153 Kayıt Bulundu.
Bize Abbas b. Abdülazim, ona Muâz b. Hânî, ona Harb b. Şeddâd, ona Yahya b. Ebu Kesîr, ona Abdülhamid b. Sinân, ona Ubeyd b. Umeyr, sahabi olan babasından naklederek şöyle diyor: "Bir adam Rasûlullah (sav)’e: “Ey Allah'ın Rasûlü! Büyük günahlar nelerdir” diye sordu. Rasûlullah (sav)’de: “Büyük günahlar yedi tanedir. Bunların da en büyükleri Allah’a ortak koşmak, haksız yere bir Müslümanı öldürmek, savaş anında savaştan kaçmaktır.”
Açıklama: Başkasını öldürmek ile aynı bağlamda değerlendirilen, kişinin kendi canına kıyması anlamına gelen intihar büyük günahların büyüklerinden biri olarak değerlendirilmiştir.
Bize Kuteybe, ona Adî b. Hâlid (T) Bize Muhammed b. Abdullah b. Bezî', ona Hâlid, ona Ebû Kılâbe, Sâbit b. Dahhâk'tan rivayet ettiğine göre Rasûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Her kim İslam’dan başka bir dine mensup olduğuna dair, yalan yere yemin ederse o dediği gibidir.” Kuteybe, kendi rivayetinde “kasıtlı olarak” ifadesine yer verdi. Yezid’in rivayetinde ise: “Yalan olarak yemin ederse o dediği gibi olur. Kim de kendini bir şeyle öldürürse Allah cehennemde ona aynı şeyle azap eder” ilavesi vardır.
Açıklama: Sabit b. Dahhak'tan gelen iki varyantın birinde 'müteammiden' ifadesi yer alırken; Yezid kanalıyla gelen diğer rivayette 'yalan olarak' şeklinde beyan edildiği dikkat çekmektedir.
Bize Ebu Abdullah el-Hâfız, ona Ahmed b. Muhammed b. Ubdûs, ona Osman b. Saîd, ona Ebu’l-Yemân, ona Şuayb b. Ebû Hamza, ona Zührî, ona Saîd b. el-Müseyyeb, ona da Ebu Hureyre rivayet etmiştir: Biz Rasulullah’la birlikte Hayber’e katılmıştık. Müslüman olduğunu iddia eden bir kişi hakkında Hz. Peygamber (sav) ‘Bu adam Cehennem ehlindendir’ dedi. Savaş başladığında adam kahramanca savaştı. Bir çok yerinden yaralandı ve hareket edemez hale geldi. Allah Rasulü’nün ashabından biri gelip “Ya Rasulallah! Cehennem ehlinden olduğunu söylediğin kişiyi gördün mü? Vallahi Allah yolunda kahramanca savaştı ve bir çok yerinden de yaralandı" dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber “ Dikkat edin! O Cehennem ehlindendir” buyurdu. İnsanların bir kısmı onun bu durumu karşısında neredeyse şüpheye düştüler. Adam yaranın verdiği ıstırapla karşılaşınca elini ok çantasına attı ve oradan bir ok çıkardı ve onunla intihar etti. Bunun üzerine bir çok Müslüman Rasulullah’a gelip şöyle dediler: “Ey Allah’ın Rasulü! Falan kişi imtihana tabi tutuldu, ancak kendi canına kıydı.” Hz. Peygamber (s.a.v.) de: "Bilal! Kalk ve insanlara şunu duyur: Mümin olandan başkası Cennete giremez; Allah fâcir bir kişiyle de dinini destekler” buyurdular. Bu hadisi Buharî Sahih’inde Ebu’l-Yemân’dan, Müslim ise, Ma’mer, Zuhrî tarikiyle rivayet etmiştir. Şafiî şöyle demiştir: “Hz. Peygamber onun münafık olduğu ve inandığını iddia ederek kanını akıtacağı bilgisi kendisine Allah tarafından verilmiş olmasına rağmen onu engellemedi."
Açıklama: Bazı rivayetlerde olayın geçtiği yer olarak Huneyn (İHS004519) zikredilse de Hayber olması yüksek bir ihtimaldir. Hz. Peygamber adamın cehennemlik olduğunu belirtirken, cennete sadece inananların gideceği vurgusunu yapması önemlidir. Zira adamın cehennemlik olarak nitelenmesinde etkili olan, adamın intihar etmesi değil, münafıklardan olduğu bilgisidir. Nitekim İmam Şafiî de aynı hususa dikkat çekmiştir.
Bize Kuteybe, ona Adî b. Hâlid (T) Bize Muhammed b. Abdullah b. Bezî', ona Hâlid, ona Ebû Kılâbe, Sâbit b. Dahhâk'tan rivayet ettiğine göre Rasûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Her kim İslam’dan başka bir dine mensup olduğuna dair, yalan yere yemin ederse o dediği gibidir.” Kuteybe, kendi rivayetinde “kasıtlı olarak” ifadesine yer verdi. Yezid’in rivayetinde ise: “Yalan olarak yemin ederse o dediği gibi olur. Kim de kendini bir şeyle öldürürse Allah cehennemde ona aynı şeyle azap eder” ilavesi vardır.
Açıklama: Sabit b. Dahhak'tan nakledilen bazı rivayetlerde 'müteammiden' ifadesi yer almaktadır. Tahvillere dikkat çekilen bu rivayette, Kuteybe müteammiden ifadesi ile rivayette bir farklılık oluşturmaktadır. Yezid ise onun yerine 'yalan olarak' ifadesini kullanmıştır.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve İshak b. İbrahim, onlara Süleyman (Ebu Bekir onun Süleyman b. Harb olduğunu söyledi), ona Hammad b. Zeyd, ona Haccac es-Savvaf, ona Ebu'z-Zübeyir, ona da Cabir şöyle rivayet etti: Tufeyl b. Amr ed-Devsî Peygamber (sav)'e gelerek: Yâ Resulullah! korunaklı bir kaleye ve muhafızların yanına gitmek ister misin? dedi. Cabir, cahiliye devrinde Devs'e ait bir kale vardı dedi. Peygamber (sav) buna razı olmadı. Çünkü Allah muhafızlığı Ensara ayırmıştı. Peygamber (sav) Medine'ye hicret edince Tufeyl b. Amr da onun yanına hicret etti. Onunla birlikte kavminden bir kişi de hicret etti. Fakat Medine'de sıkılmışlardı. O zât hastalandı ve sabırsızlık ederek oklarını aldı ve onlarla parmak eklemlerini kesti. Ellerinden akan kan kesilmeyince öldü. Daha sonra Tufeyl b. Amr onu rüyasında gördü. Kılık kıyafeti güzel ama elleri sarılı bir haldeydi. Tufeyl ona: Rabbin sana ne yaptı? diye sordu. O da: Peygamber (sav)'in yanına hicret ettiğim için beni affetti, diye cevap verdi. Tufeyl: Neden ellerini sarılmış görüyorum? deyince: "Bana, senin bozduğun bir şeyi düzeltecek değiliz" dediler, cevabını verdi. Tufeyl bu rüyayı Rasulullâh'a (sav) anlattı. Bunun üzerine Rasulullah (sav): "Allah'ım onun ellerini de affet!" diye dua etti.
Açıklama: Câbir b. Abdullah'ın rivayet ettiği, intihar etmiş bir kişiyle ilgili rüyanın Hz. Peygamber'e anlatılması; rüyaya göre elinin sargılı olmasıyla, cezalandırıldığı anlaşılan şahsın bu eksiklikten kurtulması için de Hz. Peygamber'in dua etmiş olması önemlidir. Şahsın affedilmesi, hicret etmesiyle ilişkili görülse bile, intihar ile sonsuza kadar Cehennemlik olma arasındaki ilişkinin doğru olmadığını ortaya koymaktadır.
Bize Muhammed b. Râfî ile Abd b. Humeyd, onlara Abdürrezzâk rivayet etti. İbn Râfî' dedi kî: Bize Abdürrezzak rivayet etti. Ona Ma'mer, ona Zührî, ona da İbn Müseyyeb'in rivayet ettiğine göre ona Ebu Hureyre (ra) şöyle demiştir: Resulüllah (sav) ile birlikte Huneyn gazvesinde bulunduk. Müslüman olarak bilinen bir adam için: "Bu adam cehennemliktir" buyurdular. Savaş yerine vardığımız zaman o adam gayretle çarpıştı ve yaralandı. Bunun akabinde Yâ Resulâllah, kendisi için "cehennemliktir" dediğin adam bu gün gayretle çarpıştı ve öldü, dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav): «Cehenneme!» buyurdular. Bazı müslümanların şüpheye düşmesine ramak kalmıştı. Onlar bu hâl üzere iken birden adamın ölmediği ve ağır bir şekilde yaralandığı söylendi. Akşam olunca adam yaraların acısına dayanamayarak kendini öldürdü. Bunu Peygamber (sav)'e haber verdiler. Bunun üzerine: "Allahu ekber. Şehâdet ederim ki ben Allanın kulu ve Resulüyüm" buyurdular. Sonra Bilal'e emir verdi. O da cemaatin içinde: "Müslüman kişiden başkası cennete giremez. Allah bu dinî dilerse fâcir bir adamla da destekler" diye nida etti.
Açıklama: Ebu Hureyre'den Said b. Müseyyeb'in naklettiği bu rivayete göre olay, Huneyn'de geçmektedir. Adamın müslüman olarak bilinmesi ile, Hz. Peygamber'in 'cehennemliktir' sözü, şahsın münafık olma ihtimalini hatıra getirmektedir. 'Allah facir bir kimseye de bu dini destekletir' beyanı da bu ihtimali desteklemektedir. Bu rivayette şahsın kimliği hakkında bir bilgi verilmemektedir. Rivayetlerin bir grubunda olay mahalli olarak Hayber, diğer grubunda ise Huneyn olarak farklı yer isimleri verilse de doğrusunun Hayber olduğu belirtilmektedir. Söz konusu şahsın da Ebu'l-Fendak lakablı Kuzman et-Tıfrî (Zafrî) olduğu kaydedilmiştir. Kuzman müslümanların karargahında Hz. Peygamber'in cadırına gelmiş, ayrıldıktan sonra Hz. Peygamber ashabına "Cehennemlik birini görmek isteyen bu adama baksın' buyurmuştur.Hz. Peygamber'e bu sözü söyleten nedeni bilmiyoruz. Müslüman olduğu bilgisi ve savaşta meydana atılması, arka plan bilgisine sahip olmayan müslümanlar arasında bir şaşkınlık oluşturmuştur. Yaralanıp da acıya dayanamayarak intihar etmesi üzerine, Hz. Peygamber'in 'Cehennemliktir' sözü ile intihar arasından bir ilişki kurulmasına neden olmuştur. Rivayetin başka bir formunda da ebedi olarak cehennemde kalacağı vurgusu öne çıkarılmıştır. Ancak Hz. Peygamber'in Cehennemlik sözü ile şahsın münafık olması dolayısıyla ebedi cehennemlik addedilmesi son derece insicamlı ve tutarlı bir yorumdur.
Bize İshak b. İbrahim, İshak b. Mansur ve Abdülvâris b. Abdüssamed hepsi Abdussamed b. Abdülvaris'ten, ona Şu'be, ona Eyyüb, ona Ebu Kılâbe, ona da Sâbit b. Dahhâk el-Ensârî rivayet etmiştir. (T) Bize Muhammed b. Râfi, ona Abdürrezzak, ona Sevrî, ona Hâlid el-Hazzâ, ona Ebû Kılâbe, ona da Sâbit b. ed-Dahhâk Hz. Peygamber (sav)'den şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Her kim İslâm'dan başka bir dinden olduğuna dair yalan yere kasten yemin ederse, o kimse dediği gibidir. Her kim kendini bir şeyle öldürürse Allah o kişiye cehennem ateşinde o şeyle azap eder." Süfyan'ın hadisi bu şekildedir. Şu'be'nin rivayetine göre ise Rasulüllah (sav) şöyle buyurmuştur: "Her kim İslâm'dan başka bir dinden olduğuna dair yalan olarak yemin ederse, o kimse dediği gibidir. Ve her kim kendini bir şeyle keserek öldürürse, kıymet gününde de o şeyle kesilir."
Açıklama: Başka bir dine mensup olma iddiası, şaka ya da yalan bile olsa, mazur görülmemiş hatta iddiasının gerçek olarak kabul edileceği vurgulanmıştır.
Bize İshak b. İbrahim, İshak b. Mansur ve Abdülvâris b. Abdüssamed hepsi Abdussamed b. Abdülvaris'ten, ona Şu'be, ona Eyyüb, ona Ebu Kılâbe, ona da Sâbit b. Dahhâk el-Ensârî rivayet etmiştir. (T) Bize Muhammed b. Râfi, ona Abdürrezzak, ona Sevrî, ona Hâlid el-Hazzâ, ona Ebû Kılâbe, ona da Sâbit b. ed-Dahhâk Hz. Peygamber (sav)'den şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Her kim İslâm'dan başka bir dinden olduğuna dair yalan yere kasten yemin ederse, o kimse dediği gibidir. Her kim kendini bir şeyle öldürürse Allah o kişiye cehennem ateşinde o şeyle azap eder." Süfyan'ın hadisi bu şekildedir. Şu'be'nin rivayetine göre ise Rasulüllah (sav) şöyle buyurmuştur: "Her kim İslâm'dan başka bir dinden olduğuna dair yalan olarak yemin ederse, o kimse dediği gibidir. Ve her kim kendini bir şeyle keserek öldürürse, kıymet gününde de o şeyle kesilir."
Açıklama: Hz. Peygamber'in vefat ettiği dönemde takriben 8 yaşlarında bir çocuk olan Sabit b. Dahhak'tan (R66) gelen rivayet grubunda, islam'dan başka bir dine mensup olma iddiasıyla yalan yere yemin edenin gerçekte öyle olduğu vurgusu yapılmış; intihar edenin de kıyamet gününde aynı şekilde cezalandırılacağı beyan edilmiştir. Ancak 'kasten' ifadesiyle bilinçsizce dilden dökülen beyanlar hükmün dışında tutulurken, 'sonsuza kadar' gibi bir zaman vurgusunun olmaması dikkat çekicidir.
Bize Ebû Muhammed Sa'dân b. Yezîd, ona İshak b. Yusuf el-Ezrak (T) Bize Ebü'l-Ezher, ona Abdüssamed b. Abdülvâris (T) Bize Ali b. Harb, ona Vehb b. Cerîr (T) Bize Yunus b. Habîb, ona Ebû Dâvûd rivayet etti. Hepsi şöyle dediler: Bize Hişam ed-Destüvâî, ona Yahya b. Ebû Kesîr, ona Ebû Kılâbe, ona da Sâbit b. ed-Dahhâk (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Her kim dünyada bir şeyle canına kıyarsa kıyamet günü o şeyle ona azap edilir. Her kim bir mümini küfürle itham tekfir ederse onu öldürmüş gibidir. Mümine lanet etmek de onu öldürmek gibidir. Kişinin sahip olmadığı şeyde adağı olamaz. Her kim yalan yere 'böyle değilse müslüman olmayayım!' diyerek yemin ederse dediği gibidir." Bu Vehb'in lafzıdır. Abdussamed'in hadisi de bu anlamdadır. Ancak ve Ebu Davud o şöyle demiştir: "Her kim yalan yere islam'dan başka bir dinden olduğuna dair yemin ederse söylediği gibidir." Ebu Davud hadisin tamamını zikretmemiştir. Abdussamed şu ifadeyi ilave etmiştir: "Kim bir müminin kafir olduğunu söylerse onu öldürmüş gibidir."