Öneri Formu
Hadis Id, No:
10997, İM000870
Hadis:
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ مُحَمَّدٍ وَعَمْرُو بْنُ عَبْدِ اللَّهِ قَالاَ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ عُمَارَةَ عَنْ أَبِى مَعْمَرٍ عَنْ أَبِى مَسْعُودٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « لاَ تُجْزِئُ صَلاَةٌ لاَ يُقِيمُ الرَّجُلُ فِيهَا صُلْبَهُ فِى الرُّكُوعِ وَالسُّجُودِ » .
Tercemesi:
Bize Ali b. Muhammed ve Amr b. Abdullah, onlara Vekî‘, ona el-A‘meş, ona Umâre, ona Ebu Ma‘mer, ona da Ebu Mesud’un şöyle dediğini rivayet etmiştir: Rasulullah (sav): “Rükû ve sücudunda belini düzgün tutmayan adamın namazı geçerli olmaz” buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, İkâmetu's-salât ve's-sünnetü fîhâ 16, /146
Senetler:
1. Ebu Mesud el-Ensarî (Ukbe b. Amr b. Sa'lebe b. Esire b. Asire)
2. Ebu Mamer Abdullah b. Sahbera el-Ezdî (Abdullah b. Sahbera)
3. Umare b. Umeyr et-Teymi (Umare b. Umeyr)
4. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
5. Ebu Süfyan Veki' b. Cerrah er-Ruâsî (Veki' b. Cerrah b. Melih b. Adî)
6. Ebu Osman Amr b. Abdullah el-Evdî (Amr b. Muhammed b. Abdullah)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Namaz, rüku'da nasıl olunacağı ve ne kadar kalınacağı
Namaz, ta'dil-i erkâna riayet
Secde
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10999, İM000871
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا مُلاَزِمُ بْنُ عَمْرٍو عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ بَدْرٍ أَخْبَرَنِى عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ عَلِىِّ بْنِ شَيْبَانَ عَنْ أَبِيهِ . عَلِىِّ بْنِ شَيْبَانَ - وَكَانَ مِنَ الْوَفْدِ - قَالَ خَرَجْنَا حَتَّى قَدِمْنَا عَلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَبَايَعْنَاهُ وَصَلَّيْنَا خَلْفَهُ فَلَمَحَ بِمُؤْخِرِ عَيْنِهِ رَجُلاً لاَ يُقِيمُ صَلاَتَهُ - يَعْنِى صُلْبَهُ - فِى الرُّكُوعِ وَالسُّجُودِ فَلَمَّا قَضَى النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم الصَّلاَةَ قَالَ « يَا مَعْشَرَ الْمُسْلِمِينَ لاَ صَلاَةَ لِمَنْ لاَ يُقِيمُ صُلْبَهُ فِى الرُّكُوعِ وَالسُّجُودِ » .
Tercemesi:
Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe, ona Mülâzim b. Amr, ona Abdullah b. Bedr, ona Abdurrahman b. Ali b. Şeybân, ona babası Ali b. Şeybân’ın –ki o (Rasulullah’a kavmi adına gelen) heyetin arasında idi- şöyle dediğini rivayet etmiştir: Bizler kabilemizin yurdundan dışarı çıktık ve sonunda Rasulullah’ın (sav) huzuruna vardık, ona bey’at ettik. Arkasında namaz kıldık. Göz ucuyla bir adamın rükû ve sücut halinde namazını doğru kılmadığını – yani belini düzgün tutmadığını- fark etti. Nebi (sav) namazı bitirince: “Ey müslümanlar topluluğu! Rükû ve sücud halinde belini doğrultmayanın namazı yoktur” buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, İkâmetu's-salât ve's-sünnetü fîhâ 16, /146
Senetler:
1. Ali b. Şeyban es-Süheymi (Ali b. Şeyban b. Amr b. Abdullah b. Amr)
2. Abdurrahman b. Ali el-Hanefi (Abdurrahman b. Ali b. Şeyban)
3. Abdullah b. Bedr es-Semi'i (Abdullah b. Bedr b. Umeyra b. Haris)
4. Mülazim b. Amr el-Hanefi (Mülazim b. Amr b. Abdullah b. Bedr)
5. Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe el-Absî (Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman)
Konular:
Hz. Peygamber, beşer olarak
KTB, NAMAZ,
Namaz, ta'dil-i erkâna riayet
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ حُجْرٍ أَخْبَرَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ جَعْفَرٍ عَنْ يَحْيَى بْنِ عَلِىِّ بْنِ يَحْيَى بْنِ خَلاَّدِ بْنِ رَافِعٍ الزُّرَقِىِّ عن أبيه عَنْ جَدِّهِ عَنْ رِفَاعَةَ بْنِ رَافِعٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بَيْنَمَا هُوَ جَالِسٌ فِى الْمَسْجِدِ يَوْمًا قَالَ رِفَاعَةُ وَنَحْنُ مَعَهُ إِذْ جَاءَهُ رَجُلٌ كَالْبَدَوِىِّ فَصَلَّى فَأَخَفَّ صَلاَتَهُ ثُمَّ انْصَرَفَ فَسَلَّمَ عَلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « وَعَلَيْكَ فَارْجِعْ فَصَلِّ فَإِنَّكَ لَمْ تُصَلِّ » . فَرَجَعَ فَصَلَّى ثُمَّ جَاءَ فَسَلَّمَ عَلَيْهِ فَقَالَ « وَعَلَيْكَ فَارْجِعْ فَصَلِّ فَإِنَّكَ لَمْ تُصَلِّ » . فَفَعَلَ ذَلِكَ مَرَّتَيْنِ أَوْ ثَلاَثًا كُلُّ ذَلِكَ يَأْتِى النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَيُسَلِّمُ عَلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَيَقُولُ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « وَعَلَيْكَ فَارْجِعْ فَصَلِّ فَإِنَّكَ لَمْ تُصَلِّ » . فَخَافَ النَّاسُ وَكَبُرَ عَلَيْهِمْ أَنْ يَكُونَ مَنْ أَخَفَّ صَلاَتَهُ لَمْ يُصَلِّ فَقَالَ الرَّجُلُ فِى آخِرِ ذَلِكَ فَأَرِنِى وَعَلِّمْنِى فَإِنَّمَا أَنَا بَشَرٌ أُصِيبُ وَأُخْطِئُ . فَقَالَ « أَجَلْ إِذَا قُمْتَ إِلَى الصَّلاَةِ فَتَوَضَّأْ كَمَا أَمَرَكَ اللَّهُ ثُمَّ تَشَهَّدْ وَأَقِمْ فَإِنْ كَانَ مَعَكَ قُرْآنٌ فَاقْرَأْ وَإِلاَّ فَاحْمَدِ اللَّهَ وَكَبِّرْهُ وَهَلِّلْهُ ثُمَّ ارْكَعْ فَاطْمَئِنَّ رَاكِعًا ثُمَّ اعْتَدِلْ قَائِمًا ثُمَّ اسْجُدْ فَاعْتَدِلْ سَاجِدًا ثُمَّ اجْلِسْ فَاطْمَئِنَّ جَالِسًا ثُمَّ قُمْ فَإِذَا فَعَلْتَ ذَلِكَ فَقَدْ تَمَّتْ صَلاَتُكَ وَإِنِ انْتَقَصْتَ مِنْهُ شَيْئًا انْتَقَصْتَ مِنْ صَلاَتِكَ » . قَالَ وَكَانَ هَذَا أَهْوَنَ عَلَيْهِمْ مِنَ الأَوَّلِ أَنَّهُ مَنِ انْتَقَصَ مِنْ ذَلِكَ شَيْئًا انْتَقَصَ مِنْ صَلاَتِهِ وَلَمْ تَذْهَبْ كُلُّهَا . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ وَعَمَّارِ بْنِ يَاسِرٍ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ رِفَاعَةَ بْنِ رَافِعٍ حَدِيثٌ حَسَنٌ . وَقَدْ رُوِىَ عَنْ رِفَاعَةَ هَذَا الْحَدِيثُ مِنْ غَيْرِ وَجْهٍ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
11523, T000302
Hadis:
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ حُجْرٍ أَخْبَرَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ جَعْفَرٍ عَنْ يَحْيَى بْنِ عَلِىِّ بْنِ يَحْيَى بْنِ خَلاَّدِ بْنِ رَافِعٍ الزُّرَقِىِّ عن أبيه عَنْ جَدِّهِ عَنْ رِفَاعَةَ بْنِ رَافِعٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بَيْنَمَا هُوَ جَالِسٌ فِى الْمَسْجِدِ يَوْمًا قَالَ رِفَاعَةُ وَنَحْنُ مَعَهُ إِذْ جَاءَهُ رَجُلٌ كَالْبَدَوِىِّ فَصَلَّى فَأَخَفَّ صَلاَتَهُ ثُمَّ انْصَرَفَ فَسَلَّمَ عَلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « وَعَلَيْكَ فَارْجِعْ فَصَلِّ فَإِنَّكَ لَمْ تُصَلِّ » . فَرَجَعَ فَصَلَّى ثُمَّ جَاءَ فَسَلَّمَ عَلَيْهِ فَقَالَ « وَعَلَيْكَ فَارْجِعْ فَصَلِّ فَإِنَّكَ لَمْ تُصَلِّ » . فَفَعَلَ ذَلِكَ مَرَّتَيْنِ أَوْ ثَلاَثًا كُلُّ ذَلِكَ يَأْتِى النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَيُسَلِّمُ عَلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَيَقُولُ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « وَعَلَيْكَ فَارْجِعْ فَصَلِّ فَإِنَّكَ لَمْ تُصَلِّ » . فَخَافَ النَّاسُ وَكَبُرَ عَلَيْهِمْ أَنْ يَكُونَ مَنْ أَخَفَّ صَلاَتَهُ لَمْ يُصَلِّ فَقَالَ الرَّجُلُ فِى آخِرِ ذَلِكَ فَأَرِنِى وَعَلِّمْنِى فَإِنَّمَا أَنَا بَشَرٌ أُصِيبُ وَأُخْطِئُ . فَقَالَ « أَجَلْ إِذَا قُمْتَ إِلَى الصَّلاَةِ فَتَوَضَّأْ كَمَا أَمَرَكَ اللَّهُ ثُمَّ تَشَهَّدْ وَأَقِمْ فَإِنْ كَانَ مَعَكَ قُرْآنٌ فَاقْرَأْ وَإِلاَّ فَاحْمَدِ اللَّهَ وَكَبِّرْهُ وَهَلِّلْهُ ثُمَّ ارْكَعْ فَاطْمَئِنَّ رَاكِعًا ثُمَّ اعْتَدِلْ قَائِمًا ثُمَّ اسْجُدْ فَاعْتَدِلْ سَاجِدًا ثُمَّ اجْلِسْ فَاطْمَئِنَّ جَالِسًا ثُمَّ قُمْ فَإِذَا فَعَلْتَ ذَلِكَ فَقَدْ تَمَّتْ صَلاَتُكَ وَإِنِ انْتَقَصْتَ مِنْهُ شَيْئًا انْتَقَصْتَ مِنْ صَلاَتِكَ » . قَالَ وَكَانَ هَذَا أَهْوَنَ عَلَيْهِمْ مِنَ الأَوَّلِ أَنَّهُ مَنِ انْتَقَصَ مِنْ ذَلِكَ شَيْئًا انْتَقَصَ مِنْ صَلاَتِهِ وَلَمْ تَذْهَبْ كُلُّهَا . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ وَعَمَّارِ بْنِ يَاسِرٍ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ رِفَاعَةَ بْنِ رَافِعٍ حَدِيثٌ حَسَنٌ . وَقَدْ رُوِىَ عَنْ رِفَاعَةَ هَذَا الْحَدِيثُ مِنْ غَيْرِ وَجْهٍ .
Tercemesi:
Bize Ali b. Hucr, ona İsmail b. Cafer, ona Yahya b. Ali b. Yahya b. Hallâd b. Râfi' ez-Zürakî, ona babası, ona dedesi, ona da Rifâ'a b. Râfi' şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav) bir gün mescitte otururken ve bizler de beraberinde iken bedevî gibi bir adam ona gelirverdi. Namaz kıldı (ancak) hafif tuttu. Ardından ayrıldı ve Nebî (sav)'ye selam verdi. Nebî (sav), ''sana da'' (diyerek selamını aldı ve ''dön, namaz kıl; zira sen namaz kılmadın'' buyurdu. (Adam) döndü, namaz kıldı, sonra gelip ona selam verdi. Hz. Peygamber (sav), ''sana da'' (demek suretiyle selamını aldı) ve ''dön, namaz kıl; çünkü sen namaz kılmadın'' buyurdu. Bunu iki ya da üç defa yaptı ve her seferinde Nebî (sav)'ye geldi, Hz. Peygamber (sav)'e selam verdi, o da ''sana da'' (diyerek selamını aldı) ve ''dön, namaz kıl; zira sen namaz kılmadın'' buyurdu. İnsanlar endişe ettiler, namazını hafif bir şekilde kılanın namaz kılmamış (olduğunu sanmaları) onlara ağır geldi. Adam, son defasında ''bana göster ve bana öğret. Ben ancak insanım; doğru da yaparım yanılırım da'' dedi. Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: ''Tabii. Namaz kılacağın zaman Allah'ın sana emrettiği gibi abdest al. Sonra ezan okuyup kamet getir. Eğer Kur'ân'dan ezberin varsa oku. Yoksa, Allah'a hamd et, tekbir getir, tehlilde bulun, ardından rükûya git. Rükûyu tam yap! Akabinde, doğrulduğunda da itidalli ol. Daha sonra secdeye git; secde ederken de mutedil ol. Ardından otur; otururken de itidal üzere ol. Sonra kalk. Bunu yaptığında namazın tamamlanmış olur. Bun(lar)dan bir şeyi eksik yaparsan namazı eksik kılmış olursun. (Rifâ'a) diyor ki: Bu, ashaba ilkinden daha kolay geldi. Zira bunlardan eksik yapanın namazı eksik olmuş oluyor, yok hükmünde sayılmıyordu.
Bu konuda Ebu Hureyre ve Ammar b. Yâsir'den de hadis rivayet edilmiştir. Ebu İsa şöyle demiştir: Rifâ'a b. Râfi' hadisi, hasen bir hadistir. Bu hadis Rifâ'a'dan pek çok tarik ile rivayet edilmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Salât 110, 2/100
Senetler:
1. Ebu Muaz Rifa'a b. Rafi' ez-Zürakî (Rifa'a b. Rafi' b. Malik b. Malik b. Aclan)
2. Ebu Ali Yahya b. Hallad el-Ensari (Yahya b. Hallad b. Râfi' b. Malik b. Aclan)
3. Yahya b. Ali ez-Züraki (Yahya b. Ali b. Yahya b. Hallad b. Râfi' b. Malik)
4. Ebu İshak İsmail b. Cafer el-Ensarî (İsmail b. Cafer b. Ebu Kesir)
5. Ebu Hasan Ali b. Hucr es-Sa'dî (Ali b. Hucr b. İyas b. Mukatil)
Konular:
Hz. Peygamber, namaz kılış şekli
KTB, NAMAZ,
Namaz, iade edilmesi
Namaz, Namazda disiplin
Namaz, ta'dil-i erkâna riayet
Öneri Formu
Hadis Id, No:
273308, M000904-2
Hadis:
حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ مَنْصُورٍ وَقُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ وَأَبُو كَامِلٍ الْجَحْدَرِىُّ وَمُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ الْمَلِكِ الأُمَوِىُّ - وَاللَّفْظُ لأَبِى كَامِلٍ - قَالُوا حَدَّثَنَا أَبُو عَوَانَةَ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ يُونُسَ بْنِ جُبَيْرٍ عَنْ حِطَّانَ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ الرَّقَاشِىِّ قَالَ صَلَّيْتُ مَعَ أَبِى مُوسَى الأَشْعَرِىِّ صَلاَةً فَلَمَّا كَانَ عِنْدَ الْقَعْدَةِ قَالَ رَجُلٌ مِنَ الْقَوْمِ أُقِرَّتِ الصَّلاَةُ بِالْبِرِّ وَالزَّكَاةِ - قَالَ - فَلَمَّا قَضَى أَبُو مُوسَى الصَّلاَةَ وَسَلَّمَ انْصَرَفَ فَقَالَ أَيُّكُمُ الْقَائِلُ كَلِمَةَ كَذَا وَكَذَا قَالَ فَأَرَمَّ الْقَوْمُ ثُمَّ قَالَ أَيُّكُمُ الْقَائِلُ كَلِمَةَ كَذَا وَكَذَا فَأَرَمَّ الْقَوْمُ فَقَالَ لَعَلَّكَ يَا حِطَّانُ قُلْتَهَا قَالَ مَا قُلْتُهَا وَلَقَدْ رَهِبْتُ أَنْ تَبْكَعَنِى بِهَا . فَقَالَ رَجُلٌ مِنَ الْقَوْمِ أَنَا قُلْتُهَا وَلَمْ أُرِدْ بِهَا إِلاَّ الْخَيْرَ . فَقَالَ أَبُو مُوسَى أَمَا تَعْلَمُونَ كَيْفَ تَقُولُونَ فِى صَلاَتِكُمْ إِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم خَطَبَنَا فَبَيَّنَ لَنَا سُنَّتَنَا وَعَلَّمَنَا صَلاَتَنَا فَقَالَ « إِذَا صَلَّيْتُمْ فَأَقِيمُوا صُفُوفَكُمْ ثُمَّ لْيَؤُمَّكُمْ أَحَدُكُمْ فَإِذَا كَبَّرَ فَكَبِّرُوا وَإِذَا قَالَ غَيْرِ الْمَغْضُوبِ عَلَيْهِمْ وَلاَ الضَّالِّينَ فَقُولُوا آمِينَ . يُجِبْكُمُ اللَّهُ فَإِذَا كَبَّرَ وَرَكَعَ فَكَبِّرُوا وَارْكَعُوا فَإِنَّ الإِمَامَ يَرْكَعُ قَبْلَكُمْ وَيَرْفَعُ قَبْلَكُمْ » . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « فَتِلْكَ بِتِلْكَ وَإِذَا قَالَ سَمِعَ اللَّهُ لِمَنْ حَمِدَهُ . فَقُولُوا اللَّهُمَّ رَبَّنَا لَكَ الْحَمْدُ . يَسْمَعُ اللَّهُ لَكُمْ فَإِنَّ اللَّهَ تَبَارَكَ وَتَعَالَى قَالَ عَلَى لِسَانِ نَبِيِّهِ صلى الله عليه وسلم سَمِعَ اللَّهُ لِمَنْ حَمِدَهُ . وَإِذَا كَبَّرَ وَسَجَدَ فَكَبِّرُوا وَاسْجُدُوا فَإِنَّ الإِمَامَ يَسْجُدُ قَبْلَكُمْ وَيَرْفَعُ قَبْلَكُمْ » . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « فَتِلْكَ بِتِلْكَ . وَإِذَا كَانَ عِنْدَ الْقَعْدَةِ فَلْيَكُنْ مِنْ أَوَّلِ قَوْلِ أَحَدِكُمُ التَّحِيَّاتُ الطَّيِّبَاتُ الصَّلَوَاتُ لِلَّهِ السَّلاَمُ عَلَيْكَ أَيُّهَا النَّبِىُّ وَرَحْمَةُ اللَّهِ وَبَرَكَاتُهُ السَّلاَمُ عَلَيْنَا وَعَلَى عِبَادِ اللَّهِ الصَّالِحِينَ أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَأَشْهَدُ أَنَّ مُحَمَّدًا عَبْدُهُ وَرَسُولُهُ » .
Tercemesi:
Bize Said b. Mansur, Kuteybe b. Said, Ebu Kamil el-Cahderî ve Abdülmelik el-Emevî, (lafız Ebu Kamil el-Cahderî'ye aittir.) zikredilen dört kişiye Ebu Avane (Vazzah b. Abdullah), ona Katade, ona Yunus b. Cübeyr, ona da Hıttan b. Abdullah er-Rakkâşî şöyle nakletmiştir: Ebu Musa el-Eşarî ile birlikte namaz kıldım. Namazdaki oturuşta iken (cemaatteki) topluluktan bir adam; namaz, sadaka ve zekatla birlikte sabit oldu, dedi. Ebu Musa namazı bitirince selam verip namazdan çıktı ve şu kelimeleri söyleyen hanginizdi? dedi. Cemaat susup cevap vermedi. Ebu Musa, Şu kelimeleri söyleyen hanginizdi? diye tekrarladı. Cemaat yine susunca, Ey Hıttân! muhtemelen sen söyledin dedi. (Hıttan) Ben söylemedim, ama beni azarlarsın diye de korktum, dedi. Bu sırada cemaatten bir adam kalkıp, o kelimeleri ben söyledim fakat bu kelimelerle hayırdan başka bir şey kastetmedim, dedi. Bunun üzerine Ebu Musa, size namazda neler söylemeniz gerektiğini öğreteyim mi? Hz. Peygamber (sav), bize bir hutbe verdi ve (sünneti) bize takip etmemiz gereken yolu açıklayıp namazımızı (nasıl kılacağımızı) öğretti. Hz. Peygamber şöyle dedi: "Namaz kıldığınızda saflarınızı düzeltin, sonra içinizden biriniz imam olsun. İmam tekbir aldığından siz de tekbir alın. İmam 'gayri'l-mağdûbi aleyhim ve-le'd-dâllîn' (gazaba uğrayanların ve sapıtanların (yoluna) değil) dediğinde âmin deyin ki Allah (duanıza) icabet etsin. İmam tekbir alıp rükuya gittiğinde siz de tekbir alıp rükuya gidin. Zira İmam sizden önce ruküya gider, sizden önce rükudan doğrulur. Hz. Peygamber (sav) şöyle devam etti. Bu böyledir. İmam semiallahu limen hamideh (Allah hamdeden kulunu işitti) dediği zaman siz de Allahümme rabbena leke'l-hamd (Ey! Allahım Rabbimiz hamd senin içindir) deyiniz. Allah sizi işitir. Zira Allah tebareke ve teala Peygamber'i dilinde "Allah hamdeden kulunu işitmiştir" buyurmuştur. İmam tekbir alıp secde ettiğinde siz de tekbir alıp secde edin. Zira imam sizden önce secde eder ve secdeden doğrulur. Hz. Peygamber (sav) devam ederek bu da böyledir buyurdu ve namazdaki oturuşa gelince ilk söyleyeceğiniz şu sözler olsun: "et-Tahiyyatü et-tayyibatü es-salavâtü li'llâhi es-selâmü aleyke eyyühe'n-nebiyyü ve rahmetullahi ve berakâtühü es-selâmü aleyna ve alâ ibâdillâhi's-sâlihîn eşhedü en-lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve rasûlüh." (Selam, iyilikler ve övgüler Allah'a mahsustur. Sana selam olsun Allah'ın rahmeti ve bereketleri senin üzerine olsun Ey Nebî! Bize ve Allah'ın sâlih kullarına da selam olsun. Şehadet ederim ki, Allah'tan başka hiçbir ilâh yoktur. Yine şehadet ederim ki Muhammed Allah'ın kulu ve Rasulü'dür.)
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Salât 904, /171
Senetler:
1. Ebu Musa Abdullah b. Kays el-Eş'arî (Abdullah b. Kays b. Süleym)
2. Hıttan b. Abdullah er-Rakkâşî (Hıttan b. Abdullah)
3. Ebu Gallab Yunus b. Cübeyr el-Bahilî (Yunus b. Cübeyr)
4. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
5. Ebu Avane Vazzah b. Abdullah el-Yeşkurî (Vazzah b. Abdullah)
6. Ebu Kamil Fudayl b. Hüseyin el-Cahderî (Fudayl b. Hüseyin b. Talha)
Konular:
Dua, duaya amin demek
KTB, DUA
KTB, NAMAZ,
Namaz, amin demek
Namaz, âmin demenin fazileti
Namaz, cemaatle
Namaz, imama uyanın kıraati
Namaz, kılınış şekli/nasıl kılınacağı
Namaz, kıraat
Namaz, Namazda disiplin
Namaz, Namazda imamet, duruşu, kişi sayısı vs
Namaz, namazda konuşmak
Namaz, saf tutma ve düzeni
Namaz, ta'dil-i erkâna riayet
Namaz, tekbir
Öneri Formu
Hadis Id, No:
273309, M000904-3
Hadis:
حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ مَنْصُورٍ وَقُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ وَأَبُو كَامِلٍ الْجَحْدَرِىُّ وَمُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ الْمَلِكِ الأُمَوِىُّ - وَاللَّفْظُ لأَبِى كَامِلٍ - قَالُوا حَدَّثَنَا أَبُو عَوَانَةَ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ يُونُسَ بْنِ جُبَيْرٍ عَنْ حِطَّانَ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ الرَّقَاشِىِّ قَالَ صَلَّيْتُ مَعَ أَبِى مُوسَى الأَشْعَرِىِّ صَلاَةً فَلَمَّا كَانَ عِنْدَ الْقَعْدَةِ قَالَ رَجُلٌ مِنَ الْقَوْمِ أُقِرَّتِ الصَّلاَةُ بِالْبِرِّ وَالزَّكَاةِ - قَالَ - فَلَمَّا قَضَى أَبُو مُوسَى الصَّلاَةَ وَسَلَّمَ انْصَرَفَ فَقَالَ أَيُّكُمُ الْقَائِلُ كَلِمَةَ كَذَا وَكَذَا قَالَ فَأَرَمَّ الْقَوْمُ ثُمَّ قَالَ أَيُّكُمُ الْقَائِلُ كَلِمَةَ كَذَا وَكَذَا فَأَرَمَّ الْقَوْمُ فَقَالَ لَعَلَّكَ يَا حِطَّانُ قُلْتَهَا قَالَ مَا قُلْتُهَا وَلَقَدْ رَهِبْتُ أَنْ تَبْكَعَنِى بِهَا . فَقَالَ رَجُلٌ مِنَ الْقَوْمِ أَنَا قُلْتُهَا وَلَمْ أُرِدْ بِهَا إِلاَّ الْخَيْرَ . فَقَالَ أَبُو مُوسَى أَمَا تَعْلَمُونَ كَيْفَ تَقُولُونَ فِى صَلاَتِكُمْ إِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم خَطَبَنَا فَبَيَّنَ لَنَا سُنَّتَنَا وَعَلَّمَنَا صَلاَتَنَا فَقَالَ « إِذَا صَلَّيْتُمْ فَأَقِيمُوا صُفُوفَكُمْ ثُمَّ لْيَؤُمَّكُمْ أَحَدُكُمْ فَإِذَا كَبَّرَ فَكَبِّرُوا وَإِذَا قَالَ غَيْرِ الْمَغْضُوبِ عَلَيْهِمْ وَلاَ الضَّالِّينَ فَقُولُوا آمِينَ . يُجِبْكُمُ اللَّهُ فَإِذَا كَبَّرَ وَرَكَعَ فَكَبِّرُوا وَارْكَعُوا فَإِنَّ الإِمَامَ يَرْكَعُ قَبْلَكُمْ وَيَرْفَعُ قَبْلَكُمْ » . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « فَتِلْكَ بِتِلْكَ وَإِذَا قَالَ سَمِعَ اللَّهُ لِمَنْ حَمِدَهُ . فَقُولُوا اللَّهُمَّ رَبَّنَا لَكَ الْحَمْدُ . يَسْمَعُ اللَّهُ لَكُمْ فَإِنَّ اللَّهَ تَبَارَكَ وَتَعَالَى قَالَ عَلَى لِسَانِ نَبِيِّهِ صلى الله عليه وسلم سَمِعَ اللَّهُ لِمَنْ حَمِدَهُ . وَإِذَا كَبَّرَ وَسَجَدَ فَكَبِّرُوا وَاسْجُدُوا فَإِنَّ الإِمَامَ يَسْجُدُ قَبْلَكُمْ وَيَرْفَعُ قَبْلَكُمْ » . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « فَتِلْكَ بِتِلْكَ . وَإِذَا كَانَ عِنْدَ الْقَعْدَةِ فَلْيَكُنْ مِنْ أَوَّلِ قَوْلِ أَحَدِكُمُ التَّحِيَّاتُ الطَّيِّبَاتُ الصَّلَوَاتُ لِلَّهِ السَّلاَمُ عَلَيْكَ أَيُّهَا النَّبِىُّ وَرَحْمَةُ اللَّهِ وَبَرَكَاتُهُ السَّلاَمُ عَلَيْنَا وَعَلَى عِبَادِ اللَّهِ الصَّالِحِينَ أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَأَشْهَدُ أَنَّ مُحَمَّدًا عَبْدُهُ وَرَسُولُهُ » .
Tercemesi:
Bize Said b. Mansur, Kuteybe b. Said, Ebu Kamil el-Cahderî ve Abdülmelik el-Emevî, (lafız Ebu Kamil el-Cahderî'ye aittir.) zikredilen dört kişiye Ebu Avane (Vazzah b. Abdullah), ona Katade, ona Yunus b. Cübeyr, ona da Hıttan b. Abdullah er-Rakkâşî şöyle nakletmiştir: Ebu Musa el-Eşarî ile birlikte namaz kıldım. Namazdaki oturuşta iken (cemaatteki) topluluktan bir adam; namaz, sadaka ve zekatla birlikte sabit oldu, dedi. Ebu Musa namazı bitirince selam verip namazdan çıktı ve şu kelimeleri söyleyen hanginizdi? dedi. Cemaat susup cevap vermedi. Ebu Musa, Şu kelimeleri söyleyen hanginizdi? diye tekrarladı. Cemaat yine susunca, Ey Hıttân! muhtemelen sen söyledin dedi. (Hıttan) Ben söylemedim, ama beni azarlarsın diye de korktum, dedi. Bu sırada cemaatten bir adam kalkıp, o kelimeleri ben söyledim fakat bu kelimelerle hayırdan başka bir şey kastetmedim, dedi. Bunun üzerine Ebu Musa, size namazda neler söylemeniz gerektiğini öğreteyim mi? Hz. Peygamber (sav), bize bir hutbe verdi ve (sünneti) bize takip etmemiz gereken yolu açıklayıp namazımızı (nasıl kılacağımızı) öğretti. Hz. Peygamber şöyle dedi: "Namaz kıldığınızda saflarınızı düzeltin, sonra içinizden biriniz imam olsun. İmam tekbir aldığından siz de tekbir alın. İmam 'gayri'l-mağdûbi aleyhim ve-le'd-dâllîn' (gazaba uğrayanların ve sapıtanların (yoluna) değil) dediğinde âmin deyin ki Allah (duanıza) icabet etsin. İmam tekbir alıp rükuya gittiğinde siz de tekbir alıp rükuya gidin. Zira İmam sizden önce ruküya gider, sizden önce rükudan doğrulur. Hz. Peygamber (sav) şöyle devam etti. Bu böyledir. İmam semiallahu limen hamideh (Allah hamdeden kulunu işitti) dediği zaman siz de Allahümme rabbena leke'l-hamd (Ey! Allahım Rabbimiz hamd senin içindir) deyiniz. Allah sizi işitir. Zira Allah tebareke ve teala Peygamber'i dilinde "Allah hamdeden kulunu işitmiştir" buyurmuştur. İmam tekbir alıp secde ettiğinde siz de tekbir alıp secde edin. Zira imam sizden önce secde eder ve secdeden doğrulur. Hz. Peygamber (sav) devam ederek bu da böyledir buyurdu ve namazdaki oturuşa gelince ilk söyleyeceğiniz şu sözler olsun: "et-Tahiyyatü et-tayyibatü es-salavâtü li'llâhi es-selâmü aleyke eyyühe'n-nebiyyü ve rahmetullahi ve berakâtühü es-selâmü aleyna ve alâ ibâdillâhi's-sâlihîn eşhedü en-lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve rasûlüh." (Selam, iyilikler ve övgüler Allah'a mahsustur. Sana selam olsun Allah'ın rahmeti ve bereketleri senin üzerine olsun Ey Nebî! Bize ve Allah'ın sâlih kullarına da selam olsun. Şehadet ederim ki, Allah'tan başka hiçbir ilâh yoktur. Yine şehadet ederim ki Muhammed Allah'ın kulu ve Rasulü'dür.)
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Salât 904, /171
Senetler:
1. Ebu Musa Abdullah b. Kays el-Eş'arî (Abdullah b. Kays b. Süleym)
2. Hıttan b. Abdullah er-Rakkâşî (Hıttan b. Abdullah)
3. Ebu Gallab Yunus b. Cübeyr el-Bahilî (Yunus b. Cübeyr)
4. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
5. Ebu Avane Vazzah b. Abdullah el-Yeşkurî (Vazzah b. Abdullah)
6. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
Dua, duaya amin demek
KTB, DUA
KTB, NAMAZ,
Namaz, amin demek
Namaz, âmin demenin fazileti
Namaz, cemaatle
Namaz, imama uyanın kıraati
Namaz, kılınış şekli/nasıl kılınacağı
Namaz, kıraat
Namaz, Namazda disiplin
Namaz, Namazda imamet, duruşu, kişi sayısı vs
Namaz, namazda konuşmak
Namaz, saf tutma ve düzeni
Namaz, ta'dil-i erkâna riayet
Namaz, tekbir
Öneri Formu
Hadis Id, No:
273310, M000904-4
Hadis:
حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ مَنْصُورٍ وَقُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ وَأَبُو كَامِلٍ الْجَحْدَرِىُّ وَمُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ الْمَلِكِ الأُمَوِىُّ - وَاللَّفْظُ لأَبِى كَامِلٍ - قَالُوا حَدَّثَنَا أَبُو عَوَانَةَ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ يُونُسَ بْنِ جُبَيْرٍ عَنْ حِطَّانَ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ الرَّقَاشِىِّ قَالَ صَلَّيْتُ مَعَ أَبِى مُوسَى الأَشْعَرِىِّ صَلاَةً فَلَمَّا كَانَ عِنْدَ الْقَعْدَةِ قَالَ رَجُلٌ مِنَ الْقَوْمِ أُقِرَّتِ الصَّلاَةُ بِالْبِرِّ وَالزَّكَاةِ - قَالَ - فَلَمَّا قَضَى أَبُو مُوسَى الصَّلاَةَ وَسَلَّمَ انْصَرَفَ فَقَالَ أَيُّكُمُ الْقَائِلُ كَلِمَةَ كَذَا وَكَذَا قَالَ فَأَرَمَّ الْقَوْمُ ثُمَّ قَالَ أَيُّكُمُ الْقَائِلُ كَلِمَةَ كَذَا وَكَذَا فَأَرَمَّ الْقَوْمُ فَقَالَ لَعَلَّكَ يَا حِطَّانُ قُلْتَهَا قَالَ مَا قُلْتُهَا وَلَقَدْ رَهِبْتُ أَنْ تَبْكَعَنِى بِهَا . فَقَالَ رَجُلٌ مِنَ الْقَوْمِ أَنَا قُلْتُهَا وَلَمْ أُرِدْ بِهَا إِلاَّ الْخَيْرَ . فَقَالَ أَبُو مُوسَى أَمَا تَعْلَمُونَ كَيْفَ تَقُولُونَ فِى صَلاَتِكُمْ إِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم خَطَبَنَا فَبَيَّنَ لَنَا سُنَّتَنَا وَعَلَّمَنَا صَلاَتَنَا فَقَالَ « إِذَا صَلَّيْتُمْ فَأَقِيمُوا صُفُوفَكُمْ ثُمَّ لْيَؤُمَّكُمْ أَحَدُكُمْ فَإِذَا كَبَّرَ فَكَبِّرُوا وَإِذَا قَالَ غَيْرِ الْمَغْضُوبِ عَلَيْهِمْ وَلاَ الضَّالِّينَ فَقُولُوا آمِينَ . يُجِبْكُمُ اللَّهُ فَإِذَا كَبَّرَ وَرَكَعَ فَكَبِّرُوا وَارْكَعُوا فَإِنَّ الإِمَامَ يَرْكَعُ قَبْلَكُمْ وَيَرْفَعُ قَبْلَكُمْ » . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « فَتِلْكَ بِتِلْكَ وَإِذَا قَالَ سَمِعَ اللَّهُ لِمَنْ حَمِدَهُ . فَقُولُوا اللَّهُمَّ رَبَّنَا لَكَ الْحَمْدُ . يَسْمَعُ اللَّهُ لَكُمْ فَإِنَّ اللَّهَ تَبَارَكَ وَتَعَالَى قَالَ عَلَى لِسَانِ نَبِيِّهِ صلى الله عليه وسلم سَمِعَ اللَّهُ لِمَنْ حَمِدَهُ . وَإِذَا كَبَّرَ وَسَجَدَ فَكَبِّرُوا وَاسْجُدُوا فَإِنَّ الإِمَامَ يَسْجُدُ قَبْلَكُمْ وَيَرْفَعُ قَبْلَكُمْ » . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « فَتِلْكَ بِتِلْكَ . وَإِذَا كَانَ عِنْدَ الْقَعْدَةِ فَلْيَكُنْ مِنْ أَوَّلِ قَوْلِ أَحَدِكُمُ التَّحِيَّاتُ الطَّيِّبَاتُ الصَّلَوَاتُ لِلَّهِ السَّلاَمُ عَلَيْكَ أَيُّهَا النَّبِىُّ وَرَحْمَةُ اللَّهِ وَبَرَكَاتُهُ السَّلاَمُ عَلَيْنَا وَعَلَى عِبَادِ اللَّهِ الصَّالِحِينَ أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَأَشْهَدُ أَنَّ مُحَمَّدًا عَبْدُهُ وَرَسُولُهُ » .
Tercemesi:
Bize Said b. Mansur, Kuteybe b. Said, Ebu Kamil el-Cahderî ve Abdülmelik el-Emevî, (lafız Ebu Kamil el-Cahderî'ye aittir.) zikredilen dört kişiye Ebu Avane (Vazzah b. Abdullah), ona Katade, ona Yunus b. Cübeyr, ona da Hıttan b. Abdullah er-Rakkâşî şöyle nakletmiştir: Ebu Musa el-Eşarî ile birlikte namaz kıldım. Namazdaki oturuşta iken (cemaatteki) topluluktan bir adam; namaz, sadaka ve zekatla birlikte sabit oldu, dedi. Ebu Musa namazı bitirince selam verip namazdan çıktı ve şu kelimeleri söyleyen hanginizdi? dedi. Cemaat susup cevap vermedi. Ebu Musa, Şu kelimeleri söyleyen hanginizdi? diye tekrarladı. Cemaat yine susunca, Ey Hıttân! muhtemelen sen söyledin dedi. (Hıttan) Ben söylemedim, ama beni azarlarsın diye de korktum, dedi. Bu sırada cemaatten bir adam kalkıp, o kelimeleri ben söyledim fakat bu kelimelerle hayırdan başka bir şey kastetmedim, dedi. Bunun üzerine Ebu Musa, size namazda neler söylemeniz gerektiğini öğreteyim mi? Hz. Peygamber (sav), bize bir hutbe verdi ve (sünneti) bize takip etmemiz gereken yolu açıklayıp namazımızı (nasıl kılacağımızı) öğretti. Hz. Peygamber şöyle dedi: "Namaz kıldığınızda saflarınızı düzeltin, sonra içinizden biriniz imam olsun. İmam tekbir aldığından siz de tekbir alın. İmam 'gayri'l-mağdûbi aleyhim ve-le'd-dâllîn' (gazaba uğrayanların ve sapıtanların (yoluna) değil) dediğinde âmin deyin ki Allah (duanıza) icabet etsin. İmam tekbir alıp rükuya gittiğinde siz de tekbir alıp rükuya gidin. Zira İmam sizden önce ruküya gider, sizden önce rükudan doğrulur. Hz. Peygamber (sav) şöyle devam etti. Bu böyledir. İmam semiallahu limen hamideh (Allah hamdeden kulunu işitti) dediği zaman siz de Allahümme rabbena leke'l-hamd (Ey! Allahım Rabbimiz hamd senin içindir) deyiniz. Allah sizi işitir. Zira Allah tebareke ve teala Peygamber'i dilinde "Allah hamdeden kulunu işitmiştir" buyurmuştur. İmam tekbir alıp secde ettiğinde siz de tekbir alıp secde edin. Zira imam sizden önce secde eder ve secdeden doğrulur. Hz. Peygamber (sav) devam ederek bu da böyledir buyurdu ve namazdaki oturuşa gelince ilk söyleyeceğiniz şu sözler olsun: "et-Tahiyyatü et-tayyibatü es-salavâtü li'llâhi es-selâmü aleyke eyyühe'n-nebiyyü ve rahmetullahi ve berakâtühü es-selâmü aleyna ve alâ ibâdillâhi's-sâlihîn eşhedü en-lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve rasûlüh." (Selam, iyilikler ve övgüler Allah'a mahsustur. Sana selam olsun Allah'ın rahmeti ve bereketleri senin üzerine olsun Ey Nebî! Bize ve Allah'ın sâlih kullarına da selam olsun. Şehadet ederim ki, Allah'tan başka hiçbir ilâh yoktur. Yine şehadet ederim ki Muhammed Allah'ın kulu ve Rasulü'dür.)
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Salât 904, /171
Senetler:
1. Ebu Musa Abdullah b. Kays el-Eş'arî (Abdullah b. Kays b. Süleym)
2. Hıttan b. Abdullah er-Rakkâşî (Hıttan b. Abdullah)
3. Ebu Gallab Yunus b. Cübeyr el-Bahilî (Yunus b. Cübeyr)
4. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
5. Ebu Avane Vazzah b. Abdullah el-Yeşkurî (Vazzah b. Abdullah)
6. Said b. Mansur el-Horasânî (Ebû Osman Said b Mansur b. Şu'be)
Konular:
Dua, duaya amin demek
KTB, DUA
KTB, NAMAZ,
Namaz, amin demek
Namaz, âmin demenin fazileti
Namaz, cemaatle
Namaz, imama uyanın kıraati
Namaz, kılınış şekli/nasıl kılınacağı
Namaz, kıraat
Namaz, Namazda disiplin
Namaz, Namazda imamet, duruşu, kişi sayısı vs
Namaz, namazda konuşmak
Namaz, saf tutma ve düzeni
Namaz, ta'dil-i erkâna riayet
Namaz, tekbir
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ أَبِى سُفْيَانَ عَنْ جَابِرٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِذَا سَجَدَ أَحَدُكُمْ فَلْيَعْتَدِلْ وَلاَ يَفْتَرِشْ ذِرَاعَيْهِ افْتِرَاشَ الْكَلْبِ » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
11038, İM000891
Hadis:
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ أَبِى سُفْيَانَ عَنْ جَابِرٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِذَا سَجَدَ أَحَدُكُمْ فَلْيَعْتَدِلْ وَلاَ يَفْتَرِشْ ذِرَاعَيْهِ افْتِرَاشَ الْكَلْبِ » .
Tercemesi:
Bize Ali b. Muhammed, ona Vekî‘, ona el-A‘meş, ona Ebu Süfyan, ona da Câbir’in şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav): “Biriniz secdeye vardığı zaman mutedil dursun ve kollarını köpeğin yaydığı gibi (yere sererek) yaymasın” buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, İkâmetu's-salât ve's-sünnetü fîhâ 21, /149
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Süfyan Talha b. Nafi el-Kuraşi (Talha b. Nafi)
3. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
4. Ebu Süfyan Veki' b. Cerrah er-Ruâsî (Veki' b. Cerrah b. Melih b. Adî)
5. Ali b. Muhammed el-Kûfî (Ali b. Muhammed b. İshak)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Namaz, Namazda huşû'
Namaz, secde, okunacak dualar vs,
Namaz, ta'dil-i erkâna riayet
حَدَّثَنَا نَصْرُ بْنُ عَلِىٍّ الْجَهْضَمِىُّ حَدَّثَنَا عَبْدُ الأَعْلَى حَدَّثَنَا سَعِيدٌ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « اعْتَدِلُوا فِى السُّجُودِ وَلاَ يَسْجُدْ أَحَدُكُمْ وَهُوَ بَاسِطٌ ذِرَاعَيْهِ كَالْكَلْبِ » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
11039, İM000892
Hadis:
حَدَّثَنَا نَصْرُ بْنُ عَلِىٍّ الْجَهْضَمِىُّ حَدَّثَنَا عَبْدُ الأَعْلَى حَدَّثَنَا سَعِيدٌ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « اعْتَدِلُوا فِى السُّجُودِ وَلاَ يَسْجُدْ أَحَدُكُمْ وَهُوَ بَاسِطٌ ذِرَاعَيْهِ كَالْكَلْبِ » .
Tercemesi:
Bize Nasr b. Ali el-Cahdamî, ona Abdüla‘lâ, ona Said, ona Katâde, ona Enes b. Malik’in rivayet ettiğine göre Nebi (sav) şöyle buyurdu: “Secde halinde mutedil durun. Sizden herhangi bir kimse kollarını köpek gibi yayarak secde etmesin” buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, İkâmetu's-salât ve's-sünnetü fîhâ 21, /149
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
3. Ebu Nadr Said b. Ebu Arûbe el-Adevî (Saîd b. Mihrân)
4. Ebu Muhammed Abdula'lâ b. Abdula'lâ el-Kuraşi (Abdula'lâ b. Abdula'lâ b. Muhammed)
5. Sağîr Ebu Amr Nasr b. Ali el-Ezdî (Nasr b. Ali b. Nasr b. Ali b. Sahban b. Übey)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Namaz, Namazda huşû'
Namaz, secde, okunacak dualar vs,
Namaz, ta'dil-i erkâna riayet
Öneri Formu
Hadis Id, No:
11524, T000303
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ الْقَطَّانُ حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ أَخْبَرَنِى سَعِيدُ بْنُ أَبِى سَعِيدٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم دَخَلَ الْمَسْجِدَ فَدَخَلَ رَجُلٌ فَصَلَّى ثُمَّ جَاءَ فَسَلَّمَ عَلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَرَدَّ عَلَيْهِ السَّلاَمَ فَقَالَ « ارْجِعْ فَصَلِّ فَإِنَّكَ لَمْ تُصَلِّ » . فَرَجَعَ الرَّجُلُ فَصَلَّى كَمَا كَانَ صَلَّى ثُمَّ جَاءَ إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَسَلَّمَ عَلَيْهِ فَرَدَّ عَلَيْهِ السَّلاَمَ فَقَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « ارْجِعْ فَصَلِّ فَإِنَّكَ لَمْ تُصَلِّ » . حَتَّى فَعَلَ ذَلِكَ ثَلاَثَ مِرَارٍ فَقَالَ لَهُ الرَّجُلُ وَالَّذِى بَعَثَكَ بِالْحَقِّ مَا أُحْسِنُ غَيْرَ هَذَا فَعَلِّمْنِى . فَقَالَ « إِذَا قُمْتَ إِلَى الصَّلاَةِ فَكَبِّرْ ثُمَّ اقْرَأْ بِمَا تَيَسَّرَ مَعَكَ مِنَ الْقُرْآنِ ثُمَّ ارْكَعْ حَتَّى تَطْمَئِنَّ رَاكِعًا ثُمَّ ارْفَعْ حَتَّى تَعْتَدِلَ قَائِمًا ثُمَّ اسْجُدْ حَتَّى تَطْمَئِنَّ سَاجِدًا ثُمَّ ارْفَعْ حَتَّى تَطْمَئِنَّ جَالِسًا وَافْعَلْ ذَلِكَ فِى صَلاَتِكَ كُلِّهَا » . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . قَالَ وَقَدْ رَوَى ابْنُ نُمَيْرٍ هَذَا الْحَدِيثَ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ عَنْ سَعِيدٍ الْمَقْبُرِىِّ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ وَلَمْ يَذْكُرْ فِيهِ -عَنْ أَبِيهِ- عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ . وَرِوَايَةُ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ أَصَحُّ . وَسَعِيدٌ الْمَقْبُرِىُّ قَدْ سَمِعَ مِنْ أَبِى هُرَيْرَةَ وَرَوَى عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ. وَأَبُو سَعِيدٍ الْمَقْبُرِىُّ اسْمُهُ كَيْسَانُ. وَسَعِيدٌ الْمَقْبُرِىُّ يُكْنَى أَبَا سَعْدٍ. وَكَيْسَانُ عَبْدٌ كَانَ مُكَاتَبًا لِبَعْضِهِمْ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Beşşar, ona Yahya b. Said el-Kattan, ona Ubeydullah b. Ömer, ona Said b. Ebu Said, ona babası (Keysan el-Makburi), ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav), mescide girdi. (Derken) bir adam da mescide girdi ve namaz kıldı. Sonra gelip Nebi (sav)'ye selam verdi. Hz. Peygamber (sav) de selamı aldı ve ''dön, namaz kıl; zira sen namaz kılmadın'' buyurdu. Adam dönüp (daha önce) kıldığı gibi namaz kıldı. Ardından, (tekrar) Nebi (sav)'ye geldi, ona selam verdi, Rasulullah (sav) da selamı alıp ''dön, namaz kıl; çünkü sen namaz kılmadın'' buyurdu. Ta ki bunu üç kez yaptı. (Nihayet) adam, ona, ''seni hak ile gönderene yemin olsun ki, bundan daha iyisini yapamam. Bana öğret!'' dedi. Hz. Peygamber (sav), ''namaz kılacağın zaman tekbir getir, sonra Kur'an'dan kolay gelen (ayetleri) oku. Ardından epeyice mutmain olana dek rüku yap. Akabinde kalkıp itidal üzere ayakta durana dek (o şekilde bekle). Daha sonra epeyice mutmain olana dek secde et. Sonra kalkıp (yine) epeyice mutmain olana kadar otur. Bunu namazının tüm (rekatlarında) yap.
Ebu İsa şöyle demiştir: Bu, hasen-sahih bir hadistir. Bu hadisi İbn Nümeyr, Ubeydullah b. Ömer'den, o Said el-Makburi'den, o da Ebu Hureyre'den rivayet edip (senette Said'in) babası (Keysan'ı) zikretmemiştir. Yahya b. Said'in, Ubeydullah b. Ömer'den rivayeti daha sahihtir (esahh). Said el-Makburi, Ebu Hureyre'den hadis işitmiş, babası vasıtasıyla Ebu Hureyre'den de rivayette bulunmuştur. Ebu Said el-Makburi'nin ismi Keysân'dır. Said el-Makburî Ebu Sa'd diye künyelenir. Keysan, bazı kimselerin mükateb bir kölesi idi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Salât 110, 2/103
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Said Keysan el-Makburî (Keysan Ebu Said)
3. Ebu Sa'd Said b. Ebu Said el-Makburî (Said b. Keysan)
4. Ubeydullah b. Ömer el-Adevî (Ubeydullah b. Ömer b. Hafs b. Asım b. Ömer b. Hattab)
5. Ebu Said Yahya b. Said el-Kattan (Yahya b. Said b. Ferruh)
6. Muhammed b. Beşşâr el-Abdî (Muhammed b. Beşşâr b. Osman)
Konular:
Hz. Peygamber, namaz kılış şekli
KTB, NAMAZ,
Namaz, iade edilmesi
Namaz, Namazda disiplin
Namaz, ta'dil-i erkâna riayet
Öneri Formu
Hadis Id, No:
11960, İM001060
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ نُمَيْرٍ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ عَنْ سَعِيدِ بْنِ أَبِى سَعِيدٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَجُلاً دَخَلَ الْمَسْجِدَ فَصَلَّى وَرَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى نَاحِيَةٍ مِنَ الْمَسْجِدِ فَجَاءَ فَسَلَّمَ فَقَالَ « وَعَلَيْكَ فَارْجِعْ فَصَلِّ فَإِنَّكَ لَمْ تُصَلِّ » . فَرَجَعَ فَصَلَّى ثُمَّ جَاءَ فَسَلَّمَ عَلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ « وَعَلَيْكَ فَارْجِعْ فَصَلِّ فَإِنَّكَ لَمْ تُصَلِّ بَعْدُ » . قَالَ فِى الثَّالِثَةَ فَعَلِّمْنِى يَا رَسُولَ اللَّهِ . قَالَ « إِذَا قُمْتَ إِلَى الصَّلاَةِ فَأَسْبِغِ الْوُضُوءَ ثُمَّ اسْتَقْبِلِ الْقِبْلَةَ فَكَبِّرْ ثُمَّ اقْرَأْ مَا تَيَسَّرَ مَعَكَ مِنَ الْقُرْآنِ ثُمَّ ارْكَعْ حَتَّى تَطْمَئِنَّ رَاكِعًا ثُمَّ ارْفَعْ حَتَّى تَطْمَئِنَّ قَائِمًا ثُمَّ اسْجُدْ حَتَّى تَطْمَئِنَّ سَاجِدًا ثُمَّ ارْفَعْ رَأْسَكَ حَتَّى تَسْتَوِىَ قَاعِدًا ثُمَّ افْعَلْ ذَلِكَ فِى صَلاَتِكَ كُلِّهَا » .
Tercemesi:
Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe, ona Abdullah b. Numeyr, ona Ubeydullah b. Ömer, ona Said b. Ebu Said, ona da Ebu Hureyre’nin rivayet ettiğine göre bir adam Mescide girip namaz kıldı. Rasulullah (sav) da Mescidin bir tarafında idi. Adam (yanına) gelip selam verdi. Allah Rasulü: “Sana da selam olsun, haydi geri dön ve namaz kıl, çünkü sen namaz kılmadın” buyurdu. Adam geri dönüp namaz kıldıktan sonra gelip Nebi’ye (sav) selam verdi. Allah Rasulü: “Sana da selam olsun, haydi dön ve namaz kıl, çünkü sen henüz namaz kılmadın” buyurdu. Üçüncü defasında ise adam: O halde bana öğret, ey Allah’ın Rasulü deyince, şöyle buyurdu: “Namaz kılmak üzere kalktığın vakit iyice abdest al, sonra kıbleye dön, tekbir getir, sonra Kur’ân’dan bildiğin kolayına gelen bir bölüm oku, sonra eklemlerin rükû halinde iken yerli yerine oturuncaya kadar rükûa var, sonra eklemlerin yerlerini alıncaya kadar rükûdan kalk, sonra secde halinde iken eklemlerin yerli yerine gelinceye kadar secde yap, sonra başını, oturarak doğrultuncaya kadar kaldır, sonra aynı şeyi namazının tamamında yap.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, İkâmetu's-salât ve's-sünnetü fîhâ 72, /172
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Sa'd Said b. Ebu Said el-Makburî (Said b. Keysan)
3. Ubeydullah b. Ömer el-Adevî (Ubeydullah b. Ömer b. Hafs b. Asım b. Ömer b. Hattab)
4. Ebu Hişam Abdullah b. Nümeyr el-Hemdânî (Abdullah b. Nümeyr b. Abdullah b. Ebu Hayye)
5. Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe el-Absî (Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Namaz, eda keyfiyeti/kılınış şekli
Namaz, Namazda disiplin
Namaz, Namazda huşû'
Namaz, ta'dil-i erkâna riayet