Bize Yahya b. Bükeyr, ona el-Leys, ona Ukayl, ona da İbn Şihab’ın şöyle dediğini rivayet etti: Bana Harice b. Zeyd b. Sabit’in rivayet ettiğine göre, Hz. Peygamber'e (sav) beyat etmiş Ensar’dan bir kadın olan Ümmü'l-Alâ kendisine şunu haber vermiştir: Muhacirler kura ile (kalacakları yerler) paylaştırıldılar. Bizim payımıza Osman b. Mazun düştü. Biz de onu odalarımızdan birisine misafir ettik. O, vefatı ile neticelenen hastalığına yakalandı. Vefat edip, yıkanıp, kefen bezleri ile kefenlendikten sonra Rasulullah (sav) içeri girdi. Ben: Ey Ebu’s-Sâib, Allah’ın rahmeti sana olsun, ben senin hakkında Allah’ın sana ikramda bulunduğuna şahitlik ederim, dedim. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav), "Allah’ın kendisine ikramda bulunduğunu nereden biliyorsun?" buyurdu. Ben, Ey Allah’ın Rasulü, babam sana feda olsun, peki, Allah (ona ikam etmemişse) kime ikram eder? dedim. O, "Şimdi ona yakîn (gelmesi kesin olan ölüm) gelmiş bulunuyor. Allah’a yemin olsun, ben onun için hayır ümit ederim. Ama Allah’a yemin ederim ki, kendim Rasulullah olduğum halde bana ne yapılacağını bilemiyorum" buyurdu. (Ümmü'l-Alâ) dedi ki: Vallahi, ben bundan böyle, Osman b. Mazun'dan sonra kesinlikle kimseyi tezkiye etmeyeceğim.
Bize Said b. Ufeyr, ona da Ukayl bu hadisin bir benzerini nakletmiştir. Nâfi' b. Zeyd Ukayl'den mâ yuf'alü bihi şeklinde nakletmiştir.
Şuyab, Amr b. Dinar ve Ma'mer'de bu hadisi nakletmede ez-Zührî'ye mutabaat etmiştir.
Açıklama: Şuayb b. Ebu Hamza ile müellif arasında inkita vardır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
286167, B001243-6
Hadis:
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ بُكَيْرٍ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنْ عُقَيْلٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ قَالَ أَخْبَرَنِي خَارِجَةُ بْنُ زَيْدِ بْنِ ثَابِتٍ أَنَّ أُمَّ الْعَلاَءِ - امْرَأَةً مِنَ الأَنْصَارِ - بَايَعَتِ النَّبِيَّ صلى الله عليه وسلم أَخْبَرَتْهُ أَنَّهُ اقْتُسِمَ الْمُهَاجِرُونَ قُرْعَةً فَطَارَ لَنَا عُثْمَانُ بْنُ مَظْعُونٍ، فَأَنْزَلْنَاهُ فِي أَبْيَاتِنَا، فَوَجِعَ وَجَعَهُ الَّذِى تُوُفِّىَ فِيهِ، فَلَمَّا تُوُفِّىَ وَغُسِّلَ وَكُفِّنَ فِي أَثْوَابِهِ، دَخَلَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقُلْتُ رَحْمَةُ اللَّهِ عَلَيْكَ أَبَا السَّائِبِ، فَشَهَادَتِي عَلَيْكَ لَقَدْ أَكْرَمَكَ اللَّهُ. فَقَالَ النَّبِيُّ صلى الله عليه وسلم "وَمَا يُدْرِيكِ أَنَّ اللَّهَ قَدْ أَكْرَمَهُ". فَقُلْتُ بِأَبِي أَنْتَ يَا رَسُولَ اللَّهِ فَمَنْ يُكْرِمُهُ اللَّهُ فَقَالَ "أَمَّا هُوَ فَقَدْ جَاءَهُ الْيَقِينُ، وَاللَّهِ إِنِّي لأَرْجُو لَهُ الْخَيْرَ ، وَاللَّهِ مَا أَدْرِى - وَأَنَا رَسُولُ اللَّهِ - مَا يُفْعَلُ بِي". قَالَتْ فَوَاللَّهِ لاَ أُزَكِّى أَحَدًا بَعْدَهُ أَبَدًا. حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ عُفَيْرٍ، حَدَّثَنَا اللَّيْثُ مِثْلَهُ، وَقَالَ نَافِعُ بْنُ يَزِيدَ، عَنْ عُقَيْلٍ مَا يُفْعَلُ بِهِ، وَتَابَعَهُ شُعَيْبٌ، وَعَمْرُو بْنُ دِينَارٍ، وَمَعْمَرٌ.
Tercemesi:
Bize Yahya b. Bükeyr, ona el-Leys, ona Ukayl, ona da İbn Şihab’ın şöyle dediğini rivayet etti: Bana Harice b. Zeyd b. Sabit’in rivayet ettiğine göre, Hz. Peygamber'e (sav) beyat etmiş Ensar’dan bir kadın olan Ümmü'l-Alâ kendisine şunu haber vermiştir: Muhacirler kura ile (kalacakları yerler) paylaştırıldılar. Bizim payımıza Osman b. Mazun düştü. Biz de onu odalarımızdan birisine misafir ettik. O, vefatı ile neticelenen hastalığına yakalandı. Vefat edip, yıkanıp, kefen bezleri ile kefenlendikten sonra Rasulullah (sav) içeri girdi. Ben: Ey Ebu’s-Sâib, Allah’ın rahmeti sana olsun, ben senin hakkında Allah’ın sana ikramda bulunduğuna şahitlik ederim, dedim. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav), "Allah’ın kendisine ikramda bulunduğunu nereden biliyorsun?" buyurdu. Ben, Ey Allah’ın Rasulü, babam sana feda olsun, peki, Allah (ona ikam etmemişse) kime ikram eder? dedim. O, "Şimdi ona yakîn (gelmesi kesin olan ölüm) gelmiş bulunuyor. Allah’a yemin olsun, ben onun için hayır ümit ederim. Ama Allah’a yemin ederim ki, kendim Rasulullah olduğum halde bana ne yapılacağını bilemiyorum" buyurdu. (Ümmü'l-Alâ) dedi ki: Vallahi, ben bundan böyle, Osman b. Mazun'dan sonra kesinlikle kimseyi tezkiye etmeyeceğim.
Bize Said b. Ufeyr, ona da Ukayl bu hadisin bir benzerini nakletmiştir. Nâfi' b. Zeyd Ukayl'den mâ yuf'alü bihi şeklinde nakletmiştir.
Şuyab, Amr b. Dinar ve Ma'mer'de bu hadisi nakletmede ez-Zührî'ye mutabaat etmiştir.
Açıklama:
Şuayb b. Ebu Hamza ile müellif arasında inkita vardır.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Cenâiz 3, 1/432
Senetler:
1. Ümmü Alâ bt. Hâris b. Sâbit el-Ensariyye (Ümmü Alâ bt. Hâris b. Sâbit b. Hârice)
2. Ebu Zeyd Harice b. Zeyd el-Ensarî (Harice b. Zeyd b. Sabit b. Dahhak b. Zeyd)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Şuayb b. Ebu Hamza el-Ümevi (Şuayb b. Dinar)
Konular:
Bilgi, gayb bilgisi
Bilgi, Hz. Peygamber'in verdiği gaybi haberler
Kardeşlik, muhacir ve ensar arasında
Ölüm, sonrası tezkiye
Öneri Formu
Hadis Id, No:
9532, B001243
Hadis:
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ بُكَيْرٍ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنْ عُقَيْلٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ قَالَ أَخْبَرَنِي خَارِجَةُ بْنُ زَيْدِ بْنِ ثَابِتٍ أَنَّ أُمَّ الْعَلاَءِ - امْرَأَةً مِنَ الأَنْصَارِ - بَايَعَتِ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم أَخْبَرَتْهُ أَنَّهُ اقْتُسِمَ الْمُهَاجِرُونَ قُرْعَةً فَطَارَ لَنَا عُثْمَانُ بْنُ مَظْعُونٍ، فَأَنْزَلْنَاهُ فِي أَبْيَاتِنَا، فَوَجِعَ وَجَعَهُ الَّذِى تُوُفِّىَ فِيهِ، فَلَمَّا تُوُفِّىَ وَغُسِّلَ وَكُفِّنَ فِي أَثْوَابِهِ، دَخَلَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقُلْتُ رَحْمَةُ اللَّهِ عَلَيْكَ أَبَا السَّائِبِ، فَشَهَادَتِي عَلَيْكَ لَقَدْ أَكْرَمَكَ اللَّهُ. فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم "وَمَا يُدْرِيكِ أَنَّ اللَّهَ قَدْ أَكْرَمَهُ". فَقُلْتُ بِأَبِي أَنْتَ يَا رَسُولَ اللَّهِ فَمَنْ يُكْرِمُهُ اللَّهُ فَقَالَ "أَمَّا هُوَ فَقَدْ جَاءَهُ الْيَقِينُ، وَاللَّهِ إِنِّي لأَرْجُو لَهُ الْخَيْرَ، وَاللَّهِ مَا أَدْرِى - وَأَنَا رَسُولُ اللَّهِ - مَا يُفْعَلُ بِي". قَالَتْ فَوَاللَّهِ لاَ أُزَكِّى أَحَدًا بَعْدَهُ أَبَدًا. حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ عُفَيْرٍ، حَدَّثَنَا اللَّيْثُ مِثْلَهُ، وَقَالَ نَافِعُ بْنُ يَزِيدَ، عَنْ عُقَيْلٍ مَا يُفْعَلُ بِهِ، وَتَابَعَهُ شُعَيْبٌ، وَعَمْرُو بْنُ دِينَارٍ، وَمَعْمَرٌ.
Tercemesi:
Bize Yahya b. Bükeyr, ona el-Leys, ona Ukayl, ona da İbn Şihâb’ın şöyle dediğini rivayet etti: Bana Harice b. Zeyd b. Sabit’in rivayet ettiğine göre, Hz. Peygamber'e (sav) beyat etmiş Ensar’dan bir kadın olan Ümmü'l-Alâ kendisine şunu haber vermiştir: Muhacirler kura ile (kalacakları yerler) paylaştırıldılar. Bizim payımıza Osman b. Mazûn düştü. Biz de onu odalarımızdan birisine misafir ettik. Vefatı ile neticelenen hastalığına yakalandı. Vefat edip, yıkanıp, kefen bezleri ile kefenlendikten sonra Rasulullah (sav) içeri girdi. Ben. Ey Ebu’s-Sâib, Allah’ın rahmeti sana olsun. Ben senin hakkında Allah’ın sana ikramda bulunduğuna şahitlik ederim, dedim. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav), "Allah’ın kendisine ikramda bulunduğunu nereden biliyorsun?" buyurdu. Ben, Ey Allah’ın Rasulü, babam sana feda olsun, peki, Allah (ona ikram etmezse) kime ikram eder? dedim. O, "Şimdi yakîn (gelmesi kesin olan ölüm) ona gelmiş bulunuyor. Allah’a yemin olsun, ben onun için hayır ümit ederim. Ama Allah’a yemin ederim ki, kendim Rasulullah olduğum halde bana ne yapılacağını bilemiyorum" buyurdu. (Ümmü'l-Alâ) dedi ki: Vallahi, ben bundan böyle, ondan sonra hiçbir zaman kimseyi tezkiye etmeyeceğim.
Bize Said b. Ufeyr, ona da Ukayl bu hadisin bir benzerini nakletmiştir. Nâfi' b. Zeyd Ukayl'den mâ yuf'alü bihi şeklinde nakletmiştir.
Şuyab, Amr b. Dinar ve Ma'mer'de bu hadisi nakletmede ez-Zührî'ye mutabaat etmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Cenâiz 3, 1/432
Senetler:
1. Ümmü Alâ bt. Hâris b. Sâbit el-Ensariyye (Ümmü Alâ bt. Hâris b. Sâbit b. Hârice)
2. Ebu Zeyd Harice b. Zeyd el-Ensarî (Harice b. Zeyd b. Sabit b. Dahhak b. Zeyd)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Halid Ukayl b. Halid el-Eylî (Ukayl b. Halid b. Ukayl)
5. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
6. Yahya b. Bükeyr el-Kuraşî (Yahya b. Abdullah b. Bükeyr)
Konular:
Bilgi, gayb bilgisi
Bilgi, Hz. Peygamber'in verdiği gaybi haberler
Kardeşlik, muhacir ve ensar arasında
Ölüm, sonrası tezkiye
Öneri Formu
Hadis Id, No:
38156, HM004127
Hadis:
حَدَّثَنَا وَكِيعٌ حَدَّثَنَا الْأَعْمَشُ عَنْ زَيْدِ بْنِ وَهْبٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ(ح) و حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ سُلَيْمَانَ قَالَ سَمِعْتُ زَيْدَ بْنَ وَهْبٍ قَالَ سَمِعْتُ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ مَسْعُودٍ
عَنْ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِنَّكُمْ سَتَرَوْنَ بَعْدِي أَثَرَةً وَفِتَنًا وَأُمُورًا تُنْكِرُونَهَا قُلْنَا يَا رَسُولَ اللَّهِ فَمَاذَا تَأْمُرُ لِمَنْ أَدْرَكَ ذَلِكَ مِنَّا قَالَ تُؤَدُّونَ الْحَقَّ الَّذِي عَلَيْكُمْ وَتَسْأَلُونَ اللَّهَ الَّذِي لَكُمْ
Tercemesi:
Bize Veki' (b. Cerrah), ona (Süleyman b. Mihran) el-A'meş, ona Zeyd b. Vehb, ona da Abdullah b. Mesud (T) Bize Muhammed b. Cafer, ona Şu'be (b. Haccac), ona Süleyman (b. Mihran el-A'meş), ona Zeyd b. Vehb, ona da Abdullah b. Mesud, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu haber vermiştir: "Sizler benden sonra başkalarının size tercih edildiği durumlar, fitneler ve yadırgayacağınız işler göreceksiniz." Biz dedik ki; Ey Allah'ın Rasulü! Bizden o zamana erişen kişi için ne emredersin? Hz. Peygamber (sav) de şöyle buyurdu: "Sorumluluklarınızı yerine getirirsiniz. Hakkınız olanı da Allah'tan talep edersiniz."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Abdullah b. Mes'ud 4127, 2/141
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Ebu Süleyman Zeyd b. Vehb el-Cühenî (Zeyd b. Vehb)
3. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
4. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
5. Gunder Muhammed b. Cafer el-Hüzelî (Muhammed b. Cafer el-Hüzeli)
Konular:
Bilgi, Hz. Peygamber'in verdiği gaybi haberler
Haklar, Hak ve Özgürlüklerin Sağlanması ve Korunması
Haklar, haklara saygı
Haklar, kul Hakkı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
285973, M007245-3
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ وَعَمْرٌو النَّاقِدُ وَإِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ وَابْنُ أَبِى عُمَرَ - وَاللَّفْظُ لاِبْنِ أَبِى شَيْبَةَ - قَالَ إِسْحَاقُ أَخْبَرَنَا وَقَالَ الآخَرُونَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ عُرْوَةَ عَنْ أُسَامَةَ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم أَشْرَفَ عَلَى أُطُمٍ مِنْ آطَامِ الْمَدِينَةِ ثُمَّ قَالَ « هَلْ تَرَوْنَ مَا أَرَى إِنِّى لأَرَى مَوَاقِعَ الْفِتَنِ خِلاَلَ بُيُوتِكُمْ كَمَوَاقِعِ الْقَطْرِ » .
Tercemesi:
Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe, Amr en-Nâkıd, İshak b. İbrahim ve İbn Ebu Ömer -lafız İbn Ebu Şeybe’ye ait olmak üzere- rivayet ettiler. İshak: Ahberenâ: Bize haber verdi, derken diğerleri: Haddesenâ: Bize rivayet etti, dediler. Onlara Süfyan b. Uyeyne, ona ez-Zührî, ona Urve, ona Üsame’nin rivayet ettiğine göre, Nebi (sav) Medine’nin yüksek yapılarından birisinin üzerine çıkmış, sonra da: “Benim gördüğümü siz de görüyor musunuz? Şüphesiz ben, sizin evleriniz arasında fitnelerin düşeceği yerleri, yağmur tanelerinin düştüğü yerleri görürcesine görüyorum” buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Fiten ve Eşratu's-sâat 7245, /1180
Senetler:
1. Üsame b. Zeyd el-Kelbî (Üsame b. Zeyd b. Harise)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
5. Ebu Osman Amr b. Muhammed en-Nakıd (Amr b. Muhammed b. Bükeyr)
Konular:
Bilgi, gaybdan haber verme
Bilgi, Hz. Peygamber'in verdiği gaybi haberler
Öneri Formu
Hadis Id, No:
37588, HM003987
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ الصَّمَدِ حَدَّثَنَا هِشَامٌ عَنْ قَتَادَةَ عَنِ الْحَسَنِ عَنْ عِمْرَانَ بْنِ حُصَيْنٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مَسْعُودٍ أَنَّهُ قَالَ
تَحَدَّثْنَا لَيْلَةً عِنْدَ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ حَتَّى أَكْرَيْنَا الْحَدِيثَ ثُمَّ رَجَعْنَا إِلَى أَهْلِنَا فَلَمَّا أَصْبَحْنَا غَدَوْنَا عَلَى رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَقَالَ عُرِضَتْ عَلَيَّ الْأَنْبِيَاءُ بِأُمَمِهَا وَأَتْبَاعُهَا مِنْ أُمَمِهَا فَجَعَلَ النَّبِيُّ يَمُرُّ وَمَعَهُ الثَّلَاثَةُ مِنْ أُمَّتِهِ وَالنَّبِيُّ مَعَهُ الْعِصَابَةُ مِنْ أُمَّتِهِ وَالنَّبِيُّ مَعَهُ النَّفَرُ مِنْ أُمَّتِهِ وَالنَّبِيُّ مَعَهُ الرَّجُلُ مِنْ أُمَّتِهِ وَالنَّبِيُّ مَا مَعَهُ أَحَدٌ حَتَّى مَرَّ عَلَيَّ مُوسَى بْنُ عِمْرَانَ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فِي كَبْكَبَةٍ مِنْ بَنِي إِسْرَائِيلَ فَلَمَّا رَأَيْتُهُمْ أَعْجَبُونِي قُلْتُ يَا رَبِّ مَنْ هَؤُلَاءِ فَقَالَ هَذَا أَخُوكَ مُوسَى بْنُ عِمْرَانَ وَمَنْ مَعَهُ مِنْ بَنِي إِسْرَائِيلَ قُلْتُ يَا رَبِّ فَأَيْنَ أُمَّتِي قَالَ انْظُرْ عَنْ يَمِينِكَ فَإِذَا الظِّرَابُ ظِرَابُ مَكَّةَ قَدْ سُدَّ بِوُجُوهِ الرِّجَالِ قُلْتُ مَنْ هَؤُلَاءِ يَا رَبِّ قَالَ أُمَّتُكَ قُلْتُ رَضِيتُ رَبِّ قَالَ أَرَضِيتَ قُلْتُ نَعَمْ قَالَ انْظُرْ عَنْ يَسَارِكَ قَالَ فَنَظَرْتُ فَإِذَا الْأُفُقُ قَدْ سُدَّ بِوُجُوهِ الرِّجَالِ فَقَالَ رَضِيتَ قُلْتُ رَضِيتُ قِيلَ فَإِنَّ مَعَ هَؤُلَاءِ سَبْعِينَ أَلْفًا يَدْخُلُونَ الْجَنَّةَ لَا حِسَابَ علَيهُمْ فَأَنْشَأَ عُكَّاشَةُ بْنُ مِحْصَنٍ أَحَدُ بَنِي أَسَدِ بْنِ خُزَيْمَةَ فَقَالَ يَا نَبِيَّ اللَّهِ ادْعُ اللَّهَ أَنْ يَجْعَلَنِي مِنْهُمْ فَقَالَ اللَّهُمَّ اجْعَلْهُ مِنْهُمْ ثُمَّ أَنْشَأُ رَجُلٌ آخَرُ منهم فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ ادْعُ اللَّهَ أَنْ يَجْعَلَنِي مِنْهُمْ قَالَ سَبَقَكَ بِهَا عُكَّاشَةُ
Tercemesi:
Bize Abdüssamed, ona Hişam, ona Katade, ona Hasan, ona İmran b. Husayn, ona da Abdullah b. Mesud (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Bir gece Hz. Peygamber'in (sav) yanında uzun süre konuşmuştuk. Sonra ailemizin yanına döndük ve sabah erkenden onun (sav) yanına gittik. Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdular: Bu gece bana ümmetleri ve sonradan ona tabi olanlar ile birlikte peygamberler gösterildi. Bir peygamber yanında üç kişi ile, diğer bir peygamber yanında beş on kişi ile, bir başkası yanında bir grup ile, bir diğer peygamber yanında kimse olmadan geçti. Sonunda Musa b. İmran (as) yanında İsrailoğullarından bir cemaat ile bana uğradı ve onların durumu beni sevindirdi. Ben de bunlar kimdir Ya Rabbi, diye sorunca bana, o yanındaki israiloğulları ile birlikte kardeşin Musa'dır diye cevap verdi. Bunun üzerine Ey Rabbim, benim ümmetim nerede diye sordum. Bana sağ tarafa bak dedi. Bir de baktım ki insanlarla dolu Mekke'nin tepesi gibi bir tepe (dağ). Bunlar kimdir diye ya Rabbi diye sordum. Senin ümmetin diye cevap verdi. Ben de razı oldum rabbim dedim. Razı oldun mu diye sordu. Ben de evet dedim. Sonra sol tarafa bak dedi. Baktım ki ufuk insanlarla dolu. Bana razı oldun mu diye sordu. Ben de razı oldum diye karşılık verdim. Ayrıca bana, bunlarla birlikte yetmiş bin kişi cennete girer ki onlara hesap yoktur denildi. Bunun üzerine Beni Esed b. Huzeyme'den olan Ukkâşe b. Mıhsan, "Beni onlardan kılması için Allah'a dua et!" dedi. Rasûlullah (sav) da, "Allah'ım, Ukkaşe'yi onlardan kıl!" diye dua etti. Sonra başka bir adam kalktı ve o da, "Beni de onlardan kılması için Allah'a dua et!" dedi. Hz. Peygamber (sav), "Bu hususta Ukkâşe seni geçti" buyurdu.
Açıklama:
Hadis mütabileriyle birlikte sahihtir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Abdullah b. Mes'ud 3987, 2/112
Senetler:
()
Konular:
Bilgi, Hz. Peygamber'in verdiği gaybi haberler
Hz. Peygamber, ümmet sevgisi
Önceki Ümmetler, Peygamberleri
Peygamberler, Hz. Musa ve Ailesi
Ümmet, yetmiş bininin hesapsız cennete girmesi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35788, HM003806
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ حَدَّثَنَا مَعْمَرٌ عَنْ قَتَادَةَ عَنِ الْحَسَنِ عَنْ عِمْرَانَ بْنِ حُصَيْنٍ عَنِ ابْنِ مَسْعُودٍ قَالَ
أَكْثَرْنَا الْحَدِيثَ عِنْدَ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ذَاتَ لَيْلَةٍ ثُمَّ غَدَوْنَا إِلَيْهِ فَقَالَ عُرِضَتْ عَلَيَّ الْأَنْبِيَاءُ اللَّيْلَةَ بِأُمَمِهَا فَجَعَلَ النَّبِيُّ يَمُرُّ وَمَعَهُ الثَّلَاثَةُ وَالنَّبِيُّ وَمَعَهُ الْعِصَابَةُ وَالنَّبِيُّ وَمَعَهُ النَّفَرُ وَالنَّبِيُّ لَيْسَ مَعَهُ أَحَدٌ حَتَّى مَرَّ عَلَيَّ مُوسَى مَعَهُ كَبْكَبَةٌ مِنْ بَنِي إِسْرَائِيلَ فَأَعْجَبُونِي فَقُلْتُ مَنْ هَؤُلَاءِ فَقِيلَ لِي هَذَا أَخُوكَ مُوسَى مَعَهُ بَنُو إِسْرَائِيلَ قَالَ قُلْتُ فَأَيْنَ أُمَّتِي فَقِيلَ لِيَ انْظُرْ عَنْ يَمِينِكَ فَنَظَرْتُ فَإِذَا الظِّرَابُ قَدْ سُدَّ بِوُجُوهِ الرِّجَالِ ثُمَّ قِيلَ لِيَ انْظُرْ عَنْ يَسَارِكَ فَنَظَرْتُ فَإِذَا الْأُفُقُ قَدْ سُدَّ بِوُجُوهِ الرِّجَالِ فَقِيلَ لِي أَرَضِيتَ فَقُلْتُ رَضِيتُ يَا رَبِّ رَضِيتُ يَا رَبِّ قَالَ فَقِيلَ لِي إِنَّ مَعَ هَؤُلَاءِ سَبْعِينَ أَلْفًا يَدْخُلُونَ الْجَنَّةَ بِغَيْرِ حِسَابٍ فَقَالَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فِدًا لَكُمْ أَبِي وَأُمِّي إِنْ اسْتَطَعْتُمْ أَنْ تَكُونُوا مِنْ السَّبْعِينَ الْأَلْفِ فَافْعَلُوا فَإِنْ قَصَّرْتُمْ فَكُونُوا مِنْ أَهْلِ الظِّرَابِ فَإِنْ قَصَّرْتُمْ فَكُونُوا مِنْ أَهْلِ الْأُفُقِ فَإِنِّي قَدْ رَأَيْتُ ثَمَّ نَاسًا يَتَهَاوَشُونَ فَقَامَ عُكَّاشَةُ بْنُ مِحْصَنٍ فَقَالَ ادْعُ اللَّهَ لِي يَا رَسُولَ اللَّهِ أَنْ يَجْعَلَنِي مِنْ السَّبْعِينَ فَدَعَا لَهُ فَقَامَ رَجُلٌ آخَرُ فَقَالَ ادْعُ اللَّهَ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَنْ يَجْعَلَنِي مِنْهُمْ فَقَالَ قَدْ سَبَقَكَ بِهَا عُكَّاشَةُ قَالَ ثُمَّ تَحَدَّثْنَا فَقُلْنَا مَنْ تَرَوْنَ هَؤُلَاءِ السَّبْعُونَ الْأَلْفُ قَوْمٌ وُلِدُوا فِي الْإِسْلَامِ لَمْ يُشْرِكُوا بِاللَّهِ شَيْئًا حَتَّى مَاتُوا فَبَلَغَ ذَلِكَ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَقَالَ هُمْ الَّذِينَ لَا يَكْتَوُونَ وَلَا يَسْتَرْقُونَ وَلَا يَتَطَيَّرُونَ وَعَلَى رَبِّهِمْ يَتَوَكَّلُونَ
Tercemesi:
Bize Abdürrezzak, ona Ma'mer, ona Katade, ona Hasan, ona İmran b. Husayn, ona da İbn Mesud (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Bir gece Hz. Peygamber'in (sav) yanında çokça konuşmuştuk. Sonra sabah erkenden onun yanına gittik. Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdular: Bu gece bana ümmetleri ile birlikte peygamberler gösterildi. Bir peygamber yanında üç kişi ile, diğer bir peygamber yanında beş on kişi ile, bir başkası yanında bir grup ile, bir diğer peygamber yanında kimse olmadan geçti. Sonunda Musa (as) yanında İsrailoğullarından bir cemaat ile bana uğradı ve onların [durumu] beni sevindirdi. Ben de bunlar kimdir diye sorunca bana o yanında israiloğulları ile birlikte kardeşin Musa'dır diye cevap verildi. Bunu üzerine benim ümmetim nerede diye sordum. Bana sağ tarafa bak denildi. Bir de baktım ki insanlarla dolu küçük bir tepe. Sonra sol tarafa bak denildi. Baktım ki ufuk insanlarla dolu. Bana razı oldun mu diye soruldu. Ben de razı oldum Ya Rabbi, razı oldum Ya Rabbi, diye karşılık verdim. Ayrıca bana, bunlarla birlikte yetmiş bin kişi hesapsız bir şekilde cennete girer denildi. Peygamber (sav), anam babam size feda olsun, güç yetirebilirseniz yetmiş bin kişi içinde yer almaya çalışın, eğer başaramazsanız küçük tepedeki topluluk içinde yer alın, onu da yapamazsanız ufuktaki insanlar içinde yer alın. Ben orada iç içe girmiş insanlar gördüm. Bunun üzerine Ukkâşe b. Mıhsan ayağa kalktı ve "Beni yetmiş [binden] kılması için Allah'a dua et!" dedi. Rasûlullah (sav) da, ["Allah'ım, Ukkaşe'yi onlardan kıl!" diye] dua etti. Sonra başka bir adam kalktı ve o da, "Beni de onlardan kılması için Allah'a dua et!" dedi. Hz. Peygamber (sav), "Bu hususta Ukkâşe seni geçti" buyurdu.
[İbn Mesud] sonra biz kendi aramızda bu yetmiş bin kişi kimdir diye konuştuk. Onların Müslüman olarak doğmuş ve şirk koşmadan ölen kimseler olduğunu söyledik. Bizim bu sözümüz Peygamber'e (sav) ulaşınca o da şöyle buyurdu:
"Onlar, ateşle dağlama yapmayan, rukye yapmayan ve uğursuzluk telakkisine inanmayan, onlar ancak rablerine tevekkül edenlerdir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Abdullah b. Mes'ud 3806, 2/69
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Ebu Nüceyd İmran b. Husayn el-Ezdî (İmran b. Husayn b. Ubeyd b. Halef b. Abdünühüm)
3. Ebu Said Hasan el-Basrî (Hasan b. Yesâr)
4. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
5. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
6. ُEbu Bekir Abdürrezzak b. Hemmam (Abdürrezzak b. Hemmam b. Nafi)
Konular:
Bilgi, Hz. Peygamber'in verdiği gaybi haberler
Hz. Peygamber, ümmet sevgisi
Önceki Ümmetler, Peygamberleri
Peygamberler, Hz. Musa ve Ailesi
Ümmet, yetmiş bininin hesapsız cennete girmesi
حَدَّثَنَا مُعَاذُ بْنُ فَضَالَةَ حَدَّثَنَا هِشَامٌ عَنْ يَحْيَى عَنْ هِلاَلِ بْنِ أَبِى مَيْمُونَةَ حَدَّثَنَا عَطَاءُ بْنُ يَسَارٍ أَنَّهُ سَمِعَ أَبَا سَعِيدٍ الْخُدْرِىَّ - رضى الله عنه - يُحَدِّثُ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم جَلَسَ ذَاتَ يَوْمٍ عَلَى الْمِنْبَرِ وَجَلَسْنَا حَوْلَهُ فَقَالَ « إِنِّى مِمَّا أَخَافُ عَلَيْكُمْ مِنْ بَعْدِى مَا يُفْتَحُ عَلَيْكُمْ مِنْ زَهْرَةِ الدُّنْيَا وَزِينَتِهَا » . فَقَالَ رَجُلٌ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَوَيَأْتِى الْخَيْرُ بِالشَّرِّ فَسَكَتَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم فَقِيلَ لَهُ مَا شَأْنُكَ تُكَلِّمُ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم وَلاَ يُكَلِّمُكَ فَرَأَيْنَا أَنَّهُ يُنْزَلُ عَلَيْهِ . قَالَ - فَمَسَحَ عَنْهُ الرُّحَضَاءَ فَقَالَ « أَيْنَ السَّائِلُ » وَكَأَنَّهُ حَمِدَهُ . فَقَالَ « إِنَّهُ لاَ يَأْتِى الْخَيْرُ بِالشَّرِّ ، وَإِنَّ مِمَّا يُنْبِتُ الرَّبِيعُ يَقْتُلُ أَوْ يُلِمُّ إِلاَّ آكِلَةَ الْخَضْرَاءِ ، أَكَلَتْ حَتَّى إِذَا امْتَدَّتْ خَاصِرَتَاهَا اسْتَقْبَلَتْ عَيْنَ الشَّمْسِ ، فَثَلَطَتْ وَبَالَتْ وَرَتَعَتْ ، وَإِنَّ هَذَا الْمَالَ خَضِرَةٌ حُلْوَةٌ ، فَنِعْمَ صَاحِبُ الْمُسْلِمِ مَا أَعْطَى مِنْهُ الْمِسْكِينَ وَالْيَتِيمَ وَابْنَ السَّبِيلِ - أَوْ كَمَا قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم - وَإِنَّهُ مَنْ يَأْخُذُهُ بِغَيْرِ حَقِّهِ كَالَّذِى يَأْكُلُ وَلاَ يَشْبَعُ ، وَيَكُونُ شَهِيدًا عَلَيْهِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10469, B001465
Hadis:
حَدَّثَنَا مُعَاذُ بْنُ فَضَالَةَ حَدَّثَنَا هِشَامٌ عَنْ يَحْيَى عَنْ هِلاَلِ بْنِ أَبِى مَيْمُونَةَ حَدَّثَنَا عَطَاءُ بْنُ يَسَارٍ أَنَّهُ سَمِعَ أَبَا سَعِيدٍ الْخُدْرِىَّ - رضى الله عنه - يُحَدِّثُ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم جَلَسَ ذَاتَ يَوْمٍ عَلَى الْمِنْبَرِ وَجَلَسْنَا حَوْلَهُ فَقَالَ « إِنِّى مِمَّا أَخَافُ عَلَيْكُمْ مِنْ بَعْدِى مَا يُفْتَحُ عَلَيْكُمْ مِنْ زَهْرَةِ الدُّنْيَا وَزِينَتِهَا » . فَقَالَ رَجُلٌ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَوَيَأْتِى الْخَيْرُ بِالشَّرِّ فَسَكَتَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم فَقِيلَ لَهُ مَا شَأْنُكَ تُكَلِّمُ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم وَلاَ يُكَلِّمُكَ فَرَأَيْنَا أَنَّهُ يُنْزَلُ عَلَيْهِ . قَالَ - فَمَسَحَ عَنْهُ الرُّحَضَاءَ فَقَالَ « أَيْنَ السَّائِلُ » وَكَأَنَّهُ حَمِدَهُ . فَقَالَ « إِنَّهُ لاَ يَأْتِى الْخَيْرُ بِالشَّرِّ ، وَإِنَّ مِمَّا يُنْبِتُ الرَّبِيعُ يَقْتُلُ أَوْ يُلِمُّ إِلاَّ آكِلَةَ الْخَضْرَاءِ ، أَكَلَتْ حَتَّى إِذَا امْتَدَّتْ خَاصِرَتَاهَا اسْتَقْبَلَتْ عَيْنَ الشَّمْسِ ، فَثَلَطَتْ وَبَالَتْ وَرَتَعَتْ ، وَإِنَّ هَذَا الْمَالَ خَضِرَةٌ حُلْوَةٌ ، فَنِعْمَ صَاحِبُ الْمُسْلِمِ مَا أَعْطَى مِنْهُ الْمِسْكِينَ وَالْيَتِيمَ وَابْنَ السَّبِيلِ - أَوْ كَمَا قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم - وَإِنَّهُ مَنْ يَأْخُذُهُ بِغَيْرِ حَقِّهِ كَالَّذِى يَأْكُلُ وَلاَ يَشْبَعُ ، وَيَكُونُ شَهِيدًا عَلَيْهِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ » .
Tercemesi:
Bize Muâz b. Fedâle, ona Hişam, ona Yahya, ona Hilâl b. Ebu Meymune, ona Atâ b. Yesâr’ın rivayet ettiğine göre o, Ebu Saîd el-Hudrî’yi (ra) şunu rivayet ederken dinlemiştir: Nebi (sav) bir gün minbere oturdu, biz de etrafında oturduk. Allah Rasulü: "Şüphesiz benim, benden sonrası için sizin adınıza korktuğum şeylerden birisi de sizin üzerinize açılacak olan dünya hayatının güzellikleri ve süsleridir" buyurdu. Bir adam: Ey Allah’ın Rasulü, hayır şer ile birlikte gelir mi ki? dedi. Nebi (sav) sustu, ona: Sana ne oluyor? Nebi (sav) ile konuştuğun halde, O seninle konuşmadı. Biz ona vahyin inmekte olduğunu gördük. Üzerindeki teri sildikten sonra soru soranı över gibi: "O soru soran nerede?" buyurdu ve şöyle devam etti: "Gerçek şu ki hayır şer ile gelmez, şüphesiz, baharın bitirdiği otlardan bazıları öldürücüdür yahut da ölümün kertesine kadar getirir ama yeşil ot otlayan (hayvanlar) müstesnâdır. Bu, her iki böğrü de genişleyip şişinceye kadar yer, daha sonra güneşe döner, küçük ve büyük pisliğini yapar ve otlamaya devam eder. İşte, şüphesiz, bu (dünya) mal(ı) da yeşildir, tatlıdır. O maldan, yoksula, yetime ve yolda vatanından uzak kalmış kimseye bir şeyler veren için Müslümanın ne güzel bir arkadaşıdır" -ya da Nebi’nin (sav) buyurduğu gibi-. "Ama o malı haksız yere alan bir kimse, yiyip de doymayan kimse gibidir ve bu malı Kıyamet gününde aleyhine bir şahit olacaktır."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Zekât 47, 1/479
Senetler:
1. Ebu Said el-Hudrî (Sa'd b. Malik b. Sinan b. Sa'lebe b. Ebcer)
2. Ebu Muhammed Ata b. Yesar el-Hilalî (Ata b. Yesar)
3. İbn Ebu Meymune Hilal b. Ebu Meymune el-Kuraşî (Hilal b. Ali b. Üsame)
4. Ebu Nasr Yahya b. Ebu Kesir et-Tâî (Yahya b. Salih b. Mütevekkil)
5. Hişam b. Ebu Abdullah ed-Destevâî (Hişam b. Senber)
6. Ebu Zeyd Muaz b. Fedale ez-Zehrani (Muaz b. Fedale)
Konular:
Bilgi, Hz. Peygamber'in verdiği gaybi haberler
Dünya, Zenginlik
Kıyamet, alametleri, Gelecek Tasavvuru
Öneri Formu
Hadis Id, No:
37834, HM002553
Hadis:
حَدَّثَنَا عَفَّانُ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ هُوَ ابْنُ سَلَمَةَ أَخْبَرَنَا عَمَّارٌ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ
رَأَيْتُ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فِيمَا يَرَى النَّائِمُ بِنِصْفِ النَّهَارِ وَهُوَ قَائِمٌ أَشْعَثَ أَغْبَرَ بِيَدِهِ قَارُورَةٌ فِيهَا دَمٌ فَقُلْتُ بِأَبِي أَنْتَ وَأُمِّي يَا رَسُولَ اللَّهِ مَا هَذَا قَالَ هَذَا دَمُ الْحُسَيْنِ وَأَصْحَابِهِ لَمْ أَزَلْ أَلْتَقِطُهُ مُنْذُ الْيَوْمِ فَأَحْصَيْنَا ذَلِكَ الْيَوْمَ فَوَجَدُوهُ قُتِلَ فِي ذَلِكَ الْيَوْمِ
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Abdullah b. Abbas b. Abdulmuttalib 2553, 1/730
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ammar b. Ebu Ammar el-Hâşimî (Ammar b. Ebu Ammar)
3. Ebu Seleme Hammad b. Seleme el-Basrî (Hammad b. Seleme b. Dînar)
4. Ebu Osman Affân b. Müslim el-Bahilî (Affân b. Müslim b. Abdullah)
Konular:
Bilgi, Hz. Peygamber'in verdiği gaybi haberler
Ehl-i beyt, Hz. Hüseyin
Rüya, tabirleri, Hz. Peygamber'in
Öneri Formu
Hadis Id, No:
39366, HM002722
Hadis:
حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ هو ابن عيسى حَدَّثَنِي مُحَمَّدُ بْنُ ثَابِتٍ الْعَبْدِيُّ عَنْ جَبَلَةَ بْنِ عَطِيَّةَ عَنْ إِسْحَاقَ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الْحَارِثِ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ
بَيْنَا رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فِي بَيْتِ بَعْضِ نِسَائِهِ إِذْ وَضَعَ رَأْسَهُ فَنَامَ فَضَحِكَ فِي مَنَامِهِ فَلَمَّا اسْتَيْقَظَ قَالَتْ لَهُ امْرَأَةٌ مِنْ نِسَائِهِ لَقَدْ ضَحِكْتَ فِي مَنَامِكَ فَمَا أَضْحَكَكَ قَالَ أَعْجَبُ مِنْ نَاسٍ مِنْ أُمَّتِي يَرْكَبُونَ هَذَا الْبَحْرَ هَوْلَ الْعَدُوِّ يُجَاهِدُونَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ فَذَكَرَ لَهُمْ خَيْرًا كَثِيرًا
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Abdullah b. Abbas b. Abdulmuttalib 2722, 1/767
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. İshak b. Abdullah el-Haşimi (İshak b. Abdullah b. Haris b. Nevfel)
3. Cebele b. Atiyye el-Filistinî (Cebele b. Atiyye)
4. Ebu Abdullah Muhammed b. Sabit el-Abdi (Muhammed b. Sabit b. Ebu Zeyd b. Ahtab)
5. İshak b. İsa el-Bağdadi (İshak b. İsa b. Necih)
Konular:
Bilgi, Hz. Peygamber'in verdiği gaybi haberler
Cihad, fazileti
Hz. Peygamber, ümmet sevgisi
Rüya, tabirleri, Hz. Peygamber'in
Öneri Formu
Hadis Id, No:
41899, HM003055
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو الْمُغِيرَةِ حَدَّثَنَا الْأَوْزَاعِيُّ عَنْ بَعْضِ إِخْوَانِهِ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عُبَيْدٍ الْمَكِّيِّ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَبَّاسٍ قَالَ
قِيلَ لِابْنِ عَبَّاسٍ إِنَّ رَجُلًا قَدِمَ عَلَيْنَا يُكَذِّبُ بِالْقَدَرِ فَقَالَ دُلُّونِي عَلَيْهِ وَهُوَ يَوْمَئِذٍ قَدْ عَمِيَ قَالُوا وَمَا تَصْنَعُ بِهِ يَا أَبَا عَبَّاسٍ قَالَ وَالَّذِي نَفْسِي بِيَدِهِ لَئِنْ اسْتَمْكَنْتُ مِنْهُ لَأَعَضَّنَّ أَنْفَهُ حَتَّى أَقْطَعَهُ وَلَئِنْ وَقَعَتْ رَقَبَتُهُ فِي يَدَيَّ لَأَدُقَّنَّهَا فَإِنِّي سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَقُولُ كَأَنِّي بِنِسَاءِ بَنِي فِهْرٍ يَطُفْنَ بِالْخَزْرَجِ تَصْطَكُّ أَلْيَاتُهُنَّ مُشْرِكَاتٍ هَذَا أَوَّلُ شِرْكِ هَذِهِ الْأُمَّةِ وَالَّذِي نَفْسِي بِيَدِهِ لَيَنْتَهِيَنَّ بِهِمْ سُوءُ رَأْيِهِمْ حَتَّى يُخْرِجُوا اللَّهَ مِنْ أَنْ يَكُونَ قَدَّرَ خَيْرًا كَمَا أَخْرَجُوهُ مِنْ أَنْ يَكُونَ قَدَّرَ شَرًّا
Tercemesi:
Muhammed b. Ubeyd el-Mekki'den: İbn Abbas' a (Radıyallahü anhüm):
'Bizim yanımıza kaderi inkar eden biri geldi' denilince:
'Beni ona götürün,'dedi, o sıralarda amaydı (görmüyordu).
'Ey Ebu Abbas, ona ne yapacaksın?' dediler.
İbn Abbas:
'Nefsimi elinde tutan Allah'a yemin ederim ki onu yakalarsam burnunu koparacağım ve boynu elime geçerse onu da kıracağım. Ben Rasulullah'tan (Sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle işittim':
"Sanki ben, Fihr kabilesinin kadınları arasındayım, (kendilerini görür
gibiyim) ki onlar Hazrecde kalçaları birbirlerine değecek şekilde (kalabalıklar halinde) müşrikçe (putları) tavaf edecekler. Bu, İslam ümmetinde görülecek ilk şirk hareketidir.
Nefsimi elinde tutan Allah'a yemin ederim ki bu sapık düşünce onları 'Allah şerri takdir etmedi' demelerine götürdüğü gibi, 'Allah hayrı da takdir etmedi' demeye kadar götürdü."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Abdullah b. Abbas b. Abdulmuttalib 3055, 1/833
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Muhammed b. Ubeyd el-Mekki (Muhammed b. Ubeyd b. Ebu Salih)
3. Mübhem Ravi (Mübhem)
4. Ebu Amr Abdurrahman b. Amr el-Evzaî (Abdurrahman b. Amr b. Yahmed)
5. Ebu Muğîra Abdülkuddüs b. Haccâc el-Havlânî (Abdulkuddüs b. Haccâc)
Konular:
Allah İnancı, takdiri
Bilgi, Hz. Peygamber'in verdiği gaybi haberler
Farklı inanç kesimleriyle ilişkiler
Hz. Peygamber, gelecekten haber vermesi
İman, Esasları, Kaza ve Kader
İman, Esasları: Kader, Allah'ın dilemesi/meşîet
KTB, İMAN
KTB, KADER
Şirk, Şirk- Müşrik