262 Kayıt Bulundu.
Giriş
Bize İshak b. İbrahim el-Hanzalî, ona Osman b. Ömer, ona Azra b. Sabit, ona Yahya b. Ukayl, ona Yahya b. Ya'mer, ona da Ebu Esved ed-Düelî şöyle söylemiştir: İmran b. Husayn bana “İnsanların bugün yaptıkları ameller ve çabaladıkları şeyler hakkında ne düşünüyorsun? Bunlar onlar hakkında verilmiş bir hüküm ve kesinleşmiş bir kader midir yoksa Peygamberlerinin getirdiği ve amel etmelerini gerektirecek delillerle karşılaşmalarıyla mı ilgilidir?” diye sordu. Ben de insanların yaptıkları amellerin, kesinleşmiş ve ezelden takdir edilmiş olduğunu söyledim. İmran “Öyleyse bu zulüm olmuyor mu? Bundan dolayı dehşete kapıldım” dedi. Ben de her şeyi Allah'ın yarattığını ve her şeyin onun tasarrufunda olduğunu, Allah fiillerinden dolayı sorguya çekilemeyeceğini fakat insanların yaptıklarından dolayı hesaba çekileceğini söyledim. Bunun üzerine bana “Allah sana merhamet etsin. Ben bunları sadece seni sınamak için sormuştum” dedi ve ekledi: "Müzeyne kabilesinden iki kişi Rasulullah'a (sav) gelerek 'Ey Allah'ın Rasulü! İnsanların bugün yaptıkları ameller ve çabaladıkları şeyler hakkında ne düşünüyorsun? Bunlar onlar hakkında verilmiş bir hüküm ve kesinleşmiş bir kader midir yoksa Peygamberlerinin getirdiği ve amel etmelerini gerektirecek delillerle karşılaşmalarıyla mı ilgilidir?' diye sordu. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) 'Hayır, bu, ezelden takdir edilmiş ve verilmiş bir hükümdür. Allah'ın kitabında 'Nefse ve onu şekillendirene, sonra da ona iyilik ve kötülük kabiliyeti verene and olsun' [Şems, 91/7-8] ayeti de bunu tasdik etmektedir' buyurdu."
Bize Ebu Tahir Ahmed b. Amr b. Serh, ona İbn Vehb, ona Amr b. Haris, ona Ebu Zübeyir el-Mekkî, ona da Amir b. Vasile şöyle rivayet etmiştir: Abdullah b. Mesud “Şaki annesinin karnında şakî olandır. Said ise başkasından ibret alandır” dedi. Amir b. Vasile de Rasulullah'ın (sav) ashabından Huzeyfe b. Esîd el-Ğıfârî denilen bir zata gelerek İbn Mesud'un söylediğini ona nakletti. Bunun üzerine Huzeyfe “Bir adam amelsiz nasıl şaki olabilir” dedi. Bu kişi de ona “Sen buna şaşıyor musun? Ben Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu işittim” dedi: "Nutfenin üzerinden kırk iki gece geçtiği zaman Allah ona bir melek gönderir. Melek ona suretini verir ve onun kulağını, gözünü, cildini, etini ve kemiklerini yaratır. Sonra 'Ya Rabbi! Erkek mi olacak, dişi mi' diye sorar. Rabbin dilediğini hüküm buyurur, melek de yazar. Sonra 'Ey Rabbim! Eceli ne olacak' der. Rabbin dilediğini söyler, melek yine yazar. Sonra 'Ey Rabbim rızkı ne olacak' der. Rabbin dilediği hükmü verir, melek de yazar. Sonra melek elinde bir sahife ile çıkar kendisine emredilene ne bir ilave yapabilir, ne de eksiltebilir."
Bize Ahmed b. Osman en-Nevfelî, ona Ebu Asım, ona İbn Cüreyc, ona Ebu Zübeyr, ona da Ebu Tufeyl, Abdullah b. Mesud'un şöyle dediğini rivayet etmiş ve hadisi Amr b. Haris'in hadisi gibi nakletmiştir: Abdullah b. Mesud “Şaki annesinin karnında şakî olandır. Said ise başkasından ibret alandır” dedi. Müteakiben Amr, Rasulullah'ın (sav) ashabından Huzeyfe b. Esîd el-Ğıfârî denilen bir zata gelerek İbn Mesud’un söylediğini ona nakletti. Bunun üzerine Huzeyfe “Bir adam amelsiz nasıl şakî olabilir” dedi. Bu kişi de ona “Sen buna şaşıyor musun? Ben Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu işittim” dedi: "Nutfenin üzerinden kırk iki gece geçtiği zaman Allah ona bir melek gönderir. Melek ona suretini verir, onun kulağını, gözünü, cildini, etini ve kemiklerini yaratır. Sonra 'Ya Rabbi! Erkek mi olacak, dişi mi?' diye sorar. Rabbin dilediğini hüküm buyurur, melek de yazar. Sonra 'Ey Rabbim! Eceli ne olacak' der. Rabbin dilediğini söyler, melek yine yazar. Sonra 'Ey Rabbim rızkı ne olacak der. Rabbin dilediği hükmü verir, melek de yazar. Sonra melek elinde bir sahife ile çıkar kendisine emredileni eksiltebilir, ne de ona ekleme yapabilir."
Bize Ahmed b. Salih, ona İbn Vehb, ona Hişam b. Sa'd, ona Zeyd b. Eslem, ona babası, ona Ömer b. Hattab'ın söylediğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:, "Hz.Musa (as) 'Ey Rabbim! Bize, bizi ve kendisini cennetten çıkaran Hz.Adem'i (as) göster dedi. Allah Teala ona Adem'i gösterdi. Hz. Musa, Adem'e 'Sen bizim babamız Adem'sin' dedi. Hz. Adem de 'Evet' dedi. Bunun üzerine Hz. Musa 'Sen, Allah'ın kendi ruhundan üflediği, bütün isimleri öğrettiği, meleklere secde etmelerini emredip de onların secde ettiği Adem'sin' dedi. Hz. Adem de 'Evet' dedi. Bunun üzerine Hz. Musa 'Bizi ve kendini cennetten çıkarmana seni sevk eden sebep nedir?' diye sordu. Hz. Adem 'Sen kimsin?' dedi. Hz. Musa kendini tanıttı. Bunun üzerine Hz. Adem 'Sen İsrail oğullarının peygamberlerinden, Allah'ın araya bir elçi koymaksızın kendisiyle perde arkasından konuştuğu kişi değil misin?' dedi. Hz. Musa da 'Evet' diyerek cevap verdi. Hz. Adem 'Sen bunun ben yaratılmadan önce Allah'ın kitabında daha önceden takdir edilmiş olduğuna dair (bilgiyi sana gelen vahiyler arasında) bulmadın mı?' dedi. Hz. Musa 'Evet' diyerek cevap verdi. Bunun üzerine Hz. Adem 'Hal böyle iken hakkımda daha önceden Yüce Allah tarafından takdir edilmiş hükmü bulunan bir konuda mı beni kınıyorsun?' dedi. Rasullullah (sav) sözlerine devam ederek şöyle buyurdu: Adem, Musa'ya galip geldi. Adem Musa'ya galip geldi."
Bize Ahmed b. Osman en-Nevfelî, ona Ebu Asım, ona İbn Cüreyc, ona Ebu Zübeyr, ona da Ebu Tufeyl, Abdullah b. Mesud'un şöyle dediğini rivayet etmiş ve hadisi Amr b. Haris'in hadisi gibi nakletmiştir: Abdullah b. Mesud “Şaki annesinin karnında şakî olandır. Said ise başkasından ibret alandır” dedi. Müteakiben Amr, Rasulullah'ın (sav) ashabından Huzeyfe b. Esîd el-Ğıfârî denilen bir zata gelerek İbn Mesud’un söylediğini ona nakletti. Bunun üzerine Huzeyfe “Bir adam amelsiz nasıl şakî olabilir” dedi. Bu kişi de ona “Sen buna şaşıyor musun? Ben Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu işittim” dedi: "Nutfenin üzerinden kırk iki gece geçtiği zaman Allah ona bir melek gönderir. Melek ona suretini verir, onun kulağını, gözünü, cildini, etini ve kemiklerini yaratır. Sonra 'Ya Rabbi! Erkek mi olacak, dişi mi?' diye sorar. Rabbin dilediğini hüküm buyurur, melek de yazar. Sonra 'Ey Rabbim! Eceli ne olacak' der. Rabbin dilediğini söyler, melek yine yazar. Sonra 'Ey Rabbim rızkı ne olacak der. Rabbin dilediği hükmü verir, melek de yazar. Sonra melek elinde bir sahife ile çıkar kendisine emredileni eksiltebilir, ne de ona ekleme yapabilir."