20 Kayıt Bulundu.
Bize Yahya b. Bukeyr rivayet etti, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihab, ona Ubeydullah b. Abdullah, ona İbn Abbas, ona Ömer b. Hattab (r.a) rivayetle dedi ki: Abdullah b. Ubey b. Selûl ölünce Rasululah (sav) üzerine namaz kılmak üzere davet olundu. Rasulullah (sav) (namaz kılmak üzere) dikilince ben onun önüne atıldım ve 'Ey Allah’ın Rasulü filan ve filan gün şunları ve şunları demiş iken –Rasulullah’a onun neler söylediklerini sayıp döktüm- sen İbn Ubey’in namazını mı kılacaksın' dedim. Rasulullah (sav) gülümsedi ve: "Önümden çekil ey Ömer" dedi. Ben ona çokça ısrar edince O: "Ben seçmekte serbest bırakıldım, seçimimi yaptım. Eğer (ona) yetmiş defadan fazla mağfiret dilediğim takdirde günahının bağışlanacağını bilsem ona daha fazla mağfiret dilerdim" buyurdu. (Ömer devamla) dedi ki: Rasullulah (sav) namazını kıldırdı, sonra ayrılıp gitti, kısa bir süre geçmeden Tevbe süresindeki: “Onlardan ölen hiçbir kimsenin namazını asla kılma...onlar fasık olarak öldüler” (Tevbe, 84) ile başlayan iki ayet nazil oldu. (Ömer devamla) dedi ki: Daha sonra Rasulullah (sav)’a karşı o gün gösterdiğim o cüretkârlığıma şaştım. Elbette Allah ve Rasulü en iyi bilendir.
Bize Hüseyin b. Hureys, ona (Ebu Abdullah) Fadl b. Musa, ona Hüseyin b. Vâkid (el-Mervezî), ona da Amr'ın (b. Dinar el-Cümahî) rivayet ettiğine göre (Ebu Abdullah) Cabir (b. Abdullah el-Ensârî) şöyle demiştir: "Hz. Peygamber (sav), Abdullah b. Übey'le ilgili olarak emir buyurdu ve onu, kabrinden çıkarttı. Onun başını, iki dizinin üzerine koydu ve üzerine tükürüğünden üfürüp ona, kendi gömleğini giydirdi." [Cabir, devamla dedi ki: "Allah en iyisini bilir ama onun cenaze namazını da kıldı."]