221 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Ebu Âsım, ona İmran, ona Katade, ona Abdürabbih, ona Ebu Iyâd, ona da İbn Mesud (ra); Rasulullah (sav) teşehhüde oturduğu zaman...diyerek önceki hadisin benzerini zikreder. Önceki hadiste geçen ve "Rasuluhu" sözünden sonra da Hz. Peygamber'in şunları söylediğini rivayet eder: "…Allah onu hakla ve kıyametin hemen öncesinde korkutucu ve müjdeleyici olarak göndermiştir. Kim Allah’a ve Rasulü’ne uyarsa, şüphesiz doğru yolu bulmuştur. Allah ve Rasulü’ne isyan eden ise, kendisinden başka kimseye zarar veremez. Allah’a hiçbir şekilde zarar veremez."
Açıklama: Buradaki teşehhüd kelimesinden maksat, nikâh akdinde yapılan konuşma ve duadır. Nikâh ve benzeri önemli işlerde, yapılan işe uygun bir konuşma yapmak ve bu konuşmada aynı zamanda Allah’tan hayır talebinde bulunmak sünnettir, İslâmî bir gelenektir. Nikâh, netice itibariyle bir akit olmakla birlikte, aynı zamanda bir ibadettir ve son derece önemli bir iştir. İnsan hayatının en önemli dönüm noktasıdır. Bu itibarla bunun güzel sözler ve hayırlı taleplerle yapılması, önemli görülmelidir.
Bize Ahmed b. Menî, ona Hüşeym, ona da Husayn şöyle rivayet etmiştir: "Bişr b. Mervân hutbede ellerini kaldırarak dua ederken, Umâre b. Rüveybe es-Sekafî'nin şöyle dediğini işittim: 'Allah, onun şu iki küçük elini beter etsin! Ben, Rasulullah'ın (sav), duada ellerini ancak şu kadar kaldırdığını gördüm.' (Hadisin râvilerinden) Hüşeym, işaret parmağıyla (Umâre'nin neyi kastettiğini) tarif etmiştir." [Ebu İsa, bu hadisin hasen-sahih olduğunu söylemiştir.]
Açıklama: ''الْقُصَيِّرَتَيْنِ'' ifadesinin ''lanet olasıca'' şeklinde anlaşılabileceğine dair bk. Mübârekfûrî, Tuhfetü'l-ahvezî, III, 38.
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Ebu Âsım, ona İmran, ona Katade, ona Abdürabbih, ona Ebu İyaz, ona da İbn Mesud, Hz. Peygamber'in (sav) (hutbeye çıkıp) şehadet kelimelerini söylediğinde şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Hamd, Allah'adır. Ondan yardım diler, ondan bağışlanma talep ederiz. Nefislerimizin şerrinden (şurûr) Allah'a sığınırız. Allah'ın hidayet ettiğini saptıracak; onun saptırdığına da hidayet edecek yoktur. Allah'tan başka ilah olmadığına şahitlik ederim. (Yine) şahitlik ederim ki Muhammed, onun kulu ve rasulüdür. Onu, kıyamet kopmadan hemen önce hak ile, uyarıcı ve müjdeleyici olarak göndermiştir. Allah'a ve onun rasulüne itaat eden doğruyu bulmuştur. Onlara isyan eden ise sadece kendine zarar verir, Allah'a hiçbir zarar veremez."
Bize Ahmed b. Yunus, ona Zâide, ona da Husayn b. Abdurrahman şöyle rivayet etmiştir: Umâre b. Rüveybe, Bişr b. Mervan'ı cuma günü (minberde parmak aralarını açarak) dua ederken gördü. Bunun üzerine Umare 'Allah, o elleri kahretsin!' dedi. Bize Zâide, ona Husayn, ona da Umâre şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah'ı (sav) minberde (dua ederken) gördüm. Umâre, baş parmağını işaret parmağının yanında tutarak 'İşte şundan daha fazla parmaklarını açmıyordu' demiştir."
Bize Müsedded, ona Bişr b. Mufaddal, ona Abdurrahman b. İshak, ona Abdurrahman b. Muaviye, ona İbn Ebu Zübâb, ona da Sehl b. Sa'd şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah'ı (sav) ne minberinde ne de başka bir yerde ellerini (parmak aralarını) açarak dua ederken gördüm. Sehl, işaret parmağıyla baş ve orta parmağını birleştirerek 'Ancak işte sadece şöyle dua yaparken gördüm' demiştir."
Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe ve İbn Ebu Ömer, onlara Ebu Bekr, ona Süfyan b. Uyeyne, ona Eyyûb, ona Ata, ona İbn Abbas, rivayetle şöyle demiştir: -Rasulullah’ın (sav) hutbeden önce (bayram) namaz kıldığına dair şahitlik ederim. (Devamla) dedi ki: Sonra hutbe verdi, kadınlara sesini işittirmediği kanaatine sahip olduğu için onların yanına gitti. Onlara öğüt verdi, vaaz etti ve sadaka vermelerini emretti. Bilal de elbisesini şöylece açmış idi. Kadın(ların her biri) küçük, büyük yüzüklerini ve her bir şeyi onun elbisesine atmaya başladı.
Bunu bana Ebu'r-Rabi‘ ez-Zehrânî, ona Hammâd; (T) Yine bana Yakub ed-Devrakî, ona İsmail b. İbrahim, ikisine Eyyûb bu isnad ile buna yakın olarak hadisi rivayet etti.