190 Kayıt Bulundu.
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Mâlik, ona Ebu'z-Zinâd, ona el-A'rec, ona da Ebu Hüreyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Siz benim burada kıbleye böylece yüzümü çevirdiğimi görüyorsunuz ya, vallahi (bu halde iken bile), huşûnuz da rukûnuz da bana gizli kalmaz. Muhakkak ben sizi arkamda olduğunuz halde görüyorum."
Açıklama: Namazda saf tutma ve düzenini, disiplinini öğreten bu rivayet, Hz. Peygamber'in hasâisine dair bir bilgi de ihtiva etmektedir. Namazda nasıl saf tutulacağıNI ve düzenin nasıl sağlanacağını ashâbına öğreten Rasulullah (sav) arkasında olup bitenlere de muttali olduğunu ifade etmiştir.
Bize Ebu Rabî ez-Zehrânî, ona Hammâd b. Zeyd; (T) Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Küreyb, o ikisine İbn Nümeyr; (T) Bize İbn Nümeyr, ona babası; onların hepsine Hişâm b. Urve, ona da babası, Âişe'nin önceki hadisinin benzerini şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah hastalanmıştı. Ashâbından bazı kimseler de onu ziyaret etmek üzere huzuruna girdiler. Hz. Peygamber (sav) namazını oturarak kıldı. Gelen ziyaretçiler de ayakta ona uydular. Rasulullah (sav) onlara oturmalarını işaret etti, onlar da oturdular. Allah Rasulü (sav) namazını bitirince 'İmam ancak kendisine uyulmak için öne geçirilir. O rükua eğilince siz de eğilin, rükudan kalkınca siz de kalkın. Oturarak kılınca siz de namazınızı (ona uyarak) oturarak kılın' buyurdu."
Açıklama: tercümeye bakmak lazım
Bize Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr, ona Abdullah b. İdris, ona A'meş [Süleyman b. Mihrân], ona Ebu Vail [Şakik b. Seleme], ona da Abdullah [b. Mesud] şöyle rivayet etmiştir: "[Namaz kılarken] saçımız ve elbisemizle oynamamamız emredildi. Bir de [elbiseye bulaşan pislikten dolayı] abdest almamız gerekmediği [bildirildi]."
Açıklama: Elbiseye değen pislik abdesti bozmaz ama o pisliğin temizlenmesi mutlaka gerekir. Fıkıh kitaplarında belirtilen ölçüler çerçevesinde necasete bulaşmış elbise ile namaz kılınmaz.
Bize Said b. Mansur, Kuteybe b. Said, Ebu Kamil el-Cahderî ve Muhammed b. Abdülmelik el-Emevî, (hadisin lafızları Ebu Kamil el-Cahderî'ye aittir), onlara Ebu Avâne, ona Katâde, ona Yunus b. Cübeyr, ona da Hıttân b. Abdullah er-Rakkâşî şöyle nakletmiştir: Ebu Musa el-Eş'arî ile namaz kıldım. Namazdaki oturuşta, cemaatten bir adam 'Namaz, sadaka ve zekatla birlikte sabit olmuştur' dedi. Ebu Musa namazı bitirince, selam verip namazdan çıktı ve 'Az önceki sözleri söyleyen hanginizdi?' dedi. Cemaat susup cevap vermedi. Sonra Ebu Musa 'Az önceki sözleri söyleyen hanginizdi?' diye tekrarladı. Cemaat yine susunca, 'Ey Hıttân! Muhtemelen sen söyledin' dedi. Hıttân 'Ben söylemedim' dedi. Çünkü beni azarlamasından korktum. Bu sırada cemaatten bir adam kalkıp 'O kelimeleri ben söyledim, fakat bununla hayırdan başka bir şey de kastetmedim' dedi. Bunun üzerine Ebu Musa 'Namazlarınızda neler söylemeniz gerektiğini bilmiyor musunuz? Hz. Peygamber (sav) bize bir hutbe verdi ve bize takip etmemiz gereken yolu açıklayıp namazımızı nasıl kılacağımızı da şu sözlerle öğretti' dedi: "Namaz kılacağınız zaman, saflarınızı düzeltin, sonra içinizden biriniz imam olsun. İmam tekbir aldığından siz de tekbir alın. İmam (Ğayri'l-mağdûbi aleyhim ve-le'd-dâllîn) (Gazaba uğrayanların ve sapıtanların yoluna) değil) dediğinde, âmin deyin ki Allah (cc) size icabet etsin. İmam tekbir alıp rükûa gittiğinde, siz de tekbir alıp rükûa gidin. Zira İmam sizden önce rükûa gider, sizden önce rükudan doğrulur. Hz. Peygamber (sav) 'Bu anlattıklarım aynen böyledir' buyurdu ve şunları ilave etti: İmam (Semiallahu limen hamideh) (Allah hamdeden kulunu işitti) dediği zaman, siz de (Allahümme rabbenâ leke'l-hamd) (Ey Allah'ım, Rabbimiz! Hamd senin içindir) deyin ki Allah sizi işitsin. Zira Allah Tebâreke ve Teâlâ Peygamber'inin dilinden 'Allah, hamdeden kulunu işitmiştir' buyurmuştur. İmam tekbir alıp secde ettiğinde siz de tekbir alıp secde edin. Zira imam sizden önce secde eder ve secdeden doğrulur. Hz. Peygamber (sav) 'Bu da böyledir' buyurdu ve şöyle devam etti: Namazdaki oturuşa gelince, ilk söyleyeceğiniz şu sözler olsun (et-Tahiyyâtü et-tayyibâtü es-salavâtü li'llâhi es-selâmü aleyke eyyühe'n-nebiyyü ve rahmetullahi ve berakâtühü es-selâmü aleyna ve alâ ibâdillâhi's-sâlihîn. Eşhedü en-lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve rasuluh) (Selam, iyilikler ve övgüler Allah'a mahsustur. Sana selam olsun, Allah'ın rahmeti ve bereketleri senin üzerine olsun Ey Nebî! Bize ve Allah'ın sâlih kullarına da selam olsun. Şehadet ederim ki, Allah'tan başka hiçbir ilâh yoktur. Yine şehadet ederim ki Muhammed Allah'ın kulu ve Rasulü'dür.)"
Bize Yahya b. Habib el-Hârisî ve Salih b. Hâtim b. Verdân, onlara Yezid b. Zurey‘, ona Halid el-Hazzâ, ona Ebu Ma‘şer, ona İbrahim, ona Alkame, ona da Abdullah b. Mesud’un şöyle dediğini rivayet etmiştir: Rasulullah (sav): "Benim arkamda yaşını başını almış kimseler dursun, sonra, onlardan sonra gelenler dursun –bunu üç defa tekrar etti-. Pazar yerlerindeki kargaşadan da sakının" buyurdu.
Bize Züheyr b. Harb, ona Cerir, ona Süheyl, ona babası, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Erkek saflarının en hayırlısı ilk saftır, en kötüleri ise sonuncularıdır. Kadın saflarının en hayırlısı sonuncuları, en şerlileri ise birincileridir."
Bize Yahya b. Habib el-Hârisî ve Salih b. Hâtim b. Verdân, onlara Yezid b. Zurey‘, ona Halid el-Hazzâ, ona Ebu Ma‘şer, ona İbrahim, ona Alkame, ona da Abdullah b. Mesud’un şöyle dediğini rivayet etmiştir: Rasulullah (sav): "Benim arkamda yaşını başını almış kimseler dursun, sonra, onlardan sonra gelenler dursun –bunu üç defa tekrar etti-. Pazar yerlerindeki kargaşadan da sakının" buyurdu.