Öneri Formu
Hadis Id, No:
13511, M007083
Hadis:
حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُعَاذٍ الْعَنْبَرِىُّ حَدَّثَنَا أَبِى حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ أَبِى عِمْرَانَ الْجَوْنِىِّ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ:
"يَقُولُ اللَّهُ تَبَارَكَ وَتَعَالَى لأَهْوَنِ أَهْلِ النَّارِ عَذَابًا لَوْ كَانَتْ لَكَ الدُّنْيَا وَمَا فِيهَا أَكُنْتَ مُفْتَدِيًا بِهَا فَيَقُولُ نَعَمْ فَيَقُولُ قَدْ أَرَدْتُ مِنْكَ أَهْوَنَ مِنْ هَذَا وَأَنْتَ فِى صُلْبِ آدَمَ أَنْ لاَ تُشْرِكَ - أَحْسَبُهُ قَالَ - وَلاَ أُدْخِلَكَ النَّارَ فَأَبَيْتَ إِلاَّ الشِّرْكَ."
Tercemesi:
Bize Ubeydullah b. Muaz el-Anberî, ona babası, ona Şube, ona Ebu İmran el-Cevnî, ona da Enes b. Malik'in (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu:
"Allah Tebâreke ve Teâlâ, cehennem ehlinden en hafif azap gören insana; şayet bütün dünya senin olsaydı, şu hâlden kurtulmaya bedel olarak verir miydin diye sorar. İnsan hemen; evet’ der. Bunun üzerine Allah; halbuki ben senden Adem'in sulbünde iken bundan daha kolay bir şey istemiştim; senden bana şirk koşmamanı istemiştim. Buna mukabil ben de seni cehenneme değil cennete sokmayı arzu etmiştim. Ama sen şirkten başkasını kabul etmedin buyurur."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Sıfâtu'l-münâfikîn ve ahkâmuhüm 7083, /1154
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu İmran Abdulmelik b. Habib el-Esedî (Abdulmelik b. Habib)
3. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
4. Ebu Müsenna Muaz b. Muaz el-Anberî (Muaz b. Muaz b. Nasr b. Hassan b. Hur b. Malik)
5. Ebu Amr Ubeydullah b. Muaz el-Anberî (Ubeydullah b. Muaz b. Muaz b. Nasr)
Konular:
Dünya, aldatıcılığı
İman, Esasları, Ahirete iman
İnanç, dünya ve ahiret dengesi
KTB, İMAN
Kulluk, Allah'dan yüz çevirmek
Şirk, şirk koşmak
Bize Yeîd b. Hârûn ve Affân, onlara Hammâd b. Seleme, ona Ali b. Zeyd, ona Ebu Nadre, ona Ebu Saîd el-Hudrî şöyle demiştir:
Rasulüllah (sav) bize ikindiden sonra güneşin batımına yakın bir zamana kadar bir hutbe verdi. -Bizden onu ezberleyenler ezberledi, unutanlar unuttu. Affân der ki: Hammâd 'Benim hafızamda en çok kalan şunlardır' demiştir.- Önce Allah’a hamd etti. sonra kıyamete kadar olacak olan şeyleri anlattı. Allah’a hamd ve sena ettikten sonra 'amma ba'du' diyerek şöyle buyurdu:
"Muhakkak ki dünya çekici ve tatlıdır. Allah sizin, ne yaptığınızı görmek üzere buraya yerleştirmiştir. Aman ha uyanık olunuz ve dünyanın çekiciliğinden, kadınların da cazibesinden sakınınız! Dikkat edin! Âdemoğlu farklı tabiatlarda yaratılmıştır. Bir kısmı mümin olarak doğar, mümin olarak yaşar, mümin olarak ölür. Bir kısmı kâfir olarak doğar, kâfir olarak yaşar, kâfir olarak ölür. Bir kısmı mümin olarak doğar mümin olarak yaşar, kâfir olarak ölür. Bir kısmı da kâfir olarak doğar, kâfir olarak yaşar, mümin olarak ölür. Bilin ki, öfke insanın göğsünde yanan bir kor gibidir. Gözlerinin kızardığını ve boyun damarlarının şiştiğini görmez misiniz? Her kim böyle bir durumla karşılaşırsa hemen yere (secdeye) yönelsin. Dikkat edin! Erkeklerin en hayırlısı, öfkelendiğinde yavaş öfkelenen ve çabuk sakinleşendir. En şerlisi ise, çabuk öfkelenip geç sakinleşendir. Eğer bir kişi hem öfkesinde yavaş hem de sükûnete dönüşte yavaş, ya da hem çabuk öfkelenip hem de çabuk sakinleşen ise, bu da makul bir dengedir. Dikkat edin! Tüccarların en hayırlısı, borcunu güzel ödeyen alacağına da güzel tavır takınandır. En şerlisi ise kötü ödeme yapan ve alacağına da kötü tavır takınan kişidir. Eğer bir kişi iyi ödeme yapar ama alacağını kötü isterse, yahut kötü ödeme yapar ama alacağını iyi isterse, bu da bir denge hâlidir. Dikkat edin! Her hainin, kıyamet gününde ihanetine göre bir sancağı olacaktır. En büyük ihanet ise halkın yöneticisinin ihanetidir. Dikkat edin! İnsanlardan çekinerek kimse hakkı bildiği hâlde söylemekten geri durmasın. Bilin ki, en faziletli cihad, zalim bir sultana karşı söylenen hak sözdür." Hz. Peygamber (sav) güneş batmaya yaklaşınca da şöyle buyurdu: "Dikkat ediniz! Yaşanan kısmına nispetle geri kalan dünya hayatının misali, geçen kısmına nispetle şu gününüzün geri kalan kısmı gibidir."
Açıklama: Zeyd b. Ali'nin zaafından dolayı bu hadis zayıftır.
Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım:
أَفْضَلُ الْجِهَادِ كَلِمَةُ عَدْلٍ عِنْدَ سُلْطَانٍ جَائِرٍ
Öneri Formu
Hadis Id, No:
50054, HM011160
Hadis:
حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ وَعَفَّانُ قَالَا حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ قَالَ أَخْبَرَنَا عَلِيُّ بْنُ زَيْدٍ عَنْ أَبِي نَضْرَةَ عَنْ أَبِي سَعِيدٍ الْخُدْرِيِّ قَالَ
خَطَبَنَا رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ خُطْبَةً بَعْدَ الْعَصْرِ إِلَى مُغَيْرِبَانِ الشَّمْسِ حَفِظَهَا مِنَّا مَنْ حَفِظَهَا وَنَسِيَهَا مِنَّا مَنْ نَسِيَهَا فَحَمِدَ اللَّهَ قَالَ عَفَّانُ وَقَالَ حَمَّادٌ وَأَكْثَرُ حِفْظِي أَنَّهُ قَالَ بِمَا هُوَ كَائِنٌ إِلَى يَوْمِ الْقِيَامَةِ فَحَمِدَ اللَّهَ وَأَثْنَى عَلَيْهِ ثُمَّ قَالَ أَمَّا بَعْدُ فَإِنَّ الدُّنْيَا خَضِرَةٌ حُلْوَةٌ وَإِنَّ اللَّهَ مُسْتَخْلِفُكُمْ فِيهَا فَنَاظِرٌ كَيْفَ تَعْمَلُونَ أَلَا فَاتَّقُوا الدُّنْيَا وَاتَّقُوا النِّسَاءَ أَلَا إِنَّ بَنِي آدَمَ خُلِقُوا عَلَى طَبَقَاتٍ شَتَّى مِنْهُمْ مَنْ يُولَدُ مُؤْمِنًا وَيَحْيَا مُؤْمِنًا وَيَمُوتُ مُؤْمِنًا وَمِنْهُمْ مَنْ يُولَدُ كَافِرًا وَيَحْيَا كَافِرًا وَيَمُوتُ كَافِرًا وَمِنْهُمْ مَنْ يُولَدُ مُؤْمِنًا وَيَحْيَا مُؤْمِنًا وَيَمُوتُ كَافِرًا وَمِنْهُمْ مَنْ يُولَدُ كَافِرًا وَيَحْيَا كَافِرًا وَيَمُوتُ مُؤْمِنًا أَلَا إِنَّ الْغَضَبَ جَمْرَةٌ تُوقَدُ فِي جَوْفِ ابْنِ آدَمَ أَلَا تَرَوْنَ إِلَى حُمْرَةِ عَيْنَيْهِ وَانْتِفَاخِ أَوْدَاجِهِ فَإِذَا وَجَدَ أَحَدُكُمْ شَيْئًا مِنْ ذَلِكَ فَالْأَرْضَ الْأَرْضَ أَلَا إِنَّ خَيْرَ الرِّجَالِ مَنْ كَانَ بَطِيءَ الْغَضَبِ سَرِيعَ الرِّضَا وَشَرَّ الرِّجَالِ مَنْ كَانَ سَرِيعَ الْغَضَبِ بَطِيءَ الرِّضَا فَإِذَا كَانَ الرَّجُلُ بَطِيءَ الْغَضَبِ بَطِيءَ الْفَيْءِ وَسَرِيعَ الْغَضَبِ وَسَرِيعَ الْفَيْءِ فَإِنَّهَا بِهَا أَلَا إِنَّ خَيْرَ التُّجَّارِ مَنْ كَانَ حَسَنَ الْقَضَاءِ حَسَنَ الطَّلَبِ وَشَرَّ التُّجَّارِ مَنْ كَانَ سَيِّئَ الْقَضَاءِ سَيِّئَ الطَّلَبِ فَإِذَا كَانَ الرَّجُلُ حَسَنَ الْقَضَاءِ سَيِّئَ الطَّلَبِ أَوْ كَانَ سَيِّئَ الْقَضَاءِ حَسَنَ الطَّلَبِ فَإِنَّهَا بِهَا أَلَا إِنَّ لِكُلِّ غَادِرٍ لِوَاءً يَوْمَ الْقِيَامَةِ بِقَدْرِ غَدْرَتِهِ أَلَا وَأَكْبَرُ الْغَدْرِ غَدْرُ أَمِيرِ عَامَّةٍ أَلَا لَا يَمْنَعَنَّ رَجُلًا مَهَابَةُ النَّاسِ أَنْ يَتَكَلَّمَ بِالْحَقِّ إِذَا عَلِمَهُ أَلَا إِنَّ أَفْضَلَ الْجِهَادِ كَلِمَةُ حَقٍّ عِنْدَ سُلْطَانٍ جَائِرٍ فَلَمَّا كَانَ عِنْدَ مُغَيْرِبَانِ الشَّمْسِ قَالَ أَلَا إِنَّ مِثْلَ مَا بَقِيَ مِنْ الدُّنْيَا فِيمَا مَضَى مِنْهَا مِثْلُ مَا بَقِيَ مِنْ يَوْمِكُمْ هَذَا فِيمَا مَضَى مِنْهُ
Tercemesi:
Bize Yeîd b. Hârûn ve Affân, onlara Hammâd b. Seleme, ona Ali b. Zeyd, ona Ebu Nadre, ona Ebu Saîd el-Hudrî şöyle demiştir:
Rasulüllah (sav) bize ikindiden sonra güneşin batımına yakın bir zamana kadar bir hutbe verdi. -Bizden onu ezberleyenler ezberledi, unutanlar unuttu. Affân der ki: Hammâd 'Benim hafızamda en çok kalan şunlardır' demiştir.- Önce Allah’a hamd etti. sonra kıyamete kadar olacak olan şeyleri anlattı. Allah’a hamd ve sena ettikten sonra 'amma ba'du' diyerek şöyle buyurdu:
"Muhakkak ki dünya çekici ve tatlıdır. Allah sizin, ne yaptığınızı görmek üzere buraya yerleştirmiştir. Aman ha uyanık olunuz ve dünyanın çekiciliğinden, kadınların da cazibesinden sakınınız! Dikkat edin! Âdemoğlu farklı tabiatlarda yaratılmıştır. Bir kısmı mümin olarak doğar, mümin olarak yaşar, mümin olarak ölür. Bir kısmı kâfir olarak doğar, kâfir olarak yaşar, kâfir olarak ölür. Bir kısmı mümin olarak doğar mümin olarak yaşar, kâfir olarak ölür. Bir kısmı da kâfir olarak doğar, kâfir olarak yaşar, mümin olarak ölür. Bilin ki, öfke insanın göğsünde yanan bir kor gibidir. Gözlerinin kızardığını ve boyun damarlarının şiştiğini görmez misiniz? Her kim böyle bir durumla karşılaşırsa hemen yere (secdeye) yönelsin. Dikkat edin! Erkeklerin en hayırlısı, öfkelendiğinde yavaş öfkelenen ve çabuk sakinleşendir. En şerlisi ise, çabuk öfkelenip geç sakinleşendir. Eğer bir kişi hem öfkesinde yavaş hem de sükûnete dönüşte yavaş, ya da hem çabuk öfkelenip hem de çabuk sakinleşen ise, bu da makul bir dengedir. Dikkat edin! Tüccarların en hayırlısı, borcunu güzel ödeyen alacağına da güzel tavır takınandır. En şerlisi ise kötü ödeme yapan ve alacağına da kötü tavır takınan kişidir. Eğer bir kişi iyi ödeme yapar ama alacağını kötü isterse, yahut kötü ödeme yapar ama alacağını iyi isterse, bu da bir denge hâlidir. Dikkat edin! Her hainin, kıyamet gününde ihanetine göre bir sancağı olacaktır. En büyük ihanet ise halkın yöneticisinin ihanetidir. Dikkat edin! İnsanlardan çekinerek kimse hakkı bildiği hâlde söylemekten geri durmasın. Bilin ki, en faziletli cihad, zalim bir sultana karşı söylenen hak sözdür." Hz. Peygamber (sav) güneş batmaya yaklaşınca da şöyle buyurdu: "Dikkat ediniz! Yaşanan kısmına nispetle geri kalan dünya hayatının misali, geçen kısmına nispetle şu gününüzün geri kalan kısmı gibidir."
Açıklama:
Zeyd b. Ali'nin zaafından dolayı bu hadis zayıftır.
Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım:
أَفْضَلُ الْجِهَادِ كَلِمَةُ عَدْلٍ عِنْدَ سُلْطَانٍ جَائِرٍ
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Ebu Said el-Hudrî 11160, 4/51
Senetler:
1. Ebu Said el-Hudrî (Sa'd b. Malik b. Sinan b. Sa'lebe b. Ebcer)
2. Ebu Nadre Münzir b. Malik el-Avfî (Münzir b. Malik b. Kuta'a)
3. Ali b. Zeyd el-Kuraşî (Ali b. Zeyd b. Abdullah b. Züheyr b. Abdullah b. Cüd'ân)
4. Ebu Seleme Hammad b. Seleme el-Basrî (Hammad b. Seleme b. Dînar)
5. Ebu Halid Yezid b. Harun el-Vasitî (Yezid b. Harun b. Zâzî b. Sabit)
5. Ebu Osman Affân b. Müslim el-Bahilî (Affân b. Müslim b. Abdullah)
Konular:
Dünya, aldatıcılığı
Dünya, dünya hayatı
Hadis Rivayeti
İnsan, insanın yaratılış gayesi, yapısı ve saygınlığı
İnsan, yaratılış özellikleri
Kıyamet, yakın olması
KTB, YARATILIŞ
Müslüman, Gerçeği/hakkı korkmadan söylemek
Öfke, öfke kontrolü
Sahâbe, sahabiler ve hadîs
Zulüm, zulüm cezasız kalmaz
Bize Ahmed b. Muhammed el-Mekkî, ona İbrahim b. Sa‘d, ona da Sa‘d, babasının (İbrahim b. Abdurrahman) şöyle dediğini rivayet etmiştir:
"Bir gün, Abdurrahman b. Avf’a (ra) bir yemek getirildi. O 'Musab b. Umeyr –ki benden daha hayırlı idi- şehit edildi de kendisine kefen olarak sadece çizgili bir entari bulunabilmişti. Hamza (hadisin râvisi burada isim konusunda şüpheye düşüp) ya da bir başka adam, ki o da benden hayırlı idi, şehit edilmişti ve onun için de çizgili bir entari dışında bir kefen bulunamamıştı. Gerçekten ben, hoşumuza giden şeylerin bu dünya hayatında bize acilen verilmiş olmasından endişe etmekteyim' dedi ve sonra da ağlamaya başladı."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
9633, B001274
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ مُحَمَّدٍ الْمَكِّىُّ حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ سَعْدٍ عَنْ سَعْدٍ عَنْ أَبِيهِ قَالَ:
"أُتِىَ عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ عَوْفٍ رضى الله عنه يَوْمًا بِطَعَامِهِ فَقَالَ قُتِلَ مُصْعَبُ بْنُ عُمَيْرٍ - وَكَانَ خَيْرًا مِنِّى - فَلَمْ يُوجَدْ لَهُ مَا يُكَفَّنُ فِيهِ إِلاَّ بُرْدَةٌ. وَقُتِلَ حَمْزَةُ أَوْ رَجُلٌ آخَرُ خَيْرٌ مِنِّى فَلَمْ يُوجَدْ لَهُ مَا يُكَفَّنُ فِيهِ إِلاَّ بُرْدَةٌ. لَقَدْ خَشِيتُ أَنْ يَكُونَ قَدْ عُجِّلَتْ لَنَا طَيِّبَاتُنَا فِى حَيَاتِنَا الدُّنْيَا، ثُمَّ جَعَلَ يَبْكِى."
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Muhammed el-Mekkî, ona İbrahim b. Sa‘d, ona da Sa‘d, babasının (İbrahim b. Abdurrahman) şöyle dediğini rivayet etmiştir:
"Bir gün, Abdurrahman b. Avf’a (ra) bir yemek getirildi. O 'Musab b. Umeyr –ki benden daha hayırlı idi- şehit edildi de kendisine kefen olarak sadece çizgili bir entari bulunabilmişti. Hamza (hadisin râvisi burada isim konusunda şüpheye düşüp) ya da bir başka adam, ki o da benden hayırlı idi, şehit edilmişti ve onun için de çizgili bir entari dışında bir kefen bulunamamıştı. Gerçekten ben, hoşumuza giden şeylerin bu dünya hayatında bize acilen verilmiş olmasından endişe etmekteyim' dedi ve sonra da ağlamaya başladı."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Cenâiz 25, 1/437
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdurrahman b. Avf ez-Zührî (Abdurrahman b. Avf b. Abduavf b. Abd b. el-Haris)
2. Ebu İshak İbrahim b. Abdurrahman ez-Zührî (İbrahim b. Abdurrahman b. Avf)
3. Ebu İshak Sa'd b. İbrahim el-Kuraşi (Sa'd b. İbrahim b. Abdurrahman b. Avf)
4. Ebu İshak İbrahim b. Sa'd ez-Zührî (İbrahim b. Sa'd b. İbrahim b. Abdurrahman b. Avf)
5. Ebu Muhammed Ahmed b. Muhammed el-Ğassânî (Ahmed b. Muhammed b. Velid b. Ukbe)
Konular:
Cenaze, kefenin bütün vücudu örtmemesi
Dünya, aldatıcılığı
Ehl-i Beyt, Hz. Hamza
KTB, CENAZE, CENAİZ
KTB, ŞEHİT, ŞEHİTLİK
حَدَّثَنَا عُمَرُ بْنُ حَفْصِ بْنِ غِيَاثٍ حَدَّثَنَا أَبِى حَدَّثَنَا الأَعْمَشُ حَدَّثَنَا شَقِيقٌ حَدَّثَنَا خَبَّابٌ رضى الله عنه قَالَ:
"هَاجَرْنَا مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم نَلْتَمِسُ وَجْهَ اللَّهِ. فَوَقَعَ أَجْرُنَا عَلَى اللَّهِ. فَمِنَّا مَنْ مَاتَ لَمْ يَأْكُلْ مِنْ أَجْرِهِ شَيْئًا، مِنْهُمْ مُصْعَبُ بْنُ عُمَيْرٍ. وَمِنَّا مَنْ أَيْنَعَتْ لَهُ ثَمَرَتُهُ فَهُوَ يَهْدِبُهَا. قُتِلَ يَوْمَ أُحُدٍ، فَلَمْ نَجِدْ مَا نُكَفِّنُهُ إِلاَّ بُرْدَةً، إِذَا غَطَّيْنَا بِهَا رَأْسَهُ خَرَجَتْ رِجْلاَهُ، وَإِذَا غَطَّيْنَا رِجْلَيْهِ خَرَجَ رَأْسُهُ. فَأَمَرَنَا النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم أَنْ نُغَطِّىَ رَأْسَهُ، وَأَنْ نَجْعَلَ عَلَى رِجْلَيْهِ مِنَ الإِذْخِرِ."
Bize Ömer b. Hafs b. Ğıyâs, ona babası (Hafs b. Ğıyas), ona A'meş, ona da Şakîk, Habbâb’ın (ra) şöyle dediğini rivayet etmiştir:
"Allah’ın rızasına nail olmak ümidiyle Nebi (sav) ile birlikte hicret ettik. Ecrimizi vermek ise Allah’a aittir. Kimimiz ecrinden (bu dünyada) hiçbir şey yemeden öldü. Bunlardan birisi de Mus'ab b. Umeyr’dir. Kimimizin ise meyvesi olgunlaştı ve o kimse şimdi o meyveleri devşirmektedir. (Mus'ab) Uhud günü şehid edildi de ona kefen olmak üzere bir bürdeden (çizgili bir entariden) başka şey bulamadık. Onu başı tarafından örtecek olsak ayakları dışarıda kalıyor, ayakları tarafından örtecek olsak başı dışarıda kalıyordu. Bunun üzerine Nebi (sav) bizlere baş tarafından örtmemizi, ayaklarının üzerine de izhir denilen ottan koymamızı söyledi."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
9635, B001276
Hadis:
حَدَّثَنَا عُمَرُ بْنُ حَفْصِ بْنِ غِيَاثٍ حَدَّثَنَا أَبِى حَدَّثَنَا الأَعْمَشُ حَدَّثَنَا شَقِيقٌ حَدَّثَنَا خَبَّابٌ رضى الله عنه قَالَ:
"هَاجَرْنَا مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم نَلْتَمِسُ وَجْهَ اللَّهِ. فَوَقَعَ أَجْرُنَا عَلَى اللَّهِ. فَمِنَّا مَنْ مَاتَ لَمْ يَأْكُلْ مِنْ أَجْرِهِ شَيْئًا، مِنْهُمْ مُصْعَبُ بْنُ عُمَيْرٍ. وَمِنَّا مَنْ أَيْنَعَتْ لَهُ ثَمَرَتُهُ فَهُوَ يَهْدِبُهَا. قُتِلَ يَوْمَ أُحُدٍ، فَلَمْ نَجِدْ مَا نُكَفِّنُهُ إِلاَّ بُرْدَةً، إِذَا غَطَّيْنَا بِهَا رَأْسَهُ خَرَجَتْ رِجْلاَهُ، وَإِذَا غَطَّيْنَا رِجْلَيْهِ خَرَجَ رَأْسُهُ. فَأَمَرَنَا النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم أَنْ نُغَطِّىَ رَأْسَهُ، وَأَنْ نَجْعَلَ عَلَى رِجْلَيْهِ مِنَ الإِذْخِرِ."
Tercemesi:
Bize Ömer b. Hafs b. Ğıyâs, ona babası (Hafs b. Ğıyas), ona A'meş, ona da Şakîk, Habbâb’ın (ra) şöyle dediğini rivayet etmiştir:
"Allah’ın rızasına nail olmak ümidiyle Nebi (sav) ile birlikte hicret ettik. Ecrimizi vermek ise Allah’a aittir. Kimimiz ecrinden (bu dünyada) hiçbir şey yemeden öldü. Bunlardan birisi de Mus'ab b. Umeyr’dir. Kimimizin ise meyvesi olgunlaştı ve o kimse şimdi o meyveleri devşirmektedir. (Mus'ab) Uhud günü şehid edildi de ona kefen olmak üzere bir bürdeden (çizgili bir entariden) başka şey bulamadık. Onu başı tarafından örtecek olsak ayakları dışarıda kalıyor, ayakları tarafından örtecek olsak başı dışarıda kalıyordu. Bunun üzerine Nebi (sav) bizlere baş tarafından örtmemizi, ayaklarının üzerine de izhir denilen ottan koymamızı söyledi."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Cenâiz 27, 1/438
Senetler:
1. Ebu Abdullah Habbab b. Eret (Habbab b. Eret b. Cendele b. Sa'd b. Huzeyme)
2. Ebu Vâil Şakik b. Seleme el-Esedî (Şakik b. Seleme)
3. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
4. Ebu Ömer Hafs b. Gıyas en-Nehaî (Hafs b. Gıyas b. Talk b. Muaviye b. Malik)
5. Ebu Hafs Ömer b. Hafs en-Nehaî (Ömer b. Hafs b. Giyas b. Talk b. Muaviye)
Konular:
Cenaze, kefenin bütün vücudu örtmemesi
Dünya, aldatıcılığı
KTB, CENAZE, CENAİZ
KTB, ŞEHİT, ŞEHİTLİK
Bize Muhammed b. Sabbâh, ona Cerîr, ona Mansûr, ona Ebu Vâil, ona da kendi kavminden Semüre b. Sehm şöyle rivayet etmiştir:
"Vebâya yakalandığı esnada Ebu Hâşim b. Utbe'nin yanına kendisini ziyaret etmek için geldim. Bu esnada Ebu Hâşim ağlayıverdi de Muâviye 'Ey dayı! Seni ağlatan da nedir? Sana acı veren ağrı mı yoksa güzelliği gidecek olan dünya mı?' dedi. Ebu Hâşim 'Hiçbiri değil. Rasulullah (sav) bana bir söz söylemişti, ben ona uymuş olmayı isterdim. Hz. Peygamber (sav) 'sanıyorum, sen topluluklar arasında mal dağıtıldığı zamana yetişirsin. Bu (mallardan) sana bir hizmetçi ve Allah yolunda bir binek yeter' buyurdu. Ben bu zamana yetiştim ve (çok fazla mal) topladım' dedi."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
31616, İM004103
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الصَّبَّاحِ أَنْبَأَنَا جَرِيرٌ عَنْ مَنْصُورٍ عَنْ أَبِى وَائِلٍ عَنْ سَمُرَةَ بْنِ سَهْمٍ - رَجُلٌ مِنْ قَوْمِهِ - قَالَ نَزَلْتُ عَلَى أَبِى هَاشِمِ بْنِ عُتْبَةَ وَهُوَ طَعِينٌ فَأَتَاهُ مُعَاوِيَةُ يَعُودُهُ فَبَكَى أَبُو هَاشِمٍ فَقَالَ مُعَاوِيَةُ مَا يُبْكِيكَ أَىْ خَالِ أَوَجَعٌ يُشْئِزُكَ أَمْ عَلَى الدُّنْيَا فَقَدْ ذَهَبَ صَفْوُهَا قَالَ عَلَى كُلٍّ لاَ وَلَكِنْ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَهِدَ إِلَىَّ عَهْدًا وَدِدْتُ أَنِّى كُنْتُ تَبِعْتُهُ قَالَ « إِنَّكَ لَعَلَّكَ تُدْرِكُ أَمْوَالاً تُقْسَمُ بَيْنَ أَقْوَامٍ وَإِنَّمَا يَكْفِيكَ مِنْ ذَلِكَ خَادِمٌ وَمَرْكَبٌ فِى سَبِيلِ اللَّهِ » . فَأَدْرَكْتُ فَجَمَعْتُ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Sabbâh, ona Cerîr, ona Mansûr, ona Ebu Vâil, ona da kendi kavminden Semüre b. Sehm şöyle rivayet etmiştir:
"Vebâya yakalandığı esnada Ebu Hâşim b. Utbe'nin yanına kendisini ziyaret etmek için geldim. Bu esnada Ebu Hâşim ağlayıverdi de Muâviye 'Ey dayı! Seni ağlatan da nedir? Sana acı veren ağrı mı yoksa güzelliği gidecek olan dünya mı?' dedi. Ebu Hâşim 'Hiçbiri değil. Rasulullah (sav) bana bir söz söylemişti, ben ona uymuş olmayı isterdim. Hz. Peygamber (sav) 'sanıyorum, sen topluluklar arasında mal dağıtıldığı zamana yetişirsin. Bu (mallardan) sana bir hizmetçi ve Allah yolunda bir binek yeter' buyurdu. Ben bu zamana yetiştim ve (çok fazla mal) topladım' dedi."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Zühd 1, /667
Senetler:
()
Konular:
Dünya, aldatıcılığı
Dünya, dünyaya düşkünlük
Dünya, mal ve ömür sevgisi / hırsı
Dünya, Mülk, Hz. Peygamberin mala-mülke karşı tavrı
İnanç, dünya ve ahiret dengesi
Zühd
Nefsanî arzulara, (özellikle) kadınlara, oğullara, yığın yığın biriktirilmiş altın ve gümüşe, salma atlara, sağmal hayvanlara ve ekinlere karşı düşkünlük insanlara çekici kılındı. Bunlar, dünya hayatının geçici menfaatleridir. Halbuki varılacak güzel yer, Allah'ın katındadır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
53030, KK3/14
Hadis:
زُيِّنَ لِلنَّاسِ حُبُّ الشَّهَوَاتِ مِنَ النِّسَاء وَالْبَنِينَ وَالْقَنَاطِيرِ الْمُقَنطَرَةِ مِنَ الذَّهَبِ وَالْفِضَّةِ وَالْخَيْلِ الْمُسَوَّمَةِ وَالأَنْعَامِ وَالْحَرْثِ ذَلِكَ مَتَاعُ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَاللّهُ عِندَهُ حُسْنُ الْمَآبِ
Tercemesi:
Nefsanî arzulara, (özellikle) kadınlara, oğullara, yığın yığın biriktirilmiş altın ve gümüşe, salma atlara, sağmal hayvanlara ve ekinlere karşı düşkünlük insanlara çekici kılındı. Bunlar, dünya hayatının geçici menfaatleridir. Halbuki varılacak güzel yer, Allah'ın katındadır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Kur'an, Kur'an-ı Kerim, Âl-i Imrân 3/14, /
Senetler:
()
Konular:
Cennet, Cehennem, cennet ve cehennem ebedidir
Dünya, aldatıcılığı
Dünya, dünya hayatı
Dünya, hayatının değeri ve değersizliği
İnsan, insanın zaafları
Yaratılış, İnsan fıtratı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13516, M007088
Hadis:
حَدَّثَنَا عَمْرٌو النَّاقِدُ حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ أَخْبَرَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ عَنْ ثَابِتٍ الْبُنَانِىِّ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"يُؤْتَى بِأَنْعَمِ أَهْلِ الدُّنْيَا مِنْ أَهْلِ النَّارِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ فَيُصْبَغُ فِى النَّارِ صَبْغَةً ثُمَّ يُقَالُ يَا ابْنَ آدَمَ هَلْ رَأَيْتَ خَيْرًا قَطُّ هَلْ مَرَّ بِكَ نَعِيمٌ قَطُّ فَيَقُولُ لاَ وَاللَّهِ يَا رَبِّ. وَيُؤْتَى بِأَشَدِّ النَّاسِ بُؤْسًا فِى الدُّنْيَا مِنْ أَهْلِ الْجَنَّةِ فَيُصْبَغُ صَبْغَةً فِى الْجَنَّةِ فَيُقَالُ لَهُ يَا ابْنَ آدَمَ هَلْ رَأَيْتَ بُؤْسًا قَطُّ هَلْ مَرَّ بِكَ شِدَّةٌ قَطُّ فَيَقُولُ لاَ وَاللَّهِ يَا رَبِّ مَا مَرَّ بِى بُؤُسٌ قَطُّ وَلاَ رَأَيْتُ شِدَّةً قَطُّ."
Tercemesi:
Bize Amr en-Nakıd, ona Yezid b. Harun, ona Hammad b. Seleme, ona Sabit el-Bünânî, ona da Enes b. Malik, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"Kıyamet günü cehennemliklerden (olduğu halde) dünyadakilerin en zengini getirilip cehenneme bir kere sokulur. Ardından; ey Adem oğlu! (Herhangi) bir güzellik görmüş müsün? (Herhangi) bir nimet sana nasip olmuş mu denilir de o, ey Rabbim! Vallahi, hayır der. Cennetliklerden (olduğu halde) dünyada insanların en fakiri olan da getirilip bir kere cennete sokulur. Ona; ey Adem oğlu! (Herhangi) bir fakirlik görmüş müsün? (Herhangi) bir sıkıntıya maruz kalmış mısın denilir de o, ey Rabbim! Vallahi, hayır! Ne (herhangi) bir fakirlik ne de (herhangi) bir sıkıntı gördüm der."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Sıfâtu'l-münâfikîn ve ahkâmuhüm 7088, /1155
Senetler:
()
Konular:
Cehennem, Cehennemlikler
Cennet, ehlinin Allah Teala ile konuşmaları
Dünya, aldatıcılığı
Dünya, dünya hayatı
İnanç, dünya ve ahiret dengesi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14234, M007197
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ إِدْرِيسَ ح
وَحَدَّثَنَا ابْنُ نُمَيْرٍ حَدَّثَنَا أَبِى وَمُحَمَّدُ بْنُ بِشْرٍ ح
وَحَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ يَحْيَى أَخْبَرَنَا مُوسَى بْنُ أَعْيَنَ ح
وَحَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ رَافِعٍ حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ كُلُّهُمْ عَنْ إِسْمَاعِيلَ بْنِ أَبِى خَالِدٍ ح
وَحَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ حَاتِمٍ - وَاللَّفْظُ لَهُ - حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ حَدَّثَنَا قَيْسٌ قَالَ سَمِعْتُ مُسْتَوْرِدًا أَخَا بَنِى فِهْرٍ يَقُولُ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"وَاللَّهِ مَا الدُّنْيَا فِى الآخِرَةِ إِلاَّ مِثْلُ مَا يَجْعَلُ أَحَدُكُمْ إِصْبَعَهُ هَذِهِ - وَأَشَارَ يَحْيَى بِالسَّبَّابَةِ - فِى الْيَمِّ فَلْيَنْظُرْ بِمَ يَرْجِعُ."
[وَفِى حَدِيثِهِمْ جَمِيعًا غَيْرَ يَحْيَى سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ ذَلِكَ.]
[وَفِى حَدِيثِ أَبِى أُسَامَةَ عَنِ الْمُسْتَوْرِدِ بْنِ شَدَّادٍ أَخِى بَنِى فِهْرٍ وَفِى حَدِيثِهِ أَيْضًا قَالَ وَأَشَارَ إِسْمَاعِيلُ بِالإِبْهَامِ.]
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona da Abdullah b. İdris; (T)
Bize İbn Nümeyr, ona da babası ve Muhammed b. Bişr; (T)
Bize Yahya b. Yahya, ona da Musa b. A'yun; (T)
Bize Muhammed b. Râfi', ona da Ebu Üsame, onlara İsmail b. Ebu Halid; (T)
Bize Muhammed b. Hatim, ona Yahya b. Said, ona İsmail, ona Kays, ona da Benû Fihr'in kardeşi Müstevrid'in rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:
"Vallahi, ahirette dünyanın (değeri), ancak sizden birinin şu parmağını -Yahya b. Said işaret parmağını gösterdi- denize daldırdığında (çıkardığı su) kadardır. Baksın bakalım, ne kadar su çıkarabilmiş?"
[Yahya'nın dışındaki diğer bütün ravilerin hadisinde; ben bunu Rasulullah (sav) söylerken işittim ibaresi vardır.]
[Ebu Üsame'nin hadisinde; Benû Fihr'in kardeşi Müstevrid b. Şeddâd'dan ibaresi de yer alır. Yine onun hadisinde; İsmail baş parmağı ile işaret etti ifadesi vardır.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Cennet ve sıfatü neîmihâ ve ehlihâ 7197, /1171
Senetler:
1. Müstevrid b. Şeddad el-Kuraşi (Müstevrid b. Şeddad b. Amr b. Ahab b. Habib)
2. Kays b. Ebu Hazim el-Becelî (Kays b. Avf b. Abdülharis)
3. ُEbu Abdullah İsmail b. Ebu Halid el-Becelî (İsmail b. Hürmüz)
4. Ebu Muhammed Abdullah b. İdris el-Evdî (Abdullah b. İdris b. Yezid b. Abdurrahman)
5. Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe el-Absî (Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman)
Konular:
DÜNYA - AHİRET DENGESİ
Dünya, aldatıcılığı
Dünya, dünya hayatı
Dünya, dünyaya düşkünlük
Dünya, hayatının değeri ve değersizliği
İman, Esasları, Ahirete, üstünlüğü
KTB, İMAN