505 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Nadr, ona İkrime, ona İyâs b. Seleme, ona da babası (Seleme b. Ekva') şöyle rivayet etmiştir: Hayber günü amcam teke tek çarpışmak için Yahudi Merhab’ın karşına çıktı. Merhab "Hayber bilir ki ben savaş kızışmaya başladığında tepeden tırnağa silahını kuşanan, kahramanlığı kanıtlanmış Merhab’ım" dedi. Amcam da "Hayber bilir ki ben tepeden tırnağa silahını kuşanmış düşmanın içine dalan gözü pek bir kahramanım" dedi. Sonra birbirlerine karşılıklı iki darbe vurdular. Merhab’ın kılıcı Âmir’in kalkanına isabet etti. Âmir de ona alttan hamle yaptı ama kılıcı ters dönüp kendi atardamarını kesti ve böylece kendisini öldürmüş oldu. Seleme b. Ekvâ der ki: Hz. Peygamber’in sahabesinden "Âmir’in ameli boşa gitti. Kendi kendini öldürdü" diyen birtakım insanlarla karşılaştım, ağlayarak Hz. Peygamber’e (sav) geldim ve "ey Allah’ın Rasulü! Âmir’in ameli boşa gitmiş" dedim. "Bunu kim söyledi" dedi. "Ashâbından insanlar!" dedim. "Bunu diyen yanılmıştır! Aksine ona iki sevap vardır!" buyurdu. Âmir Hayber seferine çıktığında aralarında Hz. Peygamber’in bulunduğu sahabe gurubunda bir yandan süvarileri yönlendiriyor bir yandan da savaş ezgileri söylüyor ve şöyle diyordu: "Vallahi! Allah olmasaydı ne doğru yolda olurduk, ne de sadaka verip namaz kılardık. Bize zulmedenler fitne çıkarmak istediklerinde biz onlara karşı koyduk. Biz Sen'in ikram ve ihsanına muhtacız. Düşmanla karşılaşırsak ayaklarımızı sabit kıl! Üzerimize huzur ve sükunet indir." Allah Rasulü (sav) "Kim o?" buyurdu. Âmir de "Âmir, ey Allah’ın Rasulü!" dedi. Hz. Peygamber (sav), "Rabbin seni bağışlasın" buyurdu. Allah Rasulü (sav) biri için özellikle istiğfarda bulundu mu o, şehit düşerdi! Ömer b. Hattâb bu duayı işitince "Ey Allah'ın Rasulü! Keşke Âmir'den biraz daha istifaede etseydik!" dedi. Seleme der ki: Sonra Allah Rasulü (sav) "bugün sancağı Allah ve Rasulü'nü seven ya da Allah ve Rasulü'nün sevdiği birisine vereceğim" diyerek beni, Ali'ye gönderdi. Ali'nin yanına geldim. gözünden derdi olduğu halde onu Allah Rasulü'ne (sav) getirdim. Nebî (sav) onun gözüne tükürüğü sürdü. Sonra sancağı kendisine verdi. Merhab meydana çıkıp "Hayber bilir ki ben savaş kızışmaya başladığında tepeden tırnağa silahını kuşanan, kahramanlığı kanıtlanmış Merhab’ım" dedi. Ali de, "Ben, anamın Haydar ismini verdiği kişiyim! Hallaç pamuğu gibi yere serip geçtiğim düşmanın dehşet ve irkinti ile baktığı ormanların aslanı gibiyim!" dedi. Ardından Merhab'ın başına bir darbe indirdi de onu öldürdü ve onun eliyle fetih, nasip oldu.
Açıklama: Müslim'in şartlarına göre isnadı sahihtir.
Bize Ebu Muğîre Nadr b. İsmail, ona İbn Ebu Leyla, ona Ebu Zübeyir, ona da Câbir şöyle rvayet etmiştir: Bir adam Hz. Peygamber'e (sav) geldi ve "Ey Allah'ın Rasulü! Hangi namaz daha faziletlidir?" diye sordu. Hz. Peygamber (sav) "Kıyamı uzun olan" buyurdu. Adam "Ey Allah'ın Rasulü! Hangi cihad daha faziletlidir?" dedi. Hz. Peygamber (sav) "Atı yaralanıp kanı akacak kadar fedakarca savaşanın cihadı" buyurdu. Adam "Ey Allah'ın Rasulü! Hangi hicret daha faziletlidir?" dedi. Hz. peygamber (sav) "Allah'ın (ac) hoşlanmadığı şeylerden uzaklaşanın hicreti" buyurdu. Adam "Ey Allah'ın Rasulü! Müslümanlardan hangisi daha faziletlidir?" dedi. Hz. Peygamber (sav) "Dilinden ve elinden Müslümanların zarar görmediği kimse" buyurdu. Adam "Ey Allah'ın Rasülü! (cennete veya cehenneme girmeyi) gerektiren iki sebep nedir?" dedi. Hz. Peygamber (sav) "Kim Allah'a ortak koşmadan ölürse cennete gider ve kim de Allah'a ortak koşmuş olarak ölürse cehenneme gider" buyurdu.
Açıklama: mütabileriyle sahihtir.
Sorumluluk ancak, zengin oldukları halde senden izin isteyenleredir. Çünkü onlar geri kalan kadınlarla beraber olmaya râzı oldular. Allah da onların kalplerini mühürledi, artık onlar (neyin doğru olduğunu) bilmezler.
Bize Hakem b. Nâfi, ona İsmail b. Ayyâş, ona Esîd b. Abdurrahman el-Has'amî, ona Ferve b. Mücahid el-Lahmî, ona Sehl b. Muâz el_Cühenî, ona da Babası (Muâz b. Enes) şöyle rivayet etmiştir: Abdullah b. Abdülmelik ile birlikte Rum diyarında Sinân Kalesi'nde konakladık. İnsanlar konaklama mekanında izdihama yol açtılar, yolları kapattılar. Bunun üzerine Muâz şöyle dedi: "Ey insanlar, Hz. Peygamber (sav) ile falanca savaşa katılmıştık. İnsanlar yollarda izdiham oluşturunca Hz. Peygamber (sav) bir tellal gönderip 'kim bir yerleşim yerinde izdiham oluşturur yahut yolu kapatırsa onun cihadı kabul olmaz' diye duyuru yaptırdı."