177 Kayıt Bulundu.
Göklerde ve yerdekiler, ister istemez O'na teslim olduğu halde onlar (ehl-i kitap), Allah'ın dininden başkasını mı arıyorlar? Halbuki O'na döndürüleceklerdir
Onlar: "Allah ölen bir kimseyi diriltmez" diye olanca güçleriyle Allah'a and içtiler. Aksine, bu O'nun bizzat kendisine karşı gerçek bir vâdidir. Fakat insanların çoğu bilmez.
Kupkuru yerlere suyu ulaştırdığımızı, onunla gerek hayvanlarının gerekse kendilerinin yiyegeldikleri ekini çıkarmakta olduğumuzu da görmediler mi? Hâla da göremeyecekler mi?
Onlara açıkça âyetlerimiz okunduğu zaman: Doğru sözlü iseniz atalarımızı getirin, demelerinden başka delilleri yoktur.
Açıklama: Hadisin isnadı sahihtir.
Açıklama: Süleyman b. Musa, sahabeden herhangi biriyle görüşmemiştir.
Açıklama: Bir rivâyete göre “Acbu’z-zeneb hardal tanesi büyüklüğünde bir kemik parçasıdır.” Buna göre o, sözü edilen kemikten çok farklı, ama insana ait özelliklerin tamamını taşıyan küçücük bir şey olmalıdır. Bu ifâdeyi, günümüz teknolojisinin ortaya koyduğu DNA hücresi benzeri bir şey diye anlamak da mümkündür. Çünkü bilindiği üzere insanın bütün kimliği bu hücrede saklıdır. Bütün bedeni yakılıp kül haline getirilen ve kuyruk sokumu kemiği de kalmayan insanlar düşünüldüğünde, bunun insanın özünü teşkil eden bir şey olma ihtimali kuvvet azanmaktadır. Kıyâmette insanların bu kemikten yaratılmasında, Allah’tan başka kimsenin bilemeyeceği bir sır vardır. Çünkü insanı yoktan var eden Allah’ın, onu tekrar yaratmak için başka bir şeyin varlığına ihtiyacı yoktur. Bu sırrı izah sadedinde; insan bedeninin bir cüz’ü olan rûhun, herhangi bir bedene değil, bizzat âit olduğu bedene iâde edileceği bilinsin diye sözü edilen kemikten yaratılacağı ihtimali üzerinde durulur. Eğer insanın bütün aksamı çürüse ve geriye hiçbir şey kalmasa, zihinlerde rûhun herhangi bir bedene gidebileceği düşüncesi uyanabilir.