Giriş

Bize Yahya b. Yahya, ona Hüşeym, ona Seyyar, ona Şa'bî, ona da Cabir b. Abdullah şöyle demiştir: Bir gazada Rasulullah (sav) ile birlikteydik. Dönüşte, ben yavaş giden bir deveye binmiş acele ile gitmeye çabalıyordum. Derken arkamdan bana bir süvari yetişerek elindeki sopa ile dürttü. Bunun üzerine hayvanım görmüş olduğun en iyi develer gibi koşmağa başladı. Bir de baktım Rasulullah (sav) bana yetişmiş. "neye acele ediyorsun ya Cabir" dedi. “Ya Rasulullah, ben yeni evliyim” dedim. "Bakire ile mi evlendin, dul ile mi?" diye sordu. “Dul aldım” dedim. "Bakire alsaydın ya! Sen onunla, o seninle oynaşırdınız" buyurdu. Medine'ye geldiğimizde şehre girmeye hazırlandık. Rasulullah (sav) "acele etmeyin, şehre geceleyin yâni yatsı zamanı girelim ki, (eşlerinizden) saçları dağınık olan taransın, kasıklarını tıraş edecek olan etsin" buyurdu ve bana "Medine'ye vardığın zaman eşinle ilişkiye girmeye bak, eşinle ilişkiye girmeye" dedi.


    Öneri Formu
17047 M003640 Müslim, Radâ', 57

Bize Abdurrezzâk, ona Ma'mer, ona Zührî, ona Mahmud b. Rabî, ona da İtbân b. Malik şöyle demiştir: Hz. Peygamber'e (sav) gelip ona “gözlerim iyi görmüyor ve (vadiden akan) seller de mescidime gitmeme engel oluyor. Arzu ederim ki siz gelip evimde bir yerde namaz kılsanız, ben de orayı namazgah edinsem” dedim. Rasulullah (sav) "inşallah bunu yapacağım" buyurdu. İtbân der ki: Rasulullah (sav), Ebu Bekir'e uğrayıp onu yanına alarak yürüyüp geldi, izin isteyip içeri girdi ve oturmadan "nerede namaz kılmamı istersin" diye sordu. istediğim yeri ona gösterdim. İtbân der ki: Sonra kendisi için yaptığımız, Hazîr yemeğini yemesi için Hz. Peygamber'i (sav) alıkoyduk. Hz. Peygamber'in geldiğini duyan Vadi ahalisi -yani mahalle halkı- akın akın geldiler, hatta ev doldu. Bir adam “Malik b. Duhşun- ya da Duhayşin nerede?” diye sordu. Başka bir adam “O Allah'ı ve Rasulünü sevmeyen münafığın bir adamdır” dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "ona öyle deme, o 'Lâ ilâhe illallah' diyor ve bununla yalnız Allah’ın rızasını gözetiyor" buyurdu. Adam “ey Allah'ın Rasulü, bizler onun sadece münafıkları sevdiğini ve sadece onlarla muhatap olduğunu görüyoruz” dedi. Hz. Peygamber (sav) tekrar "ona öyle deme, o 'Lâ ilâhe illallah' diyor ve bununla yalnız Allah’ın rızasını gözetiyor" buyurdu. Adam “peki ey Allah'ın Rasulü” dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "Şüphesiz Allah, 'Lâ ilâhe illallah' deyip onunla Allah’ın rızasını kazanmayı ümit eden kimselere, cehennemin ateşini haram kılmıştır" buyurdu. Mahmud der ki: Ben bunu aralarında Ebu Eyyûb el-Ensârî’nin de bulunduğu bir takım kimselere anlattım. Ebu Eyyûb “Rasulullah’ın (sav) senin söylemiş olduğun şeyi söyleyeceğini asla zannetmiyorum” dedi. Bunun üzerine, ben eğer İtbân b. Malik'e dönersem, mutlaka bunu ona soracağıma ant ettim. Döndüğüm vakit,onu kavmine namaz kıldıran, gözleri görmeyen yaşlı bir zat olarak buldum. Yanına oturdum ve bu hadisi ona sordum, o da bana, o hadisi ilk defa rivayet ettiği gibi rivayet etti. Ma'mer der ki: Zührî bu hadisi rivayet ettiğinde “daha sonra bu konuda farzlar ve emirler indi. Artık kim aldanmamaya gücü yetirirse aldanmasın” derdi.


    Öneri Formu
52455 MA001929 Musannef-i Abdurrezzak, I, 502


    Öneri Formu
58485 KK62/11 Cum'a, 62, 11

Bize İsmail, ona Hâlid el-Hazzâ, ona Ebu Kilâbe, ona Ebu Mühelleb, ona da İmran b. Husayn şöyle rivayet etti: 'Hz. Peygamber (sav) ikindi namazının üç(üncü) rekatında selam verdi. Sonra kalktı ve odasına girdi. Bu esnada "El-Hırbak" lakabıyla anılan ve kolları uzun bir adam, Peygamberimizin ardından kalkıp yanına gitti ve şöyle dedi: 'Ya Rasulallah!' Peygamberimiz (sav) dışarı çıktı ve adam ona, az önceki namazda ne yaptığını hatırlattı. Bunun üzerine Peygamberimiz (sav) "Bu kişi doğru mu söylüyor?" diye cemaate sordu. Cemaat: "Evet!" dedi. Bunun üzerine Peygamberimiz (sav), eksik bıraktığı rekâtı kıldı, ardından selam verdi. Daha sonra sehiv secdesi olarak iki secde yaptı ve tekrar selam verdi.


Açıklama: Müslim'in şartlarına göre sahihtir.

    Öneri Formu
67043 HM020066 İbn Hanbel, IV, 427

Rablerinin rızasını isteyerek sabah akşam O'na yalvaranları kovma! Onların hesabından sana bir sorumluluk; senin hesabından da onlara herhangi bir sorumluluk yoktur ki onları kovup da zalimlerden olasın!


    Öneri Formu
53924 KK6/52 En'âm, 6, 52

Hem bilin ki, içinizde Allah'ın elçisi vardır. Şayet o, birçok işlerde size uysaydı, sıkıntıya düşerdiniz. Fakat Allah size imanı sevdirmiş ve onu gönüllerinize sindirmiştir. Küfrü, fıskı ve isyanı da size çirkin göstermiştir. İşte doğru yolda olanlar bunlardır.


    Öneri Formu
58024 KK49/7 Hucurât, 49, 7

Bize Muhammed b. Ebu Adî, ona İbn Avn, ona Muhammed, o da Ebu Hüreyre'den şöyle nakletti: Rasulullah (sav) (iki akşam) namazlarından birisini kıldı. Ebu Hüreyre bu namazı zikretmişti; ancak [hadisin râvisi] Muhammed (b. Sîrin) bunu hatırlayamadı. (Rasulullah (sav)) İki rekâtı kılınca selam verdi. Mescide konulmuş kütüğün yanına geldi. Elini onun (kütüğün) üzerine koydu. (Rasulullah (sav)) Öfkeli gibiydi. Mescidin kapısından hızla çıkanlar 'Namaz kısaldı!' diyorlardı. Bunların içinde (durumu Rasûlullah'a) sormaktan hicap duyan Hz. Ebu Bekir ve Ömer de vardı. Cemaat içinde iki eli/kolu uzun olan bir kişi vardı ki ona Zü'l-Yedeyn (uzun kollu) diyorlardı. Bu kişi şöyle dedi: "Ey Allah'ın Rasulü! Unuttun mu yoksa namaz mı kısaldı?' Rasulullah (sav) "Unutmadım, namaz da kısalmadı" dedi. Rasulullah (sav) "(Durum) Zü'l-Yedeyn'in dediği gibi mi?" diye sorunca cemaat: 'Evet!' dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) geldi, terk ettiği rekâtları kıldı, sonra selam verdi, sonra tekbir aldı ve secdeye gitti, secdesi önceki secdeleri gibiydi veya daha uzundu. Sonra başını kaldırdı ve tekbir aldı (oturdu). Muhammed (b. Sîrin)e; (Rasulullah (sav) sehiv secdesinden) sonra selam verdi mi? şeklinde sorulunca dedi ki: Bana haber verildiğine göre İmran b. Husayn şöyle dedi: '...sonra selam verdi.'


    Öneri Formu
44302 HM007200 İbn Hanbel, II, 235

Bize Behz, ona Süleyman b. Muğîre, ona Sabit, ona da Enes b. Malik şöyle rivayet etmiştir: Itban gözünden şikayetçiydi. Rasulullah'a elçi gönderip rahatsızlığını belirtti ve “Ey Allah'ın Rasulü, evime gelip namaz kılsanız da ben de orayı namazgah edinsem” dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) ile Allah'ın dilediği bir grup sahabe Itban'ın evine gittiler. Rasülullah (sav) oturmadan hemen namaza başladı. Sahabe ise kendi arasında sohbet ediyordu. Münafıklardan karşılaştıkları halleri konuşmaya başladılar ve konuşmaların ağırlığı Malik b. Duheyşim'e yönelikti. Rasulullah (sav) namazı bitirince "O, Allah'tan başka ilah olmadığına ve benim Allah Rasulü olduğuma şehadet etmiyor mu?" dedi. Adamın birisi “evet ama içten ve samimi bir şekilde değil” dedi. Hz. Peygamber (sav) "kim Allah'tan başka ilah olmadığına ve benim Allah'ın Rasulü olduğuma şehadet ederse ateşin azabını tatmayacak" ya da "cehennem ateşine girmeyecek" buyurdu.


    Öneri Formu
60328 HM012411 İbn Hanbel, III, 136


Açıklama: Hadis mütabileriyle birlikte sahih li ğayrihidir. Hadisin senedinde bulunan inkıtadan ötürü zayıftır.

    Öneri Formu
35756 HM003797 İbn Hanbel, I, 400


    Öneri Formu
42781 HM004892 İbn Hanbel, II, 34