94 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Muhammed b. Abdullah b. Numeyr (el-Hemdânî), onlara (Muhammed) b. Bişr el-Abdî, ona Ubeydullah b. Ömer (el-Adevî), ona Nafi' (mevla Abdullah b. Ömer), ona da Abdullah'ın (b. Ömer el-Adevî)) rivayet ettiğine göre (Hz. Peygamber'in (sav) eşi ve Hz. Ömer'in kızı) Hafsa, Hz. Ömer'in başında ağlamış; bunun üzerine Hz. Ömer ona şöyle demiştir: Dur, sakin ol sevgili kızım! Rasulullah'ın (sav); "ölen kişi, ailesinin kendisine (kadere isyan edercesine feryat ederek) ağlaması sebebiyle azap görür" buyurduğunu bilmez misin?
Açıklama: Buhârî, bu hadiste geçen, ailesinin feryadı sebebiyle ölünün azap göreceğine dair tehdidin, hayattayken ailesini bu konuda eğitmeyen kimseler için geçerli olduğunu belirtir. "Kendinizi ve ailenizi ateşten koruyun" (Tahrim 6) ve "Hepiniz çobansınız..." hadisini bu hususta delil olarak gösterir. Buhârî, hayatta iken ailesine gerekli uyarı ve bilgilendirmeyi yaptığı halde ailesi yine de arkasından ağlarsa böyle bir kimse için bu hadisteki tehdidin söz konusu olmadığını kaydeder. Bu hususta da "Kimse kimsenin günahını yüklenmez" (En'am 164) ayetini delil gösterir. Bkz. Buhârî, Cenâiz, 32.
Bize Züheyr b. Harb, ona Muaviye b. Amr, ona Ebu İshak el-Fezâri, ona Halid el-Hazzâ, ona Ebû Kilabe, ona Kabisa b. Züeyb, ona da Ümmü Seleme'nin naklettiğine göre o (Ümmü Seleme) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) Ebu Seleme'nin (vefat ettiğinde) yanına vardı. Onun gözleri açık kalmıştı. Allah Rasulü (sav) onun gözlerini kapattı. Sonra da "ruh bedenden ayrılınca göz ona bakakalır" dedi. (Ebu Seleme'nin) Ailesinden bir grup yüksek sesle ağladılar. Bunun üzerine Rasulullah (sav); "kendinize hayırdan başka bir şey için dua etmeyin. Zira melekler sizin sözlerinize amin derler" buyurdu. Ardından da "Allah'ım! Ebu Seleme'nin günah ve kusurlarını affeyle! Hidayete ermiş kulların zümresindeki derecesini yüce kıl! Geride kalanlarının (çocukları ve eşinin) koruyup kollayanı sen ol! Bizi de onu da affeyle ey Alemlerin Rabbi! Onun kabrini geniş ve nurlu eyle!" dedi.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, İbn Nümeyr ve İshâk b. İbrahim, onlara İbn Uyeyne, ona Süfyan, İbn Ebu Necih, ona babası (Yesar el-Mekkî), ona da Ubeyd b. Umeyr şöyle rivayet etmiştir: Ümmü Seleme, Ebu Seleme vefat edince; bir garip aynı zamanda gurbette ölen bir garip! Ona öyle bir ağlayacağım ki, dillere destan olsun demiştir. (Ümmü Seleme, devamla şöyle anlatır) Tam ona ağlamak için hazırlanmıştım ki, birden bire Medine'nin köylerinden bir kadın ağlamamda bana yardım etmek için çıkageldi. O anda kendisini Rasulullah (sav) karşıladı ve iki defa; "sen şeytanı, Allah'ın çıkardığı eve tekrar sokmak mı istiyorsun?" dedi. Bunu üzerine ben de ağlamaktan vazgeçtim ve ağlamadım.
Bize Abdüssamed ve Hüseyin b. Musa, onlara Hammâd, ona Ali b. Zeyd (T) Bize Affân, ona Hammâd b. Seleme ona Ali b. Zeyd, ona Yusuf b. Mihran, ona İbn Abbas şöyle söyledi: Osman b. Maz'ûn vefat ettiğinde karısı 'cennet sana mübarek olsun ey İbn Maz'ûn', dedi. Rasulullah (sav) ona kızgın bakışlarla baktı ve dedi ki: "Onun cennete gittiğini sana kim bildirdi. Allah'a yemin olsun ki ben Allah'ın elçisiyim ve bana nasıl muamele edileceğini bilmiyorum." Affan'ın rivayet ettiğine göre "Ona nasıl davranılacağını bilmiyorum" dedi. Kadın Ey Allah'ın Rasulü! O, senin süvarin ve arkadaşın. Hz. Peygamber'in (sav) Osman için söyledikleri sahabeye zor geldi. Halbuki Osman sahabilerin en seçkinlerindendi. Sonra Hz. Peygamber'in (sav) kızı Rukiyye vefat etti. Hz. Peygamber (sav) "Onu hayırlı selefimiz Osman b. Maz'ûn'un yanına defnedin", dedi. Kadınlar üzüntü içinde ağlamaya başladılar. Ömer (ra) de elindeki kırbaç ile onlara vurdu. Hz. Peygamber (sav) Ömer'e "Onları bırak ağlasınlar" dedi. Kadınlara da "Sakın ha! Şeytanı sevindirecek söz ve davranıştan uzak durun." dedi. Hz Peygamber (sav), "Ağlama kalp ve gözden olursa Allah'tan ve merhametten kaynaklanır. Ancak el ve dil ile olursa şeytandandır." buyurdu. Sonra Rasulullah (sav) kabrin ucuna oturdu. Fatıma da yanında ağlıyordu. Hz. Peygamber (sav), Fatıma'ya olan şefkatinden dolayı onun göz yaşlarını elbisesi ile siliyordu.