67 Kayıt Bulundu.
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Leys, ona İbn Hâdî, ona Muttalib'in azatlısı Amr, ona Enes b. Malik (ra), ona da Hz. Peygamber (sav) Yüce Allah'ın şöyle buyurduğunu bildirmiştir: "Ben iki sevgilisini alarak kulumu imtihan ettiğimde kulum sabrederse, ikisi karşılığında ona cenneti veririm." Enes der ki: Hz. Peygamber iki sevgili sözüyle kişinin iki gözünü kast etmiştir. Eş'as b. Câbir ve Ebu Zilâl, Enes rivayetinde Muttalib'in azatlısı Amr'a mutâbaat etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Eş'as b. Câbir arasında inkıta vardır.
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Leys, ona İbn Hâdî, ona Muttalib'in azatlısı Amr, ona Enes b. Malik (ra), ona da Hz. Peygamber (sav) Yüce Allah'ın şöyle buyurduğunu bildirmiştir: "Ben iki sevgilisini alarak kulumu imtihan ettiğimde kulum sabrederse, ikisi karşılığında ona cenneti veririm." Enes der ki: Hz. Peygamber iki sevgili sözüyle kişinin iki gözünü kast etmiştir. Eş'as b. Câbir ve Ebu Zilâl, Enes rivayetinde Muttalib'in azatlısı Amr'a mutâbaat etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Hilâl b. Bişr arasında inkıta vardır.
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Leys, ona İbn Hâdî, ona Muttalib'in azatlısı Amr, ona Enes b. Malik (ra), ona da Hz. Peygamber (sav) Yüce Allah'ın şöyle buyurduğunu bildirmiştir: "Ben iki sevgilisini alarak kulumu imtihan ettiğimde kulum sabrederse, ikisi karşılığında ona cenneti veririm." Enes der ki: Hz. Peygamber iki sevgili sözüyle kişinin iki gözünü kast etmiştir. Eş'as b. Câbir ve Ebu Zilâl, Enes rivayetinde Muttalib'in azatlısı Amr'a mutâbaat etmiştir.
Bize Muhammed b. Yusuf, ona Süfyan, ona A’meş, ona İbrahim et-Teymi, ona Haris b. Süveyd, ona da Abdullah (ra) şöyle rivayet etmiştir: Humma hastalığının hararetinden çok ızdırap çektiği bir sırada Hz. Peygamber'in huzuruna vardım ve şöyle dedim “(Yâ Rasulallah!) Hummanın hararetinden çok ızdırap çekiyorsunuz. Bu durumda size de iki kat mükafat vardır” dedim. Bana "Evet! Bir Müslümana her hangi bir hastalık gelirse tıpkı yaprakların ağacın dalından kopup (havada) uçuşması gibi Allah da o Müslümandan günahlarını düşürür" buyurdu.
Bize Müsedded, ona Yahya, ona Sufyân, ona Sa'd, ona Abdullah b. Ka'b, ona da babası (Ka'b b. Malik)'in rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Mümin, rüzgârın bir aşağı bir yukarı sallar durduğu taze ekin dalı gibidir. Münafık ise kökünden bir defada sökülene ya da kırılana kadar dimdik durmaya devam eden sert ardıç ağacı gibidir. Aynı hadisi bize Zekeriyâ b. Ebu Zaide, ona Sa'd b. İbrahim, ona İbn Kâb, ona da babası (Ka'b b. Malik) Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir.
Açıklama: Benzetmede şu ortak yön dikkat çekmektedir. Mümin Allah'tan gelen musibete, rüzgarın taze dalı eğdiği boyun büküp sabreder, nimete de rüzgarın dalı yukarı kaldırdığı gibi sevinip şükreder. Münafık ise hep aynı halde durup ne şükreder ne de sabreder. sonun yıkılıp helak olup gider.
Bize Müsedded, ona Yahya, ona Sufyân, ona Sa'd, ona Abdullah b. Ka'b, ona da babası (Ka'b b. Malik)'in rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Mümin, rüzgârın bir aşağı bir yukarı sallar durduğu taze ekin dalı gibidir. Münafık ise kökünden bir defada sökülene ya da kırılana kadar dimdik durmaya devam eden sert ardıç ağacı gibidir. Aynı hadisi bize Zekeriyâ b. Ebu Zaide, ona Sa'd b. İbrahim, ona İbn Kâb, ona da babası (Ka'b b. Malik) Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Zekeriya b. Ebu Zâide arasında inkıta vardır. Benzetmede şu ortak yön dikkat çekmektedir. Mümin Allah'tan gelen musibete, rüzgarın taze dalı eğdiği boyun büküp sabreder, nimete de rüzgarın dalı yukarı kaldırdığı gibi sevinip şükreder. Münafık ise hep aynı halde durup ne şükreder ne de sabreder. sonun yıkılıp helak olup gider.