını gözetiyor" buyurdu. Adam “ama bizler onun sadece münafıkları sevdiğini ve sadece onlarla muhatap olduğunu görüyoruz” dedi. Hz. Peygamber (sav) tekrar "ona öyle deme, o 'Lâ ilâhe illallah' diyor ve bununla yalnız Allah’ın rızasını gözetiyor" buyurdu. Topluluktan bir adam “peki ey Allah'ın Rasulü” dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "Şüphesiz Allah, 'Lâ ilâhe illallah' deyip onunla Allah’ın rızasını kazanmayı ümit eden kimselere, cehennemin ateşini haram kılmıştır" buyurdu. Mahmud der ki: Ben bunu aralarında Ebu Eyyûb el-Ensârî’nin de bulunduğu bir takım kimselere anlattım. Ebu Eyyûb “Rasulullah’ın (sav) bunu söylediğini zannetmiyorum” dedi. Bunun üzerine, ben kendi kendime “eğer döndüğümde İtbân b. Malik hayatta ise mutlaka bunu ona soracağım” dedim. geldim, onu kavmine namaz kıldıran, gözleri görmeyen bir zat olarak buldum. Bu hadisi ona sordum, o da bana, o hadisi ilk defa rivayet ettiği gibi rivayet etti. İtbân Bedir savaşına katılanlardandı.


Açıklama: Şeyhayn'ın şartlarına göre isnadı sahihtir.

    Öneri Formu
65406 HM016596 İbn Hanbel, IV, 44

Bize Abdurrezzâk, ona Ma'mer, ona Zührî, ona Mahmud b. Rabî, ona da İtbân b. Malik şöyle demiştir: Hz. Peygamber'e (sav) gelip ona “gözlerim iyi görmüyor ve (vadiden akan) seller de mescidime gitmeme engel oluyor. Arzu ederim ki siz gelip evimde bir yerde namaz kılsanız, ben de orayı namazgah edinsem” dedim. Rasulullah (sav) "inşallah bunu yapacağım" buyurdu. İtbân der ki: Rasulullah (sav), Ebu Bekir'e uğrayıp onu yanına alarak yürüyüp geldi, izin isteyip içeri girdi ve oturmadan "nerede namaz kılmamı istersin" diye sordu. istediğim yeri ona gösterdim. İtbân der ki: Sonra kendisi için yaptığımız, Hazîr yemeğini yemesi için Hz. Peygamber'i (sav) alıkoyduk. Hz. Peygamber'in geldiğini duyan Vadi ahalisi -yani mahalle halkı- akın akın geldiler, hatta ev doldu. Bir adam “Malik b. Duhşun- ya da Duhayşin nerede?” diye sordu. Başka bir adam “O Allah'ı ve Rasulünü sevmeyen münafığın bir adamdır” dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "ona öyle deme, o 'Lâ ilâhe illallah' diyor ve bununla yalnız Allah’ın rızasını gözetiyor" buyurdu. Adam “ey Allah'ın Rasulü, bizler onun sadece münafıkları sevdiğini ve sadece onlarla muhatap olduğunu görüyoruz” dedi. Hz. Peygamber (sav) tekrar "ona öyle deme, o 'Lâ ilâhe illallah' diyor ve bununla yalnız Allah’ın rızasını gözetiyor" buyurdu. Adam “peki ey Allah'ın Rasulü” dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "Şüphesiz Allah, 'Lâ ilâhe illallah' deyip onunla Allah’ın rızasını kazanmayı ümit eden kimselere, cehennemin ateşini haram kılmıştır" buyurdu. Mahmud der ki: Ben bunu aralarında Ebu Eyyûb el-Ensârî’nin de bulunduğu bir takım kimselere anlattım. Ebu Eyyûb “Rasulullah’ın (sav) senin söylemiş olduğun şeyi söyleyeceğini asla zannetmiyorum” dedi. Bunun üzerine, ben eğer İtbân b. Malik'e dönersem, mutlaka bunu ona soracağıma ant ettim. Döndüğüm vakit,onu kavmine namaz kıldıran, gözleri görmeyen yaşlı bir zat olarak buldum. Yanına oturdum ve bu hadisi ona sordum, o da bana, o hadisi ilk defa rivayet ettiği gibi rivayet etti. Ma'mer der ki: Zührî bu hadisi rivayet ettiğinde “daha sonra bu konuda farzlar ve emirler indi. Artık kim aldanmamaya gücü yetirirse aldanmasın” derdi.


    Öneri Formu
52455 MA001929 Musannef-i Abdurrezzak, I, 502

Bize Abdussamed, ona babası, ona da Ebu’t-Teyyâh, Enes'in şöyle dediğini rivayet etti: "Rasulullah (sav) insanların en güzel ahlaklısıydı. Benim bir kardeşim vardı; ona Ebu Umeyr denilirdi. -Ravi (hadisin lafzında şüphe ederek) 'zannediyorum sütten kesilmişti' dedi-. Rasulullah bize ne zaman gelse onu gördüğü zaman: 'Ey Ebu Umeyr! Ne yaptı nuğayr (bülbülcük)?' derdi. Ebu Umeyr (Nuğayr ismini verdiği) bu bülbülle oynardı. (Enes sözüne şöyle devam etti:) Bazen O (sav) bizim evimizde iken namaz vakti girerdi. O zaman altındaki serginin süpürülmesini emreder, (süpürülmesinin) ardından üzerine biraz su serpilirdi. Sonra Rasulullah (sav) namaza durur, biz de onun arkasında saf tutardık ve bize namaz kıldırırdı." Hadisin ravisi şöyle demiştir: 'Eneslerin sergisi, hurma dallarından yapılmış (hasır) idi.'


    Öneri Formu
61136 HM013241 İbn Hanbel, III, 213


    Öneri Formu
60169 HM012365 İbn Hanbel, III, 132

Bize el-Ka'neb, ona Malik, ona Nafi', ona da Abdullah b. Ömer (ra) rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) Zülhuleyfe'deki Bathâ mevkiinde devesini çöktürdü ve orada namaz kıldı." [Nafi' der ki: Bunu Abdullah b. Ömer de yapardı.]


    Öneri Formu
11863 D002044 Ebu Davud, Menasik, 96, 97

Bize el-Ka'nebî, ona Malik şöyle dedi: "Bir insanın seyahatinden dönüp Medine'ye gelirken Muarras mevkiine ulaştığında, orada bir miktar namaz kılmadan geçmesi doğru değildir. Çünkü bana haber verildiğine göre Rasulullah (sav) orada konaklardı." [Ebû Davud dedi ki: Ben Muhammed b. İshak Medeni'nin şöyle dediğini işittim: el-Muarras Medine'ye altı mil uzaklıktadır.]


    Öneri Formu
11864 D002045 Ebu Davud, Menasik, 96, 97

Bize Muhammed b. Abdüla'la, ona İbn Avn, ona Nafi, ona da Abdullah b. Ömer şöyle demiştir: "Abdullah b. Ömer Kâbe'ye (sav) vardığında Peygamber (sav), Bilal ve Üsame ile birlikte Kâbe'­ye girmiş, Osman b. Talha da üzerlerine kapıyı kapamıştı. Abdullah der ki: Orada uzun müddet kaldılar. Sonra kapı açıldı ve Peygamber (sav) çıktı. Ben hızla merdiveni hızla çıkarak Kâbe'ye girdim ve “Peygamber (sav) nerede namaz kıl­dı” diye sordum, “şurada” dediler. Fakat onlara kaç rekât namaz kıldığını sorma­yı unuttum."


    Öneri Formu
24401 N002908 Nesai, Menâsikü'l-Hac, 126

Bize Behz, ona Müsennâ b. Said, ona da Ebu’t-Teyyâh, Enes’in şöyle anlattığını rivayet etti: "Hz. Peygamber (s.a.v.) (annem) Ümmü Süleym’i ziyaret ederdi. Onun Ebu Umeyr adında küçük bir oğlu vardı. Hz. Peygamber (sav) ona: 'Ey Ebû Umeyr! Ne yaptı nuğayr (bülbülcük)?' derdi. Ebu Umeyr (Nuğayr ismini verdiği) bu kuşla oynardı. Rasulullah (sav), Ümmü Süleym’i kimi zaman ziyaret ederdi. Onun evinde ailesiyle sohbet ederdi. Namaz vakti girince, suyla ıslatılmış bir hasır üzerinde namaz kılardı."


    Öneri Formu
60286 HM013010 İbn Hanbel, III, 191

Bize Muhammed b. Cafer, ona Şu’be, ona da Ebu’t-Teyyâh, Enes b. Mâlik’in şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Allah Rasulü (sav) bizimle iç içe olurdu. O kadar ki, bir gün kardeşime: 'Ey Ebû Umeyr! Ne yaptı ğumeyr (bülbülcük)?' diye sormuştu. (Enes sözüne şöyle devam etti) Namaz vakti girince, serginin bir kenarına onun için su serptik. Bize imamlık yaptı. Biz de arkasına saf olduk." (Hadisin ravilerinden) Şu‘be şöyle dedi: 'Ebu’t-Teyyâh yaşlandıktan sonra hadisi: 'Sonra kalktı ve namaz kıldı' ifadeleriyle nakletti. (Rivayetinde) 'Biz de arkasına saf olduk' ve 'bize imamlık yaptı' ifadelerini kullanmadı.'


    Öneri Formu
61248 HM012783 İbn Hanbel, III, 171


    Öneri Formu
2768 B000492 Buhari, Salat, 89