Giriş

İnkâr edenler yakayı kurtardıklarını sanmasınlar. Çünkü onlar (bizi) âciz bırakamazlar.


    Öneri Formu
53963 KK8/59 Enfâl, 8, 59

Alemlerin Rabbi Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz.


    Öneri Formu
59011 KK81/29 Tekvîr, 81, 29

Sonra o kederin arkasından Allah size bir güven indirdi ki, (bu güvenin yol açtığı) uyuklama hali bir kısmınızı kaplıyordu. Kendi canlarının kaygısına düşmüş bir grup da, Allah'a karşı haksız yere cahiliye devrindekine benzer düşüncelere kapılıyorlar, "Bu işten bize ne!" diyorlardı. De ki: İş (zafer, yardım, her şeyin karar ve buyruğu) tamamen Allah'a aittir. Onlar, sana açıklayamadıklarını içlerinde gizliyorlar. "Bu işten bize bir şey olsaydı, burada öldürülmezdik" diyorlar. Şöyle de: Evlerinizde kalmış olsaydınız bile, öldürülmesi takdir edilmiş olanlar, öldürülüp düşecekleri yerlere kendiliklerinden çıkıp giderlerdi. Allah, içinizdekileri yoklamak ve kalplerinizdekileri temizlemek için (böyle yaptı). Allah içinizde ne varsa hepsini bilir.


    Öneri Formu
53433 KK3/154 Âl-i İmrân, 3, 154

Göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır. O, dilediğini bağışlar, dilediğine ceza verir. Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir.


    Öneri Formu
57970 KK48/14 Fetih, 48, 14

Allah'ın, onlardan (mallarından) Peygamberine verdiği ganimetler için siz at ve deve koşturmuş değilsiniz. Fakat Allah, peygamberlerini dilediği kimselere karşı üstün kılar. Allah her şeye kadirdir.


    Öneri Formu
58429 KK59/6 Haşr, 59, 6


Açıklama: ''تُجَاهَكَ '' ifadesi, anlam dikkate alınarak ''yardımında'' şeklinde tercüme edilmiştir. '' قَدْ كَتَبَهُ اللَّهُ عَلَيْكَ'' ifadesindeki ''عَلَيْكَ,'' anlam dikkate alınarak ''senin için'' şeklinde tercüme edilmiştir.

    Öneri Formu
14416 T002516 Tirmizi, Sıfatü’l-Kıyâme, 59


Açıklama: ''وَرَطْبَكُمْ وَيَابِسَكُمُ'' ifadesinin, ''gencinin ve yaşlınız'' olarak tercüme edilebileceğine ve başka tercümelerin (''aliminiz ve cahiliniz,'' ''itaatkarınız ve isyankarınız'') de mümkün olabileceğine dair bk. Mübârekfûrî, Tuhfetü'l-ahvezî, VII, 166. ''...إِنَّمَا أَمْرِى لِشَىْءٍ...'' ifadesinin ''عَطَائِى كَلاَمٌ وَعَذَابِى كَلاَمٌ'' ifadenin tefsiri olduğu bildirildiğinden (Mübârekfûrî, Tuhfetü'l-ahvezî, VII, 167) tercümede '';'' kullanılmıştır

    Öneri Formu
14378 T002495 Tirmizi, Sıfatü’l-Kıyâme, 48


    Öneri Formu
279338 T002516-2 Tirmizi, Sıfatü’l-Kıyâme, 59


    Öneri Formu
279339 T002516-3 Tirmizi, Sıfatü’l-Kıyâme, 59

Şüphesiz âyetlerimizi inkâr edenleri gün gelecek bir ateşe sokacağız; onların derileri pişip acı duymaz hale geldikçe, derilerini başka derilerle değiştiririz ki acıyı duysunlar! Allah daima üstün ve hakîmdir.


    Öneri Formu
53146 KK4/56 Nisa, 4, 56