72 Kayıt Bulundu.
Bize İsmail b. Salim, ona Huşeym, ona Halid, ona Ebu Kilabe, ona Ebu Eş'as es-San'ânî, ona da Ubade b. Samit şöyle demiştir: "Hz. Peygamber (sav) hem bizden hem de kadınlardan; Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmayacağımıza, çalmayacağımıza, zina etmeyeceğimize, çocuklarımızı öldürmeyeceğimize, birbirimize iftira atmayacağımıza dair biat aldı ve 'Sizden sözünde duranın ödülünü Allah verecektir. Haddi gerektirecek büyük bir günah işleyip, had cezasına çarptırılanın aldığı ceza ise günahına kefaret olabilir. Fakat Allah'ın gizli kalmasını takdir ettiği bir günah işleyenin cezası Allah'a kalmıştır. Dilerse ona azap eder; dilerse bağışlar' buyurdu."
Bize Muhammed b. Hatim, ona Behz, ona Hammad b. Seleme, ona Sabit, ona da Enes şöyle rivayet etmişti: "Hz. Muhammed'in (sav) ashabı Hendek günü 'biz ki sağ kaldığımız müddetçe İslam üzerine Muhammed'e biat edenleriz' diyorlardı. [-Sabit: 'cihat üzerine' dedi. Hammad (bu hususta) tam emin olamadı-] Hz. Peygamber de (sav) 'Allah'ım! Gerçek hayır, ahiret hayrıdır. O halde sen Ensar ve Muhacir'e mağfiret eyle' buyurdu."
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Veki', ona A'meş, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hureyre (ra) Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Üç sınıf var ki, Allah (c.c) kıyamet gününde onlarla (razı olarak) konuşmaz. Bunlar: Yanındaki suyun fazlasını yolcuya vermeyen kişi, ikindiden sonra malını satmak için -yalan yere- yemin eden kişi ve halifeye biat edip, halife kendisine verirse sözünde duran, vermezse sözünde durmayan kişidir."
Bize Ebu Cafer Muhammed b. Sabbâh, ona İsmail b. Zekeriyya, ona Asım el-Ahvel, ona Ebu Osman en-Nehdî, ona da Mücâşi b. Mesud es-Sülemî şöyle rivayet etmiştir: "Hicret üzere biat etmek için Rasulullah'a (sav) geldiğimde, Nebî (sav) 'Hicret(in sevabı ve fazileti), onu gerçekleştirenler için geçip gitmiştir. Ama İslâm, cihâd ve iyilik yapmak üzere (biat etmek kalıcıdır)' buyurdu."
Bize Süveyd b. Said, ona Ali b. Müshir, ona Asım, ona Ebu Osman, ona da Mücâşi b. Mesud es-Sülemî şöyle rivayet etmiştir: "Kardeşim Ebu Ma'bed'i Mekke'nin fethinden sonra Rasulullah'a (sav) getirip 'Ya Rasulallah! Onun biatini hicret etmesi karşılığında kabul eder misin?' dedim. Nebî (sav) 'Hicretin zamanı, onu gerçekleştirenlerle beraber geçip gitmiştir' buyurdu. 'O zaman onun biatını ne üzerine alacaksın' dediğimde, 'Müslüman olması, cihad edip iyilik yapması üzerine' buyurdu." [Ebu Osman, Ebu Ma'bed'le karşılaşıp ona Mücâşi'nin naklettiği hadisi haber verdiğini, onun da bunu tasdik ettiğini söylemiştir.]
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Muhammed b. Fudayl, ona da Asım hadisi bu isnadla Ebu Osman'dan, o da Mücâşi b. Mesud es-Sülemî'den şöyle rivayet etmiştir: "Kardeşim Ebu Ma'bed'i Mekke'nin fethinden sonra Rasulullah'a (sav) getirip 'Ya Rasulallah! Ondan hicret etmesi karşılığında biat alır mısın?' dedim. Nebî (sav) 'Hicretin zamanı, onu gerçekleştirenlerle beraber geçip gitmiştir' buyurdu. 'O zaman onun biatını ne üzerine alacaksın?' dediğimde, 'Müslüman olması, cihad edip iyilik yapması üzerine' buyurdu." [Ebu Osman, Ebu Ma'bed'le karşılaşıp ona Mücâşi'nin naklettiği hadisi haber verdiğini, onun da bunu tasdik ettiğini söylemiştir. Ayrıca onun kardeşiyle karşılaştım, Mücâşi doğru söylemiş dedi. Ama Ebu Ma'bed ibaresini anmadı.]
Bana Ebu Rabî ez-Zehrânî, ona Hammâd (b. Zeyd), ona Eyyüb (es-Sahtiyânî), ona da Muhammed (b. Sîrîn), Ümmü Atiyye'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) bey'at esnasında, bizden ağıt yakmayacağımıza dair de söz almıştı. Fakat beş kadın hariç içimizden hiçbiri bu sözüne sadık kalamadı. Bunlar; Ümmü Süleym, Ümmü Alâ, Muâz'ın karısı olan Bint. Ebu Sebre ya da Bint. Ebu Sebre ile Muâz'ın karısıdır."
Bana Muhammed b. Râfi ve Abd b. Humeyd, onlara Abdurrezzak, ona İbn Cüreyc, ona Hasan b. Müslim, ona Tâvus, ona da İbn Abbas şöyle demiştir: "Allah Rasulü (sav), Ebu Bekir, Ömer ve Osman ile Ramazan Bayramı namazlarında bulundum. Hepsi de namazı hutbeden önce kılıyorlar, sonra hutbe veriyorlardı. (İbn Abbas) der ki: Allah Rasulü (sav) (hutbe sonrası) indi, -elleriyle adamları oturtmak isteyişini görüyor gibiyim.- sonra insanları yararak kadınların yanına kadar geldi, beraberinde Bilal vardı. Allah Rasulü (sav) 'Ey Peygamber! Mü’min kadınlar sana gelip de Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zinâ etmemek, çocuklarını öldürmemek, elleriyle ayakları arasında bir iftirâ uydurup getirmemek, dine ve akla uygun hiçbir konuda sana karşı gelmemek hususlarında sana bey‘at etmek istediklerinde, sen de onların bey‘atını kabul et ve onlar için Allah’tan bağışlanma dile! Şüphesiz Allah, çok bağışlayıcıdır, sonsuz merhamet sahibidir.' (Mümtehine, 60/12) ayetini okudu, bitirince de 'Siz hala bu (bey'atiniz) üzere misiniz?' diye sordu. Aralarından sadece bir tek kadın cevap verdi ve 'Evet ey Allah'ın Rasulü!' dedi. O zaman bu kadının kim olduğu bilinmiyordu. Rasulullah (sav) 'o halde sadaka verin' buyurdu. Bilal elbisesini açtıktan sonra 'haydi babam ve annem size feda olsun (ne verecekseniz verin)' dedi. Onlar da bilezikleri, yüzükleri Bilal'in elbisesine atmaya başladılar."
Bana Muhammed b. Râfi ve Abd b. Humeyd, onlara Abdurrezzak, ona İbn Cüreyc, ona Hasan b. Müslim, ona Tâvus, ona da İbn Abbas şöyle demiştir: "Allah Rasulü (sav), Ebu Bekir, Ömer ve Osman ile Ramazan Bayramı namazlarında bulundum. Hepsi de namazı hutbeden önce kılıyorlar, sonra hutbe veriyorlardı. (İbn Abbas) der ki: Allah Rasulü (sav) (hutbe sonrası) indi, -elleriyle adamları oturtmak isteyişini görüyor gibiyim.- sonra insanları yararak kadınların yanına kadar geldi, beraberinde Bilal vardı. Allah Rasulü (sav) 'Ey Peygamber! Mü’min kadınlar sana gelip de Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zinâ etmemek, çocuklarını öldürmemek, elleriyle ayakları arasında bir iftirâ uydurup getirmemek, dine ve akla uygun hiçbir konuda sana karşı gelmemek hususlarında sana bey‘at etmek istediklerinde, sen de onların bey‘atını kabul et ve onlar için Allah’tan bağışlanma dile! Şüphesiz Allah, çok bağışlayıcıdır, sonsuz merhamet sahibidir.' (Mümtehine, 60/12) ayetini okudu, bitirince de 'Siz hala bu (bey'atiniz) üzere misiniz?' diye sordu. Aralarından sadece bir tek kadın cevap verdi ve 'Evet ey Allah'ın Rasulü!' dedi. O zaman bu kadının kim olduğu bilinmiyordu. Rasulullah (sav) 'o halde sadaka verin' buyurdu. Bilal elbisesini açtıktan sonra 'haydi babam ve annem size feda olsun (ne verecekseniz verin)' dedi. Onlar da bilezikleri, yüzükleri Bilal'in elbisesine atmaya başladılar."