377 Kayıt Bulundu.
Giriş
Bize Kuteybe, ona Cerîr, ona Mansur, ona Hakem, ona Saîd b. Cübeyr, ona da İbn Abbâs (ra) şöyle demiştir: İhramlı bir adamı, dişi devesi sırtından atarak boynunu kırmış ve onu öldürmüştü. Adamın cesedi Rasûluilah'a (sav) getirildi, Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Onu yıkayın, kefenleyin, fakat başını örtmeyin ve ona koku da sürmeyin. Çünkü bu adam, (mahşerde) telbiye okur halde diriltilecektir."
Bize Süleyman b. Harb, ona Hammâd b. Zeyd, ona Amr b. Dînâr, ona Saîd b. Cübeyr, ona da İbn Abbâs (ra) şöyle demiştir: Bir adam Arafat'ta Hz. Peygamber'le (sav) birlikte vakfe yaparken ansızın devesinden düştü. Düşer düşmez de devesi onun boynunu kırdı. -Burada "vekasa" fiilini yahut aynı manaya gelen "ek'asa" fiilini kullandı-. Sonra Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Onu su ve sidr ile yıkayın ve iki bez ile -yahut giydiği iki ihram ihram bezi ile- kefenleyin. Ona koku sürmeyin ve başını da örtmeyin. Çünkü Allah onu kıyamet gününde telbiye eder hâlde diriltecektir."
Bize Süleyman b. Harb, ona Hammâd, ona Eyyub, ona Saîd b. Cübeyr, ona da İbn Abbâs (ra) şöyle demiştir: Bir adam Arafat'ta Hz. Peygamber'le birlikte vakfe yaptığı sırada birden devesinden düştü, devesi onun boynunu kırdı. Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Bu adamı su ve sidr ile yıkayın ve iki kat bezle kefenleyin. Ona koku sürmeyin, başına bez örtmeyin ve buhur ile de kokulandırmayın. Çünkü Allah onu kıyamet gününde telbiye eder hâlde diriltecektir."
Bize Yakub b. İbrahim, ona Huşeym, ona Ebu Bişr, ona da Said b. Cübeyr, İbn Abbas’ın (r.anhumâ) şöyle dediğini rivâyet etmiştir: "Nebi (sav) ile (hac etmek maksadıyla) bulunan ihramlı bir adamı devesi üstünden düşürmüş, boynunu kırmış ve adam da ölmüştü. Rasulullah (sav) 'Onu su ve sidr otu ile yıkayın ve ihram olarak giydiği iki parça ihram elbisesi ile onu kefenleyin. Ona güzel koku sürmeyin, başını örtmeyin. Çünkü o kıyamet gününde telbiye getirerek (ihramlı olarak) diriltilecektir' buyurdu."
Bize Ahmed b. Yunus, ona Züheyr, ona Abdullah b. Osman b. Huseym, ona Said b. Cübeyr, ona da İbn Abbas, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Beyaz elbise giymeyi tercih ediniz. Çünkü o, elbiselerinizin en hayırlılarındandır. Ölülerinizi de beyaz kumaşlarla kefenleyiniz. Sürmelerinizin en hayırlısı ise gözün nurunu artıran ve kirpikleri kuvvetlendiren ismiddir (sürme taşı)."
Bize Kuteybe, ona Mâlik, ona Eyyûb, ona Muhammed b. Sîrîn, ona da Ümmü Atiyye el-Ensârî şöyle rivayet etmiştir: "Rasûlullah (sav) kızı vefat ettiğinde yanımıza girdi ve 'Onu su ve sidr otu ile üç, beş ya da gerek görürseniz daha fazla sayıda yıkayın. Son yıkamada suyuna kâfur veya az bir miktar kâfur koyun. İşinizi bitirdikten sonra da bana haber verin' buyurdu. İşimizi bitirip ona haber verdiğimizde, bize elbisesini verdi ve 'Bunu da kızıma kefen olarak kullanın' buyurdu."
Bize Abdurrahman b. Halid er-Rakkî el-Kattân ve Yusuf b. Said -hadisin lafızları ona aittir-, onlara Haccâc, ona İbn Cureyc, ona da Ebu Zübeyr, Câbir'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) bir hutbe vermişti. Hutbesinde ashabından vefat edip geceleyin gömülen ve cesedini örtmeyen bir kumaşla kefenlenen birinden bahsetti. Ardından Rasulullah (sav), zaruret olması dışında bir insanın geceleyin gömülmesini yasakladı ve şöyle buyurdu: Biriniz kardeşini kefenlemeyi üstlenirse itinayla kefenlesin."
Bize Kuteybe, ona Mâlik, ona Hişâm b. Urve, ona da babası, Âişe'den şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav), suhûlî denen üç parça beyaz bez ile kefenlendi. Aralarında gömlek ve sarık yoktu."
Bize Kuteybe, ona Hafs, ona Hişâm, ona da babası, Âişe’nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) pamuklu, Yemen işi, üç parça beyaz bez ile kefenlendi. İçlerinde gömlek ve sarık yoktu. Âişe'ye iki parça ve Hibara işi çizgili bir elbise ile kefenlendiğine dair söylenenler zikredilince, Âişe "Evet, bürd denilen (çizgili) bir elbise getirildi. Fakat orada olanlar, onunla kefenlemeyip elbiseyi geri gönderdiler."
Bize Ubeydullah b. Said, ona Yahya, ona A'meş; (T) Bize İsmail b. Mesud, ona Yahya b. Said el-Kattân, ona A'meş, ona Şakîk, ona da Habbâb şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) ile birlikte Allah Teâlâ'nın rızasını umarak hicret ettik. Ecrimizi verecek olan da Allah'tır. Ancak kimimiz mükafatından hiçbir şey yemeden öldü. Bunlardan biri de Uhud gününde şehit edilen Mus'ab b. Umeyr'di. Onu kefenlemek için çizgili bir kumaştan başka bir şey bulamadık. Onunla baş tarafından örtecek olsak ayakları, ayak tarafından örtmeye çalışsak başı dışarıda kalıyordu. Bunun üzerine Rasulullah (sav) bizden, o elbiseyi baş tarafından örtmemizi, ayaklarını de izhir otuyla kapatmamızı istedi. Kimimizin ise meyveleri olgunlaştı, onlar da şimdi o meyveleri devşirmektedirler." [Hadisin lafzı râvilerden İsmail'e aittir.]