Öneri Formu
Hadis Id, No:
3195, M004956
Hadis:
وَحَدَّثَنِى إِسْحَاقُ بْنُ مَنْصُورٍ أَخْبَرَنَا كَثِيرُ بْنُ هِشَامٍ حَدَّثَنَا جَعْفَرٌ - وَهُوَ ابْنُ بُرْقَانَ - حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ الأَصَمِّ قَالَ سَمِعْتُ مُعَاوِيَةَ بْنَ أَبِى سُفْيَانَ ذَكَرَ حَدِيثًا رَوَاهُ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم لَمْ أَسْمَعْهُ رَوَى عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم عَلَى مِنْبَرِهِ حَدِيثًا غَيْرَهُ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"مَنْ يُرِدِ اللَّهُ بِهِ خَيْرًا يُفَقِّهْهُ فِى الدِّينِ وَلاَ تَزَالُ عِصَابَةٌ مِنَ الْمُسْلِمِينَ يُقَاتِلُونَ عَلَى الْحَقِّ ظَاهِرِينَ عَلَى مَنْ نَاوَأَهُمْ إِلَى يَوْمِ الْقِيَامَةِ."
Tercemesi:
Bize İshak b. Mansur, ona Kesir b. Hişam, ona Cafer -bu zât İbn Burkân'dır-, ona Yezid b. Esam, ona da Muaviye b. Ebu Süfyan'ı Peygamber'den (sav) rivayet ettiği bir hadis söyledi: Ben kendisini Peygamber'in (sav) minberi üzerinde ondan bu hadisten başka hadis rivayet ettiğini işitmedim. (Dedi ki): Rasulullah (sav); "Allah bir kimseye hayr (vermek) murat ederse onu dinde fakîh kılar. Müslümanlardan bir cemaat kendilerine düşmanlık edenlere karşı çıkacak ta kıyamet gününe kadar Hakk uğruna çarpışmakta devam edecektir" buyurdu.
Açıklama:
Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım:
مَنْ يُرِدِ اللَّهُ بِهِ خَيْرًا يُفَقِّهْهُ فِى الدِّينِ
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmâre 4956, /818
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Muaviye b. Ebu Süfyan el-Ümevi (Muaviye b. Sahr b. Harb b. Ümeyye b. Abdü Şems)
2. Yezid b. Esam el-Amirî (Abduamr b. Ades b. Ubade b. Bekkâ b. Âmir)
3. Ebu Abdullah Cafer b. Burkan el-Kilabî (Cafer b. Burkân)
4. Ebu Sehl Kesir b. Hişam el-Kilâbî (Kesir b. Hişam)
5. İshak b. Mansur el-Kevsec (İshak b. Mansur b. Behram)
Konular:
Bilgi, dinde fakih olmak
İman, Esasları: Kader, Allah'ın dilemesi/meşîet
KTB, KADER
Ümmet, kıyamete kadar baki olacağı
Ümmet, ümmetten bir grubun kıyamete kadar hak üzere olacağı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
66398, HM016974
Hadis:
حَدَّثَنَا كَثِيرُ بْنُ هِشَامٍ قَالَ حَدَّثَنَا جَعْفَرٌ حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ الْأَصَمِّ قَالَ سَمِعْتُ مُعَاوِيَةَ بْنَ أَبِي سُفْيَانَ ذَكَرَ حَدِيثًا رَوَاهُ
عَنْ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ لَمْ أَسْمَعْهُ رَوَى عَنْ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ حَدِيثًا غَيْرَهُ أَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ مَنْ يُرِدْ اللَّهُ بِهِ خَيْرًا يُفَقِّهُّ فِي الدِّينِ وَلَا تَزَالُ عِصَابَةٌ مِنْ الْمُسْلِمِينَ يُقَاتِلُونَ عَلَى الْحَقِّ ظَاهِرِينَ عَلَى مَنْ نَاوَأَهُمْ إِلَى يَوْمِ الْقِيَامَةِ
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Muaviye b. Ebu Süfyan 16974, 5/759
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Muaviye b. Ebu Süfyan el-Ümevi (Muaviye b. Sahr b. Harb b. Ümeyye b. Abdü Şems)
2. Yezid b. Esam el-Amirî (Abduamr b. Ades b. Ubade b. Bekkâ b. Âmir)
3. Ebu Abdullah Cafer b. Burkan el-Kilabî (Cafer b. Burkân)
4. Ebu Sehl Kesir b. Hişam el-Kilâbî (Kesir b. Hişam)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın kulu ile ilişkisi
Bilgi, dinde fakih olmak
İman, Esasları: Kader, Allah'ın dilemesi/meşîet
KTB, KADER
Ümmet, ümmetten bir grubun kıyamete kadar hak üzere olacağı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
32746, D004252
Hadis:
حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ حَرْبٍ وَمُحَمَّدُ بْنُ عِيسَى قَالاَ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ عَنْ أَيُّوبَ عَنْ أَبِى قِلاَبَةَ عَنْ أَبِى أَسْمَاءَ عَنْ ثَوْبَانَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"إِنَّ اللَّهَ زَوَى لِىَ الأَرْضَ." أَوْ قَالَ "إِنَّ رَبِّى زَوَى لِىَ الأَرْضَ فَرَأَيْتُ مَشَارِقَهَا وَمَغَارِبَهَا وَإِنَّ مُلْكَ أُمَّتِى سَيَبْلُغُ مَا زُوِىَ لِى مِنْهَا وَأُعْطِيتُ الْكَنْزَيْنِ الأَحْمَرَ وَالأَبْيَضَ وَإِنِّى سَأَلْتُ رَبِّى لأُمَّتِى أَنْ لاَ يُهْلِكَهَا بِسَنَةٍ بِعَامَّةٍ وَلاَ يُسَلِّطَ عَلَيْهِمْ عَدُوًّا مِنْ سِوَى أَنْفُسِهِمْ فَيَسْتَبِيحَ بَيْضَتَهُمْ وَإِنَّ رَبِّى قَالَ لِى يَا مُحَمَّدُ إِنِّى إِذَا قَضَيْتُ قَضَاءً فَإِنَّهُ لاَ يُرَدُّ وَلاَ أُهْلِكُهُمْ بِسَنَةٍ بِعَامَّةٍ وَلاَ أُسَلِّطُ عَلَيْهِمْ عَدُوًّا مِنْ سِوَى أَنْفُسِهِمْ فَيَسْتَبِيحَ بَيْضَتَهُمْ وَلَوِ اجْتَمَعَ عَلَيْهِمْ مَنْ بَيْنَ أَقْطَارِهَا أَوْ قَالَ بِأَقْطَارِهَا حَتَّى يَكُونَ بَعْضُهُمْ يُهْلِكُ بَعْضًا وَحَتَّى يَكُونَ بَعْضُهُمْ يَسْبِى بَعْضًا وَإِنَّمَا أَخَافُ عَلَى أُمَّتِى الأَئِمَّةَ الْمُضِلِّينَ وَإِذَا وُضِعَ السَّيْفُ فِى أُمَّتِى لَمْ يُرْفَعْ عَنْهَا إِلَى يَوْمِ الْقِيَامَةِ وَلاَ تَقُومُ السَّاعَةُ حَتَّى تَلْحَقَ قَبَائِلُ مِنْ أُمَّتِى بِالْمُشْرِكِينَ وَحَتَّى تَعْبُدَ قَبَائِلُ مِنْ أُمَّتِى الأَوْثَانَ وَإِنَّهُ سَيَكُونُ فِى أُمَّتِى كَذَّابُونَ ثَلاَثُونَ كُلُّهُمْ يَزْعُمُ أَنَّهُ نَبِىٌّ وَأَنَا خَاتَمُ النَّبِيِّينَ لاَ نَبِىَّ بَعْدِى وَلاَ تَزَالُ طَائِفَةٌ مِنْ أُمَّتِى عَلَى الْحَقِّ."
[قَالَ ابْنُ عِيسَى ظَاهِرِينَ. ثُمَّ اتَّفَقَا لاَ يَضُرُّهُمْ مَنْ خَالَفَهُمْ حَتَّى يَأْتِىَ أَمْرُ اللَّهِ.]
Tercemesi:
Bize Süleyman b. Harb ve Muhammed b. İsa, onlara Hammad b. Zeyd, ona Eyyüb (b. Keysan), ona Ebû Kilabe (Abdullah b. Zeyd), ona Ebu Esma (Amr b. Mersed), ona Sevban (b. Bücdüd) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) şöyle demiştir:
"Allah (ac) benim için yer yüzünü dürüp topladı" veya "Rabbim benim için yeryüzünü dürüp topladı dedi. Doğusunu ve batısını gördüm. Şüphesiz benim ümmetimin hükümranlığı, dünyada benim için dürülüp toparlanan yere ulaşacak. Ayrıca bana kırmızı (altın) ve beyaz (gümüş) olan iki hazine verdi. Ben, Rabbim'den ümmetim için, onları genel bir kıtlıkla helak etmemesini, onlara kendilerinden başka bir düşman musallat edip de köklerini kazımamasını istedim. Rabbim de bana şöyle dedi: Ey Muhammed, Ben bir şeyi takdir ettiğim zaman, artık o geri çevrilmez. Ben, onları genel bir kıtlıkla helak etmeyeceğim. Onlar aleyhine dünyanın her yerinden toplansalar bile, köklerini kazımaları için, başlarına kendilerinden başka bir düşmanı musallat etmem. Ta ki, birbirlerini helak etsinler ve birbirlerini esir alsınlar. Ben Ümmetim için ancak sapıtıcı liderlerden korkarım. Benim ümmetimin arasına kılıç girdi mi (iç kavgalar çıkınca), artık onlar kıyamet gününe kadar bir daha durmaz. Ümmetimden bazı kabileler, müşriklere katılmadıkça ve yine ümmetimden bazı kabileler putlara tapmadıkça kıyamet kopmaz. Şüphesiz, ümmetim içerisinden otuz tane yalancı çıkacak. Onların her biri kendisinin peygamber olduğunu iddia edecek. Halbuki, ben, Peygamberlerin sonuncusuyum. Benden sonra da Peygamber yoktur. Benim ümmetimden bir grup da Allah'ın emri gelinceye kadar hak üzerine olacaklardır."
[İbn İsa; açık olarak dedi. Sonra, iki ravi şöyle ittifak ettiler: Muhalefet edenler onlara zarar vermeyecektir.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Fiten 1, /967
Senetler:
1. Ebu Abdullah Sevban Mevla Rasulullah (Sevban b. Bücdüd)
2. Ebu Esma Amr b. Mersed er-Rahabî (Amr b. Mersed)
3. Ebû Kilabe Abdullah b. Zeyd el-Cermî (Abdullah b. Zeyd b. Amr b. Nâtil b. Malik b. Ubeyd)
4. Eyyüb es-Sahtiyânî (Eyyüb b. Keysân)
5. Ebu İsmail Hammad b. Zeyd el-Ezdî (Hammad b. Zeyd b. Dirhem)
6. Muhammed b. İsa el-Bağdadî (Muhammed b. İsa b. Necîh)
Konular:
Fitne, Hz. Peygamber'in gelecekteki fitneleri haber vermesi
Günah, günahların çoğalması helak sebebidir
Hz. Peygamber, gelecekten haber vermesi
Hz. Peygamber, ümmetine şefkat göstermesi
Hz. Peygamber, uyarıları
Kıyamet, alametleri
Savaş, müslüman ile savaşmak veya ona küfretmek
Savaş, müslümanlarla
Şirk, şirk koşmak
Tarihsel şahsiyetler, Müseyleme (Sahte Peygamberler)
Ümmet, ümmetten bir grubun kıyamete kadar hak üzere olacağı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
275152, D004252-2
Hadis:
حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ حَرْبٍ وَمُحَمَّدُ بْنُ عِيسَى قَالاَ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ عَنْ أَيُّوبَ عَنْ أَبِى قِلاَبَةَ عَنْ أَبِى أَسْمَاءَ عَنْ ثَوْبَانَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"إِنَّ اللَّهَ زَوَى لِىَ الأَرْضَ." أَوْ قَالَ "إِنَّ رَبِّى زَوَى لِىَ الأَرْضَ فَرَأَيْتُ مَشَارِقَهَا وَمَغَارِبَهَا وَإِنَّ مُلْكَ أُمَّتِى سَيَبْلُغُ مَا زُوِىَ لِى مِنْهَا وَأُعْطِيتُ الْكَنْزَيْنِ الأَحْمَرَ وَالأَبْيَضَ وَإِنِّى سَأَلْتُ رَبِّى لأُمَّتِى أَنْ لاَ يُهْلِكَهَا بِسَنَةٍ بِعَامَّةٍ وَلاَ يُسَلِّطَ عَلَيْهِمْ عَدُوًّا مِنْ سِوَى أَنْفُسِهِمْ فَيَسْتَبِيحَ بَيْضَتَهُمْ وَإِنَّ رَبِّى قَالَ لِى يَا مُحَمَّدُ إِنِّى إِذَا قَضَيْتُ قَضَاءً فَإِنَّهُ لاَ يُرَدُّ وَلاَ أُهْلِكُهُمْ بِسَنَةٍ بِعَامَّةٍ وَلاَ أُسَلِّطُ عَلَيْهِمْ عَدُوًّا مِنْ سِوَى أَنْفُسِهِمْ فَيَسْتَبِيحَ بَيْضَتَهُمْ وَلَوِ اجْتَمَعَ عَلَيْهِمْ مَنْ بَيْنَ أَقْطَارِهَا أَوْ قَالَ بِأَقْطَارِهَا حَتَّى يَكُونَ بَعْضُهُمْ يُهْلِكُ بَعْضًا وَحَتَّى يَكُونَ بَعْضُهُمْ يَسْبِى بَعْضًا وَإِنَّمَا أَخَافُ عَلَى أُمَّتِى الأَئِمَّةَ الْمُضِلِّينَ وَإِذَا وُضِعَ السَّيْفُ فِى أُمَّتِى لَمْ يُرْفَعْ عَنْهَا إِلَى يَوْمِ الْقِيَامَةِ وَلاَ تَقُومُ السَّاعَةُ حَتَّى تَلْحَقَ قَبَائِلُ مِنْ أُمَّتِى بِالْمُشْرِكِينَ وَحَتَّى تَعْبُدَ قَبَائِلُ مِنْ أُمَّتِى الأَوْثَانَ وَإِنَّهُ سَيَكُونُ فِى أُمَّتِى كَذَّابُونَ ثَلاَثُونَ كُلُّهُمْ يَزْعُمُ أَنَّهُ نَبِىٌّ وَأَنَا خَاتَمُ النَّبِيِّينَ لاَ نَبِىَّ بَعْدِى وَلاَ تَزَالُ طَائِفَةٌ مِنْ أُمَّتِى عَلَى الْحَقِّ."
[قَالَ ابْنُ عِيسَى ظَاهِرِينَ. ثُمَّ اتَّفَقَا لاَ يَضُرُّهُمْ مَنْ خَالَفَهُمْ حَتَّى يَأْتِىَ أَمْرُ اللَّهِ.]
Tercemesi:
Bize Süleyman b. Harb ve Muhammed b. İsa, onlara Hammad b. Zeyd, ona Eyyüb (b. Keysan), ona Ebû Kilabe (Abdullah b. Zeyd), ona Ebu Esma (Amr b. Mersed), ona Sevban (b. Bücdüd) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) şöyle demiştir:
"Allah (ac) benim için yer yüzünü dürüp topladı" veya "Rabbim benim için yeryüzünü dürüp topladı dedi. Doğusunu ve batısını gördüm. Şüphesiz benim ümmetimin hükümranlığı, dünyada benim için dürülüp toparlanan yere ulaşacak. Ayrıca bana kırmızı (altın) ve beyaz (gümüş) olan iki hazine verdi. Ben, Rabbim'den ümmetim için, onları genel bir kıtlıkla helak etmemesini, onlara kendilerinden başka bir düşman musallat edip de köklerini kazımamasını istedim. Rabbim de bana şöyle dedi: Ey Muhammed, Ben bir şeyi takdir ettiğim zaman, artık o geri çevrilmez. Ben, onları genel bir kıtlıkla helak etmeyeceğim. Onlar aleyhine dünyanın her yerinden toplansalar bile, köklerini kazımaları için, başlarına kendilerinden başka bir düşmanı musallat etmem. Ta ki, birbirlerini helak etsinler ve birbirlerini esir alsınlar. Ben Ümmetim için ancak sapıtıcı liderlerden korkarım. Benim ümmetimin arasına kılıç girdi mi (iç kavgalar çıkınca), artık onlar kıyamet gününe kadar bir daha durmaz. Ümmetimden bazı kabileler, müşriklere katılmadıkça ve yine ümmetimden bazı kabileler putlara tapmadıkça kıyamet kopmaz. Şüphesiz, ümmetim içerisinden otuz tane yalancı çıkacak. Onların her biri kendisinin peygamber olduğunu iddia edecek. Halbuki, ben, Peygamberlerin sonuncusuyum. Benden sonra da Peygamber yoktur. Benim ümmetimden bir grup da Allah'ın emri gelinceye kadar hak üzerine olacaklardır."
[İbn İsa; açık olarak dedi. Sonra, iki ravi şöyle ittifak ettiler: Muhalefet edenler onlara zarar vermeyecektir.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Fiten 1, /967
Senetler:
1. Ebu Abdullah Sevban Mevla Rasulullah (Sevban b. Bücdüd)
2. Ebu Esma Amr b. Mersed er-Rahabî (Amr b. Mersed)
3. Ebû Kilabe Abdullah b. Zeyd el-Cermî (Abdullah b. Zeyd b. Amr b. Nâtil b. Malik b. Ubeyd)
4. Eyyüb es-Sahtiyânî (Eyyüb b. Keysân)
5. Ebu İsmail Hammad b. Zeyd el-Ezdî (Hammad b. Zeyd b. Dirhem)
6. Ebu Eyyüb Süleyman b. Harb el-Vâşihî (Süleyman b. Harb b. Büceyl)
Konular:
Fitne, Hz. Peygamber'in gelecekteki fitneleri haber vermesi
Günah, günahların çoğalması helak sebebidir
Hz. Peygamber, gelecekten haber vermesi
Hz. Peygamber, ümmetine şefkat göstermesi
Hz. Peygamber, uyarıları
Kıyamet, alametleri
Savaş, müslüman ile savaşmak veya ona küfretmek
Savaş, müslümanlarla
Şirk, şirk koşmak
Tarihsel şahsiyetler, Müseyleme (Sahte Peygamberler)
Ümmet, ümmetten bir grubun kıyamete kadar hak üzere olacağı