94 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve İbn Nümeyr ve İshâk b. İbrahim, onlara İbn Uyeyne, ona Süfyân, İbn Ebu Necîh, ona babası (Yesar el-Mekkî), ona da Ubeyd b. Umeyr şöyle rivayet etmiştir: Ümmü Seleme, Ebu Seleme vefat edince, 'bir garip aynı zamanda gurbette ölen bir garip! Ona öyle bir ağlayacağım ki, dillere destan olsun', demiştir. (Ümmü Seleme anlatmaya şöyle devam etmiştir)Tam ona ağlamak için hazırlanmıştım ki, birden bire Medine'nin köylerinden bir kadın çıka geldi. (Benimle birlikte ağlayarak) bana yardım etmek istiyordu. O anda kendisini Rasulullah (sav) karşıladı ve iki defa "Sen şeytanı, Allah'ın çıkardığı eve tekrar sokmak mı istiyorsun?" dedi. Bunu üzerine ben de ağlamaktan vazgeçtim ve ağlamadım.
Açıklama: Ebu Seleme (ra) Mekkeli olduğu halde Medine'de vefat etmiştir. Ümmü Seleme'nin ona garip demesi bu sebepledir.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve İbn Nümeyr ve İshâk b. İbrahim, onlara İbn Uyeyne, ona Süfyân, İbn Ebu Necîh, ona babası (Yesar el-Mekkî), ona da Ubeyd b. Umeyr şöyle rivayet etmiştir: Ümmü Seleme, Ebu Seleme vefat edince, 'bir garip aynı zamanda gurbette ölen bir garip! Ona öyle bir ağlayacağım ki, dillere destan olsun', demiştir. (Ümmü Seleme anlatmaya şöyle devam etmiştir) Tam ona ağlamak için hazırlanmıştım ki, Medine'nin köylerinden bir kadın çıka geldi. (Benimle birlikte ağlayarak) bana yardım etmek istiyordu. O anda kendisini Rasulullah (sav) karşıladı ve iki defa "Sen şeytanı, Allah'ın çıkardığı eve tekrar sokmak mı istiyorsun?" dedi. Bunu üzerine ben de ağlamaktan vazgeçtim ve ağlamadım.
Açıklama: Ebu Seleme (ra) Mekkeli olduğu halde Medine'de vefat etmiştir. Ümmü Seleme'nin ona garip demesi bu sebepledir.
Bize Ali b. Muhammed ve Veki'; (T) Bize Muhammed b. Beşşar, ona Yahya b. Said ve Abdurrahman, onlara Süfyan, ona Zübeyd, ona İbrahim, ona Mesruk; Bize Ali b. Muhammed ve Ebu Bekir b. Hallad, onlara Veki', ona A'meş, ona Abdullah b. Mürre, ona Mesruk, ona da Abdullah (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "(Musibete uğradığında) Elbiselerini (yaka paça) yırtan, elleri ile yanaklarına vuran ve cahiliye adeti olarak (ölümü ve helaki isteyen sözlerle) bağırıp çağıranlar bizden değildir."
Bize Muhammed b. Cabir el-Muharibî ve Muhammed b. Kerame, onlara Ebu Üsame, ona Abdurrahman b. Yezid b. Cabir, ona Mekhül ve Kasım, onlara da Ebu Ümame (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) yüzünü tırmalayan, yakasını yırtan ve 'helak oldum' diyerek dövünen kadına lanet etti."
Bize Muhammed b. Cabir el-Muharibî ve Muhammed b. Kerame, onlara Ebu Üsame, ona Abdurrahman b. Yezid b. Cabir, ona Mekhül ve Kasım, onlara da Ebu Ümame (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) yüzünü tırmalayan, yakasını yırtan ve 'helak oldum' diyerek dövünen kadına lanet etti."
Bize Muhammed b. Cabir el-Muharibî ve Muhammed b. Kerame, onlara Ebu Üsame, ona Abdurrahman b. Yezid b. Cabir, ona Mekhül ve Kasım, onlara da Ebu Ümame (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) yüzünü tırmalayan, yakasını yırtan ve 'helak oldum' diyerek dövünen kadına lanet etti."
Bize Ahmed b. Osman b. Hakim el-Evdî, ona Cafer b. Avn, ona Ebu Umeys, ona Ebu Sahra, ona da Abdurrahman b. Yezid ve Ebu Bürde (r.anhüma) şöyle rivayet etmişlerdir: Ebu Musa'nın hastalığı ağırlaşınca karısı Ümmü Abdullah ağlayarak feryat etmeye başladı, (Ebu Musa) ayılıp kendisine gelince karısına şöyle dedi: 'Rasulullah'ın (sav) kendilerinden uzak olduğu kimselerden benim de uzak olduğumu bilmiyor musun?' Nitekim, Ebu Musa karısına, Rasulullah'ın (sav), "(Musibete uğradığında) saçını başını yolandan, bağırıp çağırandan ve üstünü başını yırtandan uzağım" dediğini anlatırdı.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ali b. Muhammed, onlara Veki', ona Hişam b. Urve, ona Vehb b. Keysan, ona Muhammed b. Amr b. Ata, ona da Ebu Hüreyre (ra) şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) bir cenazede idi. Ömer (b. Hattab) (ağlayan) bir kadın gördü ve ona (ağlamaması için) seslendi .Bunun üzerine Rasulullah (sav), "Ey Ömer! Onu bırak (ağlasın). Hiç şüphesiz göz yaşarır; kalbe hüzün isabet eder; (ölen kişiden ayrılık) zamanı yakındır." buyurdu. Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Affan, ona Hammad b. Seleme, ona Hişam b. Urve, ona Vehb b. Keysan, ona Muhammed b. Amr b. Ata, ona Seleme b. Ezrak, ona da Ebu Hüreyre Hz. Peygamber'den (sav) benzer manada bir hadis rivayet etmiştir.
Bize Ahmed b. Osman b. Hakim, ona Cafer b. Avn, ona Ebu Umeys, ona Ebu Sahra, ona da Abdurrahman b. Yezid ve Ebu Bürde (r.anhüma) şöyle rivayet etmişlerdir: Ebu Musa'nın hastalığı ağırlaşınca karısı feryat etmeye başladı, (Ebu Musa) ayılıp kendisine gelince şöyle dedi: 'Rasulullah'ın (sav) kendilerinden uzak olduğu kimselerden ben de uzak olduğumu sana bildirmemiş miydim?' (Abdurrahman b. Yezid ve Ebu Bürde) dediler ki: 'Ebu Musa karısına, Rasulullah'ın (sav), "(Musibete uğradığında) saçını başını yolandan, üstünü başını yırtandan ve bağırıp çağırandan uzağım" dediğini anlatırdı.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ali b. Muhammed, onlara Veki', ona Hişam b. Urve, ona Vehb b. Keysan, ona Muhammed b. Amr b. Ata, ona da Ebu Hüreyre (ra) şöyle rivayet etmiştir: Peygamber (sav) bir cenazede idi. Ömer (b. Hattab) (ağlayan) bir kadın gördü ve ona (ağlamasını yasaklamak için) seslendi. Bunun üzerine Rasulullah (sav), "Ey Ömer! Onu bırak (ağlasın). Hiç şüphesiz göz yaşarır; kalbe hüzün isabet eder; (ölen kişiden ayrılık) zamanı yakındır." buyurdu. Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Affan, ona Hammad b. Seleme, ona Hişam b. Urve, ona Vehb b. Keysan, ona Muhammed b. Amr b. Ata, ona Seleme b. Ezrak, ona da Ebu Hüreyre, Hz. Peygamber'den (sav) benzer manada bir hadis rivayet etmiştir.