Bize Amr en-Nakıd ve Züheyr b. Harb, ona İsmail b. İbrahim; (T)
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Ali b. Müshir ve Abde b. Süleyman; (T)
Bize İbnü'l-Müsenna, İbn Beşşar, o ikisine İbn Ebu Adî, ona Said b. Ebu Arûbe, ona Katade, ona Zürâre, ona da Ebu Hureyre rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Şüphesiz yüce Allah, işlemedikleri veya söylemedikleri müddetçe ümmetimin gönlünden geçen günahları affetmiştir."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
891, M000332
Hadis:
حَدَّثَنَا عَمْرٌو النَّاقِدُ وَزُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ قَالاَ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ ح
وَحَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ مُسْهِرٍ وَعَبْدَةُ بْنُ سُلَيْمَانَ ح
وَحَدَّثَنَا ابْنُ الْمُثَنَّى وَابْنُ بَشَّارٍ قَالاَ حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى عَدِىٍّ كُلُّهُمْ عَنْ سَعِيدِ بْنِ أَبِى عَرُوبَةَ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ زُرَارَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم:
"إِنَّ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ تَجَاوَزَ لأُمَّتِى عَمَّا حَدَّثَتْ بِهِ أَنْفُسَهَا مَا لَمْ تَعْمَلْ أَوْ تَكَلَّمْ بِهِ."
Tercemesi:
Bize Amr en-Nakıd ve Züheyr b. Harb, ona İsmail b. İbrahim; (T)
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Ali b. Müshir ve Abde b. Süleyman; (T)
Bize İbnü'l-Müsenna, İbn Beşşar, o ikisine İbn Ebu Adî, ona Said b. Ebu Arûbe, ona Katade, ona Zürâre, ona da Ebu Hureyre rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Şüphesiz yüce Allah, işlemedikleri veya söylemedikleri müddetçe ümmetimin gönlünden geçen günahları affetmiştir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 332, /73
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Hâcib Zürâre b. Evfâ el-Haraşî (Zürare b. Evfa)
3. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
4. Ebu Nadr Said b. Ebu Arûbe el-Adevî (Saîd b. Mihrân)
5. Ebu Amr Muhammed b. İbrahim es-Sülemî (Muhammed b. İbrahim b. Ebu Adî)
6. Muhammed b. Beşşâr el-Abdî (Muhammed b. Beşşâr b. Osman)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın kulu ile ilişkisi
Mizan/hesaplaşma, Ahirette hesaba çekilmek
Niyet, ameller niyetlere göre değerlendirilir
Niyet, Zihin inşası
Bize Muhammed b. Minhal ed-Darîr ve Ümeyye b. Bistâm, onlara Yezid b. Zürey, ona Ravh b. Kasım , ona Alâ, ona babası (Abdurrahman b. Yakub), ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle demiştir:
Rasullah'a (sav), "göklerde ve yerde olanlar Allah'ındır. İçinizdekini açıklasanız da gizleseniz de Allah sizi onunla hesaba çeker ve dilediğini bağışlar, dilediğine azap eder. Allah'ın her şeye gücü yeter" (Bakara 2/284) ayeti nazil olunca, ayetin bu içeriği, Rasulullah'ın (sav) ashabına çok ağır geldi. Hemen Rasulullah'a (sav) geldiler ve diz üstü çöküp “ey Allah'ın Rasulü! Namaz, oruç, cihat ve sadaka gibi güç yetirebildiğimiz bir takım amellerle mükellef tutulmuştuk. Şimdi ise sana bu ayet nazil oldu ve bizler buna güç yetiremiyoruz” dediler. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "sizden önceki ehl-i kitabın dediği gibi 'işittik ve isyan ettik' mi diyeceksiniz? Bilakis, 'işittik ve itaat ettik. Bağışlamanı dileriz, ey Rabbimiz! Dönüş ancak sanadır' deyin" buyurdu. Onlar da “işittik ve itaat ettik. Bağışlamanı dileriz, ey Rabbimiz! Dönüş ancak sanadır” dediler. Böylece insanlar bu ayeti okuyup dilleri buna yatışınca Allah, bu ayetin ardından şu ayeti indirdi: "Peygamber ve ona inananlar, Rabbinden indirilene iman etti. Hepsi Allah'a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine iman etti. Allah'ın peygamberlerinden hiçbiri arasında ayırım yapmayız. İşittik, itaat ettik. Rabbimiz! Affını dileriz, dönüş ancak sanadır dediler." (Bakara 2/285) İnsanlar bu ayetin gereğini yerine getirince de Allah Teâlâ bu ayeti nesh etti. Ardından Allah Azze ve Celle : "Allah her şahsı, ancak gücünün yettiği ölçüde mükellef kılar. Herkesin kazandığı iyilik kendi lehine, ettiği kötülük de kendi aleyhinedir. Rabbimiz! Eğer unutacak veya yanılacak olursak bizi sorumlu tutma" (Bakara 2/286) ayetini indirdi ve bu duaya "evet" dedi. Daha sonra "Rabbimiz bizden öncekilere yüklediğin gibi, bize de ağır yük yükleme" (Bakara 2/286) duasına da "evet" buyurdu. En sonunda "Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmeyeceği şeyi taşıtma, bizi affet, bizi bağışla, bize acı. Sen Mevla'mızsın! Kafirlere karşı bize yardım et." (Bakara 2/286) duasına da "evet" buyurdu.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
888, M000329
Hadis:
حَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ مِنْهَالٍ الضَّرِيرُ وَأُمَيَّةُ بْنُ بِسْطَامَ الْعَيْشِىُّ - وَاللَّفْظُ لأُمَيَّةَ - قَالاَ حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ زُرَيْعٍ حَدَّثَنَا رَوْحٌ - وَهُوَ ابْنُ الْقَاسِمِ - عَنِ الْعَلاَءِ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ لَمَّا نَزَلَتْ عَلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم "(لِلَّهِ مَا فِى السَّمَوَاتِ وَمَا فِى الأَرْضِ وَإِنْ تُبْدُوا مَا فِى أَنْفُسِكُمْ أَوْ تُخْفُوهُ يُحَاسِبْكُمْ بِهِ اللَّهُ فَيَغْفِرُ لِمَنْ يَشَاءُ وَيُعَذِّبُ مَنْ يَشَاءُ وَاللَّهُ عَلَى كُلِّ شَىْءٍ قَدِيرٌ)" قَالَ فَاشْتَدَّ ذَلِكَ عَلَى أَصْحَابِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَأَتَوْا رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ثُمَّ بَرَكُوا عَلَى الرُّكَبِ فَقَالُوا أَىْ رَسُولَ اللَّهِ كُلِّفْنَا مِنَ الأَعْمَالِ مَا نُطِيقُ الصَّلاَةُ وَالصِّيَامُ وَالْجِهَادُ وَالصَّدَقَةُ وَقَدْ أُنْزِلَتْ عَلَيْكَ هَذِهِ الآيَةُ وَلاَ نُطِيقُهَا. قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"أَتُرِيدُونَ أَنْ تَقُولُوا كَمَا قَالَ أَهْلُ الْكِتَابَيْنِ مِنْ قَبْلِكُمْ سَمِعْنَا وَعَصَيْنَا بَلْ قُولُوا سَمِعْنَا وَأَطَعْنَا غُفْرَانَكَ رَبَّنَا وَإِلَيْكَ الْمَصِيرُ." قَالُوا سَمِعْنَا وَأَطَعْنَا غُفْرَانَكَ رَبَّنَا وَإِلَيْكَ الْمَصِيرُ. فَلَمَّا اقْتَرَأَهَا الْقَوْمُ ذَلَّتْ بِهَا أَلْسِنَتُهُمْ فَأَنْزَلَ اللَّهُ فِى إِثْرِهَا "(آمَنَ الرَّسُولُ بِمَا أُنْزِلَ إِلَيْهِ مِنْ رَبِّهِ وَالْمُؤْمِنُونَ كُلٌّ آمَنَ بِاللَّهِ وَمَلاَئِكَتِهِ وَكُتُبِهِ وَرُسُلِهِ لاَ نُفَرِّقُ بَيْنَ أَحَدٍ مِنْ رُسُلِهِ وَقَالُوا سَمِعْنَا وَأَطَعْنَا غُفْرَانَكَ رَبَّنَا وَإِلَيْكَ الْمَصِيرُ)" فَلَمَّا فَعَلُوا ذَلِكَ نَسَخَهَا اللَّهُ تَعَالَى فَأَنْزَلَ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ "(لاَ يُكَلِّفُ اللَّهُ نَفْسًا إِلاَّ وُسْعَهَا لَهَا مَا كَسَبَتْ وَعَلَيْهَا مَا اكْتَسَبَتْ رَبَّنَا لاَ تُؤَاخِذْنَا إِنْ نَسِينَا أَوْ أَخْطَأْنَا)" قَالَ نَعَمْ "(رَبَّنَا وَلاَ تَحْمِلْ عَلَيْنَا إِصْرًا كَمَا حَمَلْتَهُ عَلَى الَّذِينَ مِنْ قَبْلِنَا)" قَالَ نَعَمْ "(رَبَّنَا وَلاَ تُحَمِّلْنَا مَا لاَ طَاقَةَ لَنَا بِهِ)" قَالَ نَعَمْ "(وَاعْفُ عَنَّا وَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَا أَنْتَ مَوْلاَنَا فَانْصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْكَافِرِينَ)" قَالَ نَعَمْ.
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Minhal ed-Darîr ve Ümeyye b. Bistâm, onlara Yezid b. Zürey, ona Ravh b. Kasım , ona Alâ, ona babası (Abdurrahman b. Yakub), ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle demiştir:
Rasullah'a (sav), "göklerde ve yerde olanlar Allah'ındır. İçinizdekini açıklasanız da gizleseniz de Allah sizi onunla hesaba çeker ve dilediğini bağışlar, dilediğine azap eder. Allah'ın her şeye gücü yeter" (Bakara 2/284) ayeti nazil olunca, ayetin bu içeriği, Rasulullah'ın (sav) ashabına çok ağır geldi. Hemen Rasulullah'a (sav) geldiler ve diz üstü çöküp “ey Allah'ın Rasulü! Namaz, oruç, cihat ve sadaka gibi güç yetirebildiğimiz bir takım amellerle mükellef tutulmuştuk. Şimdi ise sana bu ayet nazil oldu ve bizler buna güç yetiremiyoruz” dediler. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "sizden önceki ehl-i kitabın dediği gibi 'işittik ve isyan ettik' mi diyeceksiniz? Bilakis, 'işittik ve itaat ettik. Bağışlamanı dileriz, ey Rabbimiz! Dönüş ancak sanadır' deyin" buyurdu. Onlar da “işittik ve itaat ettik. Bağışlamanı dileriz, ey Rabbimiz! Dönüş ancak sanadır” dediler. Böylece insanlar bu ayeti okuyup dilleri buna yatışınca Allah, bu ayetin ardından şu ayeti indirdi: "Peygamber ve ona inananlar, Rabbinden indirilene iman etti. Hepsi Allah'a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine iman etti. Allah'ın peygamberlerinden hiçbiri arasında ayırım yapmayız. İşittik, itaat ettik. Rabbimiz! Affını dileriz, dönüş ancak sanadır dediler." (Bakara 2/285) İnsanlar bu ayetin gereğini yerine getirince de Allah Teâlâ bu ayeti nesh etti. Ardından Allah Azze ve Celle : "Allah her şahsı, ancak gücünün yettiği ölçüde mükellef kılar. Herkesin kazandığı iyilik kendi lehine, ettiği kötülük de kendi aleyhinedir. Rabbimiz! Eğer unutacak veya yanılacak olursak bizi sorumlu tutma" (Bakara 2/286) ayetini indirdi ve bu duaya "evet" dedi. Daha sonra "Rabbimiz bizden öncekilere yüklediğin gibi, bize de ağır yük yükleme" (Bakara 2/286) duasına da "evet" buyurdu. En sonunda "Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmeyeceği şeyi taşıtma, bizi affet, bizi bağışla, bize acı. Sen Mevla'mızsın! Kafirlere karşı bize yardım et." (Bakara 2/286) duasına da "evet" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 329, /72
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Alâ Abdurrahman b. Yakub el-Cühenî (Abdurrahman b. Yakub)
3. Alâ b. Abdurrahman el-Hırakî (Alâ b. Abdurrahman b. Yakub)
4. Ravh b. Kasım et-Temîmî (Ravh b. Kasım)
5. Ebu Muaviye Yezid b. Zürey' el-Ayşî (Yezid b. Zürey' b. Yezid)
6. Ebu Bekir Ümeyye b. Bistam el-Ayşî (Ümeyye b. Bistam b. Münteşir)
6. Ebu Cafer Muhammed b. Minhal ed-Darîr (Muhammed b. Minhal)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın kulu ile ilişkisi
İman, Esasları, Kitaplara iman
Kur'an, Nüzul sebebleri
Mizan/hesaplaşma, Ahirette hesaba çekilmek
حدثنا حجاج قال حدثنا حماد هو بن سلمة عن سليمان التيمي عن سعيد القيسي عن بن عباس قال :
" ما من مسلم له والدان مسلمان يصبح إليهما محتسبا إلا فتح له الله بابين يعنى من الجنة وإن كان واحد فواحد وإن اغضب أحدهما لم يرض الله عنه حتى يرضى عنه قيل وإن ظلماه قال وإن ظلماه."
Bize Haccac, ona Hammad b. Seleme, ona Süleyman et-Teymî, ona Said el-Kaysî, ona da İbn Abbas şöyle demiştir:
"Bir Müslüman, sahip olduğu Müslüman anne-babasına sevabını Allah'tan bekleyerek iyi davranırsa, Allah Teala o kişi için, Cennetten iki kapı açar. Şayet anne-babasından biri hayatta ise, Allah Teala ona cennetin bir kapısını açar. Eğer onlardan birini kızdırırsa, onlar o çocuktan razı oluncaya kadar Allah da ondan razı olmaz."
İbn Abbas'a, 'Anne-baba, o çocuğa haksızlık etmiş olsalar da mı?' diye soruldu.
O da, "Çocuğa haksızlık etmiş olsalar dahi" diye cevap verdi.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163260, EM000007
Hadis:
حدثنا حجاج قال حدثنا حماد هو بن سلمة عن سليمان التيمي عن سعيد القيسي عن بن عباس قال :
" ما من مسلم له والدان مسلمان يصبح إليهما محتسبا إلا فتح له الله بابين يعنى من الجنة وإن كان واحد فواحد وإن اغضب أحدهما لم يرض الله عنه حتى يرضى عنه قيل وإن ظلماه قال وإن ظلماه."
Tercemesi:
Bize Haccac, ona Hammad b. Seleme, ona Süleyman et-Teymî, ona Said el-Kaysî, ona da İbn Abbas şöyle demiştir:
"Bir Müslüman, sahip olduğu Müslüman anne-babasına sevabını Allah'tan bekleyerek iyi davranırsa, Allah Teala o kişi için, Cennetten iki kapı açar. Şayet anne-babasından biri hayatta ise, Allah Teala ona cennetin bir kapısını açar. Eğer onlardan birini kızdırırsa, onlar o çocuktan razı oluncaya kadar Allah da ondan razı olmaz."
İbn Abbas'a, 'Anne-baba, o çocuğa haksızlık etmiş olsalar da mı?' diye soruldu.
O da, "Çocuğa haksızlık etmiş olsalar dahi" diye cevap verdi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 7, /56
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Said el-Kaysi (Kaysi)
3. Ebu Mu'temir Süleyman b. Tarhân et-Teymî (Süleyman b. Tarhân)
4. Ebu Seleme Hammad b. Seleme el-Basrî (Hammad b. Seleme b. Dînar)
5. Ebu Muhammed Haccac b. Minhâl el-Enmâti (Haccac b. Minhâl)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın kulu ile ilişkisi
Allah İnancı, kızması / gazabı/ buğzetmesi ve sebepleri
Anne-baba, rızalarını almaya çalışmak
İsyan, anne-babaya isyan, saygısızlık
İyilik, Anne-Baba, anne-babaya iyilik
Öneri Formu
Hadis Id, No:
889, M000330
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ وَأَبُو كُرَيْبٍ وَإِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ - وَاللَّفْظُ لأَبِى بَكْرٍ قَالَ إِسْحَاقُ أَخْبَرَنَا وَقَالَ الآخَرَانِ حَدَّثَنَا - وَكِيعٌ عَنْ سُفْيَانَ عَنْ آدَمَ بْنِ سُلَيْمَانَ مَوْلَى خَالِدٍ قَالَ سَمِعْتُ سَعِيدَ بْنَ جُبَيْرٍ يُحَدِّثُ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ لَمَّا نَزَلَتْ هَذِهِ الآيَةُ "(وَإِنْ تُبْدُوا مَا فِى أَنْفُسِكُمْ أَوْ تُخْفُوهُ يُحَاسِبْكُمْ بِهِ اللَّهُ)" قَالَ دَخَلَ قُلُوبَهُمْ مِنْهَا شَىْءٌ لَمْ يَدْخُلْ قُلُوبَهُمْ مِنْ شَىْءٍ فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم
"قُولُوا سَمِعْنَا وَأَطَعْنَا وَسَلَّمْنَا." قَالَ فَأَلْقَى اللَّهُ الإِيمَانَ فِى قُلُوبِهِمْ فَأَنْزَلَ اللَّهُ تَعَالَى "(لاَ يُكَلِّفُ اللَّهُ نَفْسًا إِلاَّ وُسْعَهَا لَهَا مَا كَسَبَتْ وَعَلَيْهَا مَا اكْتَسَبَتْ رَبَّنَا لاَ تُؤَاخِذْنَا إِنْ نَسِينَا أَوْ أَخْطَأْنَا)" قَالَ قَدْ فَعَلْتُ "(رَبَّنَا وَلاَ تَحْمِلْ عَلَيْنَا إِصْرًا كَمَا حَمَلْتَهُ عَلَى الَّذِينَ مِنْ قَبْلِنَا)" - قَالَ قَدْ فَعَلْتُ "(وَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَا أَنْتَ مَوْلاَنَا)" قَالَ قَدْ فَعَلْتُ.
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, Ebu Küreyb ve İshak b. İbrahim, -lafız, Ebu Bekir'e aittir- onlara Veki', ona Süfyan, ona Adem b. Süleyman mevla Halid, ona da Said b. Cübeyr, İbn Abbas'tan naklen şöyle rivayet etmiştir:
"İçinizdekileri açığa vursanız da gizleseniz de Allah, ondan dolayı size hesaba çekecektir" ayeti inince (ashabın) kalplerine başka hiçbir şeyden dolayı girmeyen bir (endişe) giriverdi. (Bunun üzerine) Nebî (sav); "işittik, itaat ettik ve teslim olduk deyin" buyurdu. (Derken) Allah, kalplerine imanı yerleştiriverdi de (ardından), "Allah, kimseyi kaldıramayacağı şeyle sorumlu tutmaz. Kazandığı lehinedir ve (yine) kazandığı aleyhinedir." "Rabbimiz! Unutur ya da hata edersek bizi hesaba çekme" ayetini indirdi. (Allah Teâlâ) Kabul ettim buyurarak "Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bizlere de ağır yük yükleme" (ayetini indirdi). (Ardından yine) Kabul ettim buyurarak "bizi bağışla! Bize rahmet eyle! Sen bizim mevlamıszsın!" (ayetini indirdi ve) kabul ettim buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 330, /73
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Abdullah Said b. Cübeyr el-Esedî (Said b. Cübeyr)
3. Ebu Yahya Adem b. Süleyman el-Kuraşi (Adem b. Süleyman)
4. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
5. Ebu Süfyan Veki' b. Cerrah er-Ruâsî (Veki' b. Cerrah b. Melih b. Adî)
6. Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe el-Absî (Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman)
6. Ebu Küreyb Muhammed b. Alâ el-Hemdânî (Muhammed b. Alâ b. Kureyb)
6. İshak b. Râhûye el-Mervezî (İshak b. İbrahim b. Mahled)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın kulu ile ilişkisi
Mizan/hesaplaşma, Ahirette hesaba çekilmek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
892, M000333
Hadis:
وَحَدَّثَنِى زُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ حَدَّثَنَا مِسْعَرٌ وَهِشَامٌ ح
وَحَدَّثَنِى إِسْحَاقُ بْنُ مَنْصُورٍ أَخْبَرَنَا الْحُسَيْنُ بْنُ عَلِىٍّ عَنْ زَائِدَةَ عَنْ شَيْبَانَ جَمِيعًا عَنْ قَتَادَةَ بِهَذَا الإِسْنَادِ
[عَنْ زُرَارَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم] مِثْلَهُ ["إِنَّ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ تَجَاوَزَ لأُمَّتِى عَمَّا حَدَّثَتْ بِهِ أَنْفُسَهَا مَا لَمْ تَعْمَلْ أَوْ تَكَلَّمْ بِهِ."]
Tercemesi:
Bana Züheyr b. Harb, ona Veki', ona Mis'ar ve İshak b. Mansur, ona Hüseyin b. Ali, ona Zâide, ona Şeyban, onlara Katade bu isnatla [yani ona Zürâre, ona Ebu Hureyre (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz Allah (ac) ümmetimin gönlünden geçenlerden bunları hayata geçirmedikleri veya söylemedikleri takdirde sorumlu tutmaz."]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 333, /73
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Hâcib Zürâre b. Evfâ el-Haraşî (Zürare b. Evfa)
3. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
4. Ebu Seleme Misar b. Kidam el-Âmirî (Misar b. Kidam b. Zuheyr b. Ubeyde b. Haris)
4. Hişam b. Ebu Abdullah ed-Destevâî (Hişam b. Senber)
4. Ebu Muaviye Şeyban b. Abdurrahman et-Temimi (Şeyban b. Abdurrahman)
5. Ebu Süfyan Veki' b. Cerrah er-Ruâsî (Veki' b. Cerrah b. Melih b. Adî)
5. Zâide b. Kudame es-Sekafî (Zâide b. Kudame)
6. Ebu Hayseme Züheyr b. Harb el-Haraşî (Züheyr b. Harb b. Eştâl)
6. Ebu Abdullah Hüseyin b. Ali el-Cu'fi (Hüseyin b. Ali b. Velid)
7. İshak b. Mansur el-Kevsec (İshak b. Mansur b. Behram)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın kulu ile ilişkisi
Mizan/hesaplaşma, Ahirette hesaba çekilmek
Niyet, ameller niyetlere göre değerlendirilir
Niyet, Zihin inşası
Öneri Formu
Hadis Id, No:
33680, D004733
Hadis:
حَدَّثَنَا الْقَعْنَبِىُّ عَنْ مَالِكٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ أَبِى سَلَمَةَ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ وَعَنْ أَبِى عَبْدِ اللَّهِ الأَغَرِّ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"يَنْزِلُ رَبُّنَا كُلَّ لَيْلَةٍ إِلَى سَمَاءِ الدُّنْيَا حِينَ يَبْقَى ثُلُثُ اللَّيْلِ الآخِرِ فَيَقُولُ مَنْ يَدْعُونِى فَأَسْتَجِيبَ لَهُ مَنْ يَسْأَلُنِى فَأُعْطِيَهُ مَنْ يَسْتَغْفِرُنِى فَأَغْفِرَ لَهُ."
Tercemesi:
Bize Ka'neb (Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesleme el-Harisî), ona (Ebu Abdullah) Malik (b. Enes el-Esbahî), ona (Muhammed) b. Şihab (ez-Zührî), ona Ebu Abdullah (Selman) el-Eğar, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman (ez-Zührî), ona da Ebu Hureyre (ra), Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"Her gece, gecenin (ilk üçte ikisi gidip de) son üçte biri kalınca, Rabbimiz dünya semasına iner ve bana dua edecek kimse yok mu, duasını kabul edeyim, benden bir isteği olan yok mu, ona (isteğini) vereyim, benden af dileyen yok mu kendisini bağışlayayım" buyurur.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Sünne 21, /1079
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Seleme b. Abdurrahman ez-Zuhrî (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
5. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesleme el-Harisî (Abdullah b. Mesleme b. Ka'neb)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın kulu ile ilişkisi
Allah İnancı, Arş'a istivası ve dünya semasına inmesi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
5133, M001357
Hadis:
وَحَدَّثَنِى زُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا عَفَّانُ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ أَخْبَرَنَا قَتَادَةُ وَثَابِتٌ وَحُمَيْدٌ عَنْ أَنَسٍ أَنَّ رَجُلاً جَاءَ فَدَخَلَ الصَّفَّ وَقَدْ حَفَزَهُ النَّفَسُ فَقَالَ الْحَمْدُ لِلَّهِ حَمْدًا كَثِيرًا طَيِّبًا مُبَارَكًا فِيهِ. فَلَمَّا قَضَى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم صَلاَتَهُ قَالَ
"أَيُّكُمُ الْمُتَكَلِّمُ بِالْكَلِمَاتِ." فَأَرَمَّ الْقَوْمُ فَقَالَ
"أَيُّكُمُ الْمُتَكَلِّمُ بِهَا فَإِنَّهُ لَمْ يَقُلْ بَأْسًا." فَقَالَ رَجُلٌ جِئْتُ وَقَدْ حَفَزَنِى النَّفَسُ فَقُلْتُهَا. فَقَالَ
"لَقَدْ رَأَيْتُ اثْنَىْ عَشَرَ مَلَكًا يَبْتَدِرُونَهَا أَيُّهُمْ يَرْفَعُهَا."
Tercemesi:
Bize Zuheyr b. Harb, ona Affan, ona Hammad, ona Katade, Sabit ve Humeyd, onlara Enes'in rivayet ettiğine göre, nefes nefese kalmış bir adam gelip safın arasına girdi ve elhamdûlillahi hamden kesiren, tayyiben, mubâreken fîh: Pek çok, pek hoş ve mübarek kılınmış hamd yalnız Allah'a mahsustur dedi. Rasulullah (sav) namazını bitirince; "o kelimeleri hanginiz söyledi" buyurdu. Cemaatten sesini çıkaran olmadı. Bu sefer; "o sözleri hanginiz söyledi? O, sakıncalı bir söz söylemedi" buyurdu. Bu sefer bir adam; ben nefes nefese kalmış halde geldim ve o sözleri söyleyiverdim deyince, Rasulullah (sav); "ben de on iki meleğin hangisi, o sözleri kaldıracak diye birbirleriyle adeta yarıştıklarını gördüm" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Mesâcid ve Mevâdi'u's-salât 1357, /238
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
3. Ebu Seleme Hammad b. Seleme el-Basrî (Hammad b. Seleme b. Dînar)
4. Ebu Osman Affân b. Müslim el-Bahilî (Affân b. Müslim b. Abdullah)
5. Ebu Hayseme Züheyr b. Harb el-Haraşî (Züheyr b. Harb b. Eştâl)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın kulu ile ilişkisi
KTB, NAMAZ,
حَدَّثَنَا زُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ ابْنُ عُلَيَّةَ أَخْبَرَنِى الْحَجَّاجُ بْنُ أَبِى عُثْمَانَ عَنْ أَبِى الزُّبَيْرِ عَنْ عَوْنِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُتْبَةَ عَنِ ابْنِ عُمَرَ قَالَ بَيْنَمَا نَحْنُ نُصَلِّى مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِذْ قَالَ رَجُلٌ مِنَ الْقَوْمِ اللَّهُ أَكْبَرُ كَبِيرًا وَالْحَمْدُ لِلَّهِ كَثِيرًا وَسُبْحَانَ اللَّهِ بُكْرَةً وَأَصِيلاً. فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"مَنِ الْقَائِلُ كَلِمَةَ كَذَا وَكَذَا." قَالَ رَجُلٌ مِنَ الْقَوْمِ أَنَا يَا رَسُولَ اللَّهِ. قَالَ
"عَجِبْتُ لَهَا فُتِحَتْ لَهَا أَبْوَابُ السَّمَاءِ."
[قَالَ ابْنُ عُمَرَ فَمَا تَرَكْتُهُنَّ مُنْذُ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ ذَلِكَ.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
5136, M001358
Hadis:
حَدَّثَنَا زُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ ابْنُ عُلَيَّةَ أَخْبَرَنِى الْحَجَّاجُ بْنُ أَبِى عُثْمَانَ عَنْ أَبِى الزُّبَيْرِ عَنْ عَوْنِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُتْبَةَ عَنِ ابْنِ عُمَرَ قَالَ بَيْنَمَا نَحْنُ نُصَلِّى مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِذْ قَالَ رَجُلٌ مِنَ الْقَوْمِ اللَّهُ أَكْبَرُ كَبِيرًا وَالْحَمْدُ لِلَّهِ كَثِيرًا وَسُبْحَانَ اللَّهِ بُكْرَةً وَأَصِيلاً. فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"مَنِ الْقَائِلُ كَلِمَةَ كَذَا وَكَذَا." قَالَ رَجُلٌ مِنَ الْقَوْمِ أَنَا يَا رَسُولَ اللَّهِ. قَالَ
"عَجِبْتُ لَهَا فُتِحَتْ لَهَا أَبْوَابُ السَّمَاءِ."
[قَالَ ابْنُ عُمَرَ فَمَا تَرَكْتُهُنَّ مُنْذُ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ ذَلِكَ.]
Tercemesi:
Bize Züheyr b. Harb, ona İsmail b. Uleyye, ona el-Haccac b. Ebu Osman, ona Ebu Zübeyr, ona Avn b. Abdullah b. Utbe, ona İbn Ömer'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: Bizler Rasulullah (sav) ile namaz kılıyorken cemaat arasından bir adam; Allahu Ekber Kebirâ ve’l-hamdulillahi kesirâ ve subhânallahi bukraten ve asîlâ: Allah pek büyük ve azametlidir, ona pek çok hamd olsun, sabah akşam Allah'ı her türlü eksiklikten tenzih ederim dedi. Bu sefer Rasulullah (sav); "şu şu sözleri söyleyen kim?" buyurdu. Cemaat arasından bir adam; bendim ey Allah'ın Rasulü dedi. Rasulullah (sav); "bu sözler beni hayrete düşürdü. Çünkü Sema'nın kapıları bu sözler için açıldı" buyurdu.
[İbn Ömer dedi ki: Rasulullah'ın (sav) bu sözleri buyurduğunu dinlediğimden itibaren onları söylemeyi asla terk etmedim.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Mesâcid ve Mevâdi'u's-salât 1358, /238
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Ebu Abdullah Avn b. Abdullah el-Hüzeli (Avn b. Abdullah b. Utbe b. Mesud)
3. Ebu Zübeyr Muhammed b. Müslim el-Kuraşi (Muhammed b. Müslim b. Tedrus)
4. Ebu Salt Haccac b. Ebû Osman es-Savvâf (Haccac b. Meysera)
5. Ebu Bişr İsmail b. Uleyye el-Esedî (İsmail b. İbrahim b. Miksem)
6. Ebu Hayseme Züheyr b. Harb el-Haraşî (Züheyr b. Harb b. Eştâl)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın kulu ile ilişkisi
Dua, Allah’la iletişim aracı
KTB, NAMAZ,
Öneri Formu
Hadis Id, No:
273273, D004733-2
Hadis:
حَدَّثَنَا الْقَعْنَبِىُّ عَنْ مَالِكٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ أَبِى سَلَمَةَ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ وَعَنْ أَبِى عَبْدِ اللَّهِ الأَغَرِّ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"يَنْزِلُ رَبُّنَا كُلَّ لَيْلَةٍ إِلَى سَمَاءِ الدُّنْيَا حِينَ يَبْقَى ثُلُثُ اللَّيْلِ الآخِرِ فَيَقُولُ مَنْ يَدْعُونِى فَأَسْتَجِيبَ لَهُ مَنْ يَسْأَلُنِى فَأُعْطِيَهُ مَنْ يَسْتَغْفِرُنِى فَأَغْفِرَ لَهُ."
Tercemesi:
Bize Ka'neb (Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesleme el-Harisî), ona (Ebu Abdullah) Malik (b. Enes el-Esbahî), ona (Muhammed) b. Şihab (ez-Zührî), ona Ebu Abdullah (Selman) el-Eğar, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman (ez-Zührî), ona da Ebu Hureyre (ra), Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"Her gece, gecenin (ilk üçte ikisi gidip de) son üçte biri kalınca, Rabbimiz dünya semasına iner ve bana dua edecek kimse yok mu, duasını kabul edeyim, benden bir isteği olan yok mu, ona (isteğini) vereyim, benden af dileyen yok mu kendisini bağışlayayım" buyurur.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Sünne 21, /1079
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Abdullah Selman el-Eğar (Selman)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
5. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesleme el-Harisî (Abdullah b. Mesleme b. Ka'neb)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın kulu ile ilişkisi
Allah İnancı, Arş'a istivası ve dünya semasına inmesi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
4164, M002380
Hadis:
حَدَّثَنِى زُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ وَمُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى جَمِيعًا عَنْ يَحْيَى الْقَطَّانِ - قَالَ زُهَيْرٌ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ - عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ أَخْبَرَنِى خُبَيْبُ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ حَفْصِ بْنِ عَاصِمٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"سَبْعَةٌ يُظِلُّهُمُ اللَّهُ فِى ظِلِّهِ يَوْمَ لاَ ظِلَّ إِلاَّ ظِلُّهُ الإِمَامُ الْعَادِلُ وَشَابٌّ نَشَأَ بِعِبَادَةِ اللَّهِ وَرَجُلٌ قَلْبُهُ مُعَلَّقٌ فِى الْمَسَاجِدِ وَرَجُلاَنِ تَحَابَّا فِى اللَّهِ اجْتَمَعَا عَلَيْهِ وَتَفَرَّقَا عَلَيْهِ وَرَجُلٌ دَعَتْهُ امْرَأَةٌ ذَاتُ مَنْصِبٍ وَجَمَالٍ فَقَالَ إِنِّى أَخَافُ اللَّهَ. وَرَجُلٌ تَصَدَّقَ بِصَدَقَةٍ فَأَخْفَاهَا حَتَّى لاَ تَعْلَمَ يَمِينُهُ مَا تُنْفِقُ شِمَالُهُ وَرَجُلٌ ذَكَرَ اللَّهَ خَالِيًا فَفَاضَتْ عَيْنَاهُ."
Tercemesi:
Bize Züheyr b. Harb ve Muhammed b. Müsenna, o ikisine Yahya b. Said el-Kattan, ona Ubeydullah, ona Hubeyb b. Abdurrahman, ona Hafs b. Asım, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Adalet sahibi yönetici, Allah'a ibadet ile yetişen genç, kalbi mescitlere bağlı kimse, birbirlerini Allah için sevip O'nun için bir araya gelip (yine) onun için ayrılan iki kişi, mevki ve güzellik sahibi bir kadının kendisini (gayr-i meşru ilişki) için çağırması durumunda ben Allah'tan korkarım! diyen adam, infakta bulunup sol elinin verdiğini sağ eli bilmeyecek kadar onu gizleyen kimse ve tek başına kaldığında Allah'ı zikredip gözleri boşanan kimse (olmak üzere) Cenab-ı Hak, kendi gölgesinden başka hiçbir gölgenin olmadığı (kıyamet) günü yedi (sınıf insanı) kendi gölgesinde gölgelendirecektir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Zekât 2380, /399
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Hafs b. Asım el-Adevi (Hafs b. Asım b. Ömer b. Hattab)
3. Ebu Haris Hubeyb b. Abdurrahman el-Ensari (Hubeyb b. Abdurrahman b. Abdullah b. Hubeyb b. Yesaf)
4. Ubeydullah b. Ömer el-Adevî (Ubeydullah b. Ömer b. Hafs b. Asım b. Ömer b. Hattab)
5. Ebu Said Yahya b. Said el-Kattan (Yahya b. Said b. Ferruh)
6. Muhammed b. Müsenna el-Anezî (Muhammed b. Müsenna b. Ubeyd b. Kays b. Dinar)
6. Ebu Hayseme Züheyr b. Harb el-Haraşî (Züheyr b. Harb b. Eştâl)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın kulu ile ilişkisi
İbadethane, Camii, mescitlerde ibadete teşvik
KTB, DOST, DOSTLUK, ARKADAŞLIK
MÜSLÜMANLARIN BİRBİRLERİNE KARŞI ÖDEVLERİ
NESLİN KORUNMASI
Sevgi, Allah için sevmek
Yönetim, imametin yöneticinin adil olması