76 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Asım Ahmed b. Cevvâs el-Hanefî, ona Ubeydullah el-Eşcei, ona Süfyan, ona Muharib b. Disar, ona Cabir b. Abdullah'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: Benim Nebi'den (sav) bir alacağım vardı, alacağımı ödediği gibi bana fazlasını da verdi. Mescide onun yanına girdim de bana; "(önce) iki rekât namaz kıl" buyurdu.
Bize Yezid b. Halid b. Yezid b. Abdullah b. Mevheb er-Remlî el-Hemdânî; (T) Bize Abdülaziz b. Yahya el-Harrânî, onlara Muhammed b. Seleme; (T) Bize Musa b. İsmail, ona Hammad -bu hadisin lafzı Muhammed b. Seleme'ye aittir-, ona Muhammed b. İshak, ona Muhammed b. İbrahim, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman, -Ebu Davud şöyle dedi: Yezid ve Abdülaziz rivayetlerinde Ebu Seleme b. Abdurrahman ve Ebu Ümame b. Sehl demişlerdir-, ona Ebu Said el-Hudrî ve Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in şöyle dediğini nakletmişlerdir: "Kim cuma günü gusleder, en güzel elbisesini giyer, varsa koku sürünür, sonra da cumaya gelip insanların omuzlarına basmadan gelir ve Allah'ın kendisine takdir ettiğini (tahiyyetü'l-mescit namazı) kılarsa, imam hutbe okuduğu andan namazını bitirinceye kadar susarsa, bu yaptıkları, bu cuma ile geçmiş cuma arasındaki günahları için kefaret olur." [Ebu Seleme, Ebu Hureyre'nin iki cuma arasındakilere ifadesine ilave olarak üç gün ziyadesiyle ifadesini de eklediğini belirtmiştir. Yine Ebu Hureyre'nin, çünkü haseneler on misli iledir dediğini nakletmiştir.] [Ebû Davud şöyle dedi: Muhammed b. Ebu Seleme'nin hadisi daha tamdır. Hammad, Ebu Hureyre'nin sözünü (ilavelerini) zikretmemiştir.]
Bize Muhammed b. Osman ed-Dımaşkî, ona Abdülaziz ed-Derâverdî, ona Rabî'a b. Ebu Abdurrahman, ona Abdülmelik b. Said b. Süveyd, ona da Ebu Humeyd ya da Ebu Üseyd el-Ensari'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Sizden biri mescide girdiğinde Nebi'ye (sav) salat-u selam getirsin, ardından Allah'ım, rahmetinin kapılarını bana aç! diye dua etsin. Mescitten çıkarken de Allah'ım, senin fazlından istiyorum diye dua etsin."
Bize İshak b. Mansur, ona Yahya, ona İbn Cüreyc, ona Atâ, ona Câbir’in rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Kim şu sebzeden yerse...” (İlk gün “Sarımsak yerse” demişti, sonra): “Sarımsak, soğan ve pırasa yerse, mescitlerimizde bize yaklaşmasın. Çünkü şüphesiz insanların rahatsız oldukları şeylerden melekler de rahatsız olurlar”.
Bize Muhammed b. Müsennâ, ona Yahya b. Saîd, ona Hişâm, ona Katâde, ona Salim b. Ebu’l-Ca’d, ona Ma’dân b. Ebu Talha’nın rivayet ettiğine göre Ömer b. Hattab şöyle demiştir: Ey insanlar şüphesiz sizler, soğan ve sarımsak denen şu iki sebzeyi yiyorsunuz ki benim kanaatime göre onlar son derece nahoş şeylerdir. "Allah’ın Nebisi (sav) bir kimseden bu iki sebzenin kokusunu aldığı zaman emir verir, o adamı Bakî’e gönderirdi", kendi gözümle gördüm. Bunları yiyecek olanlar muhakkak iyice pişirsinler de kokularını öldürsünler.
Bize Abdullah b. Mesleme, ona Süleyman -yani İbn Bilal-, ona Rabîa, ona Abdülmelik b. Saîd, ona Ebu Humeyd ya da Ebu Useyd’in rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Biriniz mescide girdiği zaman: 'Allah’ım, bana rahmetinin kapılarını aç!' desin, çıktığı zaman ise: 'Allah’ım, lütfuna mazhar olmak dilerim' desin.”