273 Kayıt Bulundu.
Bize Ahmed b. Hanbel, ona Ebu Muğîra, ona Abdullah b. el-A'lâ, ona Ebu Ziyade Ubeydullah b. Ziyade el-Kindî, ona da Bilal (ra) şöyle haber verdi: Bir gün Rasulullah'a (sav) sabah namazı vaktinin girdiğini haber vermek için gidince, Hz. Aişe (r.anha) Bilal'den (ra) bir şey isteyerek kendisini oyalamıştı; o kadar ki ortalık aydınlanmış, iyiden iyiye sabah olmuştu. Bunun üzerine Bilal hemen kalkıp Hz. Peygamber'e (sav) sabah namazı vaktinin girdiğini haber vermiş, hemen arkasından haberini yine tekrarlamış, fakat Rasulullah (sav) dışarı çıkmamıştı. (Bir süre sonra) çıkıp halka namaz kıldırdı. Namazdan sonra Bilâl, namaz vaktini haber vermek için Rasulullah'a (sav) gittiğini, ama Hz. Aişe'nin (r.anha) bir şeyler sorarak kendisini oyaladığını ve bu yüzden iyice sabah oluncaya kadar geciktiğini ve Hz. Peygamber'in de bu yüzden mescide çıkmakta geciktiğini söyleyince, Rasulullah (sav); "Ben sabahın iki rekât sünnetini kılmıştım," dedi. Bilal, ey Allah'ın Rasulü, sen iyice sabaha girdin deyince de; "Eğer bundan daha çok sabaha girmiş olsam bile, yine de bu iki rekâtı en güzel ve en kısa şekilde kılardım," buyurdu.
Açıklama: Bilal b. Rabah el-Habeşî ile Ubeydullah b. Ziyade el-Bekrî arasında İnkita' vardır.
Bize Süleyman b. Harb, ona Hammad b. Zeyd, ona da Abdullah b. Sercis dedi ki: Rasulullah (sav) sabah namazını kılarken bir adam geldi, (mescidin kenarına) iki rekât namaz kıldı, sonra Hz. Peygamber'le (sav) cemaate katıldı. Rasûl-i Ekrem (sav) namazını bitirince; "Ey falanca! Sen bu iki namazdan hangisini geçerli sayıyorsun; yalnız başına kıldığın namazı mı, yoksa bizimle beraber kıldığın namazı mı?" dedi.
Açıklama: Hz. Peygamber'in mûtadı, sünnetleri evde, farzı mescidde kılmak idi. Bu itibarla farza durulduğu halde sünnet kılmaya devam eden insanın tutumunu yadırgamıştır. Buna dayanarak bazı âlimler, farz kılınırken câmide sünnet kılmayı mekruh addederler.
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona İbn Nümeyr, ona Sa'd b. Said, ona Muhammed b. İbrahim, ona da Kays b. Amr şöyle söyledi: Rasulullah (sav) sabah namazının farzından sonra iki rekât daha namaz kılan bir adam gördü. Bunun üzerine, "sabah namazı iki rekattır," buyurdu. Adam, ben farzdan önceki iki rekât sünneti kılamamıştım, şimdi onları kılıyorum deyince, Hz. Peygamber sustu.
Açıklama: Hanefîler, sabah namazının farzından sonra herhangi bir nafile kılmanın mekruh olduğu kanaatindedirler. Buna ruhsat veren rivayetleri de zayıf görürler. Buna mukabil İmam Şâfiî ve Ahmed b. Hanbel bunu caiz görürler. Malik ve İmam Muhammed, güneş iki mızrak boyu yükseldikten sonra sabah namazının sünnetinin kaza edilebileceğini söylerler.
Bize Hamid b. Yahya el-Belhi, ona Süfyan'ın haber verdiğine göre; Ata b. Ebu Rabah, şu (bir önceki) hadisi Sa'd b. Said'den naklederdi. [Ebû Davud dedi ki: Said'in oğulları Abdurabbih ve Yahya'nın haber verdiğine göre, Hz. Peygamber'le birlikte namaz kılan dedeleri Zeyd, şu (bir önceki) hadiste geçen kıssayı mürsel olarak rivayet etti.]
Açıklama: Sa'd b. Said el-Ensarî ile Ata b. Ebu Rabah el-Kuraşî arasında inkita' vardır.
Bize Müemmil b. el-Fadl, ona Muhammed b. Şuayb, ona en-Numan, ona Mekhûl, ona Anbese b. Ebî Süleyman'ın haber verdiğine göre, Hz. Peygamber'in (sav.) zevcesi Ümmü Habîbe (r.anha), Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Öğle namazından Önce ve sonra dörder rekât namaz kılmaya devam eden kimseye cehennem haram kılınır." [Ebû Davud dedi ki: Bu hadisi aynı şekilde ve aynı senedle, el-Alâ b. el-Hâris ile Süleyman b. Musa da Mekhûl'den rivayet ettiler.]
Açıklama: Öğlenin farzından sonra sünnet olarak kılınması gereken namaz, iki rekâttır. Hadisteki “dört rekât” ifadesi, iki rekât sünnetten ayrı olarak, iki rekât da müntahap kılarsa diye izah edilmiştir. “Cehennem ona haram kılınır” ifadesi, sadece öğlenin sünnetlerini kılmakla ebediyen cehennemden kurtulacağı anlamına alınmamalıdır. Belki farzları yerine getirmenin yanında sünnetleri ve müstehapları da tam olarak eda etmeyi itiyat haline getiren kişinin cehennemden uzak olacağı şeklinde anlamak daha uygun düşebilir. Bu cümle, sünnetleri kılmaya teşvik anlamında bir mübalağa ifadesi olarak da düşünülebilir.
Açıklama: Rivayette Rasulullah'ın (sav) bırakmayın diye emrettiği durum sabah namazının sünnetini ifade etmektedir. Detaylı bilgi için bkz. Âzimâbâdî, Avnu'l-ma'bûd, IV, 136.