221 Kayıt Bulundu.
Bize İbrahim b. Münzir, ona Velid, ona Ebu Amr, ona İshak b. Abdullah b. Ebu Talha, ona da Enes b. Malik (ra) şöyle söylemiştir: Rasulullah (sav) zamanında bir sene kıtlık oldu. Böyle bir zamanda Rasulullah (sav) cuma günü minberde hutbe irad ederken bir bedevi ayağa kalktı ve 'Ya Rasulallah! Hayvanlar helak oldu. Çoluk çocuk perişan. Bizim için Allah'a dua etsen!' dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) ellerini kaldırdı ve (dua etti). Bu esnada gökyüzünde tek bir bulut parçası bile yoktu. Bana can veren Allah'a yemin ederim ki ellerini indirmemişti ki gökyüzünü dağlar gibi bulutlar sardı ve Rasulullah (sav) daha minberden inmeden yağmurun, onun sakalından aşağı doğru döküldüğünü gördüm. O gün, ertesi gün, ondan sonraki gün ve diğer cumaya kadar takip eden günlerde yağmur yağmaya devam etti. (Diğer cuma gelince) o bedevi veya başka biri ayağa kalktı ve 'Ya Rasulallah! Binalar çöktü. Hayvanlar boğuldu. Bizim için Allah'a dua etsen!' dedi. Rasulullah (sav) ellerini kaldırdı ve "Allah'ım! Çevremizdeki yerlere yağdır; bizim üzerimize yağdırma!" diye dua etti. Bu esnada Rasulullah (sav) eliyle bulutlardan her nereye işaret etse orası açılıyordu. Öyle ki Medine seması, etrafı bulutlarla kapalı ortası açık bir alan haline geldi ve bu yağmurlar sebebiyle vadide yani (Medine vadilerinden biri olan) Kanat Vadisi'nde bir ay boyunca su aktı. Nitekim etraftaki herhangi bir yerden gelen herkes, bol yağmur yağdığından bahsetti.
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona ez-Zührî, ona Urve, ona da Humeyd es-Sâidî şöyle söylemiştir: Rasulullah (sav) Bir akşam vakti namazdan sonra ayağa kalktı, şehadet kelimelerini söyledi ve Allah'ı layık olduğu sıfatlarla övdü. Sonra da "Emma ba'du (Şimdi)" dedi. Ebu Muaviye ve Ebu Üsame bu hadisi Hişâm'dan, o babasından, o Humeyd'den, o da Hz. Peygamber'den (sav) "Emma ba'du (şimdi)" şeklinde rivayet ederek ez-Zührî'ye mütâbaat etmiştir. el-Adenî ise ez-Zuhrî'ye, Süfyan'a hadisin tamamında değil de sadece "Emma ba'du" lafzında mütâbaat etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Muhammed b. Hâzim arasında inkita vardır.
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona ez-Zührî, ona Urve, ona da Humeyd es-Sâidî şöyle söylemiştir: Rasulullah (sav) Bir akşam vakti namazdan sonra ayağa kalktı, şehadet kelimelerini söyledi ve Allah'ı layık olduğu sıfatlarla övdü. Sonra da "Emma ba'du (Şimdi)" dedi. Ebu Muaviye ve Ebu Üsame bu hadisi Hişâm'dan, o babasından, o Humeyd'den, o da Hz. Peygamber'den (sav) "Emma ba'du (şimdi)" şeklinde rivayet ederek ez-Zührî'ye mütâbaat etmiştir. el-Adenî ise ez-Zuhrî'ye, Süfyan'a hadisin tamamında değil de sadece "Emma ba'du" lafzında mütâbaat etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Hammad b. Üsame arasında inkita vardır.
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona ez-Zührî, ona Urve, ona da Humeyd es-Sâidî şöyle söylemiştir: Rasulullah (sav) Bir akşam vakti namazdan sonra ayağa kalktı, şehadet kelimelerini söyledi ve Allah'ı layık olduğu sıfatlarla övdü. Sonra da "Emma ba'du (Şimdi)" dedi. Ebu Muaviye ve Ebu Üsame bu hadisi Hişâm'dan, o babasından, o Humeyd'den, o da Hz. Peygamber'den (sav) "Emma ba'du (şimdi)" şeklinde rivayet ederek ez-Zührî'ye mütâbaat etmiştir. el-Adenî ise ez-Zuhrî'ye, Süfyan'a hadisin tamamında değil de sadece "Emma ba'du" lafzında mütâbaat etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Muhammed b. Ebu Ömer arasında inkita vardır.
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona ez-Zührî, ona Urve, ona da Humeyd es-Sâidî şöyle söylemiştir: Rasulullah (sav) Bir akşam vakti namazdan sonra ayağa kalktı, şehadet kelimelerini söyledi ve Allah'ı layık olduğu sıfatlarla övdü. Sonra da "Emma ba'du (Şimdi)" dedi. Ebu Muaviye ve Ebu Üsame bu hadisi Hişâm'dan, o babasından, o Humeyd'den, o da Hz. Peygamber'den (sav) "Emma ba'du (şimdi)" şeklinde rivayet ederek ez-Zührî'ye mütâbaat etmiştir. el-Adenî ise ez-Zuhrî'ye, Süfyan'a hadisin tamamında değil de sadece "Emma ba'du" lafzında mütâbaat etmiştir.
Bize Mahmud b. Halid, ona Velid, ona Ebu Muaviye Şeyban, ona Simak b. Harb, ona da Cabir b. Semure es-Süvâî şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav), cuma günü vaazı uzun tutmazdı. Sözleri ancak birkaç kelime (idi)."
Bana Muhammed b. Râfi ve Abd b. Humeyd, onlara Abdurrezzak, ona İbn Cüreyc, ona Hasan b. Müslim, ona Tâvus, ona da İbn Abbas şöyle demiştir: "Allah Rasulü (sav), Ebu Bekir, Ömer ve Osman ile Ramazan Bayramı namazlarında bulundum. Hepsi de namazı hutbeden önce kılıyorlar, sonra hutbe veriyorlardı. (İbn Abbas) der ki: Allah Rasulü (sav) (hutbe sonrası) indi, -elleriyle adamları oturtmak isteyişini görüyor gibiyim.- sonra insanları yararak kadınların yanına kadar geldi, beraberinde Bilal vardı. Allah Rasulü (sav) 'Ey Peygamber! Mü’min kadınlar sana gelip de Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zinâ etmemek, çocuklarını öldürmemek, elleriyle ayakları arasında bir iftirâ uydurup getirmemek, dine ve akla uygun hiçbir konuda sana karşı gelmemek hususlarında sana bey‘at etmek istediklerinde, sen de onların bey‘atını kabul et ve onlar için Allah’tan bağışlanma dile! Şüphesiz Allah, çok bağışlayıcıdır, sonsuz merhamet sahibidir.' (Mümtehine, 60/12) ayetini okudu, bitirince de 'Siz hala bu (bey'atiniz) üzere misiniz?' diye sordu. Aralarından sadece bir tek kadın cevap verdi ve 'Evet ey Allah'ın Rasulü!' dedi. O zaman bu kadının kim olduğu bilinmiyordu. Rasulullah (sav) 'o halde sadaka verin' buyurdu. Bilal elbisesini açtıktan sonra 'haydi babam ve annem size feda olsun (ne verecekseniz verin)' dedi. Onlar da bilezikleri, yüzükleri Bilal'in elbisesine atmaya başladılar."