489 Kayıt Bulundu.
Bize Muhanımed b. Müsennâ ve Muhammed b. Beşsâr, o ikisine Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona Ebu İshak, Berâ'nın şöyle anlattığını rivayet etmiştir: "(Müminlerden evlerinde oturanlarla Allah yolunda cihad edenler bir değildir) ayeti (indiğinde), Rasulullah (sav), Zeyd'in çağrılmasını istedi. Zeyd ayeti yazmak için bir kürek kemiği getirdiğinde, İbn Ümmü Mektûm Rasulullah'a (sav) körlüğünden şikayet etti. Bunun üzerine ayet (Müminlerden özür sahibi olmaksızın cihattan geri kalıp evlerinde oturanlarla...) şeklinde indi." [Şu'be, Sa'd b. İbrahim'den, o bir adamdan o da Zeyd b. Sâbit'ten (Müminlerden özür sahibi olmaksızın cihattan geri kalıp oturanlarla...) ayeti konusunda Berâ hadisinin benzerini rivayet etmiştir. İbn Beşşâr kendi rivayetinde hadisi; Sa'd b. İbrahim, babasından, o bir zattan, o da Zeyd b. Sabit'ten şeklinde nakletmiştir.]
Bize Ebu Küreyb, ona İbn Bişr, ona Mis'ar, ona Ebu İshak, ona da Berâ şöyle rivayet etmiştir: "(Müminlerden savaşa katılmayıp geride kalanlar, katılan mücahidlerle bir değildir) ayeti inince, İbn Ümmü Mektûm Hz. Peygamber'e gelip durumunu arz etti. Bunun üzerine ayet (...özür sahibi olanların dışında olup geride kalanlar...) şeklinde indi."
Bize Yahya b. Yahya, ona Mâlik, ona İshak b. Abdullah b. Ebu Talha, ona da Enes b. Malik şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav), Ümmü Haram bt. Milhân'ın yanına girer, o da kendisine yiyecek takdim ederdi. Ümmü Haram, Ubade b. Sabit'in nikahı altında idi. Bir gün Rasulullah (sav) yine onun yanına girdi. O da kendisine yemek ikram etti. Sonra da oturup Hz. Peygamber'in başını taramaya başladı. Derken Rasulullah (sav) uyuyakaldı. Bir vakit sonra gülerek uyandı. Ümmü Haram 'Neden güldün ey Allah'ın Rasulü?' deyince, 'Ümmetimden bazı kimselerin Allah yolunda gaza ettikleri bana gösterildi. Tıpkı denizin üzerindeki tahtlara kurulan krallar gibi, yahut tahtlarının üzerindeki krallar gibiydiler' buyurdu (Bu iki cümleden hangisini söylediğinde ravi şüphe etmiştir). Bunun üzerine Ümmü Haram 'Ey Allah'ın Rasulü! Allah'a dua et, beni onlardan eylesin' dedi. Hz. Peygamber (sav) ona dua etti, sonra tekrar başını koyup uyudu. Bir vakit sonra gülerek uyandı. Ümmü Haram, 'Seni güldüren nedir ya Rasulullah?' diye sorunca, O birinci defada dediği gibi 'Ümmetimden birtakım insanların bana Allah yolunda gazaya çıktıkları arz olundu' buyurdu. Ümmü Haram 'Ey Allah'ın Rasulü! Allah'a dua et de beni onlardan eylesin' deyince, 'Sen önceki gruptansın' buyurdu. Enes (hadisin sonunda) şunu ilave etmiştir: Ümmü Haram bt. Milhân, Muaviye zamanında gemiyle deniz yolculuğuna çıktığında, denizden karaya çıkarken hayvanından düşerek vefat etti."
Bize Halef b. Hişam, ona Hammâd b. Zeyd, ona Yahya b. Said, ona Muhammed b. Yahya b. Habbân, ona da Enes b. Mâlik, teyzesi olan Ümmü Haram'ın şöyle anlattığını rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav) bir gün bize gelerek öğle uykusuna (kaylûle) yattı. Bir süre sonra gülerek uyandı. Ben 'Anam babam sana feda olsun. Seni güldüren nedir ya Rasulullah?' dediğimde, 'Rüyamda bana, denizde tahtlarına kurulmuş krallar gibi yolculuk yapan bir topluluk gösterildi' dedi. 'Ya Rasullulah! Allah'a dua edin de beni onlardan kılsın' diye talep ettiğimde, 'Sen onlardansın' buyurdu. Hz. Peygamber (sav) sonra tekrar uykuya daldı ve yine gülerek uyandı. Ona neden güldüğünü sorduğumda, önceki söylediğinin aynısını söyledi. 'Ya Rasulullah! Allah'a dua edin de beni onlardan kılsın' dediğimde, 'Sen birinci topluluktansın' buyurdu. Enes b. Malik, şunu da eklemiştir: Ubade b. Samit, daha sonra Ümmü Haram ile evlendi. Bir süre sonra deniz savaşına katılıp beraberinde hanımını da götürdü. Deniz savaşından geldiklerinde, Ümmü Haram'a binmesi için bir katır getirildi. Katır, Ümmü Haram'ı üzerinden attı ve bu sebeple boynu kırılarak vefat etti."
Bize Ebu Tahir, ona İbn Vehb, ona Abdurrahman b. Şurayh, ona Abdülkerim b. Hâris, ona Ebu Ubeyde b. Ukbe, ona Şurahbîl b. Simt, ona da Selman Hayr, Rasulullah'tan (sav), hadisi Leys'in Eyyüb b. Musa'dan rivayet ettiği hadisin manasına yakın olarak şöyle rivayet etmiştir: "Bir gün ve bir gece sınırda düşmana karşı bekçilik yapmak, (nafile olarak) bir ay oruç tutmaktan ve namaz kılmaktan daha hayırlıdır. Kişi ölecek olursa, dünyada iken yaptığı ameli devam ediyormuş gibi sevap alır, rızkı tastamam kendisine verilir. Ayrıca en büyük fitneden de güvende olur."
Bize Muhammed b. Ar'ara, ona Şu'be, ona Süleyman, ona Müslim el-Batîn, ona Said b. Cübeyr, ona da İbn Abbas, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Ameller içerisinde zilhicce ayının ilk on gününde yapılanlardan daha üstünü yoktur. Ashab 'Cihad da dahil mi?' diye sorunca, O 'Cihad da dahildir. Ancak canını ve malını tehlikeye sokarak cihada katılıp da onlardan hiçbiriyle geri dönmeyen (cihad meydanında şehid olan) kimsenin cihadı bunun dışındadır' buyurdu."
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Zeyd b. Hubâb, ona Abdülmümin b. Halid el-Hanefî, ona da Necde b. Nufey şöyle rivayet etmiştir: "İbn Abbas'a (Savaşa çıkmazsanız, Allah (cc) size elim bir azap tattırır) ayeti hakkında sorduğumda, 'Üzerlerine yağmur yağmaz oldu. İşte onların azabı bu idi' şeklinde cevap verdi."
Bize Amr b. Asım, ona Hammâd b. Seleme, ona Asım, ona da Ebu Salih, Ebu Hureyre'nin şöyle aktardığını rivayet etmiştir: “Nebi (sav) 'Falanca kişi nerede?' diye sorduğunda, orada bulunanlardan biri 'O, şöyle şöyle bir kimsedir' diyerek onun aleyhinde bir şeyler söylemeye kalktı. Bunun üzerine Nebi (sav) 'O, Bedir’e katılmamış mıydı?' diye sordu. Oradakiler 'Evet, katılmıştı' deyince, Allah Rasulü (sav) 'Belki de Allah, Bedir’e katılanlara bakarak 'Dilediğinizi yapın, ben sizi bağışladım' demiş olabilir (diyerek öyle söyleyen kimseyi uyardı).”
Bize Ahmed b. Hanbel, ona Haccâc (b. Muhammed), ona İbn Cüreyc, ona Osman b. Ebu Süleyman, ona Ali el-Ezdî, ona da Ubeyd b. Umeyr, Abdullah b. Hubşî el-Has'amî'nin şöyle anlattığını rivayet etmiştir: "Nebi'ye (sav) 'Amellerin hangisi daha faziletlidir?' diye sorulduğunda, 'Kıyamı uzun olan namazdır' buyurdu. 'Hangi sadaka daha faziletlidir?' denildiğinde, 'Malı az olanın takati nispetinde verdiğidir' buyurdu. 'Hangi hicret daha üstündür?' denildiğinde, 'Allah'ın kendisine haram kıldığı şeyleri terk edenin hicretidir' cevabını verdi. Hangi cihad daha faziletlidir?' denildiğinde, 'Malı ve canı ile müşriklerle cihad edenin cihadı" buyurdu. 'Hangi ölüm daha şereflidir?' diye sorulduğunda ise 'Atının ayakları kesilmiş, kendisinin de kanı akıtılarak öldürülen kimsenin ölümü' buyurdu."
Bize Süleyman b. Harb, ona Hammâd b. Zeyd, ona Yahya b. Said, ona Muhammed b. Yahya b. Habbân, ona da Enes b. Mâlik, Ümmü Harâm bt. Milhân'dan naklen şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav) evimde bir gün öğle uykusuna yatmıştı. Bir süre sonra gülerek uyandı. 'Ya Rasulullah! Neden gülüyorsun?' dediğimde, 'Rüyamda, denizde tahtlarına kurulmuş krallar gibi yolculuk yapan bir topluluk gördüm' dedi. Ümmü Haram 'Ya Rasullulah! Allah'a dua edin de beni onlardan kılsın' diye talep etti. Hz. Peygamber de (sav) 'Sen onlardansın' buyurdu. Hz. Peygamber (sav) sonra tekrar uykuya daldı ve yine gülerek uyandı. Ümmü Haram 'Ya Rasulullah! Neden gülüyorsun?' diye sorduğunda, Rasulullah (sav) 'Rüyamda, denizde tahtlarına kurulmuş krallar gibi yolculuk yapan (başka) bir topluluk gördüm' dedi. Ümmü Haram 'Ya Rasulullah! Allah'a dua edin de beni onlardan kılsın' dediğinde, 'Sen birinci topluluktansın' buyurdu. Enes b. Malik şunu da eklemiştir: Ubade b. Samit, Ümmü Haram ile evlendi. Bir süre sonra deniz savaşına katılıp beraberinde hanımını da götürdü. Deniz savaşından dönünce, Ümmü Haram'a binmesi için bir katır getirildi. Katır, Ümmü Haram'ı üzerinden attı ve bu sebeple boynu kırılarak vefat etti."