377 Kayıt Bulundu.
					
					
					
					
				 Giriş
            
			
			
                       
           
            
			
            
            
			
	
			
			
	
			
				
					 Giriş
				
			
			
	
            
        
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Abdüvehhab es-Sekafî, ona Eyyüb (es-Sahtiyânî), ona Hafsa, ona da Ümmü Atiyye, Muhammed (b. Sîrîn)'in hadisinin aynısını rivayet etmiştir. Fakat Hafsa rivayetinde hadis 'Onu (Hz. Peygamber'in (sav) kızı) tekli sayılar adedinde yıkayınız', Muhammed rivayetinde ise 'Onu üç ya da beş kez yıkayınız' şeklinde geçmektedir. Yine Muhammed rivayetinde 'Yıkamaya ölünün sağ taraflarından ve abdest azalarından başlayınız' ifadeleri yer almaktadır. Hafsa rivayetinde, Ümmü Atiyye'nin 'Ölünün saçlarını üç belik halinde tarayınız' ifadesi de geçmektedir.
Açıklama: İlgili olay için bkz. İM001458 numaralı hadis.
Bize Muhammed b. Mukâtil, ona Abdullah, ona Hişâm b. Urve, ona babası, ona da Âişe (r.anhâ) şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) pamuktan dokunmuş sahûl türü beyaz renkli Yemen işi üç parça bez ile kefenlendi. Bu bezler arasında gömlek de sarık da yoktu."
Bize Ebu Nuaym, ona Süfyan, ona Hişâm, ona da Urve, Âişe’nin (r.anhâ) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav) pamuklu üç parça bezle kefenlendi. Bunlar arasında gömlek de sarık da yoktu."
Bize Müsedded, ona Yahya, ona Hişâm, ona babası, ona da Âişe (r.anhâ) şöyle rivayet etmiştir: "Rasûlullah (sav) üç parça bezle kefenlendi. Kefen bezleri içerisinde ne gömlek ne de sarık vardı."
Bize İsmail, ona Mâlik, ona Hişam b. Urve, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona da Âişe (r.anhâ) şöyle rivayet etmiştir: "Rasûlullah (sav) beyaz renkli üç parça bezle kefenlendi. Kefen bezleri içerisinde gömlek de sarık da yoktu."
Bize Muallâ b. Esed, ona Vuheyb, ona Hişam, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona da Âişe (r.anhâ) şöyle rivayet etmiştir: "Ebu Bekir’in (ra) huzuruna (maraz-ı mevtinde) girdiğimde, o 'Nebi’yi (sav) kaç parça bez ile kefenlediniz?' diye sordu. 'Beyaz renkli üç parça pamuklu Sahûliyye kumaşıyla kefenledik. Kefeninde ne gömlek, ne de sarık vardı' diye cevap verdim. 'Peki Rasulullah (sav) hangi gün vefat etmişti?' dediğinde, Âişe 'Pazartesi günü' dedi. 'Peki, bu gün hangi gündür?' dediğinde, Âişe 'Bugün pazartesi günüdür' dedi. Ebu Bekir 'Ben şu saatten itibaren geceye kadar ruhumun kabzedileceğini umuyorum' dedi. Derken hastalığı esnasında giydiği elbisesine baktı. Üzerinde bir parça zaferan izi gördü ve 'Şu elbisemi yıkayın. Ona iki bez parçası daha ekleyin ve beni onlarla kefenleyin' dedi. Ben 'Ama bu oldukça eskidir' dediğimde, 'Yeni elbise ölülerden çok hayatta olanlara daha layıktır. Kefen ise irin ve diğer akıntılar içindir' dedi. Babam salı akşamının gecesinde ruhunu teslim etti ve sabah olmadan da (geceleyin) defnedildi."
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Abdülvehhab es-Sekafî, ona Eyyüb (es-Sahtiyânî), ona da Muhammed b. Sîrîn, Ümmü Atiyye'nin (r. anhâ) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Kızı Ümmü Gülsüm'ü yıkarken, Rasulullah (sav) yanımıza geldi ve 'Onu su ve sedirle üç, beş veya daha fazla sayıda yıkayın. Son seferinde suyun içerisine kâfûr ya da biraz kâfûr koyun. Yıkama işini bitirince de bana haber verin' dedi. İşimiz bitince kendisine haber verdik. Bunun üzerine kefen olarak kullanmamız için bize doğru izârını uzattı ve 'Kızıma bunu giydirin' buyurdu."
Bize Muhammed b. Halef el-Askalânî, ona Amr b. Ebu Seleme, ona Ebu Muîd Hafs b. Ğaylân, ona Süleyman b. Musa, ona Nâfi, ona da Abdullah b. Ömer şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav), Sehûlîyye denilen üç parça beyaz bez ile kefenlendi."
Açıklama: Elbani bu hadisin öncesiyle hasen sahih olduğunu ifade etmiştir
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Hafs b. Ğıyâs, ona Hişâm b. Urve, ona babası, ona da Âişe şöyle rivayet etmiştir: "Nebî (sav), Yemen işi üç parça beyaz bez ile kefenlendi, kefeninde gömlek ve sarık da yoktu. Âişe’ye 'Ashâbdan bazısı Hz. Peygamber'in (sav) çizgili bir kumaş ile kefenlediğini söylüyor' denilince, Âişe 'Evet, çizgili bir elbise getirmişlerdi ama onu kefen olarak kullanmadılar' dedi."
“Bize Abdullah, ona Ebu Hafs Amr b. Ali b. Bahr b. Kesîr es-Sakkâ, ona Ebu Kuteybe, ona Ömer b. Nebhân, ona Sellâm Ebu İsa, ona da Safvân b. Muattal şöyle demiştir: "Hacca gitmek üzere yola çıkmıştık. Arc denilen yere vardığımızda, birden önümüzde kıvranan bir yılan gördük, çok geçmeden öldü. İçimizden bir adam, eşyalarının arasından bir bez parçası çıkardı, onu (yılanı) o bezin içine sardı, toprağa gömerek defnetti ve üzerini düzeltti. Sonra Mekke’ye vardığımızda Mescid-i Haram’da bulunuyorduk. O sırada bir adam yanımıza geldi ve 'Hanginiz Amr b. Câbir’in arkadaşıdır?' dedi. Biz 'Onu tanımıyoruz' dedik. Bunun üzerine 'Peki, hanginiz cinin arkadaşıdır?' dedi. Onlar da 'İşte şu kişidir' dediler. Bunun üzerine adam 'Allah sana hayırla mükâfat versin! Bilmiş ol ki, o (defnettiğin yılan), Rasulullah'a (sav) gelip Kur’an dinleyen dokuz cinden, en son vefat edeniydi' dedi."