153 Kayıt Bulundu.
Bize Yahya, ona İbn Aclân, ona Ebu’z-Zinâd, ona el-A’rec, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber (s.a.v.)’den rivayet etmiştir: “Kendisini yaralayarak öldüren kimse, cehennemde de kendisini yaralar. Kendisini uçurumdan atan, cehennemde de kendisini uçurumdan atar. Kendisini boğan, cehennemde de kendisini boğar.”
Açıklama: Hadis sahih isnad ise kavîdir. İbn Aclân sadûktur ve mütâbi'dir.
Bize Ebu’l-Yeman, ona Şuayb, ona Zuhrî, ona İbn Müseyyeb, ona da Ebu Hureyre rivayet etmiştir: Hayber savaşında Resülullah (s.a.v.) ile birlikteydik. Müslüman olduğunu iddia eden bir kişi için Hz. Peygamber, bu cehennem ehlindendir, - bu manada bir şey- dedi. Ancak bu, bazı Müslümanlara ağır geldi. Bunun üzerine bazı sahabîler, Ey Allah’ın Resulü ! Allah senin sözünü doğruladı, o kişi canına kıyıp intihar etti, dediler.
Bize Ebu Muaviye, ona A’meş, ona Ebu Sâlih, ona da Ebu Hureyre,Hz. Peygamber (s.a.v.)’den rivayet etmiştir: “Kim kendini bir demirle öldürürse cehennem ateşi içinde sonsuza kadar elindeki demirle karnını deşer durur. Kim kendini zehir içerek öldürürse, cehennem ateşi içinde elindeki zehiri sonsuza kadar içer durur. Kim kendini yüksek bir dağdan atar ve öldürürse, cehennem ateşi içinde sonsuza kadar uçuruma yuvarlanır.”
Bize Muhammed İbn Ca'fer, ona Şu’be, ona Süleyman, ona Zekvân, ona da Ebu Hureyre Hz. Peygamber (s.a.v.)'den rivayet etmiştir: “Kim kendini bir demir parçasıyla öldürürse, cehennem ateşi içinde elindeki demirle sonsuza kadar karnını deşer durur. Kim yüksek bir dağdan kendini atarak intihar ederse, cehennem ateşi içinde sonsuza kadar uçuruma yuvarlanır durur.”
Bize Ali b. Hamşad el-Adl, ona İsmail b. İshak el-Kâdî, ona Ebu Numan b. Fadl, ona Hammad b. Zeyd, ona Haccac es-Savvaf, ona Ebû Zübeyir, ona Câbir'in rivayet ettiğine göre Tufeyl b. Amr Hz. Peygamber'e şöyle demiştir: Devs kabilesi gibi bir kalen ve kuvvetin olmasını ister misin? Hz. Peygamber bu şerefi Ensar'a sakladığı için bu teklifi reddetti. Cabir şöyle devam etti: Tufeyl kavminden bir adamla birlikte hicret etti. Adam hastalandı. Adam dayanamadı -ya da buna benzer bir kelime söyledi- Adam ok alıp onunla bileklerini kesti ve öldü. Tufeyl bu adamı rüyasında gördü ve ona rüyasında şöyle sordu: 'Allah sana ne yaptı?' Adam, 'Allah beni Hz. Peygamber'e hicret etmem sebebiyle bağışladı' dedi. Tufeyl, 'Ellerinin hali ne?' diye sorunca adam şöyle cevap verdi: 'Bana vücudundan kendi bozduğun bir şeyi düzeltmeyeceğiz' denildi. Tufeyl bu rüyayı Hz. Peygamber'e anlatınca Hz. Peygamber ellerini kaldırıp şöyle dua etti: 'Allahım ellerini de bağışla.' Bu hadis Buhârî ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir ancak eserlerinde onu tahric etmemişlerdir.
Bize Ahmed b. Ali b. el-Müsennâ, ona İbrahim b. Abdullah el-Herevî, ona İsmail b. Uleyye, ona Haccâc b. Ebu Osman, ona Ebu'z-Zübeyr, ona Câbir (ra) şöyle nakletmiştir: Tufeyl b. Amr ed-Devsî (ra), Mekke'de Rasulullah'a (sav) geldi ve şöyle dedi: "Ey Allah'ın resulü! Bir kaleye, asker ve yardıma gel". Ravilerden Ebu'z-Zübeyr şöyle dedi: Devs: Dağ başında ancak iplerle çıkılabilecek, (yolu olmayan) bir yerdeydi. . Rasululah (sav) ona "Arkada seninle birlikte kimse var mı?" deyince "Bilmiyorum" dedi. Hz. Peygamber onun teklifini kabul etmedi. Rasulullah (sav) Medine'ye gelince Tufeyl b. Amr ed-Devsî (ra) de hicret ederek Medine'ye geldi. Yanında kabilesinden bir adam vardı. Adam ağır bir hummaya tutuldu. Acıya dayanamadı, bir bıçak aldı, parmak boğumlarından kesti, kanı durmadı ve öldü. Sonra Tufeyl b. Amr'ın rüyasına güzel bir elbise içinde elini örtmüş halde geldi. Tufeyl ona "Ey Falanca" deyince o kişi "Buyur" dedi. Tufeyl "Nasılsın" diye sorunca "Rabbim bana merhamet etti ve peygamberine hicret ettiğim için beni bağışladı" dedi. "Ellerin ne oldu diye sordu. Rabbim bana şöyle dedi: "Senin bozduğunu düzeltmeyeceğiz" buyurdu. Tufeyl rüyayı Rasulullah'a anlattı. Rasulullah (sav) ellerini kaldırdı ve şöyle buyurdu: "Allah'ım! Ellerini de bağışla. Allah'ım! Ellerini de bağışla. Allah'ım! Ellerini de bağışla."
Bize Ahmed b. Ali b. el-Müsennâ, ona İbrahim b. Abdullah el-Herevî, ona İsmail b. Uleyye, ona Haccâc b. Ebu Osman, ona Ebu'z-Zübeyr, ona Câbir (ra) şöyle nakletmiştir: Tufeyl b. Amr ed-Devsî (ra), Mekke'de Rasulullah'a (sav) geldi ve şöyle dedi: "Ey Allah'ın resulü! Bir kaleye, asker ve yardıma gel". Ravilerden Ebu'z-Zübeyr şöyle dedi: Burası dağ başında ancak iplerle çıkılabilecek, (yolu olmayan) bir yerdeydi. Rasululah (sav) ona "Arkada seninle birlikte kimse var mı?" deyince "Bilmiyorum" dedi. Hz. Peygamber onun teklifini kabul etmedi. Rasulullah (sav) Medine'ye gelince Tufeyl b. Amr ed-Devsî (ra) de hicret ederek Medine'ye geldi. Yanında kabilesinden bir adam vardı. Adam ağır bir hummaya tutuldu. Acıya dayanamadı, bir bıçak aldı, parmak boğumlarından kesti, kanı durmadı ve öldü. Sonra Tufeyl b. Amr'ın rüyasına güzel bir elbise içinde elini örtmüş halde geldi. Tufeyl ona "Ey Falanca" deyince o kişi "Buyur" dedi. Tufeyl "Nasılsın" diye sorunca "Rabbim bana merhamet etti ve peygamberine hicret ettiğim için beni bağışladı" dedi. "Ellerin ne oldu" diye sordu. Rabbim bana şöyle dedi: "Senin bozduğunu düzeltmeyeceğiz" buyurdu. Tufeyl rüyayı Rasulullah'a anlattı. Rasulullah (sav) ellerini kaldırdı ve şöyle buyurdu: "Allah'ım! Ellerini de bağışla. Allah'ım! Ellerini de bağışla. Allah'ım! Ellerini de bağışla."
Bize Muhammed b. Hasen b. Kuteybe, ona İbn Ebi's-Serrî, ona Abdurrezzak, ona Ma'mer, ona Zühri, ona da Said b. el-Müseyyeb, Ebu Hureyre'den şöyle rivayet etmiştir: Huneyn'de Hz. Peygamber ile beraberdik. Müslüman olarak bilinen bir adam hakkında 'Bu kişi cehennemliktir.' buyurdu. Savaş başlayınca o adam çok sert bir şekilde savaştı ve yaralandı. Hz. Peygamber'e 'Ya Resulullah! Hakkında cehennemliktir dediğin adam bugün çok sert bir şekilde savaştı ve öldü, denildi. Hz. Peygamber yine 'yolu cehenneme ...' dedi. Sahabilerden bazıları bu meseleden dolayı şüpheye düşecekken adam hakkında 'O kişi ölmedi, ağır bir şekilde yaralandı. Gece olunca yaraları nedeniyle ağrıları şiddetlendi ve kendisini öldürdü' denildi. Bu durum Hz. Peygamber'e bildirilince Hz. Peygamber ''Allahu ekber! Şehadet ederim ki ben Allah'ın kulu ve elçisiyim.'' buyurdu. Daha sonra Bilal'den: 'Cennete ancak müslüman olanlar girer. Allah dinini facir bir kişiyle de destekler' diye insanlara ilan etmesini istedi
Biz Ebu Halife, ona Ebu'l-Velîd, ona Şu'be, ona Süleyman, ona Zekvân, Ebu Hureyre'den Hz. Peygamber(s.a.v.)’in rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: “Kim kendini bir demir parçasıyla öldürürse, cehennem ateşi içinde sonsuza kadar o demir parçasıyla karnını deşer durur. Kim zehir içerek kendisini öldürürse, cehennem ateşi içinde sonsuza kadar elindeki zehiri yudumlar durur. Kim kendisini bir dağdan atarak öldürürse, cehennem ateşi içinde sonsuza kadar kendisini atar durur. “