حدثنا بن أبي مريم قال حدثنا عطاف بن خالد قال حدثني عبد الرحمن بن رزين قال : مررنا بالربذة فقيل لنا ها هنا سلمة بن الأكوع فأتيته فسلمنا عليه فأخرج يديه فقال بايعت بهاتين نبي الله صلى الله عليه وسلم فأخرج كفا له ضخمة كأنها كف بعير فقمنا إليها فقبلناها
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165673, EM000973
Hadis:
حدثنا بن أبي مريم قال حدثنا عطاف بن خالد قال حدثني عبد الرحمن بن رزين قال : مررنا بالربذة فقيل لنا ها هنا سلمة بن الأكوع فأتيته فسلمنا عليه فأخرج يديه فقال بايعت بهاتين نبي الله صلى الله عليه وسلم فأخرج كفا له ضخمة كأنها كف بعير فقمنا إليها فقبلناها
Tercemesi:
— Abdurrahman ibni Hezîn anlatarak şöyle demiştir:
— Biz Rebeze kasabasına uğradık. Bize dendi ki, Seleme ibni Ekva' buradadır. Ona gittim de kendisine selâm verdik. O, iki elini çıkarıp: Bunlarla Peygamber (Sallallahii Aleyhi ve Sellem) 'e bîat ettim, dedi. Öyle büyük bir elini çıkardı ki, sanki deve eli idi. Biz ona doğru kalktık da elini Öptük.[670]
Rebeze, Medine'ye 3 günlük mesafede bulunan ve hicrî 314 yılında harpler neticesi harab olan bir kasabanın adıdır.
Hz. Osman'ın şehid edilişinden sonra ashabdan olan Seleme ibni Ekva' bu kasabaya yerleşip, orada evlenmiş ve lyas, Hasan, Ibnu'l-Hanefiyye adlarında çocukları olmuştu. Atları geçecek kadar bir koşucu olduğu ve ashabın en cesurlarından biri bulunduğu rivayet edilir. Vefatından birkaç gün önce Medine'ye İnip, orada hicretin 74 yılında 80 yaşında olduğu halde vefat etti. Hudeybİye vak'asında ağaç altında, ölünceye kadar sakakat göstermek üzere, Peygomber'e biat etmişti. İşte tabiînden olan Abdurrahman ibni Rezîn'e bu hâdiseyi anlatması üzerine, Abdurrahman onun elini öpmüştür. Allah hepsinden razı olsun. (El öpme hakkında bilgi İçin, bundan önceki hadîs-i şerife bakılsın.).[671]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 973, /769
Senetler:
0. Mevkuf (Mevkuf)
1. Ebu İyas Seleme b. Ekva' (Seleme b. Amr b. Sinan b. Abdullah)
Konular:
Biat, Hz. Peygambere biat etmek
Saygı ve muhabbet, el öpmek, çocukları öpmek vs.
نا الحسين بن إسماعيل نا أحمد بن إسماعيل السهمي نا مالك بن أنس عن محمد بن المنكدر عن أميمة بنت رقيقة أنها قالت : أتينا رسول الله صلى الله عليه و سلم نبايعه فقلنا يا رسول الله نبايعك على أن لا نشرك بالله شيئا ولا نسرق ولا نزني ولا نقتل أولادنا ولا نأتي ببهتان نفتريه بين أيدينا وأرجلنا ولا نعصيك في معروف فقال رسول الله صلى الله عليه و سلم فيما استطعن وأطقتن قلنا الله ورسوله أرحم بنا من أنفسنا هلم نبايعك يا رسول الله فقال رسول الله صلى الله عليه و سلم إني لا أصافح النساء إن قولي لمائة امرأة كقولي لامرأة واحدة أو مثل قولي لامرأة واحدة
Öneri Formu
Hadis Id, No:
187507, DK004282
Hadis:
نا الحسين بن إسماعيل نا أحمد بن إسماعيل السهمي نا مالك بن أنس عن محمد بن المنكدر عن أميمة بنت رقيقة أنها قالت : أتينا رسول الله صلى الله عليه و سلم نبايعه فقلنا يا رسول الله نبايعك على أن لا نشرك بالله شيئا ولا نسرق ولا نزني ولا نقتل أولادنا ولا نأتي ببهتان نفتريه بين أيدينا وأرجلنا ولا نعصيك في معروف فقال رسول الله صلى الله عليه و سلم فيما استطعن وأطقتن قلنا الله ورسوله أرحم بنا من أنفسنا هلم نبايعك يا رسول الله فقال رسول الله صلى الله عليه و سلم إني لا أصافح النساء إن قولي لمائة امرأة كقولي لامرأة واحدة أو مثل قولي لامرأة واحدة
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Darekutni, Sünen-i Darekutni, Mükâteb 4282, 5/257
Senetler:
1. Ümeyme bt. Rakika et-Teymiye (Ümmeyme bt. Abd)
2. Ebu Abdullah Muhammed b. Münkedir el-Kuraşî (Muhammed b. Münkedir b. Abdullah b. Hüdeyr)
3. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
4. Ahmed b. İsmail es-Sehmi (Ahmed b. İsmail b. Muhammed b. Nebih)
5. Hüseyin b. İsmail el-Mehamili (Hüseyin b. İsmail b. Muhammed b. İsmail b. Said b. Eban)
Konular:
Biat, Hz. Peygambere biat etmek
Biat, kadınların
Tokalaşma, Musafaha, , kadınlarla musafaha / tokalaşmak / el sıkışmak
حدثنا عبد العزيز بن عبد الله قال حدثنا إبراهيم بن سعد عن صالح بن كيسان عن بن شهاب قال أخبرني بن أخي أبي رهم كلثوم بن الحصين الغفاري أنه سمع أبا رهم وكان من أصحاب رسول الله صلى الله عليه وسلم الذين بايعوه تحت الشجرة يقول : غزوت مع رسول الله صلى الله عليه وسلم غزوة تبوك فقمت ليلة بالأخضر فصرت قريبا منه فألقى علينا النعاس فطفقت أستيقظ وقد دنت راحلتي من راحلته فيفزعني دنوها خشية أن تصيب رجله في الغرز فطفقت أؤخر راحلتي حتى غلبتني عيني بعض الليل فزاحمت راحلتي راحلة رسول الله صلى الله عليه وسلم ورجله في الغرز فأصبت رجله فلم أستيقظ إلا بقوله حس فقلت يا رسول الله استغفر لي فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم سر فطفق رسول الله صلى الله عليه وسلم يسألني عن من تخلف من بني غفار فقال وهو يسألني ما فعل النفر الحمر الطوال الثطاط قال فحدثته بتخلفهم قال فما فعل السود الجعاد القصار الذين لهم نعم بشبكة شدخ فتذكرتهم في بني غفار فلم أذكرهم حتى ذكرت أنهم رهط من أسلم فقلت يا رسول الله أولئك من أسلم قال فما يمنع أحد أولئك حين يتخلف أن يحمل على بعير من إبله امرءا نشيطا في سبيل الله فإن أعز أهلي علي أن يتخلف عن المهاجرين من قريش والأنصار غفار وأسلم
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165033, EM000754
Hadis:
حدثنا عبد العزيز بن عبد الله قال حدثنا إبراهيم بن سعد عن صالح بن كيسان عن بن شهاب قال أخبرني بن أخي أبي رهم كلثوم بن الحصين الغفاري أنه سمع أبا رهم وكان من أصحاب رسول الله صلى الله عليه وسلم الذين بايعوه تحت الشجرة يقول : غزوت مع رسول الله صلى الله عليه وسلم غزوة تبوك فقمت ليلة بالأخضر فصرت قريبا منه فألقى علينا النعاس فطفقت أستيقظ وقد دنت راحلتي من راحلته فيفزعني دنوها خشية أن تصيب رجله في الغرز فطفقت أؤخر راحلتي حتى غلبتني عيني بعض الليل فزاحمت راحلتي راحلة رسول الله صلى الله عليه وسلم ورجله في الغرز فأصبت رجله فلم أستيقظ إلا بقوله حس فقلت يا رسول الله استغفر لي فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم سر فطفق رسول الله صلى الله عليه وسلم يسألني عن من تخلف من بني غفار فقال وهو يسألني ما فعل النفر الحمر الطوال الثطاط قال فحدثته بتخلفهم قال فما فعل السود الجعاد القصار الذين لهم نعم بشبكة شدخ فتذكرتهم في بني غفار فلم أذكرهم حتى ذكرت أنهم رهط من أسلم فقلت يا رسول الله أولئك من أسلم قال فما يمنع أحد أولئك حين يتخلف أن يحمل على بعير من إبله امرءا نشيطا في سبيل الله فإن أعز أهلي علي أن يتخلف عن المهاجرين من قريش والأنصار غفار وأسلم
Tercemesi:
— Ebû Rühm'den işitilmîştir; Ebû Rühm, ağaç altında Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'* bîat eden Resûlüllah'ın ashabından idi. Şöyle anlatıyordu:
Tebük savaşında Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) ile beraberce savaştım. (Ta i f'de) Ah dar dağında bir gece kalktım; Peygamber'e yaklaştım. Bizi uyku bastırdı. Kendimi ayık tutmaya başladım, devem de Peygamberin devesine yaklaşmıştı. Peygamberin ayağı üzengiye dokunur korkusundan, devenin yaklaşması beni ürpertiyordu. Bundan ötürü devemi geri bırakmıya koyuldum; öyle ki gecenin bir kısmında gözüm bana üstün geldi (uyudum). Böylece devem, Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'in devesini sıkıştırdı. —Peygamberin ayağı üzengideydi—. Ben ayağına çarptım da, ancak onun «Ay...» demesiyle uyandım. Ben dedim ki:
— Ey Allah'ın Resulü! Benim için (Allah'dan) mağfiret dile, (ben büyük kusur işledim). Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem):
«— Yürü!» dedi. Sonra Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) , Gifar Oğullarından savaşa katılmayıp, geri kalanlardan bana sormaya başladı. O bana sorarak şöyle dedi:
«— Kırmızı İnsanlar, uzun boylu köseler ne yaptı?»
Ebû Rühm dedi ki, onların savaştan geri kalmaları sebebini Peygamber'e anlattım. Peygamber sordu:
— (Hicaz'da) Şebeke'i Sedan mevkiinde davarları bulunan kıvırcık saçlı siyahlar, kısa boylular ne yaptı?» Ben, onları Gifar Oğulları kabilesinde düşündüm, fakat onları hatırlayamadım. Nihayet hatırladım ki onlar, Eşlem kabilesinden bir guruptur. Dedim ki, ey Allah'ın Resulü! Onlar Eşlem kabilesindendir. Peygamber şöyle buyurdu:
Onlardan biri savaştan geri kalınca, develerinden bir deveye, Allah yolunda (savaş için) bir kimseyi neş'eli olarak yükleyip göndermesinden kendini engelliyen nedir? Zira Kureyş muhacirlerinden, Ensar'dan, Gifar ve Eşlem kabilelerinden (bir özürle) benim savaşıma katıla-mayıp geri kalnnlar, benim aziz ehlimdirler.»[229]
Bu hadîs-i şerifi anlatan E b û R ü h m, ashabı kiramdan olup, Kinane beldesinde Gifar kabilesindendir. İsmi Gülsüm ibni Husayn olup, hem künyesi, hem de adı ile şöhret bulmuştur. Peygamber (Sallaltahii Aleyhi veŞeUem) Medine'ye hicret ettikten sonra m üs I uman oldu. Uhud savaşında bulunarak bu savaşta göğsünden yara aldı. Yaralt olarak Hz. Peygamberin huzuruna varmış ve bizzat Peygamber tarafından tedavi olmuştu. E b û R û h m hazretlerinin kabileleri içinde yüksek bir mevkii vardı. Hz. Peygamber de onu iki defa Medine'de istİhlâf etmiştir, (yerine bakmak üzere görevlendirmiştir). Birinci defa görevlendirme, Ömre haccı yerine getirildiği zaman olmuştur. Hüdeybiye barışının şartlarından biri, müslümonların barıştan bir sene sonra Kabe'yi ziyaret etmeleriydi. Bu anlaşmaya göre müslü-manlar silâhsız olarak, Hüdeybiye barışından bir sene sonra, Mekke'ye girdiler ve Ömre tavafı yaptılar. Oç gün Mekke'de kaldıktan sonra geri döndüler. İşte birinci istihlâf, Peygamberimizin Kabe'yi bu ziyaretleri sırasında olmuştu.
İkinci defa görevlendirme de, Mekke'nin müslümanlar tarafından fethi zamanında olmuştu.
E b 0 R ü h m Hudeybiyede ağaç altında Peygamber e biat edenlerden biridir. Bu bîata, Rıdvan Bîat'ı denir. Şöyle olmuştur :
Hac ibadetini yerine getirmek üzere Hüdeybiye mevkiine kadar giden müslümanları, müşrikler Mekke'ye sokmamak istemişlerdi. Müslümanların işgal gayesi ile hareket etmediklerini, sırf ibadet için hareket ettiklerini anlatmak üzere Hz. Osman, Peygamber tarafından Mekke müşriklerine elçi olarak gönderilmişti. Kureyş müşrikleri Hz. Osman'ı hapsetmişlerdi. Bu olay etrafa, Hz. Osman 'in öldürüldüğü şeklinde yayıldı. Peygamber (Sallailahü Aleyhi ve Seltem) 'e şehid edildiği haberi gelince, Kureyş'e hadlerini bildirmek üzere bütün müslümanlardan İslâmiyet uğruna canlarını feda edeceklerine dair söz almak istemişti. Bu bîat = söz alma İşi bir ağacın altında vuku buldu. Peygamberin erkek ve kadın bütün ashabı, ölünceye ködar Peygamberle birlikte sebat etmeye karar vermişlerdi. İslâm tarihinde çok önemli olan bu bîat hâdisesine «Rıdvan-Bİatı» denir Çünkü Allah bundan razı olmuştur. Cenab-ı Hale bu hâdise münasebetiyle Fetih sûresinde söyle buyurmuştur:
«— Müminler sana ağaç altında bîat ettikleri zaman, Allah onlardan razı olmuştu. Böylece kalblerinde olan sadakati bildi de, üzerlerine manevî huzuru indirdi. Kendilerine de yakın bir zafer (Hayber'in fethini) verdi.» (Fetih Sûresi, âyet: 18)
Daha sonra Hz. Osman 'in öldürülmediği anlaşıldı ve Hudeybiye barışı yapıldı. İşte Ebû Rühm bu mutlu günde bulunmuş ve Allah'ın hoşnutluğunu kazananlardan biri olmuştu. Allah hepsinden razı olsun.
Hadîs-i şerifin mevzu ile ilgisi : Hicretin dokuzuncu yılında Bizans'ın Arabistan'ı İstilâya hazırlandığı haberleri etrafa yayıldı. Bizans'ın bu hazırlıklarına karşı müslümanlar endişeye kapılarak onlar do hazırlığa başladılar. Hz. Peygamber bütün kabilelere müracaat ederek ordunun takviyesini ve yardım toplanmasını İstemişti. Hz. Osman üçyüz devesini vermiş, birçok kimseler de büyük yardımlarda bulunmuşlardı. Buna rağmen vasıtası bulunmayan, fakirliğinden savaşa katılamayan kimseler de çok olmuştu. Böyle savaştan geri kalmaya mecbur olanlar, acizliklerinden dolayı Pey-g a m berin huzurunda ağlamışlar ve üzüntülerini belirtmişlerdi. Bunlar arasında Eşlem ye Ğifar kabilelerinden epeyce zevat bulunuyordu. İşte Hz. Peygamber bunların savaştan geri kalış sebeplerini Ebû Rühm'e soruyor ve ondan bilgi alıyordu. Çünkü Ebû Rühm Ğifar kabİtesindendİ ve Eşlem kabilesi de bunlara yakındı. Bu iki kabile mensuplarını tanıtmak için onları renk ve biçimleri İle vasıflıyordu. Böyle tanıtma için yapılan vasıfla-malarin gıybet sayılmadığı bize bildirilmiş oluyor.
Toplanan kırk bin kişilik bir ordu ile Medine ile Şam arasında ve yolun orta mesafesinde bulunan Tebûk'e varıldı. Burada, Bizans'ın istilâ hareketinin yalan olduğu öğrenildi. Tebük'de yirmi gün kalındıktan sonra ve Rum'lar cizyeye bağlandıktan sonra geri dönüldü. Bu sefere Tebük Seferi denir. Bu savaştan haklı bir özürle geri kalan muhacirler, En sar, Gifar ve Eşlem kabileleri topluluğunu Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) burada övmüş ve Cenab-ı Hak da haklarında şöyle buyurmuştur;
«— O kimselere günah yoktur ki, kendilerini bindirip savaşa'sevk edesin diye sana geldikleri zaman, kendilerine: Sizi bindirecek bir hayvan bulamıyorum, demiştin (ey Resulüm). Bu uğurda harcıyacakları bir şey bulamadıklarından dolayı kederlerinden gözleri yaş döke döke geri döndüler,- (Tevbe Sûresi, âyet: 92)
Böylece Tebük seferine İçten gönüllü olup, imkânsızlıklarından katılamayanlar hem Allah tarafından, hem de Peygamber tarafından teskin edilmişler ve ilâhî hoşnudluğa kavuşmuşlardı. (Hadîs-i şerifin son cümlesi 1 b n i H i şa m rivayetine göre terceme edilmiştir.)[230]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 754, /599
Senetler:
()
Konular:
Biat, Hz. Peygambere biat etmek
Dua, Hz. Peygamber'den dua, istiğfar istenmesi
Hz. Peygamber, sahabe ile ilişkisi
Müslüman, peygamber sevgisi
Siyer, Hudeybiye Günü
Siyer, Tebük gazvesi
نا عثمان بن أحمد الدقاق نا الحسن بن مكرم نا عثمان بن عمر نا يونس عن الزهري عن أبي إدريس عن عبادة بن الصامت قال قال لنا رسول الله صلى الله عليه و سلم : بايعوني أن لا تشركوا بالله شيئا ولا تسرقوا ولا تزنوا ولا تقتلوا أولادكم ولا تأتون ببهتان تفترونه بين أيديكم وأرجلكم ولا تعصوني في معروف فمن وفي منكم فأجره على الله ومن أصاب من ذلك فعوقب به فهو كفارة له ومن أصاب من ذلك شيئا فستره الله فأمره إلى الله إن شاء عاقبه وإن شاء عفا عنه
Öneri Formu
Hadis Id, No:
186735, DK003506
Hadis:
نا عثمان بن أحمد الدقاق نا الحسن بن مكرم نا عثمان بن عمر نا يونس عن الزهري عن أبي إدريس عن عبادة بن الصامت قال قال لنا رسول الله صلى الله عليه و سلم : بايعوني أن لا تشركوا بالله شيئا ولا تسرقوا ولا تزنوا ولا تقتلوا أولادكم ولا تأتون ببهتان تفترونه بين أيديكم وأرجلكم ولا تعصوني في معروف فمن وفي منكم فأجره على الله ومن أصاب من ذلك فعوقب به فهو كفارة له ومن أصاب من ذلك شيئا فستره الله فأمره إلى الله إن شاء عاقبه وإن شاء عفا عنه
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Darekutni, Sünen-i Darekutni, Hudud ve Diyat ve Ğayruhu 3506, 4/301
Senetler:
1. Ebu Velid Ubade b. Samit el-Ensari (Ubade b. Samit b. Kays)
2. Ebu İdris el-Havlanî (Aizullah b. Abdullah b. Amr)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Yunus b. Yezid el-Eyli (Yunus b. Yezid b. Mişkan)
5. Osman b. Ömer el-Abdî (Osman b. Ömer b. Faris b. Lakît)
6. Ebu Ali Hasan b. Mükrem el-Bezzar (Hasan b. Mükrem b. Hassan)
7. Osman b. Ahmed ed-Dekkak (Osman b. Ahmed b. Abdullah b. Yezid)
Konular:
Biat, Hz. Peygambere biat etmek
Hadler, hadler keffarettir
Hırsızlık
İtaat, Allah ve Rasûlüne itaat
Şirk, şirk koşmak
Yargı, adam öldürmek
Zina, nikahsız, gayr-i meşru ilişki,
نا محمد بن أحمد بن أبي الثلج نا عمر بن شبة نا غندر نا معمر نا الزهري أنه سمع أبا إدريس الخولاني أنه سمع عبادة بن الصامت يقول : بايعت رسول الله صلى الله عليه و سلم في رهط فقال أبايعكم على أن لا تشركوا بالله شيئا ولا تسرقوا ولا تزنوا ولا تقتلوا أولادكم ولا تأتوا ببهتان تفترونه بين أيديكم وأرجلكم ولا تعصوني في معروف فمن وفي منكم فأجره على الله تعالى ومن أصاب من ذلك شيئا يعني فأقيم عليه الحد فهو له طهور ومن ستره الله تعالى فذلك إلى الله إن شاء عذبه وإن شاء غفر له
Öneri Formu
Hadis Id, No:
186736, DK003507
Hadis:
نا محمد بن أحمد بن أبي الثلج نا عمر بن شبة نا غندر نا معمر نا الزهري أنه سمع أبا إدريس الخولاني أنه سمع عبادة بن الصامت يقول : بايعت رسول الله صلى الله عليه و سلم في رهط فقال أبايعكم على أن لا تشركوا بالله شيئا ولا تسرقوا ولا تزنوا ولا تقتلوا أولادكم ولا تأتوا ببهتان تفترونه بين أيديكم وأرجلكم ولا تعصوني في معروف فمن وفي منكم فأجره على الله تعالى ومن أصاب من ذلك شيئا يعني فأقيم عليه الحد فهو له طهور ومن ستره الله تعالى فذلك إلى الله إن شاء عذبه وإن شاء غفر له
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Darekutni, Sünen-i Darekutni, Hudud ve Diyat ve Ğayruhu 3507, 4/302
Senetler:
()
Konular:
Biat, Hz. Peygambere biat etmek
Cahiliye, çocukların diri diri gömülmesi
Hırsızlık
İftira, Yargı, Kazf, iftiranın haddi
Şirk, Şirk- Müşrik
Yargı, Hadler-Cezalar
Zina, nikahsız, gayr-i meşru ilişki,
نا أبو سهل بن زياد نا عبد الكريم بن الهيثم نا أبو اليمان نا شعيب عن الزهري قال نا أبو إدريس عائذ الله بن عبد الله أن عبادة بن الصامت وقد شهد بدرا وهو أحد النقباء ليلة العقبة أخبره أن رسول الله صلى الله عليه و سلم قال : نحوه فقال فيه ومن أصاب شيئا من ذلك فعوقب به في الدنيا فهو له كفارة
Öneri Formu
Hadis Id, No:
186737, DK003508
Hadis:
نا أبو سهل بن زياد نا عبد الكريم بن الهيثم نا أبو اليمان نا شعيب عن الزهري قال نا أبو إدريس عائذ الله بن عبد الله أن عبادة بن الصامت وقد شهد بدرا وهو أحد النقباء ليلة العقبة أخبره أن رسول الله صلى الله عليه و سلم قال : نحوه فقال فيه ومن أصاب شيئا من ذلك فعوقب به في الدنيا فهو له كفارة
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Darekutni, Sünen-i Darekutni, Hudud ve Diyat ve Ğayruhu 3508, 4/303
Senetler:
()
Konular:
Biat, Hz. Peygambere biat etmek
Hadler, hadler keffarettir
Yargı, Hadler-Cezalar