146 Kayıt Bulundu.
Bize Yusuf b. Hammad el-Ma'nî el-Basrî, ona Osman b. Abdurrahman el-Cumahî, ona Muhammed b. Ziyad, ona da Ebu Hureyre (ra) Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti. "Selamı yayın, yemek ikram edin ve kafirlerin başını vurun. Böylece cennete varis olursunuz." Bu babda Abdullah b. Amr, İbn Ömer, Enes, Abdullah b. Selam, Abdurrahman b. Aişe, Şüreyh b. Hani'nin babasından naklen rivayet vardır. Ebu İsa -Tirmizi- Bu hadis İbn Ziyad'ın Ebu Hureyre'den, hasen, sahih ve garip bir rivayetidir.
Bize Said b. Amir, ona Avf, ona da Zürare b. Evfa, Abdullah b. Selam'ın şöyle dediğini rivayet etti. "Rasûlullah (sav) Medine'ye geldiğinde -ki insanlar onun gelişini yüksek bir yerden gözetliyorlardı-, "Rasûlullah (sav) geldi" (diye) seslendiler." (Abdullah b. Sellam devamla şöyle) dedi; "(karşılamaya) çıkanlar arasında ben de çıktım. Yüzünü gördüğümde bu yüzün bir yalancı yüzü olmadığını anladım. (Ondan) İşittiğim ilk sözler şunlar oldu: "Ey insanlar! Selamı yayın, yemek yedirin, sıla-i rahim yapın ve insanlar uyurken namaz kılın ki emân içerisinde cennete girin."
Bize Kuteybe, ona Leys, ona Yezîd b. Ebu Habîb, ona Ebü’l-Hayr, ona Abdullah b. Amr rivayet etmiştir ki bir adam: – “Ey Allah’ın Rasûlu, hangi davranış daha hayırlıdır”, diye sordu. O da: – “Yemek yedirmen, tanıdığın-tanımadığın herkese selam vermendir” buyurdu.
Bize Seleme b. Şebîb ve Abd b. Humeyd, onlara Abdürrezzak, ona Ma’mer, ona Eyyûb, ona Ebû Kılâbe, ona İbn Abbâs (ra) şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “Rabbim bana bu gece en güzel surette geldi (ravilerden biri: "sanırım 'uyku aleminde' dedi" diye söyledi) ve bana şöyle dedi: “Ey Muhammed! Mele-i alâda (melekler aleminde) ne tartışılır bilir misin?” buyurdu. Ben “Bilmiyorum” dedim. Bunun üzerine elini iki omuzum arasına koydu, onun soğukluğunu göğsümde (veya boğazımda) hissettim. Sonra göklerde ve yerde ne varsa hepsini bildim. Sonra “Ey Muhammed! Mele-i alâda (melekler âleminde) ne tartışılır bilir misin?” diye sordu. Ben “Evet, bilirim” dedim. “Keffâretler (ve dereceler) hakkında” buyurdu. Keffâretler namazdan sonra mescitlerde kalıp (sonraki namazı beklemek) ve cemaate yaya olarak gitmek, zor zamanlarda dahi abdesti dosdoğru almaktır. Her kim bunları yaparsa hayırla yaşar hayırla ölür. Anasından doğduğu günkü gibi günahsız olur. Sonra şöyle buyurdu: "Ey Muhammed! Namazı kıldığın zaman şöyle de: "Allah’ım senden dileğim odur ki iyilikleri yapayım, kötülükleri terk edeyim, miskinleri seveyim. Eğer kullarına bir sıkıntı verip onları bir fitne ile denemek isteyecek olursan beni bu fitneye bulaştırmadan emanetini geri al." Dereceler ise selamı yaymak, (eşe dosta, kimsesizlere) yemek yedirmek, geceleyin herkes uyurken namaz kılmaktır." Ebû İsa (et-Tirmizî) şöyle demiştir: Bu hadisin senedinde Ebû Kılâbe ile İbn Abbas arasında bir kişiyi daha zikretmişlerdir. Katâde bu hadisi, Ebû Kılâbe - Hâlid b. el-Leclâc – İbn Abbâs senediyle de rivayet etmiştir.
Bize Said b. Âmir, ona Avf, ona Zürâre b. Evfâ, ona Abdullah b. Selâm şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) Medine'ye vardığında -ki halk onun gelişini gözlemeye çıkmıştı- : "Allah'ın elçisi geldi, Allah'ın elçisi geldi." dediler. (Onu karşılamak için) çıkanlarla birlikte ben de çıkmıştım. Onun yüzünü görünce bu yüzün yalancı yüzü olmadığını anladım. Ondan ilk işittiğim söz şuydu: "Ey insanlar! Selamı yayınız, yemek yediriniz, akrabalarınızla sıla-i rahim yapınız, insanlar uyurken namaz kılınız ki selametle Cennete giresiniz."
Bize Hüseyin el-Cu'fi, ona Zâide, ona Ata b. Sâib, ona babası, ona da Abdullah b. Amr Hz. Peygamber'den şöyle rivayet etmiştir: 'Rahman'a ibadet edin, yoksulları yedirin ve selamı yayın ki cennete giresiniz.'a
Açıklama: mütabileriyle sahihtir.