Giriş

Bize Yakub, ona babası (İbrahim b. Sa'd), ona Salih b. Keysân, ona İbn Şihâb, ona Abdurrahman b. Abdullah b. Ka’b b. Malik, ona da Hz. Peygamber (sav) ile birlikte Hayber’de bulunan bazı kişiler şöyle rivayet etmiştir: "Allah Rasulü (sav), kendisiyle birlikte Hayber'de bulunan biri için 'bu cehennemliktir' buyurdu. Savaş başladığında adam kahramanca savaştı ve bir çok yerinden yaralandı. Ashaptan bazıları Hz. Peygamber’e (sav) geldiler ve 'Ey Allah’ın Rasulü, Cehennem ehlinden olduğunu söylediğin kişi hakkındaki düşüncen nedir? Allah’a yemin olsun ki, o, Allah kahramanca savaştı ve bir çok yerinden yaralandı' dediler. Hz. Peygamber (sav) 'O cehennem ehlindendir' dedi. İnsanlar tereddüde düştüler. Onlar bu halde iken, yaraları dolayısıyla ıstırap çeken adam, eliyle ok kabına uzandı, bir ok çıkardı ve onunla intihar etti. Adamın biri Hz. Peygamber’e (sav) koştu ve 'Ey Allah’ın Rasulü! Allah senin sözünü doğruladı. Falan kişi intihar ederek canına kıydı' dedi."


    Öneri Formu
64880 HM017350 İbn Hanbel, IV, 135

Bize Abdurrezzâk, ona Ma'mer, ona Zuhrî, ona Urve b. Zübeyir, ona da Hz. Âişe şöyle demiştir: "Ben kendimi bildim bileli, annem ve babam Müslümandı. Hiçbir gün geçmezdi ki, Rasulullah (sav) bize iki vakit —sabah ve akşam— uğramamış olsun. Müslümanlar imtihan ve baskıya uğrayınca, Ebu Bekir Habeşistan tarafına hicret etmek üzere yola çıktı. Birkü’l-Gımâd denilen yere ulaştığında, Kârre kabilesinin reisi olan İbn Duğunne ile karşılaştı. İbn Duğunne ona 'Ey Ebu Bekir! Nereye gidiyorsun?' diye sordu. Ebu Bekir, 'Kavmim beni (yurdumdan) çıkardı' dedi. (...) Ravi hadisin devamını anlattı, sonra da şöyle dedi: Rasulullah (sav) Müslümanlara 'Ben, sizin hicret edeceğiniz yeri gördüm. Bana, iki siyah taşlık (harre) arasında, Hurma ağaçlarının bulunduğu tuzlu/çorak düzlük (sebha) gösterildi' buyurdu. Bunun üzerine Medine’ye hicret edecek olanlar yola çıktı. Daha önce Habeşistan’a hicret etmiş bazı Müslümanlar da Medine’ye döndü. Ebu Bekir de hicret hazırlığına başladı. Ancak Rasulullah (sav) ona 'Acele etme, çünkü bana izin verilmesini umuyorum' buyurdu. Ebu Bekir 'Babam ve anam sana feda olsun, bunu umuyor musun?' diye sordu. Rasulullah (sav) ona 'Evet' dedi. Bunun üzerine Ebu Bekir, Rasulullah'a (sav) arkadaşlık edebilmek için beklemeye başladı ve dört ay boyunca, elinde bulunan iki bineğini (devesini), semur ağacının yapraklarıyla besledi." Zuhrî der ki: Urve’nin aktardığına gör Hz. Âişe şöyle demiştir: "Bir gün öğle sıcağında evimizde oturuyorduk. Ebu Bekir’e iki kişi gelerek 'İşte Rasulullah (sav) başını örtmüş (tekkanni etmiş) olarak, üstelik alışık olmadığımız bir vakitte bize geliyor' dediler. Ebu Bekir 'Babam ve anam Ona feda olsun! Eğer bu saatte gelmişse mutlaka önemli bir iş vardır' dedi. Rasulullah (sav) geldi, izin istedi, ona izin verildi. İçeri girince Ebu Bekir’e 'Yanındakileri dışarı çıkar' buyurdu. Ebu Bekir 'Babam ve anam sana feda olsun ey Allah’ın Rasulü! (Yabancı yok.) Onlar ancak senin ailendir' dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'Bana (hicret için) çıkmama izin verildi' buyurdu. Ebu Bekir 'Babam sana feda olsun ey Allah’ın Rasulü! (Bu yolculukta) sana arkadaşlık (edecek miyim?)' dedi. Rasulullah (sav) 'Evet' buyurdu. Ebu Bekir 'Babam sana feda olsun ey Allah’ın Rasulü! Şu iki deveden birini al' dedi. Rasulullah (sav) 'Bedelini ödeyerek (alırım)' buyurdu. Âişe der ki: Biz onlara en iyi şekilde yol azığı hazırladık. Bir azık torbasına yiyecek koyduk. Ebu Bekir’in kızı Esmâ, kuşağını ikiye ayırdı, bir parçasıyla torbayı bağladı. Bu sebeple ona 'Zâtü’n-Nitâkeyn' (iki kuşak sahibi) lakabı verildi. Sonra Rasulullah (sav) ile Ebu Bekir, Sevr adlı dağdaki bir mağaraya ulaştılar ve orada üç gece kaldılar."


    Öneri Formu
75653 HM026144 İbn Hanbel, VI, 197

Bana İshak b. Mansur, ona Ebu Davud et-Tayâlisî, ona İbrahim b. Sa’d, ona babası (sa'd b. İbrahim), ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre’nin rivayet ettiğine göre Nebi (sav) şöyle buyurmuştur: "Bir fitne olacak. O fitne zamanında, uykuda olan, uyanık olandan, uyanık olan ayakta olandan, ayakta olan yürüyenden daha hayırlıdır. Kim bir sığınak ya da korunacak bir yer bulursa hemen sığınsın."


    Öneri Formu
183 M007249 Müslim, Fiten ve Eşrâtu's-Sâa, 12

Bana Amr b. Hâlid, ona Leys, ona Yezid b. Ebu Habib, ona Ebu Hayr, ona Ukbe şöyle rivayet etmiştir: Nebi (sav) bir gün (Medine’nin) dışına çıkıp Uhud’da şehit düşenlere cenaze namazı kıldı. Sonra minbere çıkıp şunları söyledi: "Ben, sizden önde (ahirete) gitmiş olacağım ve ben sizin üzerinize şahidim. Vallahi şu an (Kevser) Havuzuma bakıyorum. Bana yeryüzü hazinelerinin –yahut yeryüzünün- anahtarları verildi. Allah’a yemin olsun ki, ben, sizin, benden sonra şirk koşacağınızdan korkmuyorum, ama dünyalık uğruna birbirinizle yarışa girmenizden endişe ediyorum."


    Öneri Formu
31294 B004085 Buhari, Megâzî, 27

Bize Muâz b. Fedâle, ona Hişam, ona Yahya, ona Hilâl b. Ebu Meymune, ona Atâ b. Yesâr, ona da Ebu Saîd el-Hudrî’yi (ra) şunu rivayet etmiştir: "Nebi (sav) bir gün minbere oturdu, biz de etrafında oturduk. Allah Rasulü (sav) 'Şüphesiz benim, benden sonrası için sizin adınıza korktuğum şeylerden birisi de sizin üzerinize açılacak olan dünya hayatının güzellikleri ve süsleridir' buyurdu. Bir adam 'Ey Allah’ın Rasulü, hayır (mal) kötülük getirir mi ki?' dedi. Nebi (sav) sustu. Adama 'Sana ne oluyor? Nebi (sav) seninle muhatap olmadığı halde ona soru sordun' diye çıkıştılar. Sonra baktık ki Hz. Peygamber'e vahiy iniyor. Üzerindeki teri sildikten sonra soru soranı över gibi 'O soru soran nerede?' buyurdu ve şöyle devam etti: Gerçek şu ki hayır (mal) elbette kötülük getirmez. Ancak baharın bitirdiği otlardan bazıları öldürür ya da zehirler. Ama ot yiyen (hayvanlar) bundan etkilenmez. Onlar, her iki böğrü de genişleyip şişinceye kadar yer, daha sonra güneşe döner, küçük ve büyük pisliğini yapar ve otlamaya devam eder. İşte bu (dünya) malı da yeşildir, tatlıdır. Müslüman zengin kendisine verilen servetten yetime, fakire, yolda kalmışlara infak ederse ne güzeldir! [ya da ifade Nebi’nin (sav) buyurduğu gibidir.] Ama o malı haksız yere alan bir kimse, yiyip de doymayan kimse gibidir ve bu malı Kıyamet gününde aleyhine bir şahit olacaktır."


    Öneri Formu
10469 B001465 Buhari, Zekat, 47

Bize Abdurrezzâk, ona Ma'mer, ona Zührî, ona İbn Müseyyeb, ona da Ebu Hüreyre şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) ile birlikte Hayber savaşına katılmıştık. Hz. Peygamber (sav) Müslüman olduğunu iddia eden bir kişi hakkında 'Bu Cehennem ehlindendir' dedi. Savaş başladığında o kişi kahramanca savaştı ve yaralandı. Bunun üzerine 'Ey Allah’ın Rasulü! Hakkında 'o cehennemliktir' dediğin şahıs bugün kahramanca savaştı ve öldü' dediler. Rasulullah (sav) 'O cehenneme gitti' buyurdu. İnsanlar buna anlam veremediler. Tam bu sırada, onun ölmediği, ağır yaralandığı haberi geldi. Gece olunca, yaranın verdiği ıstıraba dayanamadı ve intihar etti. Bu durum kendisine haber verilince Allah Rasulü (sav) 'Allahu Ekber! Ben, Allah’ın kulu ve elçisi olduğuma şahitlik ediyorum' dedi ve Bilal’e emretti, Bilal de 'Cennete, ancak Müslüman olan kimselerin girecektir. Aziz ve Celil olan Allah bu dini fâcir adamlarla da destekler' diye ilan etti."


    Öneri Formu
44188 HM008076 İbn Hanbel, II, 310