489 Kayıt Bulundu.
Bize Nuaym b. Hammâd, ona Bakiyye, ona Bahîr, ona Halid b. Ma'dân, ona Mâlik b. Yehâmir, ona da Muâz b. Cebel, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Deve sağımı kadar Allah yolunda savaşan kimseye cennete girmesi vacib olur." [(Ravilerden biri hadiste geçen füvâk kelimesi için) 'O, devesini sağan kimse için süt sağımı kadar bir süredir' açıklamasında bulunmuştur.]
Açıklama: "وَهِىَ قَدْرُ مَا تَدُرُّ حَلَبَهَا لِمَنْ حَلَبَهَا" ifadesi, anlaşıldığı kadarıyla Hz. Peygamber'e ait olmayıp râvilerden birine ya da müellif Dârimî'ye ait olmalıdır.
Bize Amr b. Merzûk şu ziyadeyi yaparak şöyle dedi: Bize Abdurrahman b. Abdullah b. Dînâr, ona babası (Abdullah b. Dînâr), ona Ebu Sâlih, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Dînârın kuluna, dirhemin kuluna ve siyah, (değerli) elbisenin kuluna yazıklar olsun. Eğer kendisine verilirse razı olur, verilmezse de öfkelenir. Ona diken batsa çıkmasın. Allah yolunda atının yularını tutan, saçı başı dağılmış, ayakları tozlanmış kula ise müjdeler olsun. O orduyu korumak için önden gönderilse itiraz etmez, orduyu toparlamak için geride bırakılsa yine itiraz etmez. (Bu kişi toplum içinde itibar görmediği için bir yere girmek için) izin istese, kendisine izin verilmez, birine referans olsa referansı kabul edilmez." Ebu Abdullah (el-Buhârî) der ki: İsrail ve Muhammed b. Cuhâde, Ebu Hasîn'den aktarırken rivayeti merfu olarak nakletmemiş ve (Ebu Hasîn), "تَعْسًا" ibaresini zikretmiştir. Sanki o, Allah onları kahretsin demektedir. "طُوبَى" kelimesi, "فُعْلَى" vezninde olup hoş olan her şeye denir. "Yâ" harfi, "Vâv" harfine dönüştürülmüştür. "يَطِيبُ" fiilinden gelmektedir.
Açıklama: Anlaşılabildiği kadarıyla rivayet muallaktır; Buhari ile Amr b. Merzûk arasında inkıta vardır.
Bize Amr b. Merzûk şu ziyadeyi yaparak şöyle dedi: Bize Abdurrahman b. Abdullah b. Dînâr, ona babası (Abdullah b. Dînâr), ona Ebu Sâlih, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Dînârın kuluna, dirhemin kuluna ve siyah, (değerli) elbisenin kuluna yazıklar olsun. Eğer kendisine verilirse razı olur, verilmezse de öfkelenir. Ona diken batsa çıkmasın. Allah yolunda atının yularını tutan, saçı başı dağılmış, ayakları tozlanmış kula ise müjdeler olsun. O orduyu korumak için önden gönderilse itiraz etmez, orduyu toparlamak için geride bırakılsa yine itiraz etmez. (Bu kişi toplum içinde itibar görmediği için bir yere girmek için) izin istese, kendisine izin verilmez, birine referans olsa referansı kabul edilmez." Ebu Abdullah (el-Buhârî) der ki: İsrail ve Muhammed b. Cuhâde, Ebu Hasîn'den aktarırken rivayeti merfu olarak nakletmemiş ve (Ebu Hasîn), "تَعْسًا" ibaresini zikretmiştir. Sanki o, Allah onları kahretsin demektedir. "طُوبَى" kelimesi, "فُعْلَى" vezninde olup hoş olan her şeye denir. "Yâ" harfi, "Vâv" harfine dönüştürülmüştür. "يَطِيبُ" fiilinden gelmektedir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Muhammed b. Cuhâde arasında inkıta vardır.
Bize Ahmed b. Muhammed, ona Abdullah, ona Ma'mer, ona Hemmâm b. Münebbih, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Müslümanın Allah yolunda aldığı her yara, kıyamet gününde yeni açılmış da kanıyormuş gibi gibi olacaktır. Rengi kan renginde, kokusu ise misk kokusu olacaktır."
Bize Ebu Velîd Hişâm b. Abdülmelik, ona Şu'be, ona Velîd b. Ayzâr, ona da Ebu Amr eş-Şeybânî, Abdulllah b. Mesud'un evini işaret ederek 'Bana bu evin sahibi şöyle rivayet etmiştir' demiştir: "Hz. Peygamber'e (sav) 'Hangi amel Allah'a daha sevimli gelir?' diye sorduğumda, 'Vaktinde kılınan namaz" buyurdu. 'Sonra hangisidir?' dediğimde, 'Anne babaya iyilik etmek' dedi. 'Sonra hangisidir?' diye sorduğumda 'Allah yolunda cihat etmektir' cevabını verdi. Bana bunların hepsini söylemiştir. Daha fazlasını sorsaydım, daha fazlasını da söylerdi."
Bize Muhammed b. Ebu Bekir el-Mukaddemî, Hamid b. Ömer el-Bekrâvî ve Muhammed b. Abdüla'la, onlara Mu'temir b. Süleyman, ona babası (Süleyman b. Tarhân), ona da Ebu Osman şöyle demiştir: "Uhud savaşı günlerinde bazı anlar olurdu ki, Sa'd ve Talha dışında Hz. Peygamber'in (sav) yanında savaşan kimse kalmazdı." Bu rivayet Talha ile Sa'd'ın hadisinden alınmıştır.
Bana Süleyman, ona Şu'be, ona Velîd; (T) Bana Abbâd b. Yakub el-Esedî, ona Abbâd b. Avvâm, ona Şeybânî, ona Velid b. el-Ayzâr, ona Ebu Amr eş-Şeybânî, ona da İbn Mesûd (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Adamın biri Hz. Peygamber'e (sav) gelip 'Amellerin hangisi daha üstündür?' diye sordu. Hz. Peygamber (sav) 'Vaktinde kılınan namaz, ana babaya iyilik etmek sonra da Allah yolunda cihat etmektir' buyurdu."
Bize Ebu Küreyb (Muhammed b. Alâ), ona Yahya b. Adem, ona Ebu Bekir b. Ayyâş, ona A'meş (Süleyman b. Mihran), ona Mansur (b. Mu'temir), ona Rib'î b. Hirâş, ona da Abdullah b. Mesud, hadisi Hz. Peygamber'den naklen şöyle aktarmıştır: "Üç kişi vardır ki Allah onları sever. Geceleyin kalkıp Allah’ın kitabını okuyan kişiyi, sağ eliyle verdiği sadakayı sol elinden gizleyen adamı, bir müfrezede bulunan ve arkadaşlarının yenilip kaçmasına rağmen düşmana karşı koyan kimseyi." [Ebu İsa (Tirmizî), hadisin bu senedle garib olup mahfuz olmadığını (şâz olduğunu) söylemiş, sahih olan tarikin; Şu'be ve başkalarına Mansur, ona Rib’î b. Hırâş, ona Zeyd b. Zabyân, ona da Ebu Zer'in Hz. Peygamber'den (sav) naklettiği sened olduğunu belirtmiştir. Ayrıca Ebû Bekir b. Ayyâş'ın çok hata yapan bir kişi olduğunu da eklemiştir.]
Bize Ya'lâ, ona İsmail, ona Kays, ona da Sa'd b. Ebu Vakkâs şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) ile beraber gazveye çıkardık. Yanımızda yemek olarak sadece dikenli bir ağacın meyvesi ve asma yaprağı olurdu. Öyle ki bizden biri büyük tuvaletini, koyunun içi boş olan dışkısı gibi yapardı. Sonra da Esed oğulları beni, sanki ben bitmişim ve amelim de boşa gitmiş diyerek ayıplar oldular."
Bana Süleyman, ona Şu'be, ona Velîd; (T) Bana Abbâd b. Yakub el-Esedî, ona Abbâd b. Avvâm, ona Şeybânî, ona Velid b. el-Ayzâr, ona Ebu Amr eş-Şeybânî, ona da İbn Mesûd (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Adamın biri Hz. Peygamber'e (sav) gelip 'Amellerin hangisi daha üstündür?' diye sordu. Hz. Peygamber (sav) 'Vaktinde kılınan namaz, ana babaya iyilik etmek sonra da Allah yolunda cihat etmektir' buyurdu."