Öneri Formu
Hadis Id, No:
15410, M007267
Hadis:
وَحَدَّثَنِى يَعْقُوبُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ الدَّوْرَقِىُّ وَحَجَّاجُ بْنُ الشَّاعِرِ جَمِيعًا عَنْ أَبِى عَاصِمٍ - قَالَ حَجَّاجٌ حَدَّثَنَا أَبُو عَاصِمٍ - أَخْبَرَنَا عَزْرَةُ بْنُ ثَابِتٍ أَخْبَرَنَا عِلْبَاءُ بْنُ أَحْمَرَ حَدَّثَنِى أَبُو زَيْدٍ - يَعْنِى عَمْرَو بْنَ أَخْطَبَ - قَالَ صَلَّى بِنَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم الْفَجْرَ وَصَعِدَ الْمِنْبَرَ فَخَطَبَنَا حَتَّى حَضَرَتِ الظُّهْرُ فَنَزَلَ فَصَلَّى ثُمَّ صَعِدَ الْمِنْبَرَ فَخَطَبَنَا حَتَّى حَضَرَتِ الْعَصْرُ ثُمَّ نَزَلَ فَصَلَّى ثُمَّ صَعِدَ الْمِنْبَرَ فَخَطَبَنَا حَتَّى غَرَبَتِ الشَّمْسُ فَأَخْبَرَنَا بِمَا كَانَ وَبِمَا هُوَ كَائِنٌ فَأَعْلَمُنَا أَحْفَظُنَا .
Tercemesi:
Bana Yakub b. İbrahim ed-Devrakî ve Haccac b. eş-Şâir, onlara Ebu Âsım rivayet etti. Haccac dedi ki: Bize Âsım, ona Azra b. Sâbit, ona İlbâ b. Ahmer, ona Ebu Zeyd’in –yani Amr b. Ahtab’ın- şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav) bize sabah namazını kıldırdıktan sonra minbere çıktı. Bize öğle vakti girinceye kadar hutbe verdi. Sonra inip (öğleyi) kıldı. Sonra yine minbere çıktı, bize ikindi vakti girinceye kadar hutbe verdi, sonra indi ve (ikindi) namazı(nı) kıl(dır)dı. Sonra bir daha minbere çıktı ve güneş batıncaya kadar bize hutbe verdi. Bizlere olan şeyleri de, olacak şeyleri de haber verdi. Bu sebeple bizim en iyi bilenimiz (bunları) en iyi bellemiş olanlarımızdır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Fiten ve Eşratu's-sâat 7267, /1184
Senetler:
()
Konular:
Bilgi, gaybdan haber verme
Bilgi, Hz. Peygamber'in verdiği gaybi haberler
Fitne, Fesat, İfsat, fitnecilik, bozgunculuk
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16163, M007305
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ وَابْنُ أَبِى عُمَرَ - وَاللَّفْظُ لأَبِى بَكْرٍ - قَالاَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ عَنْ زِيَادِ بْنِ سَعْدٍ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ سَعِيدٍ سَمِعَ أَبَا هُرَيْرَةَ يَقُولُ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم « يُخَرِّبُ الْكَعْبَةَ ذُو السُّوَيْقَتَيْنِ مِنَ الْحَبَشَةِ » .
Tercemesi:
Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe ve İbn Ebu Ömer –lafız Ebu Bekr’e ait olmak üzere-, onlara Süfyan b. Uyeyne, ona Ziyad b. Saîd, ona ez-Zührî, ona Saîd’in rivayet ettiğine göre o, Ebu Hureyre’yi şöyle derken dinlemiştir: Nebi (sav): “Kâbe’yi Habeşlilerden incecik baldırlı birisi tahrip edecektir” buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Fiten ve Eşratu's-sâat 7305, /1191
Senetler:
()
Konular:
Bilgi, Hz. Peygamber'in verdiği gaybi haberler
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16233, M007320
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى وَابْنُ بَشَّارٍ - وَاللَّفْظُ لاِبْنِ الْمُثَنَّى - قَالاَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ أَبِى مَسْلَمَةَ قَالَ سَمِعْتُ أَبَا نَضْرَةَ يُحَدِّثُ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ قَالَ أَخْبَرَنِى مَنْ هُوَ خَيْرٌ مِنِّى أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ لِعَمَّارٍ حِينَ جَعَلَ يَحْفِرُ الْخَنْدَقَ وَجَعَلَ يَمْسَحُ رَأْسَهُ وَيَقُولُ « بُؤْسَ ابْنِ سُمَيَّةَ تَقْتُلُكَ فِئَةٌ بَاغِيةٌ » .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. el-Müsennâ ve İbn Beşşâr –lafız İbnü’l-Müsennâ’ya ait olmak üzere- onlara Muhammed b. Cafer, ona Şu’be, ona da Ebu Mesleme’nin şöyle dediğini rivayet etti: Ebu Nadra’yı: Ebu Said el-Hudrî şöyle dedi, diye ri
vayet ederken dinledim: Benden daha hayırlı olan bir zatın haber verdiğine göre Rasulullah (sav) Hendeği kazarken, diğer yandan da yüzünü silerken Ammâr’a da: “Yazık Sümeyye’nin oğluna! Seni azgın bir kesim öldürecektir” diyordu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Fiten ve Eşratu's-sâat 7320, /1192
Senetler:
()
Konular:
Bilgi, Hz. Peygamber'in verdiği gaybi haberler
Öneri Formu
Hadis Id, No:
19877, T003305
Hadis:
حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى عُمَرَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ عَمْرِو بْنِ دِينَارٍ عَنِ الْحَسَنِ بْنِ مُحَمَّدٍ هُوَ ابْنُ الْحَنَفِيَّةِ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى رَافِعٍ قَالَ سَمِعْتُ عَلِىَّ بْنَ أَبِى طَالِبٍ يَقُولُ: بَعَثَنَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَنَا وَالزُّبَيْرَ وَالْمِقْدَادَ بْنَ الأَسْوَدِ فَقَالَ « انْطَلِقُوا حَتَّى تَأْتُوا رَوْضَةَ خَاخٍ فَإِنَّ فيهَا ظَعِينَةً مَعَهَا كِتَابٌ فَخُذُوهُ مِنْهَا فَائْتُونِى بِهِ » . فَخَرَجْنَا تَتَعَادَى بِنَا خَيْلُنَا حَتَّى أَتَيْنَا الرَّوْضَةَ فَإِذَا نَحْنُ بِالظَّعِينَةِ فَقُلْنَا : أَخْرِجِى الْكِتَابَ . فَقَالَتْ مَا مَعِى مِنْ كِتَابٍ . فَقُلْنَا لَتُخْرِجِنَّ الْكِتَابَ أَوْ لَتُلْقِيَنَّ الثِّيَابَ . قَالَ فَأَخْرَجَتْهُ مِنْ عِقَاصِهَا . قَالَ فَأَتَيْنَا بِهِ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَإِذَا هُوَ مِنْ حَاطِبِ بْنِ أَبِى بَلْتَعَةَ إِلَى نَاسٍ مِنَ الْمُشْرِكِينَ بِمَكَّةَ يُخْبِرُهُمْ بِبَعْضِ أَمْرِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ « مَا هَذَا يَا حَاطِبُ ؟ » . قَالَ لاَ تَعْجَلْ عَلَىَّ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّى كُنْتُ امْرَأً مُلْصَقًا فِى قُرَيْشٍ وَلَمْ أَكُنْ مِنْ أَنْفُسِهَا وَكَانَ مَنْ مَعَكَ مِنَ الْمُهَاجِرِينَ لَهُمْ قَرَابَاتٌ يَحْمُونَ بِهَا أَهْلِيهِمْ وَأَمْوَالَهُمْ بِمَكَّةَ فَأَحْبَبْتُ إِذْ فَاتَنِى ذَلِكَ مِنْ نَسَبٍ فِيهِمْ أَنْ أَتَّخِذَ فِيهِمْ يَدًا يَحْمُونَ بِهَا قَرَابَتِى وَمَا فَعَلْتُ ذَلِكَ كُفْرًا وَلاَ ارْتِدَادًا عَنْ دِينِى وَلاَ رِضًا بِالْكُفْرِ بَعْدَ الإِسْلاَمِ . فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « صَدَقَ » . فَقَالَ عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ رضى الله عنه: دَعْنِى يَا رَسُولَ اللَّهِ أَضْرِبْ عُنُقَ هَذَا الْمُنَافِقِ . فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « إِنَّهُ قَدْ شَهِدَ بَدْرًا فَمَا يُدْرِيكَ لَعَلَّ اللَّهَ اطَّلَعَ عَلَى أَهْلِ بَدْرٍ فَقَالَ اعْمَلُوا مَا شِئْتُمْ فَقَدْ غَفَرْتُ لَكُمْ » . قَالَ وَفِيهِ أُنْزِلَتْ هَذِهِ السُّورَةُ ( يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لاَ تَتَّخِذُوا عَدُوِّى وَعَدُوَّكُمْ أَوْلِيَاءَ ) السُّورَةَ . قَالَ عَمْرُو وَقَدْ رَأَيْتُ ابْنَ أَبِى رَافِعٍ وَكَانَ كَاتِبًا لِعَلِىِّ بْنِ أَبِى طَالِبٍ . قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَفِيهِ عَنْ عُمَرَ وَجَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ . وَرَوَى غَيْرُ وَاحِدٍ عَنْ سُفْيَانَ بْنِ عُيَيْنَةَ هَذَا الْحَدِيثَ نَحْوَ هَذَا وَذَكَرُوا هَذَا الْحَرْفَ فَقَالُوا لَتُخْرِجِنَّ الْكِتَابَ أَوْ لَتُلْقِيَنَّ الثِّيَابَ . وَقَدْ رُوِىَ أَيْضًا عَنْ أَبِى عَبْدِ الرَّحْمَنِ السُّلَمِىِّ عَنْ عَلِىٍّ نَحْوُ هَذَا الْحَدِيثِ . وَرؤى بَعْضُهُمْ فِيهِ فَقَالَ: لَتُخْرِجِنَّ الْكِتَابَ أَوْ لَنُجَرِّدَنَّكِ .
Tercemesi:
Bize İbn Ebu Ömer, ona Süfyan, ona Amr b. Dinar, ona el-Hasan b. Muhammed –ki o İbnü’l-Hanefiyye’dir-, ona Ubeydullah b. Ebu Râfi’in şöyle dediğini rivayet etti: Ali b. Ebu Talib’i şöyle derken dinledim: Rasulullah (sav) beni, ez-Zübeyr’i ve el-Mikdâd b. el-Esved’i yola göndererek: “Ravzatuhâh denilen yere varıncaya kadar gidin. Orada beraberinde bir mektup bulunan yolcu bir kadın vardır. O mektubu ondan alın ve onu bana derhal getirin” buyurdu. Biz de atlarımızı koşturarak yola çıktık. Sonunda Ravzatuhâh’a geldiğimizde o yolcu kadını da bulduk, mektubu çıkart dedik. Kadın: Beraberimde mektup yok, dedi. Biz: Ya mektubu çıkartırsın yahut üzerindeki elbiseleri çıkartacaksın, dedik. (Ali) dedi ki: Bu sefer kadın o mektubu saçının örgüsü arasından çıkardı. Biz de o mektubu alıp Rasulullah’a (sav) getirdik. Meğer o mektup, Hâtıb b. Ebu Beltea tarafından Mekke’deki müşriklerden bazı kimselere gönderilmiş, onlara Nebi’nin (sav) durumuna dair bazı haberler veriyormuş. Rasulullah (sav): “Bu ne ey Hâtıb!” buyurdu. Hâtıb: Beni cezalandırmakta acele etme, ey Allah’ın Rasulü, ben Kureyş’e sonradan eklenmiş bir kimseyim. Bizzat Kureyş’lilerden değilim. Senin beraberindeki muhacirlerin ise Mekke’de bulunan akrabalarını ve mallarını kendisi sebebiyle koruyabilecek akrabalıkları vardır. Benim onlarla böyle bir nesep akrabalığım olmasa dahi onlara akrabalarımı kendisi sebebiyle korumalarını sağlayacak, bir iyilikte bulunmak istedim. Ben bu işi ne kâfir olduğum için, ne dinimden döndüğüm için, ne de İslam’dan sonra küfre razı olduğum için yapmış değilim, dedi. Nebi (sav): “Doğru söyledi” buyurdu. Bu sefer Ömer b. el-Hattab (ra): Ey Allah’ın Rasulü, bana izin ver, bu münafığın boynunu vurayım, dedi. Nebi (sav) ise: “Şüphesiz o, Bedir’e katılmış birisidir. Nerden bilirsin, belki Allah Bedir’e katılanlara: Dilediğinizi yapınız, ben size yaptıklarınızı bağışladım, buyurmadığını” dedi. (Ali) dedi ki: İşte şu: “Ey iman edenler, benim de düşmanım sizin de düşmanınız olanları… veliler (dostlar) edinmeyin” (Mümtahine, 60/1) (diye başlayan) suresi onun hakkında nazil olmuştur.
Amr dedi ki: Ben Ali b. Ebu Talib’in kâtipliğini yapan İbn Ebu Râfi’i gördüm.
Ebu İsa (Tirmizi) dedi ki: Bu, hasen sahih bir hadistir. Bu hususta Ömer ve Câbir b. Abdullah’tan nakledilmiş rivayetler de vardır. Birden çok kişi Süfyan b. Uyeyne’den bu hadisi buna yakın olarak rivayet etmiş ve onlar (kadına söyledikleri sözleri) şöylece rivayet etmişlerdir: Ya mektubu çıkartırsın yahut elbiselerini çıkartırsın.
Yine bu hadis Ebu Abdurrahman es-Sülemî, ona Ali tarafından buna yakın olarak rivayet edilmiştir. Kimisi de bu hadiste: “Ya sen mektubu çıkarırsın yahut biz elbiselerini soyar, (mektubu öyle arar)ız” demiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 60, 5/409
Senetler:
()
Konular:
Bilgi, Hz. Peygamber'in verdiği gaybi haberler
Kur'an, nuzül sebebi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16236, M007321
Hadis:
وَحَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ مُعَاذِ بْنِ عَبَّادٍ الْعَنْبَرِىُّ وَهُرَيْمُ بْنُ عَبْدِ الأَعْلَى قَالاَ حَدَّثَنَا خَالِدُ بْنُ الْحَارِثِ ح وَحَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ وَإِسْحَاقُ بْنُ مَنْصُورٍ وَمَحْمُودُ بْنُ غَيْلاَنَ وَمُحَمَّدُ بْنُ قُدَامَةَ قَالُوا أَخْبَرَنَا النَّضْرُ بْنُ شُمَيْلٍ كِلاَهُمَا عَنْ شُعْبَةَ عَنْ أَبِى مَسْلَمَةَ بِهَذَا الإِسْنَادِ [قَالَ سَمِعْتُ أَبَا نَضْرَةَ يُحَدِّثُ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ] . نَحْوَهُ [مَنْ هُوَ خَيْرٌ مِنِّى أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ لِعَمَّارٍ حِينَ جَعَلَ يَحْفِرُ الْخَنْدَقَ وَجَعَلَ يَمْسَحُ رَأْسَهُ وَيَقُولُ « بُؤْسَ ابْنِ سُمَيَّةَ تَقْتُلُكَ فِئَةٌ بَاغِيةٌ »] غَيْرَ أَنَّ فِى حَدِيثِ النَّضْرِ أَخْبَرَنِى مَنْ هُوَ خَيْرٌ مِنِّى أَبُو قَتَادَةَ . وَفِى حَدِيثِ خَالِدِ بْنِ الْحَارِثِ قَالَ أُرَاهُ يَعْنِى أَبَا قَتَادَةَ . وَفِى حَدِيثِ خَالِدٍ وَيَقُولُ « وَيْسَ » . أَوْ يَقُولُ « يَا وَيْسَ ابْنِ سُمَيَّةَ » .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Muâz b. Abbâd el-Anberî ve Hureym b. Abdüla’lâ, ikisine Hâlid b. el-Hâris rivayet etti; (T) Bize İshak b. İbrahim, İshak b. Mansur, Mahmud b. Ğaylân ve Muhammed b. Kudame de rivayetle dediler ki: Bize en-Nadr b. Şumeyl haber verdi (Hâlid ile ikisine) Şu’be, ona Ebu Mesleme bu isnad ile [ben Ebu Nadra’yı Ebu Said el-Hudrî’den naklen şöyle derken dinledim] dedi ve hadisi buna yakın olarak rivayet etti. [(Ebu Said el-Hudrî dedi ki: Benden daha hayırlı olanın rivayet ettiğine göre, Rasulullah (sav) bir taraftan hendeği kazarken, diğer taraftan yüzünü silerken Ammâr’a: “Yazık Sümeyye’nin oğluna! Seni haddi aşan bir kesim öldürecektir” buyuruyordu.] Ancak hadisin en-Nadr tarafından yapılan rivayetimde: Bana benden hayırlı bir kişi olan Ebu Katade haber verdi, demektedir. Hadisin Hâlid b. el-Hâris tarafından nakledilen rivayetinde ise: Zannederim o, Ebu Katade’yi kast ediyor, demektedir. Hâlid’in hadisinde ise (bu’se: yazık) yerine “veyse” yahut “yâ veysebni Sümeyyete: İbn Sümeyye’ye çok yazık!” diyordu (denilmektedir).
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Fiten ve Eşratu's-sâat 7321, /1193
Senetler:
()
Konular:
Bilgi, Hz. Peygamber'in verdiği gaybi haberler
وَحَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ عَنِ ابْنِ عَوْنٍ عَنِ الْحَسَنِ عَنْ أُمِّهِ عَنْ أُمِّ سَلَمَةَ قَالَتْ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « تَقْتُلُ عَمَّارًا الْفِئَةُ الْبَاغِيَةُ » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16244, M007324
Hadis:
وَحَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ عَنِ ابْنِ عَوْنٍ عَنِ الْحَسَنِ عَنْ أُمِّهِ عَنْ أُمِّ سَلَمَةَ قَالَتْ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « تَقْتُلُ عَمَّارًا الْفِئَةُ الْبَاغِيَةُ » .
Tercemesi:
Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe, ona İsmail b. İbrahim, ona İbn Avn, ona el-Hasan, ona annesi, ona da Ümm Seleme’nin şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav): “Ammar’ı o azgın çete öldürecektir” buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Fiten ve Eşratu's-sâat 7324, /1193
Senetler:
()
Konular:
Bilgi, Hz. Peygamber'in verdiği gaybi haberler
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18961, T003117
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ أَخْبَرَنَا أَبُو نُعَيْمٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الْوَلِيدِ وَكَانَ يَكُونُ فِى بَنِى عِجْلٍ عَنْ بُكَيْرِ بْنِ شِهَابٍ عَنْ سَعِيدِ بْنِ جُبَيْرٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ أَقْبَلَتْ يَهُودُ إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَقَالُوا: يَا أَبَا الْقَاسِمِ أَخْبِرْنَا عَنِ الرَّعْدِ مَا هُوَ ؟ قَالَ « مَلَكٌ مِنَ الْمَلاَئِكَةِ مُوَكَّلٌ بِالسَّحَابِ مَعَهُ مَخَارِيقُ مِنْ نَارٍ يَسُوقُ بِهَا السَّحَابَ حَيْثُ شَاءَ اللَّهُ » . فَقَالُوا فَمَا هَذَا الصَّوْتُ الَّذِى نَسْمَعُ ؟ قَالَ « زَجْرُهُ بِالسَّحَابِ إِذَا زَجَرَهُ حَتَّى يَنْتَهِىَ إِلَى حَيْثُ أُمِرَ » . قَالُوا صَدَقْتَ. فَأَخْبِرْنَا عَمَّا حَرَّمَ إِسْرَائِيلُ عَلَى نَفْسِهِ ؟ قَالَ « اشْتَكَى عِرْقَ النَّسَا فَلَمْ يَجِدْ شَيْئًا يُلاَئِمُهُ إِلاَّ لُحُومَ الإِبِلِ وَأَلْبَانَهَا فَلِذَلِكَ حَرَّمَهَا » . قَالُوا صَدَقْتَ . قَالَ هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ .
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Abdurrahman, ona Ebu Nuaym, ona Abdullah b. el-Velid –ki o İcloğulları arasında yaşıyordu-, ona Bukeyr b. Şihâb, ona Said b. Cübeyr, ona da İbn Abbas’ın şöyle dediğini rivayet etti: Yahudiler Nebi’ye (sav) gelerek: Ey Ebu’l-Kasım, bize gök gürültüsünün ne olduğunu haber ver, dediler. O: “Bulutlarla görevli meleklerden bir melek olup beraberinde ateşten kamçılar bulunur, bunlarla da bulutları Allah’ın dilediği yere sürer” buyurdu. Onlar: Peki, bizim bu işittiğimiz ses nedir, dediler. O: “Bulutların, emrettiği yere varması için bulutları sürmesidir” buyurdu. Doğru söyledin, dediler, şimdi de bize İsrail’in kendisine neleri haram ettiğini haber ver, dediler. O da şöyle buyurdu: “İsrail, siyatikten rahatsızlanmış idi. Deve etleri ve sütleri dışında ona iyi gelecek başka bir şey bulamamıştı. Bundan dolayı onları haram etmişti” buyurdu. Onlar da doğru söyledin, dediler.
(Tirmizi) dedi ki: Bu, hasen garip bir hadistir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 13, 5/294
Senetler:
()
Konular:
Bilgi, gaybdan haber verme
Bilgi, Hz. Peygamber'in verdiği gaybi haberler
Yahudilik, yahudi kültürü
أَخْبَرَنَا إِسْحَاقُ قَالَ حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ حَرْبٍ قَالَ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ عَنْ أَيُّوبَ عَنْ حُمَيْدِ بْنِ هِلاَلٍ عَنْ أَنَسٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم نَعَى زَيْدًا وَجَعْفَرًا قَبْلَ أَنْ يَجِىءَ خَبَرُهُمْ فَنَعَاهُمْ وَعَيْنَاهُ تَذْرِفَانِ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
29209, N001879
Hadis:
أَخْبَرَنَا إِسْحَاقُ قَالَ حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ حَرْبٍ قَالَ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ عَنْ أَيُّوبَ عَنْ حُمَيْدِ بْنِ هِلاَلٍ عَنْ أَنَسٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم نَعَى زَيْدًا وَجَعْفَرًا قَبْلَ أَنْ يَجِىءَ خَبَرُهُمْ فَنَعَاهُمْ وَعَيْنَاهُ تَذْرِفَانِ .
Tercemesi:
Bize İshak, ona Süleyman b. Harb, ona Hammâd b. Zeyd, ona Eyyûb, ona Humeyd b. Hilal, ona da Enes’in rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şehadet haberleri gelmeden önce Zeyd’in ve Cafer’in şehit olduğunu haber verdi. Onların şehadet haberlerini gözlerinden yaş akarak verdi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Cenâiz 1879, /2211
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Nasr Humeyd b. Hilal el-Adevî (Humeyd b. Hilal b. Hubeyra)
3. Eyyüb es-Sahtiyânî (Eyyüb b. Keysân)
4. Ebu İsmail Hammad b. Zeyd el-Ezdî (Hammad b. Zeyd b. Dirhem)
5. Ebu Eyyüb Süleyman b. Harb el-Vâşihî (Süleyman b. Harb b. Büceyl)
6. İshak b. Râhûye el-Mervezî (İshak b. İbrahim b. Mahled)
Konular:
Bilgi, Hz. Peygamber'in verdiği gaybi haberler
Öneri Formu
Hadis Id, No:
29360, B007312
Hadis:
حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ عَنْ يُونُسَ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ أَخْبَرَنِى حُمَيْدٌ قَالَ سَمِعْتُ مُعَاوِيَةَ بْنَ أَبِى سُفْيَانَ يَخْطُبُ قَالَ سَمِعْتُ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « مَنْ يُرِدِ اللَّهُ بِهِ خَيْرًا يُفَقِّهْهُ فِى الدِّينِ ، وَإِنَّمَا أَنَا قَاسِمٌ وَيُعْطِى اللَّهُ ، وَلَنْ يَزَالَ أَمْرُ هَذِهِ الأُمَّةِ مُسْتَقِيمًا حَتَّى تَقُومَ السَّاعَةُ ، أَوْ حَتَّى يَأْتِىَ أَمْرُ اللَّهِ » .
Tercemesi:
Bize İsmail, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona da Humeyd’in şöyle dediğini rivayet etti: Muâviye b. Ebu Süfyan’ı hutbe verirken dinledim, dedi ki: Nebi’yi (sav) şöyle buyururken dinledim: “Allah kimin hakkında hayır dilerse onu din hakkında fakîh (derin ve ince, bilgi ve anlayış sahibi) yapar. Ben ancak bir paylaştırıcıyım. Allah da verendir. Kıyamet kopuncaya kadar –ya da Allah’ın emri gelinceye kadar- bu ümmetin işi dosdoğru kalmaya devam edecektir.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, İ'tisâm bi'l-Kitâb ve's-Sünneti 10, 2/731
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Muaviye b. Ebu Süfyan el-Ümevi (Muaviye b. Sahr b. Harb b. Ümeyye b. Abdü Şems)
2. Ebu Abdurrahman Humeyd b. Abdurrahman ez-Zühri (Humeyd b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf b. Abd)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Yunus b. Yezid el-Eyli (Yunus b. Yezid b. Mişkan)
5. Abdullah b. Vehb el-Kuraşî (Abdullah b. Vehb b. Müslim)
6. Ebu Abdullah İsmail b. Ebu Üveys el-Esbahî (İsmail b. Abdullah b. Abdullah b. Üveys b. Malik)
Konular:
Bilgi, Bilgi ve Hurafeler
Bilgi, dinde fakih olmak
Bilgi, Hz. Peygamber'in verdiği gaybi haberler
İman, Esasları: Kader, Allah'ın dilemesi/meşîet
KTB, KADER