247 Kayıt Bulundu.
Bize Ahmed b. Hanbel, ona Süfyan b. Uyeyne, ona Amr, ona Said b. Cübeyr dedi ki: Ben İbn Ömer'i şöyle derken işittim: Rasulullah (sav) liân yapan eşlere, "sizin hesabınız Allah'a kalmıştır. Şüphesiz ikinizden biri yalan söylemektedir" buyurdu. Sonra da erkeğe hitaben, "artık koca olarak senin bu kadın üzerinde hiçbir hakkın kalmamıştır" dedi. Bunun üzerine Adam, "Ey Allah'ın Rasulü, ona verdiğim malım ne olacak? deyince, Hz. Peygamber, "artık senin malın yok. Eğer sen karına yaptığın ithamında doğru söylüyorsan, verdiğin mal, şimdiye kadar onun namusunu helal edindiğinin karşılığı olur. Yok eğer yalan söylüyorsan, o mal senden daha da uzaktır," buyurdu.
Açıklama: Burada sözü edilen mal, evlilik akdi sırasında erkeğin karısına vermiş olduğu mehirdir. Mülâane yoluyla meydana gelen ayrılıkta artık erkeğin mal talebi geçerli değildir.
Bize el-Ka'neb, ona Malik, ona el-Esved b. Süfyan'ın âzâdlısı Abdullah b. Yezid, ona Ebû Seleme b. Abdurrahman, ona da Fatıma bt. Kays rivayet etmiştir: Ebu Amr b. Hafs , kendisini (Fatıma bt. Kays'ı) gıyabında bain talakla boşamıştı. Vekili ile ona nafaka olarak bir miktar arpa göndermiş, Fatıma da bundan öfkelenmişti. Kocasının vekili, Fatıma'ya; Vallahi senin bizde bir hakkın yoktur demiş. Bunun üzerine Fatıma, Rasulullah'a (sav) gidip durumu anlatmış, Hz. Peygamber de cevaben; "senin onda nafaka hakkın yok" demiş ve iddet günlerini Ümmü Şerîk'in evinde geçirmesini emretmiş. Ama sonra; "Ümmü Şerîk, ashabımın devamlı ziyaretine gittikleri bir kadındır; bundan dolayı sen iddetini İbn Ümmi Mektûm'un yanında geçir! Çünkü o, âmâ bir adamdır, dolayısıyla onun yanında elbiseni de çıkarabilirsin. İddetin sona erince de bana haber ver!" demiş. Sonra Fatıma şöyle anlatır: İddetim sona erip evlenmem helâl hâle gelince, Hz. Peygamber'e gidip Muaviye b. Ebu Süfyan ile Ebu Cehm'in bana talip olduklarını söyledim. Allah'ın Rasulü; "Ebu Cehm, sopasını omzundan indirmeyen bir adamdır. Muaviye ise yoksuldur, varlığı yoktur. Sen, Üsâme b. Zeyd ile evlen!" buyurdu. Ama ben bu evliliği istemedim. Sonra tekrar; "Üsâme ile evlen!" diye ısrar etti. Bunun üzerine onunla evlendim. Yüce Allah da onda hayır lütfetti ve ben de gıpta ettim.
Açıklama: Bu hadis muhtelif kaynaklarda değişik tariklerle rivayet edilmiştir; ama bütün bu rivayetler arasında önemli farklılıklar bulunmaktadır. Bu hadisin muhtelif rivayetleri arasında neredeyse birbirinin aynı olan iki rivayet bile yoktur. Bu rivayet, boşanan kadının mesken ve nafaka hakkı olmadığını söyleyenlerin delilidir. Hanefîler dışında kalan üç mezhep fukahası genelde bu görüşü benimser. Sahabeler arasında bu görüşü benimseyenler de vardır.
Bize Mahmud b. Halid, ona Ebu Amr, ona Yahya, ona Ebu Seleme, ona da Fatıma bt. Kays'ın haber verdiğine göre; Ebû Amr b. Hafs el-Mahzûmî kendisini üç talakla boşamıştı... Sonra önceki hadisi ve Halid b. el-Velid'in haberini rivayet etti. Bu rivayete göre Hz. Peygamber (sav), "ona nafaka da yoktur, mesken de yoktur" buyurdu. Bu rivayette şu cümle de vardır: Rasulullah (sav) Fatıma'ya, kendi geleceğin hakkında bana sormadan bir karar verme diye haber gönderdi.
Bize Muhammed b. Kesir, ona Süfyan, ona Seleme b. Küheyl, ona da eş-Şa'bî'nin Fatıma bt. Kays'tan rivayet ettiğine göre, "kocası onu üç talakla boşamış ve Hz. Peygamber kendisine nafaka ve mesken hakkı tanımamıştı."
Bize Yezid b. Halid er-Remlî, ona el-Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihab, ona da Ebu Seleme'nin Fatıma bt. Kays'tan rivayet ettiğine göre; "kendisi Ebu Hafs b. el-Muğîre ile evli idi ve kocası Ebu Hafs b. el-Muğîre onu üç talakın sonuncusu ile boşadı... Sonra Fatıma, Resulullah'a (sav) gidip evinden dışarı çıkması için fetva istediğini, Hz. Peygamber'in de ona, âmâ olan İbn Ümm-i Mektûm'un evine taşınmasını emrettiğini söyledi. Fakat Mervân b. el-Hakem üç talâkla boşanmış bir kadının evinden çıkması hakkındaki Fatıma'nın bu sözünü kabul etmekten çekinmiştir. Urve dedi ki: Hz. Âişe, Fâtıma bt. Kays'ın bu sözünü reddetmiştir. [Ebû Davud dedi ki; bu hadisi aynı şekilde Salih b. Keysân ile İbn Cüreyc ve Şuayb b. Ebu Hamza da ez-Zührî'den rivayet etmişlerdir.] [Yine Ebû Davud dedi ki: Şuayb b. Ebu Hamza'nın babası Ebû Hamza'nın adı Dinar'dır ve Ziyâd'ın azadlı kölesidir.]
Bize Musa b. İsmail, ona Ebân b. Yezîd el-Attâr, ona Yahya b. Ebu Kesir, ona Ebû Seleme b. Abdurrahman, ona da Fatıma bt. Kays, Ebu Hafs b. el-Muğîre'nin, kendisini üç talakla boşadığını söyledi diyerek önceki hadisin aynısını rivayet etmiştir. Bu rivayette şu cümle de vardır: Halid b. Velid'le Benû Mahzûm kabilesinden bir kişi, Hz. Peygamber'a (sav) geldiler ve Ey Allah'ın Peygamberi, Ebu Hafs b. el-Muğîre karısını üç talakla boşadı ve ona az bir nafaka bıraktı dediler. Hz. Peygamber de "ona nafaka yoktur" buyurdu. [Daha sonra Yahya b. Ebu Kesir hadisin kalan kısmını sonuna kadar nakletti. Bir önceki Malik hadisi bu hadisten daha tamdır.]