485 Kayıt Bulundu.
Bize Abdullah b. Muhammed, ona Muaviye b. Amr, ona Ebu İshak, ona Abdullah b. Abdurrahman el-Ensârî, ona da Enes b. Mâlik (ra) şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav), Milhân'ın kızının yanına girdi ve yanında uzandı. Ardından güldü. O, “ey Allah'ın Rasulü, niçin güldün?” dedi. Hz. Peygamber (sav), "ümmetimden (bazı) insanlar Allah yolunda yeşil denizde (Akdeniz'de) yol alıyorlar. Onların misali, tahtlar üzerinde kralların misalidir" buyurdu. O, “ey Allah'ın Rasulü, beni onlardan kılması için Allah'a dua et” dedi. Nebî (sav), "Allah'ım, onu onlardan kıl" buyurdu. Sonra tekrar uyuyup uyandı ve güldü. Milhân Kızı yine benzer şekilde ya da “niçin güldün” bunun sordu. Hz. Peygamber (sav) de benzer şekilde cevap verdi. O, “beni onlardan kılması için Allah'a dua et” dedi. Nebî (sav) "Sen ilklerdensin, sonunculardan değil" buyurdu. Râvi der ki: Enes “sonra Milhan kızı Ubâde b. Sâmit ile evlendi ve Karaza kızı ile birlikte deniz seferine gitmek üzere gemiye bindi. Geri dönerken bineğine bindiğinde bineği onu, üzerinden attı, oda düşüp öldü” demiştir.
Bize Abdullah b. Muhammed, ona Muâviye b. Amr, ona Ebu İshak, ona Abdullah b. Abdurrahman el-Ensarî, ona da Enes (ra) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) Milhân kızının yanına girdi ve onun yanında iken biraz uzanıp (uyudu), sonra (uyandı ve) güldü, Milhan kızı “ey Allah’ın Rasulü, neden güldün?” dedi. O "ümmetimden bir takım kimseler Allah yolunda yeşil deniz'de (Akdeniz'de) gemiye binecekler. Onların misali tahtları üzerindeki kralları andıracaktır" dedi. Milhan kızı “ey Allah’ın Rasulü, beni de onlardan kılması için Allah’a dua et” dedi. Rasulullah (sav) "Allah’ım, onu da onlardan kıl" buyurdu. Sonra aynı şekilde uyudu, uyandı ve güldü. Milhân Kızı yine aynı soruyu sordu, yahut da “neden güldün?” dedi. Hz. Peygamber (sav) de aynı cevabı verdi. Milhân Kızı “beni de onlardan kılması için Allah’a dua et” dedi. Rasulullah (sav) "sen öncekilerdensin, sonrakilerden değilsin" buyurdu. Râvi der ki: Enes “sonra Milhan kızı Ubâde b. Sâmit ile evlendi ve Karaza kızı ile birlikte deniz seferine gitmek üzere gemiye bindi. Geri dönerken bineğine bindiğinde bineği onu, üzerinden attı, oda düşüp öldü” demiştir.
Bize Ebu Numan, ona Hammâd b. Zeyd, ona Yahya, ona Muhammed b. Yahya b. Habbân, ona da Enes b. Mâlik (ra), Ümmü Harâm'dan naklen şöyle rivayet etmiştir: Nebî (sav), bir gün evimizde öğle uykusuna yattı, ardından gülerek uyandı. Ümmü Harâm “ey Allah'ın Rasulü, seni güldüren de nedir?” dedi. Nebî (sav), "Ümmetimden, tahtlar üzerindeki krallar gibi denizde yol alan bir gruba şaşırdım" buyurdu. Ben “ey Allah'ı Rasulü, beni onlardan kılması için Allah'a dua et” dedim. O da "sen onlardansın" buyurdu. Ardından tekrar uyudu ve gülerek uyandı. Bu dediğini iki ya da üç kere daha söyledi. Ben “ey Allah'ın Rasulü, beni onlardan kılması için Allah'a dua et” dedim. Hz. Peygamber (sav) de "sen, ilklerdensin" buyurdu. Ubâde b. Sâmit, onunla evlendi ve beraber gazâya çıktı. Döndüğünde binmesi için kendisine binek yaklaştırıldı ama o düşüverdi ve boynu kırıldı!
Bize Ebu Numan, ona Hammâd b. Zeyd, ona Yahya b. Muhammed b. Yahya b. Habban, ona Enes b. Mâlik (ra), ona da Ümmü Harâm şöyle rivayet etmiştir: Nebi (sav) bir gün evinde öğleden sonra uykusuna yatmıştı, gülerek uyandı, Ümm Haram “Ey Allah’ın Rasulü, seni güldüren nedir?” diye sordu. Hz. Peygamber “ümmetimden; gemiye binerek tahtlar üzerindeki krallar gibi yolculuk yapan bir topluluğun durumuna hayret ettim” buyurdu. Bunun üzerine ben “ey Allah’ın Rasulü, beni de onlardan kılması için Allah’a dua et” dedim. Hz. Peygamber “sen onlarla beraber olacaksın” buyurdu. Sonra bir daha uyudu, gülerek uyandı ve öncekinin aynısını iki ya da üç defa söyledi. Ben “ey Allah’ın Rasulü, Allah’ın beni onlardan kılması için Allah’a dua et” dedim. O da “sen ilklerdensin” buyurdu. Sonra Ubâde b. Sâmit onunla evlendi ve birlikte gazaya çıktı, geri döndüğünde binmesi için binek hayvanı ona yaklaştırıldı, o da (binerken) hayvandan düştü ve boynu kırıldı.
Bize İshak b. Yezid ed-Dımaşkî, ona Yahya b. Hamza, ona Sevr b. Yezid, ona Hâlid b. Ma'dân, ona da, Hıms sahilinde kendisine ait bir evde eşi Ümmü Haram yaşayan Ubâde b. Sâmit'in yanına gelen Umeyr b. Esved el-Ansî, Ümmü Harâm'dan naklen Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: Nebî (sav) "Ümmetimden deniz gazâsına çıkacak ilk orduya (cennet) vacip oldu" buyurdu. Ümmü Harâm, “ey Allah'ın Rasulü, ben içlerinde miyim?” dedi. Hz. Peygamber (sav) "evet, içlerindesin" buyurdu. Ardından Hz. Peygamber (sav), "Ümmetimden Kayser'in şehrine gazâ edecek ilk ordu da bağışlanmıştır" buyurdu. Ben “ey Allah'ın Rasulü ben içlerinde miyim?” dedim. Efendimiz "Hayır" dedi.
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Mâlik, ona Yahya b. Saîd, ona Muhammed b. İbrahim b. Hâris et-Teymî, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman, ona da Ebu Saîd el-Hudrî (ra) şöyle dedi: Rasulullah’ı (sav) şöyle buyururken işittim: “Aranızdan öyle bir topluluk çıkacak ki onların namazlarına kıyasla kendi namazlarınızı, oruçlarına kıyasla kendi oruçlarınızı, diğer amellerine göre kendi amellerinizi oldukça küçümseyeceksiniz. Bununla birlikte bunlar Kur’ân okuyacaklar ama hançerelerini aşmayacak. Okun hedefini delip çıktığı gibi dinden öylece çıkarlar. Okun sahibi (hedefi delip geçen) okunun demirine bakar, bir şey görmez, okun tahta kısmına bakar, yine bir şey görmez, okun tüylerine bakar, yine bir şey görmez, hatta okun sahibi (acaba ava isabet etti mi) şüphesi ile el-Fûk denilen yere (okun ucuna) da bakar (orada da kan izi göremez).”
Bize İsmail, ona Mâlik, ona İshak b. Abdullah b. Ebu Talha ona da Enes b. Mâlik (ra) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) Kuba’ya gittiği zaman, Milhan kızı Ümm Haram’ın yanına da gider, o da ona yemek ikram ederdi. Ümm Haram, Ubâde b. Sâmit ile evliydi. Bir gün onun evine gitti, o da ona yemek ikram etti. Rasulullah (sav) uyuduktan sonra gülerek uyandı. Ümmü Harâm der ki: Ben “Ey Allah’ın Rasulü, neden gülüyorsun?” dedim. O da "ümmetimden Allah yolunda gazaya çıkmış bir takım kimseler bana gösterildi, onlar şu deniz üstündeki gemilere, tıpkı tahtlar üzerindeki krallar gibi binmişlerdi" ya da "tahtlar üzerindeki krallar gibilerdi" dedi. -Rivayette şüpheye düşen ravi İshak’tır.- Ben “Allah’a, beni onlardan kılması için dua et” dedim. Dua etti. Sonra başını bir daha koydu ve uyudu, sonra yine gülerek uyandı. Ben “neden gülüyorsun ey Allah’ın Rasulü”, dedim. O da "Allah yolunda gazaya çıkan ümmetimden bir takım kimseler bana gösterildi. Onlar tahtlar üzerinde krallar olarak" –yahut da- "tahtlar üzerindeki krallar gibi bu denizdeki gemilere biniyorlar" buyurdu. Ben “Allah’a beni de onlardan kılması için dua et” dedim. "Sen öncekilerdensin” buyurdu. Daha sonra Muâviye zamanında gemiye bindi, denizden çıktığı zaman bindiği hayvanından düştü ve şehit oldu.