Öneri Formu
Hadis Id, No:
14030, T000680
Hadis:
حَدَّثَنَا هَنَّادٌ حَدَّثَنَا أَبُو الأَحْوَصِ عَنْ بَيَانِ بْنِ بِشْرٍ عَنْ قَيْسِ بْنِ أَبِى حَازِمٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « لأَنْ يَغْدُوَ أَحَدُكُمْ فَيَحْتَطِبَ عَلَى ظَهْرِهِ فَيَتَصَدَّقَ مِنْهُ فَيَسْتَغْنِىَ بِهِ عَنِ النَّاسِ خَيْرٌ لَهُ مِنْ أَنْ يَسْأَلَ رَجُلاً أَعْطَاهُ أَوْ مَنَعَهُ ذَلِكَ فَإِنَّ الْيَدَ الْعُلْيَا أَفْضَلُ مِنَ الْيَدِ السُّفْلَى وَابْدَأْ بِمَنْ تَعُولُ » . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ حَكِيمِ بْنِ حِزَامٍ وَأَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ وَالزُّبَيْرِ بْنِ الْعَوَّامِ وَعَطِيَّةَ السَّعْدِىِّ وَعَبْدِ اللَّهِ بْنِ مَسْعُودٍ وَمَسْعُودِ بْنِ عَمْرٍو وَابْنِ عَبَّاسٍ وَثَوْبَانَ وَزِيَادِ بْنِ الْحَارِثِ الصُّدَائِىِّ وَأَنَسٍ وَحُبْشِىِّ بْنِ جُنَادَةَ وَقَبِيصَةَ بْنِ مُخَارِقٍ وَسَمُرَةَ وَابْنِ عُمَرَ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ أَبِى هُرَيْرَةَ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ غَرِيبٌ يُسْتَغْرَبُ مِنْ حَدِيثِ بَيَانٍ عَنْ قَيْسٍ .
Tercemesi:
Bize Hennâd (b. Serî et-Temîmî), ona Ebu Ahvas (Sellâm b. Süleym el-Hanefî), Beyan b. Bişr, ona Kays b. Ebu Hâzim, ona da Ebu Hureyre (ra) rivayet etmiş ve şöyle demiştir:
Rasulullah'ın (sav) şöyle söylediğini duydum: "Birinizin sabah vakti gidip odun toplayıp sırtına yüklemesi, onun [yani ondan kazandığının] bir kısmını sadaka olarak vermesi ve böylece insanlara muhtaç olmaması, o kişi için -versin ya da vermesin- birinden bir şeyler istemesinden daha hayırlıdır. Muhakkak ki veren el, alan elden daha üstündür. [Sadaka vermeye] nafakasını sağlamakla mükellef olduğun kişilerden başla."
Tirmizi şöyle demiştir:
Bu konuda Hakîm b. Hizâm, Ebu Said el-Hudrî, Zübeyr b. Avvâm, Atiyye es-Sa'dî, Abdullah b. Mesud, Mesdu b. Amr, (Abdullah) b.Abbas, Sevbân, Ziyâd b. Hâris es-Sudânî, Enes b. Malik, Hubşî b. CCünâde, Kabîsa b. Muhârik, Semüre ve (Abdullah) b. Ömer'den de rivayet bulunmaktadır.
Ebu İsa (Tirmizi) ayrıca şöyle demiştir:
Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiği hadis, hasen sahih garib bir hadistir. Garib olması, Beyan b. Kays rivayeti sebebiyledir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Zekât 38, 3/64
Senetler:
()
Konular:
Dilencilik, dilencilikten uzak durmak
İnfak, Veren el olmak
Kazanç, Emeği ile geçinmek
Sadaka, öncelikle aile efradına ve yakınlara verilmelidir
حدثنا حجاج قال حدثنا شعبة قال أخبرني عدي بن ثابت قال سمعت عبد الله بن يزيد يحدث عن أبي مسعود البدري عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : من أنفق نفقة على أهله وهو يحتسبها كانت له صدقة
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165028, EM000749
Hadis:
حدثنا حجاج قال حدثنا شعبة قال أخبرني عدي بن ثابت قال سمعت عبد الله بن يزيد يحدث عن أبي مسعود البدري عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : من أنفق نفقة على أهله وهو يحتسبها كانت له صدقة
Tercemesi:
— Ebû Mes'ud El-Bedrî'den, Peygamber {SallaÜahü Aleyhi ve S*Uem)'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
— Kim sevabını umarak ailesine infak ederse (geçimi için harcarsa) bu harcama onun için bir sadaka olur, (yani sadaka sevabını kazanır).»[219]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 749, /595
Senetler:
()
Konular:
Aile, Erkeğin ailesine iyi davranması, geçimini sağlaması
Geçim, ailenin geçimini sağlamak, başkasına el açmamak
KTB, SADAKA
Sadaka, aileye yapılan harcama
Sadaka, çeşitleri
Sadaka, öncelikle aile efradına ve yakınlara verilmelidir
Sadaka, paylaşmaya önce yakınlardan başlamak
حدثنا الحميدي قال حدثنا سفيان عن أبى سعد عن محمد بن أبى موسى عن ابن عباس قال : وآت ذا القربى حقه والمسكين وبن السبيل الآية قال بدأ فأمره بأوجب الحقوق ودله على أفضل الأعمال إذا كان عنده شيء فقال وآت ذا القربى حقه والمسكين وبن السبيل وعلمه إذا لم يكن عنده شيء كيف يقول فقال وإما تعرضن عنهم ابتغاء رحمة من ربك ترجوها فقل لهم قولا ميسورا عدة حسنة كأنه قد كان ولعله أن يكون إن شاء الله ولا تجعل يدك مغلولة إلى عنقك لا تعطى شيئا ولا تبسطها كل البسط تعطى ما عندك فتقعد ملوما يلومك من يأتيك بعد ولا يجد عندك شيئا محسورا قال قد حسرك من قد أعطيته
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163304, EM000051
Hadis:
حدثنا الحميدي قال حدثنا سفيان عن أبى سعد عن محمد بن أبى موسى عن ابن عباس قال : وآت ذا القربى حقه والمسكين وبن السبيل الآية قال بدأ فأمره بأوجب الحقوق ودله على أفضل الأعمال إذا كان عنده شيء فقال وآت ذا القربى حقه والمسكين وبن السبيل وعلمه إذا لم يكن عنده شيء كيف يقول فقال وإما تعرضن عنهم ابتغاء رحمة من ربك ترجوها فقل لهم قولا ميسورا عدة حسنة كأنه قد كان ولعله أن يكون إن شاء الله ولا تجعل يدك مغلولة إلى عنقك لا تعطى شيئا ولا تبسطها كل البسط تعطى ما عندك فتقعد ملوما يلومك من يأتيك بعد ولا يجد عندك شيئا محسورا قال قد حسرك من قد أعطيته
Tercemesi:
— (18-s) Rivayet edildiğine göre İbni Abbas şu âyet-i kerîmeleri okudu:
= Akrabaya, yoksula ve yolda kalmışa hakkını ver. Bununla beraber (malını) büsbütün saçıp savurma. Çünkü israf yapanlar, şeytanların kardeşleridir. Şeytan ise, Rabbine karşı çok nankördür. Eğer Rab hinden istediğin bir rızkı (kendi ihtiyacından dolayı) aramak için, o akraba, yoksul ve yolda kalmışlardan yüz çevirmek mecburiyetinde kalırsan (bir şey verecek durumun olmazsa), o zaman da kendilerine yumuşak bir söz söyle. Elini boynuna bağlı kılma (cimrilik etme) ve büsbütün onu açıp israf etme ki, sonra kınanmış olursun ve eli boş açıkta kalırsın. =
Sonra İbni Abbas dedi ki, Allah Tealâ hakların en lüzumlusu ile başlayarak insana emretti ve yanında mal bulunduğu zaman onu amellerin en iyisini yapmıya delâlet buyurdu. Zira Allah : = Akrabaya, yoksula ve yolda kalmışa hakkını ver. = diye buyurdu. Bir de insanın yanında mal bulunmadığı zaman, nasıl söz söyleyeceğini ona öğretti ve şöyle buyurdu: «Eğer Rabbin den istediğin bir rızkı (kendi ihtiyacından dolayı) aramak için, o akraba, yoksul ve yolda kalmışlardan yüz çevirmek zorunda kalırsan (bir şey verecek halin olmazsa), o zaman kendilerine yumuşak bir söz söyle. = Böylece güzel va'dda bulunulur, inşa Allah oldu, olacak yollu sözler söylenir. = Elini boynuna bağlı kılma (cimrilik etme) = Bir şey vermez olma. = Büsbütün de onu açıp israf etme. = Yanındaki bütün malını verme. — Sonra kınanmış olursun. = Sonra yanına gelen, sende bir şey bulamayınca seni kınar. = Açıkta kalırsın. = İbni Abbas dedi ki, «Mal verdiğin kimse, sonra seni hasrete düşürür, sıkıntı çekersin.» (îsra Sûresi, âyet: 26-29)[102]
Imam-ı Azam a göre, vakti yerinde olan kimsenin, usul ve furu'undan başka kardeşlerine de yardımda bulunması vacibdir. Akrabaya iyilik, yakınlık derecesine göre kıymet taşır. İslâm'da ölçü ile hareket esas olduğundan, yapılacak iyilik ve yardımlarda da ölçüyü taşmamak gerekir. İnsan kendi ihtiyacını da gözeterek başkalarına yardımda bulunmalı ve hiç bir zaman malının tamamını vermemelidir. Çünkü eli boş kalan, başkasına muhtaç demektir. İhtiyaç ise, ateşten bir gömlektir. İnsana pişmanlık verir. Bu duruma düşmemek için, cimrilik yapmaksızın ve saçıp savurmaksızın uygun bir yolla harcamak gerekir. İşlerin en hayırlısı vasat olanıdır.[103]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 51, /98
Senetler:
0. Mevkuf (Mevkuf)
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. İbn Ebu Musa Muhammed b. Ebu Musa (Muhammed b. Ebu Musa)
3. Ebu Sa'd Said b. Merzuban el-Bakkal (Said b. Merzuban)
4. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
5. Ebu Bekir el-Humeydî Abdullah b. Zübeyr (Abdullah b. Zübeyr b. İsa b. Ubeydullah)
Konular:
Akraba, akrabalık ilişkileri, sıla-i rahim
Amel, amellerin en faziletlisi
İnfak, ihtiyacından artandan
İnfak, Tasadduk, infak kültürü
Kur'an, Ayet Yorumu
Sadaka, malın tamamının sadaka olarak verilmesi
Sadaka, öncelikle aile efradına ve yakınlara verilmelidir
Sadaka, paylaşmaya önce yakınlardan başlamak
حدثنا إبراهيم بن موسى قال أخبرنا بقية قال أخبرني بحير بن سعد عن خالد بن معدان عن المقدام سمع النبي صلى الله عليه وسلم يقول : ما أطعمت نفسك فهو صدقة وما أطعمت ولدك وزوجتك وخادمك فهو صدقة
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164007, EM000195
Hadis:
حدثنا إبراهيم بن موسى قال أخبرنا بقية قال أخبرني بحير بن سعد عن خالد بن معدان عن المقدام سمع النبي صلى الله عليه وسلم يقول : ما أطعمت نفسك فهو صدقة وما أطعمت ولدك وزوجتك وخادمك فهو صدقة
Tercemesi:
— Mikdam (Radiyallahu anh) , Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellemf'm şöyle dediğini igitmiştir:
«Kendine yedirdiğin bir sadakadır. Çocuğuna, zevcene, hizmetçine yedirdiğin şey de bir sadakadır.»[388]
İnsanın kendi geçimini temin etmesi üzerine vacib olan bir iştir. Yine çalışamıyacak ve kazanamıyacak durumda olan yakınlarının da geçimini sağlamak üzerine vaciptir. İşte bu hizmetlerinin karşılığında bir sevap elde edildiğinden, yapılan harcamalar sadaka ismi ile anılıyor, insan, yardım etmeğe mecbur olmadığı uzak akraba ve yabancılara verir ve yedİrirse, bu nafile sayılan bir ibadet olur ve bundan da sevâb kazanır. Fakat vacipten kazanılan sevâb, nafileden kazanılandan fazla olur.
Bu harcamalar, ancak helâl kazançtan yapılmış olduğu takdirde sevaba vesile olurlar. Aksi halde haramdan kazanılan malın vebali olur, sevabı olmaz.[389]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 195, /187
Senetler:
()
Konular:
Aile, ailede erkeğin hak ve sorumlulukları
Aile, Erkeğin ailesine iyi davranması, geçimini sağlaması
Geçim, ailenin geçimini sağlamak, başkasına el açmamak
Köle, cariyelere iyi davranmak
Köle, kölelik, cariyelik hukuku.
KTB, SADAKA
Sadaka, çeşitleri
Sadaka, öncelikle aile efradına ve yakınlara verilmelidir
Sadaka, paylaşmaya önce yakınlardan başlamak