Öneri Formu
Hadis Id, No:
7350, M006238
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ وَزُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ قَالاَ حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ مُوسَى حَدَّثَنَا زُهَيْرٌ حَدَّثَنَا سِمَاكُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنِى مُصْعَبُ بْنُ سَعْدٍ عَنْ أَبِيهِ أَنَّهُ نَزَلَتْ فِيهِ آيَاتٌ مِنَ الْقُرْآنِ - قَالَ - حَلَفَتْ أُمُّ سَعْدٍ أَنْ لاَ تُكَلِّمَهُ أَبَدًا حَتَّى يَكْفُرَ بِدِينِهِ وَلاَ تَأْكُلَ وَلاَ تَشْرَبَ . قَالَتْ زَعَمْتَ أَنَّ اللَّهَ وَصَّاكَ بِوَالِدَيْكَ وَأَنَا أُمُّكَ وَأَنَا آمُرُكَ بِهَذَا . قَالَ مَكَثَتْ ثَلاَثًا حَتَّى غُشِىَ عَلَيْهَا مِنَ الْجَهْدِ فَقَامَ ابْنٌ لَهَا يُقَالُ لَهُ عُمَارَةُ فَسَقَاهَا فَجَعَلَتْ تَدْعُو عَلَى سَعْدٍ فَأَنْزَلَ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ فِى الْقُرْآنِ هَذِهِ الآيَةَ ( وَوَصَّيْنَا الإِنْسَانَ بِوَالِدَيْهِ حُسْنًا ) ( وَإِنْ جَاهَدَاكَ عَلَى أَنْ تُشْرِكَ بِى ) وَفِيهَا ( وَصَاحِبْهُمَا فِى الدُّنْيَا مَعْرُوفًا ) قَالَ وَأَصَابَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم غَنِيمَةً عَظِيمَةً فَإِذَا فِيهَا سَيْفٌ فَأَخَذْتُهُ فَأَتَيْتُ بِهِ الرَّسُولَ صلى الله عليه وسلم فَقُلْتُ نَفِّلْنِى هَذَا السَّيْفَ فَأَنَا مَنْ قَدْ عَلِمْتَ حَالَهُ . فَقَالَ: " رُدُّهُ مِنْ حَيْثُ أَخَذْتَهُ " فَانْطَلَقْتُ حَتَّى إِذَا أَرَدْتُ أَنْ أُلْقِيَهُ فِى الْقَبَضِ لاَمَتْنِى نَفْسِى فَرَجَعْتُ إِلَيْهِ فَقُلْتُ أَعْطِنِيهِ . قَالَ فَشَدَّ لِى صَوْتَهُ " رُدُّهُ مِنْ حَيْثُ أَخَذْتَهُ" قَالَ فَأَنْزَلَ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ ( يَسْأَلُونَكَ عَنِ الأَنْفَالِ ) قَالَ وَمَرِضْتُ فَأَرْسَلْتُ إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَأَتَانِى فَقُلْتُ دَعْنِى أَقْسِمْ مَالِى حَيْثُ شِئْتُ . قَالَ فَأَبَى . قُلْتُ فَالنِّصْفَ . قَالَ فَأَبَى . قُلْتُ فَالثُّلُثَ . قَالَ فَسَكَتَ فَكَانَ بَعْدُ الثُّلُثُ جَائِزًا . قَالَ وَأَتَيْتُ عَلَى نَفَرٍ مِنَ الأَنْصَارِ وَالْمُهَاجِرِينَ فَقَالُوا تَعَالَ نُطْعِمْكَ وَنَسْقِيكَ خَمْرًا . وَذَلِكَ قَبْلَ أَنْ تُحَرَّمَ الْخَمْرُ - قَالَ - فَأَتَيْتُهُمْ فِى حَشٍّ - وَالْحَشُّ الْبُسْتَانُ - فَإِذَا رَأْسُ جَزُورٍ مَشْوِىٌّ عِنْدَهُمْ وَزِقٌّ مِنْ خَمْرٍ - قَالَ - فَأَكَلْتُ وَشَرِبْتُ مَعَهُمْ - قَالَ - فَذُكِرَتِ الأَنْصَارُ وَالْمُهَاجِرُونَ عِنْدَهُمْ فَقُلْتُ الْمُهَاجِرُونَ خَيْرٌ مِنَ الأَنْصَارِ - قَالَ - فَأَخَذَ رَجُلٌ أَحَدَ لَحْيَىِ الرَّأْسِ فَضَرَبَنِى بِهِ فَجَرَحَ بِأَنْفِى فَأَتَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَأَخْبَرْتُهُ فَأَنْزَلَ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ فِىَّ - يَعْنِى نَفْسَهُ - شَأْنَ الْخَمْرِ ( إِنَّمَا الْخَمْرُ وَالْمَيْسِرُ وَالأَنْصَابُ وَالأَزْلاَمُ رِجْسٌ مِنْ عَمَلِ الشَّيْطَانِ )
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Züheyr b. Harb, onlara Hasan b. Musa, ona Züheyr, ona Simâk b. Harb, ona Musab b. Sa'd, ona babası Sa'd b. Ebu Vakkâs Kuran'daki bazı ayetlerin kendisi hakkında nazil olduğunu söylemiştir. Onun anlattığına göre annesi, Sa'd dininden (İslam) dönmedikçe asla onunla konuşmayacağına, yiyip içmeyeceğine dair yemin etti ve Sa'd'a dedi ki, 'Sen Allah'ın anne-babaya itaati tavsiye ettiğini söylüyorsun. İşte ben senin annenim ve sana bunu (dininden dönmeni) emrediyorum.
Sa'd anlatmaya şöyle devam etti: 'Annem bu şekilde üç gün bekledi ve sonunda halsizlikten bayıldı. Umâre adındaki oğlu gelerek ona su verdi. Annesi Sa'd'a beddua etmeye başladı. Bunun üzerine Allah, Kuran'daki şu ayeti indirdi:
'Biz insana anne babasına iyi davranmasını emrettik. Ama onlar, hakkında bilgi sahibi olmadığın bir şeyi bana ortak koşman için seni zorlarlarsa onların sözüne uyma! (Ankebût, 29/8; Lokman, 31/14-15)Lokman suresi on beşinci ayette de 'Ama onlarla dünyada iyi geçin.' emri vardır.
Sa'd, (Kuran'da kendisi hakkında inen ayetlerle ilgili şunları anlatmaya devam etti ve)dedi ki: Rasulullah (sav) büyük bir ganimet elde etti. Ganimet malları içerisinde bir kılıç vardı. Onu aldım ve Hz. Peygamber'e getirdim. Ona dedim ki; bu kılıcı bana ver, ben durumunu (cihaddaki gayretini) bildiğin biriyim.
Hz. Peygamber (sav) "Onu aldığın yere bırak" dedi. Ben de gittim tam onu ganimet malları içerisine koymak üzereyken nefsime söz geçiremedim ve Hz. Peygamber'e (sav) tekrar dönerek 'Bu kılıcı bana ver!' dedim. Bana sesini yükselterek "Onu aldığın yere koy!" buyurdu. Bunun üzerine Allah (cc) 'Sana ganimetleri soruyorlar...' (Enfâl, 8/1) ayetini indirdi.
Sa'd, (Kuran'da kendisi hakkında inen ayetlerle ilgili şunları anlatmaya devam etti ve) dedi ki 'Ben hastalandım ve Hz. Peygamber'e (sav) (haber) gönderdim. Hemen geldi. 'Bana müsaade et, malımı dilediğim yere dağıtayım/taksim edeyim' dedim. İzin vermedi. 'Yarısını' dedim. Yine izin vermedi. O halde 'Üçte birini' dedim, sükut etti. Artık bundan sonra malın üçte birini (vasiyet) caiz oldu.
Sa'd, (Kuran'da kendisi hakkında inen ayetlerle ilgili şunları anlatmaya devam etti ve) dedi ki; 'Ensar ve muhacirlerden oluşan bir grup insanın yanına geldim. Bana dediler ki, 'Gel sana yemek ve şarap ikram edelim.' Tabi bu şarap haram olmadan önce idi. Onlar bir bahçede iken onların yanına gittim. Orda kızartılmış bir deve kellesi ve bir testi de şarap vardı. Onlarla birlikte yedim, içtim. Derken orada Ensarla Muhacirin bahsi geçti. Ben, 'Muhacirler, Ensardan daha hayırlıdır' dedim. Bunun üzerine Ensardan bir adam deve kellesini aldı ve onunla bana vurdu ve burnumu yaraladı. Bunun üzerine Hz. Peygamber'e (sav) geldim ve durumu ona bildirdim. Allah (cc) benim yaşadığım olayla ilgili olarak-kendisini kastederek-şarabın hükmünü indirdi:
'Ey iman edenler! İçki, kumar, dikili taşlar, fal okları şeytan işi iğrenç şeylerdir. Bunlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz.'(el-Mâide, 5/90).
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Fedâilü's-sahâbe 6238, /1010
Senetler:
()
Konular:
Ganimet, taksim edilmeden kullanımı
İçki, yasaklanması
İsyan, anne-babaya isyan, saygısızlık
Açıklama: Hadis hasen li gayri'dir. İsnad ise EbûHureyre'den hadisi rivâyet eden ravinin meçhûl olmasından dolayı zayıftır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
47893, HM009005
Hadis:
حَدَّثَنَا بَهْزٌ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ يَزِيدِ بْنِ خُمَيْرٍ عَنْ مَوْلًى لِقُرَيْشٍ عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ
عَنْ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَنَّهُ نَهَى عَنْ بَيْعِ الْغَنَائِمِ حَتَّى تُقْسَمَ وَعَنْ بَيْعِ الثَّمَرَةِ حَتَّى تُحْرَزَ مِنْ كُلِّ عَارِضٍ وَأَنْ يُصَلِّيَ الرَّجُلُ حَتَّى يَحْتَزِمَ
Tercemesi:
Bize Behz, ona Şu'be, ona Yezid b. Humeyr, ona Kureyş'ten birinin mevlası, ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav), "taksim edilinceye (paylaştırılıncaya) kadar (kişinin kendi hissesine düşecek) ganimetlerin satışını, her türlü afetten emin olup koruma altına alıncaya kadar meyve/ürün satışını ve elbisesini (izar) kemer gibi şeyle bağlamadıkça bir kimsenin namaz kılmasını" yasakladı diye rivayet etmiştir.
Açıklama:
Hadis hasen li gayri'dir. İsnad ise EbûHureyre'den hadisi rivâyet eden ravinin meçhûl olmasından dolayı zayıftır.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Ebu Hureyre 9005, 3/416
Senetler:
()
Konular:
Ganimet, taksim edilmeden kullanımı
KTB, LİBAS, GİYİM-KUŞAM
Ticaret, yasak olan şekilleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16305, D002698
Hadis:
حَدَّثَنَا صَالِحُ بْنُ سُهَيْلٍ حَدَّثَنَا يَحْيَى - يَعْنِى ابْنَ أَبِى زَائِدَةَ - عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ
"أَنَّ غُلاَمًا لاِبْنِ عُمَرَ أَبَقَ إِلَى الْعَدُوِّ فَظَهَرَ عَلَيْهِ الْمُسْلِمُونَ فَرَدَّهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِلَى ابْنِ عُمَرَ وَلَمْ يُقْسَمْ."
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ وَقَالَ غَيْرُهُ رَدَّهُ عَلَيْهِ خَالِدُ بْنُ الْوَلِيدِ.]
Tercemesi:
Bize Salih b. Süheyl, ona Yahya b. Ebu Zâide, ona Ubeydullah, ona da Nafi', İbn Ömer'den naklen şöyle rivayet etmiştir:
"İbn Ömer'in bir kölesi düşman tarafına kaçtı. Müslümanlar da düşmana karşı zafer kazandılar. Hz. Peygamber (sav) o (köleyi) İbn Ömer'e iade etti ve onu (ganimet malları olarak) taksim etmedi."
[Ebû Davud şöyle demiştir: Başka raviler, Halid b. Velid'in iade ettiğini rivayet etmişlerdir.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cihâd 135, /624
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
3. Ubeydullah b. Ömer el-Adevî (Ubeydullah b. Ömer b. Hafs b. Asım b. Ömer b. Hattab)
4. Yahya b. Zekeriyya el-Hemdani (Yahya b. Zekeriyya b. Halid b. Meymun b. Feyruz)
5. Ebu Ahmed Salih b. Süheyl en-Nehaî (Salih b. Süheyl)
Konular:
Ganimet, taksim edilmeden kullanımı
Savaş, esirler
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16330, D002703
Hadis:
حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ حَرْبٍ قَالَ حَدَّثَنَا جَرِيرٌ - يَعْنِى ابْنَ حَازِمٍ - عَنْ يَعْلَى بْنِ حَكِيمٍ عَنْ أَبِى لُبَيْدٍ قَالَ
"كُنَّا مَعَ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ سَمُرَةَ بِكَابُلَ فَأَصَابَ النَّاسُ غَنِيمَةً فَانْتَهَبُوهَا فَقَامَ خَطِيبًا فَقَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَنْهَى عَنِ النُّهْبَى. فَرَدُّوا مَا أَخَذُوا فَقَسَمَهُ بَيْنَهُمْ."
Tercemesi:
Bize Süleyman b. Harb, ona Cerîr b. Hazım, ona Ya'la b. Hakim, ona da Ebu Lebîd şöyle rivayet etmiştir:
"Abdurrahman b. Semure ile Kabil'de idik de insanlar ganimete nail oldular. (Ganimetin taksiminden önce) onu aldılar. (Abdurrahman) hatip olarak kalkıp Rasulullah'ın (sav), (ganimetin taksiminden önce) onu almayı yasakladığını işittim dedi. (İnsanlar da) aldıklarını bıraktılar, (Abdurrahman da ganimeti) aralarında taksim etti."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cihâd 138, /625
Senetler:
1. Abdurrahman b. Semure el-Kuraşi (Abdurrahman b. Semure b. Habib b. Abduşems)
2. Ebu Lebîd Lümâze b. Zebbâr el-Ezdî (Lümâze b. Zebbâr)
3. Ya'la b. Hakim es-Sekafi (Ya'la b. Hakim)
4. Ebu Nadr Cerîr b. Hazım el-Ezdî (Cerir b. Hâzim b. Zeyd b. Abdullah b. Şucâ')
5. Ebu Eyyüb Süleyman b. Harb el-Vâşihî (Süleyman b. Harb b. Büceyl)
Konular:
Ganimet, taksim edilmeden kullanımı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
22225, D003369
Hadis:
حَدَّثَنَا حَفْصُ بْنُ عُمَرَ النَّمَرِىُّ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ يَزِيدَ بْنِ خُمَيْرٍ عَنْ مَوْلًى لِقُرَيْشٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ
"نَهَى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَنْ بَيْعِ الْغَنَائِمِ حَتَّى تُقْسَمَ وَعَنْ بَيْعِ النَّخْلِ حَتَّى تُحْرَزَ مِنْ كُلِّ عَارِضٍ وَأَنْ يُصَلِّىَ الرَّجُلُ بِغَيْرِ حِزَامٍ."
Tercemesi:
Bize Hafs b. Ömer en-Nemerî, ona Şube, ona Yezid b. Humeyr, ona Kureyş kabilesinin özgürleştirdiği bir köle, ona da Hz. Ebu Hureyre'nin (ra) naklettiğine göre "Rasulullah (sav) paylaştırılmadıkça ganimet eşyalarının satımını, doğal afetlerden etkilenmez ve zarar görmez duruma gelmedikçe (iyice olgunlaşmadıkça) daldaki yaş hurmaların satımını ve (eğilip kalktıkça açılıp avret yerlerin görünmesi ihtimali varsa) kuşakla elbiseyi bağlamadan namaz kılınmasını yasakladı."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Buyû' 23, /786
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Mevlâ Li Kureyş (Mevlâ Li Kureyş)
3. Ebu Ömer Yezid b. Humeyr er-Rahabi (Yezid b. Humeyr b. Yezid)
4. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
5. Ebu Ömer Hafs b. Ömer el-Ezdî (Hafs b. Ömer b. Hâris b. Sehbera)
Konular:
Ganimet, taksim edilmeden kullanımı
Ticaret, yasak olan şekilleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16448, D002712
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو صَالِحٍ مَحْبُوبُ بْنُ مُوسَى قَالَ أَخْبَرَنَا أَبُو إِسْحَاقَ الْفَزَارِىُّ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ شَوْذَبٍ قَالَ حَدَّثَنِى عَامِرٌ - يَعْنِى ابْنَ عَبْدِ الْوَاحِدِ - عَنِ ابْنِ بُرَيْدَةَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو قَالَ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِذَا أَصَابَ غَنِيمَةً أَمَرَ بِلاَلاً فَنَادَى فِى النَّاسِ فَيَجِيئُونَ بِغَنَائِمِهِمْ فَيُخَمِّسُهُ وَيُقَسِّمُهُ فَجَاءَ رَجُلٌ بَعْدَ ذَلِكَ بِزِمَامٍ مِنْ شَعَرٍ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ هَذَا فِيمَا كُنَّا أَصَبْنَاهُ مِنَ الْغَنِيمَةِ . فَقَالَ
"أَسَمِعْتَ بِلاَلاً يُنَادِى." ثَلاَثًا . قَالَ نَعَمْ . قَالَ
"فَمَا مَنَعَكَ أَنْ تَجِىءَ بِهِ." فَاعْتَذَرَ إِلَيْهِ فَقَالَ
"كُنْ أَنْتَ تَجِىءُ بِهِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ فَلَنْ أَقْبَلَهُ عَنْكَ."
Tercemesi:
Bize Ebu Salih Mahbub b. Musa, ona Ebu İshak el-Fezârî, ona Abdullah b. Şevzeb, ona Amir b. Abdulvahid, ona İbn Büreyde, ona da Abdullah b. Amr şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav) bir ganimete nail olduğunda Bilal'e emretti de o, insanlar içinde (ellerindeki ganimeti getirmeleri için) çağrıda bulundu. Onlar da ganimetlerini getirdiler. Hz. Peygamber (sav), ganimetin beşte birini alıp (kalanını insanlar arasında) taksim etti. Bundan sonra biri, kıldan bir yular getirip Ya Rasulullah! Bu, bizim ganimetten elde ettiğimizdir dedi. Nebî (sav), üç kere, "Bilal'i çağrıda bulunurken işitmedin mi sen?" buyurdu. (Adam), Evet, (işittim) dedi. Hz. Peygamber (sav), "(öyleyse) niçin onu getirmedin?" buyurdu. (Adam) özür dilediyse de Rasulullah (sav), "onu Kıyamet Günü getirmiş ol! Onu senden asla kabul etmeyeceğim!" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cihâd 144, /627
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdullah b. Amr es-Sehmî (Abdullah b. Amr b. Âs b. Vail b. Haşim)
2. Abdullah b. Büreyde el-Eslemî (Abdullah b. Büreyde Husayb b. Abdullah b. Hâris b. el-A'rec b. Sa'd b. Rezzâh b. Adi b. Sehm b)
3. Amir el-Ahvel (Amir b. Abdulvahid)
4. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Şevzeb el-Horasanî (Abdullah b. Şevzeb)
5. Ebu İshak İbrahim b. Muhammed el-Fezârî (İbrahim b. Muhammed b. Hâris b. Esma b. Harice)
6. Mahbub b. Musa el-Antâkî (Mahbub b. Musa)
Konular:
Ganimet, beşte bir hisse
Ganimet, taksim edilmeden kullanımı
حَدَّثَنَا أَبُو كُرَيْبٍ حَدَّثَنَا الْمُحَارِبِىُّ وَعَبْدُ الرَّحِيمِ عَنْ سُفْيَانَ الثَّوْرِىِّ عَنْ سَعِيدِ بْنِ مَسْرُوقٍ وَحَدَّثَنَا الْحُسَيْنُ بْنُ عَلِىٍّ عَنْ زَائِدَةَ عَنْ سَعِيدِ بْنِ مَسْرُوقٍ عَنْ عَبَايَةَ بْنِ رِفَاعَةَ عَنْ رَافِعِ بْنِ خَدِيجٍ قَالَ كُنَّا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَنَحْنُ بِذِى الْحُلَيْفَةِ مِنْ تِهَامَةَ فَأَصَبْنَا إِبِلاً وَغَنَمًا فَعَجِلَ الْقَوْمُ فَأَغْلَيْنَا الْقُدُورَ قَبْلَ أَنْ تُقْسَمَ فَأَتَانَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَأَمَرَ بِهَا فَأُكْفِئَتْ ثُمَّ عَدَلَ الْجَزُورَ بِعَشَرَةٍ مِنَ الْغَنَمِ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
31311, İM003137
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو كُرَيْبٍ حَدَّثَنَا الْمُحَارِبِىُّ وَعَبْدُ الرَّحِيمِ عَنْ سُفْيَانَ الثَّوْرِىِّ عَنْ سَعِيدِ بْنِ مَسْرُوقٍ وَحَدَّثَنَا الْحُسَيْنُ بْنُ عَلِىٍّ عَنْ زَائِدَةَ عَنْ سَعِيدِ بْنِ مَسْرُوقٍ عَنْ عَبَايَةَ بْنِ رِفَاعَةَ عَنْ رَافِعِ بْنِ خَدِيجٍ قَالَ كُنَّا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَنَحْنُ بِذِى الْحُلَيْفَةِ مِنْ تِهَامَةَ فَأَصَبْنَا إِبِلاً وَغَنَمًا فَعَجِلَ الْقَوْمُ فَأَغْلَيْنَا الْقُدُورَ قَبْلَ أَنْ تُقْسَمَ فَأَتَانَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَأَمَرَ بِهَا فَأُكْفِئَتْ ثُمَّ عَدَلَ الْجَزُورَ بِعَشَرَةٍ مِنَ الْغَنَمِ .
Tercemesi:
Bize Ebu Küreyb, ona el-Muharibî ve Abdurrahim, ona Süfyan es-Sevrî, ona Said b. Mesruk, ona el-Hüseyn b. Ali, ona Zâide, ona Said b. Mesruk, ona Abeye b. Rifâa, ona da Râfi' b. Hadîc şöyle demiştir: Biz Rasulullah'ın (sav) beraberinde (Yemen’deki) Tihâme'nin Zü'l-Huleyfe (denilen yerin) de idik. O esnada (düşmana âit) bir sürü deve ve davarı ele geçirdik. Arkadaşlarımız (in bir kısmı) acele etti ve (ganimet malı olan) bu hayvanlar henüz taksim edilmeden önce (hayvanlardan boğazlayıp etini) çömleklerde pişirmeye başladık. Sonra Rasulullah (sav), yanımıza geldi de çömlekler O'nun emriyle ters çevrildi (yâni içindekiler yere döküldü). Sonra (hayvanlar taksim edilirken) Resûl-i Ekrem deveyi on davara denk kıldı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Edâhî 6, /511
Senetler:
()
Konular:
Ganimet, hak sahiplerine taksimi
Ganimet, taksim edilmeden kullanımı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18535, B002507
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدٌ أَخْبَرَنَا وَكِيعٌ عَنْ سُفْيَانَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَبَايَةَ بْنِ رِفَاعَةَ عَنْ جَدِّهِ رَافِعِ بْنِ خَدِيجٍ - رضى الله عنه - قَالَ كُنَّا مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم بِذِى الْحُلَيْفَةِ مِنْ تِهَامَةَ ، فَأَصَبْنَا غَنَمًا وَإِبِلاً ، فَعَجِلَ الْقَوْمُ ، فَأَغْلَوْا بِهَا الْقُدُورَ ، فَجَاءَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَأَمَرَ بِهَا فَأُكْفِئَتْ ، ثُمَّ عَدَلَ عَشْرًا مِنَ الْغَنَمِ بِجَزُورٍ ، ثُمَّ إِنَّ بَعِيرًا نَدَّ وَلَيْسَ فِى الْقَوْمِ إِلاَّ خَيْلٌ يَسِيرَةٌ فَرَمَاهُ رَجُلٌ فَحَبَسَهُ بِسَهْمٍ ، فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِنَّ لِهَذِهِ الْبَهَائِمِ أَوَابِدَ كَأَوَابِدِ الْوَحْشِ ، فَمَا غَلَبَكُمْ مِنْهَا فَاصْنَعُوا بِهِ هَكَذَا » . قَالَ قَالَ جَدِّى يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّا نَرْجُو - أَوْ نَخَافُ - أَنْ نَلْقَى الْعَدُوَّ غَدًا وَلَيْسَ مَعَنَا مُدًى ، فَنَذْبَحُ بِالْقَصَبِ فَقَالَ « اعْجَلْ أَوْ أَرْنِى ، مَا أَنْهَرَ الدَّمَ وَذُكِرَ اسْمُ اللَّهِ عَلَيْهِ فَكُلُوا ، لَيْسَ السِّنَّ وَالظُّفُرَ ، وَسَأُحَدِّثُكُمْ عَنْ ذَلِكَ ، أَمَّا السِّنُّ فَعَظْمٌ ، وَأَمَّا الظُّفُرُ فَمُدَى الْحَبَشَةِ » .
Tercemesi:
Bize Muhammed (b. Selam), ona Veki' (b. Cerrah), ona Süfyan (b. Said), ona babası (Said b. Mesruk), ona Ababe b. Rifa'a, ona da dedesi Rafi' b. Hadîc (ra) şöyle demiştir: Biz Tihâme'den sayılan Zu'l-Huleyfe'de Rasulullah (sav) ile beraberdik. Birçok koyun ve deve ele geçirmiştik. Topluluk aceleci davrandı ve (hayvanları kesip) etlerini tencerelerde kaynattılar. Rasulullah (sav) geldi ve o tencerelerin devrilmesini emretti ve tencereler devrildi. Sonra (Rasulullah ganimeti pay ederken) on koyunu bir deveye denk saydı. Sonra da o ganimet develerinden biri kaçtı. Toplulukta da pek az at vardı. Bu sırada adamın biri deveyi ok atarak vurup durdurdu. Bunun üzerine Rasulullah (sav): "Vahşi hayvanlardan kaçanlar olduğu gibi, bu hayvanlardan da kaçanlar vardır. Bunlardan biri size galip gelirse (kaçarsa), ona böyle muamele ediniz" buyurdu. Abâye dedi ki: Dedem şöyle dedi: "Ey Allah'ın Rasulü! Bizler yarın düşmanla karşılaşmayı ümit ediyoruz, veya yarın düşmanla karşılaşacağımız için endişe içindeyiz. Yanımızda bıçaklarımız da yok. Bu sebeple kamışla hayvan boğazlayabilir miyiz? Bunun üzerine Rasulullah (sav): "Bol kan akıtan her şeyle hayvanı boğazlamada acele et! Üzerine Allah'ın ismi de söylendiyse, artık o hayvanın etini yiyiniz. Yalnız diş ile tırnak (kesme aleti) değildir. Ve bunun sebebini size söyleyeceğim: Dişe gelince, o bir kemiktir (kesmez). Tırnağa gelince, o da Habeşliler'in kesme aletleridir" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Şerike 16, 1/689
Senetler:
1. Ebu Abdullah Râfi' b. Hadîc el-Ensârî (Râfi' b. Hadîc b. Râfi' b. Adî b. Yezid b. Ceşm)
2. Ebu Rifâ'a Abâye b. Rifâ'a ez-Zürakî (Ayâbe b. Rifâ'a b. Râfi' b. Hudeyc)
3. Ebu Süfyan Said b. Mesruk es-Sevrî (Said b. Mesruk b. Hamza)
4. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
5. Ebu Süfyan Veki' b. Cerrah er-Ruâsî (Veki' b. Cerrah b. Melih b. Adî)
6. Muhammed b. Selam el-Bikendî (Muhammed b. Selam b. Ferec)
Konular:
Besmele, her işe besmele ile başlamak
Ganimet, hak sahiplerine taksimi
Ganimet, taksim edilmeden kullanımı
Ganimet, taksim edilmesi, miktarları
Haram, Allah'tan başkası adına kesilmiş olan
KTB, KURBAN
Kurban, Allahtan başkası adına hayvan kesmek
Kurban, boğazlamak
حَدَّثَنَا أَبُو الْوَلِيدِ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ ح وَحَدَّثَنِى عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا وَهْبٌ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ حُمَيْدِ بْنِ هِلاَلٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مُغَفَّلٍ - رضى الله عنه - قَالَ كُنَّا مُحَاصِرِى خَيْبَرَ فَرَمَى إِنْسَانٌ بِجِرَابٍ فِيهِ شَحْمٌ ، فَنَزَوْتُ لآخُذَهُ ، فَالْتَفَتُّ فَإِذَا النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم ، فَاسْتَحْيَيْتُ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
32171, B004214
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو الْوَلِيدِ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ ح وَحَدَّثَنِى عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا وَهْبٌ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ حُمَيْدِ بْنِ هِلاَلٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مُغَفَّلٍ - رضى الله عنه - قَالَ كُنَّا مُحَاصِرِى خَيْبَرَ فَرَمَى إِنْسَانٌ بِجِرَابٍ فِيهِ شَحْمٌ ، فَنَزَوْتُ لآخُذَهُ ، فَالْتَفَتُّ فَإِذَا النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم ، فَاسْتَحْيَيْتُ .
Tercemesi:
Bize Ebu Velîd, ona Şu'be (T) Bize Abdullah b. Muhammed, ona Vehb, ona Şu'be, ona Humeyd b. Hilal, ona Abdullah b. Muğaffel şöyle söylemiştir: Bizler Hayber kuşatmasındaydık. Bir insan, içinde yağ bulunan bir tulum attı. Ben onu almak için hemen ileri atıldım. Arkama döndüğümde birden Hz. Peygamber'i (sav) görünce utandım.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Meğâzî 38, 2/95
Senetler:
1. Ebu Said Abdullah b. Muğaffel el-Müzenî (Abdullah b. Muğaffel b. Abdünehm)
2. Ebu Nasr Humeyd b. Hilal el-Adevî (Humeyd b. Hilal b. Hubeyra)
3. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
4. Ebu Abbas Vehb b. Cerir el-Ezdi (Vehb b. Cerir b. Hazim b. Zeyd b. Abdullah b. Şuca')
5. Ebu Cafer Abdullah b. Muhammed el-Cu'fî (Abdullah b. Muhammed b. Abdullah)
Konular:
Fe'y ve Ganimet
Ganimet, ganimete ihanet etmek
Ganimet, taksim edilmeden kullanımı
Haya, utanma duygusu imandandır
Siyer, Hayber günü
حَدَّثَنَا أَبُو الْوَلِيدِ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ ح وَحَدَّثَنِى عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا وَهْبٌ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ حُمَيْدِ بْنِ هِلاَلٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مُغَفَّلٍ - رضى الله عنه - قَالَ كُنَّا مُحَاصِرِى خَيْبَرَ فَرَمَى إِنْسَانٌ بِجِرَابٍ فِيهِ شَحْمٌ ، فَنَزَوْتُ لآخُذَهُ ، فَالْتَفَتُّ فَإِذَا النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم ، فَاسْتَحْيَيْتُ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
287212, B004214-2
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو الْوَلِيدِ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ ح وَحَدَّثَنِى عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا وَهْبٌ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ حُمَيْدِ بْنِ هِلاَلٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مُغَفَّلٍ - رضى الله عنه - قَالَ كُنَّا مُحَاصِرِى خَيْبَرَ فَرَمَى إِنْسَانٌ بِجِرَابٍ فِيهِ شَحْمٌ ، فَنَزَوْتُ لآخُذَهُ ، فَالْتَفَتُّ فَإِذَا النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم ، فَاسْتَحْيَيْتُ .
Tercemesi:
Bize Ebu Velîd, ona Şu'be (T) Bize Abdullah b. Muhammed, ona Vehb, ona Şu'be, ona Humeyd b. Hilal, ona Abdullah b. Muğaffel şöyle söylemiştir: Bizler Hayber kuşatmasındaydık. Bir insan, içinde yağ bulunan bir tulum attı. Ben onu almak için hemen ileri atıldım. Arkama döndüğümde birden Hz. Peygamber'i (sav) görünce utandım.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Meğâzî 38, 2/95
Senetler:
1. Ebu Said Abdullah b. Muğaffel el-Müzenî (Abdullah b. Muğaffel b. Abdünehm)
2. Ebu Nasr Humeyd b. Hilal el-Adevî (Humeyd b. Hilal b. Hubeyra)
3. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
4. Ebu Velid Hişam b. Abdülmelik el-Bahilî (Hişam b. Abdülmelik)
Konular:
Fe'y ve Ganimet
Ganimet, ganimete ihanet etmek
Ganimet, taksim edilmeden kullanımı
Haya, utanma duygusu imandandır
Siyer, Hayber günü