حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ قَالَ حَدَّثَنَا يَحْيَى عَنْ سَيْفٍ قَالَ سَمِعْتُ مُجَاهِدًا قَالَ أُتِىَ ابْنُ عُمَرَ فَقِيلَ لَهُ:
"هَذَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم دَخَلَ الْكَعْبَةَ . فَقَالَ ابْنُ عُمَرَ فَأَقْبَلْتُ وَالنَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم قَدْ خَرَجَ ، وَأَجِدُ بِلاَلاً قَائِمًا بَيْنَ الْبَابَيْنِ ، فَسَأَلْتُ بِلاَلاً فَقُلْتُ أَصَلَّى النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم فِى الْكَعْبَةِ قَالَ نَعَمْ رَكْعَتَيْنِ بَيْنَ السَّارِيَتَيْنِ اللَّتَيْنِ عَلَى يَسَارِهِ إِذَا دَخَلْتَ ، ثُمَّ خَرَجَ فَصَلَّى فِى وَجْهِ الْكَعْبَةِ رَكْعَتَيْنِ ."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
2955, B000397
Hadis:
حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ قَالَ حَدَّثَنَا يَحْيَى عَنْ سَيْفٍ قَالَ سَمِعْتُ مُجَاهِدًا قَالَ أُتِىَ ابْنُ عُمَرَ فَقِيلَ لَهُ:
"هَذَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم دَخَلَ الْكَعْبَةَ . فَقَالَ ابْنُ عُمَرَ فَأَقْبَلْتُ وَالنَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم قَدْ خَرَجَ ، وَأَجِدُ بِلاَلاً قَائِمًا بَيْنَ الْبَابَيْنِ ، فَسَأَلْتُ بِلاَلاً فَقُلْتُ أَصَلَّى النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم فِى الْكَعْبَةِ قَالَ نَعَمْ رَكْعَتَيْنِ بَيْنَ السَّارِيَتَيْنِ اللَّتَيْنِ عَلَى يَسَارِهِ إِذَا دَخَلْتَ ، ثُمَّ خَرَجَ فَصَلَّى فِى وَجْهِ الْكَعْبَةِ رَكْعَتَيْنِ ."
Tercemesi:
Bize Müsedded, ona Yahya, ona Seyf, ona da Mücahid şöyle demiştir: İbn Ömer geldi, ona:
"İşte Rasulullah (sav) Kâbe’nin içine girdi, denildi. Bu sefer İbn Ömer dedi ki: 'Ben oraya gittiğimde Nebi (sav) dışarı çıkmıştı. Bilal’in de kapının iki kanadı arasında ayakta durduğunu gördüm. Bilal’e sordum, Nebi Kâbe’nin içinde namaz kıldı mı?' dedim. O: 'Evet, içeri girdiğin vakit sol tarafında kalan o iki sütun arasında iki rekât (kıldı), sonra dışarı çıktı ve Kâbe’ye karşı iki rekât namaz kıldı' dedi."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Salât 30, 1/275
Senetler:
1. Ebu Abdullah Bilal b. Rabah el-Habeşî (Bilal b. Rabah)
2. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
3. Ebu Haccac Mücahid b. Cebr el-Kuraşî (Mücahid b. Cebr)
4. Ebu Süleyman Seyf b. Ebu Süleyman el-Mahzumi (Seyf b. Süleyman)
5. Ebu Said Yahya b. Said el-Kattan (Yahya b. Said b. Ferruh)
6. Müsedded b. Müserhed el-Esedî (Müsedded b. Müserhed b. Müserbel b. Şerik)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Namaz, Ka'be'de namaz
Namaz, Kıble
Öneri Formu
Hadis Id, No:
71077, HM022475
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو النَّضْرِ حَدَّثَنَا الْمَسْعُودِيُّ وَيَزِيدُ بْنُ هَارُونَ أَخْبَرَنَا الْمَسْعُودِيُّ قَالَ أَبُو النَّضْرِ فِي حَدِيثِهِ حَدَّثَنِي عَمْرُو بْنُ مُرَّةَ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِي لَيْلَى عَنْ مُعَاذِ بْنِ جَبَلٍ قَالَ
أُحِيلَتْ الصَّلَاةُ ثَلَاثَةَ أَحْوَالٍ وَأُحِيلَ الصِّيَامُ ثَلَاثَةَ أَحْوَالٍ فَأَمَّا أَحْوَالُ الصَّلَاةِ فَإِنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَدِمَ الْمَدِينَةَ وَهُوَ يُصَلِّي سَبْعَةَ عَشَرَ شَهْرًا إِلَى بَيْتِ الْمَقْدِسِ ثُمَّ إِنَّ اللَّهَ أَنْزَلَ عَلَيْهِ
{ قَدْ نَرَى تَقَلُّبَ وَجْهِكَ فِي السَّمَاءِ فَلَنُوَلِّيَنَّكَ قِبْلَةً تَرْضَاهَا فَوَلِّ وَجْهَكَ شَطْرَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ وَحَيْثُ مَا كُنْتُمْ فَوَلُّوا وُجُوهَكُمْ شَطْرَهُ }
قَالَ فَوَجَّهَهُ اللَّهُ إِلَى مَكَّةَ قَالَ فَهَذَا حَوْلٌ قَالَ وَكَانُوا يَجْتَمِعُونَ لِلصَّلَاةِ وَيُؤْذِنُ بِهَا بَعْضُهُمْ بَعْضًا حَتَّى نَقَسُوا أَوْ كَادُوا يَنْقُسُونَ قَالَ ثُمَّ إِنَّ رَجُلًا مِنْ الْأَنْصَارِ يُقَالُ لَهُ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ زَيْدٍ أَتَى رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّي رَأَيْتُ فِيمَا يَرَى النَّائِمُ وَلَوْ قُلْتُ إِنِّي لَمْ أَكُنْ نَائِمًا لَصَدَقْتُ إِنِّي بَيْنَا أَنَا بَيْنَ النَّائِمِ وَالْيَقْظَانِ إِذْ رَأَيْتُ شَخْصًا عَلَيْهِ ثَوْبَانِ أَخْضَرَانِ فَاسْتَقْبَلَ الْقِبْلَةَ فَقَالَ اللَّهُ أَكْبَرُ اللَّهُ أَكْبَرُ أَشْهَدُ أَنْ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ أَشْهَدُ أَنْ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ مَثْنَى مَثْنَى حَتَّى فَرَغَ مِنْ الْأَذَانِ ثُمَّ أَمْهَلَ سَاعَةً قَالَ ثُمَّ قَالَ مِثْلَ الَّذِي قَالَ غَيْرَ أَنَّهُ يَزِيدُ فِي ذَلِكَ قَدْ قَامَتْ الصَّلَاةُ قَدْ قَامَتْ الصَّلَاةُ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ عَلِّمْهَا بِلَالًا فَلْيُؤَذِّنْ بِهَا فَكَانَ بِلَالٌ أَوَّلَ مَنْ أَذَّنَ بِهَا قَالَ وَجَاءَ عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّهُ قَدْ طَافَ بِي مِثْلُ الَّذِي أَطَافَ بِهِ غَيْرَ أَنَّهُ سَبَقَنِي فَهَذَانِ حَوْلَانِ قَالَ وَكَانُوا يَأْتُونَ الصَّلَاةَ وَقَدْ سَبَقَهُمْ بِبَعْضِهَا النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ فَكَانَ الرَّجُلُ يُشِيرُ إِلَى الرَّجُلِ إِنْ جَاءَ كَمْ صَلَّى فَيَقُولُ وَاحِدَةً أَوْ اثْنَتَيْنِ فَيُصَلِّيهَا ثُمَّ يَدْخُلُ مَعَ الْقَوْمِ فِي صَلَاتِهِمْ قَالَ فَجَاءَ مُعَاذٌ فَقَالَ لَا أَجِدُهُ عَلَى حَالٍ أَبَدًا إِلَّا كُنْتُ عَلَيْهَا ثُمَّ قَضَيْتُ مَا سَبَقَنِي قَالَ فَجَاءَ وَقَدْ سَبَقَهُ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ بِبَعْضِهَا قَالَ فَثَبَتَ مَعَهُ فَلَمَّا قَضَى رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ صَلَاتَهُ قَامَ فَقَضَى فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِنَّهُ قَدْ سَنَّ لَكُمْ مُعَاذٌ فَهَكَذَا فَاصْنَعُوا فَهَذِهِ ثَلَاثَةُ أَحْوَالٍ وَأَمَّا أَحْوَالُ الصِّيَامِ فَإِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَدِمَ الْمَدِينَةَ فَجَعَلَ يَصُومُ مِنْ كُلِّ شَهْرٍ ثَلَاثَةَ أَيَّامٍ وَقَالَ يَزِيدُ فَصَامَ سَبْعَةَ عَشَرَ شَهْرًا مِنْ رَبِيعِ الْأَوَّلِ إِلَى رَمَضَانَ مِنْ كُلِّ شَهْرٍ ثَلَاثَةَ أَيَّامٍ وَصَامَ يَوْمَ عَاشُورَاءَ ثُمَّ إِنَّ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ فَرَضَ عَلَيْهِ الصِّيَامَ فَأَنْزَلَ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ
{ يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا كُتِبَ عَلَيْكُمْ الصِّيَامُ كَمَا كُتِبَ عَلَى الَّذِينَ مِنْ قَبْلِكُمْ إِلَى هَذِهِ الْآيَةِ وَعَلَى الَّذِينَ يُطِيقُونَهُ فِدْيَةٌ طَعَامُ مِسْكِينٍ }
قَالَ فَكَانَ مَنْ شَاءَ صَامَ وَمَنْ شَاءَ أَطْعَمَ مِسْكِينًا فَأَجْزَأَ ذَلِكَ عَنْهُ قَالَ ثُمَّ إِنَّ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ أَنْزَلَ الْآيَةَ الْأُخْرَى
{ شَهْرُ رَمَضَانَ الَّذِي أُنْزِلَ فِيهِ الْقُرْآنُ إِلَى قَوْلِهِ فَمَنْ شَهِدَ مِنْكُمْ الشَّهْرَ فَلْيَصُمْهُ }
قَالَ فَأَثْبَتَ اللَّهُ صِيَامَهُ عَلَى الْمُقِيمِ الصَّحِيحِ وَرَخَّصَ فِيهِ لِلْمَرِيضِ وَالْمُسَافِرِ وَثَبَّتَ الْإِطْعَامَ لِلْكَبِيرِ الَّذِي لَا يَسْتَطِيعُ الصِّيَامَ فَهَذَانِ حَوْلَانِ قَالَ وَكَانُوا يَأْكُلُونَ وَيَشْرَبُونَ وَيَأْتُونَ النِّسَاءَ مَا لَمْ يَنَامُوا فَإِذَا نَامُوا امْتَنَعُوا قَالَ ثُمَّ إِنَّ رَجُلًا مِنْ الْأَنْصَارِ يُقَالُ لَهُ صِرْمَةُ ظَلَّ يَعْمَلُ صَائِمًا حَتَّى أَمْسَى فَجَاءَ إِلَى أَهْلِهِ فَصَلَّى الْعِشَاءَ ثُمَّ نَامَ فَلَمْ يَأْكُلْ وَلَمْ يَشْرَبْ حَتَّى أَصْبَحَ فَأَصْبَحَ صَائِمًا قَالَ فَرَآهُ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَقَدْ جَهَدَ جَهْدًا شَدِيدًا قَالَ مَا لِي أَرَاكَ قَدْ جَهَدْتَ جَهْدًا شَدِيدًا قَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّي عَمِلْتُ أَمْسِ فَجِئْتُ حِينَ جِئْتُ فَأَلْقَيْتُ نَفْسِي فَنِمْتُ وَأَصْبَحْتُ حِينَ أَصْبَحْتُ صَائِمًا قَالَ وَكَانَ عُمَرُ قَدْ أَصَابَ مِنْ النِّسَاءِ مِنْ جَارِيَةٍ أَوْ مِنْ حُرَّةٍ بَعْدَ مَا نَامَ وَأَتَى النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَذَكَرَ ذَلِكَ لَهُ فَأَنْزَلَ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ
{ أُحِلَّ لَكُمْ لَيْلَةَ الصِّيَامِ الرَّفَثُ إِلَى نِسَائِكُمْ إِلَى قَوْلِهِ ثُمَّ أَتِمُّوا الصِّيَامَ إِلَى اللَّيْلِ }
وَقَالَ يَزِيدُ فَصَامَ تِسْعَةَ عَشَرَ شَهْرًا مِنْ رَبِيعِ الْأَوَّلِ إِلَى رَمَضَانَ
Tercemesi:
Bize Ebu Nasr, ona Mes'udî -Haddesenâ lafzı ile- Bize Yezid b. Harun, ona Mes'udî -Ahberanâ lafzı ile-, -Ebu Nadr hadisinde- ona Amr b. Mürre, ona Abdurrahman b. Ebu Leyla, ona da Muaz b. Cebel (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Namazın durumu üç kere değişti ve orucun durumu da üç kere değişti.
Namazın değişen durumlarına gelince:
(Birisi) Rasulullah (sav) Medine'ye geldi ve on yedi ay Mescid-i Aksa'ya dönerek namaz kılmaya devam etti. Sonra Allah şu ayeti indirdi:
'(Ey Muhammed!) Biz senin yüzünün göğe doğru çevrilmekte olduğunu (yücelerden haber beklediğini) görüyoruz. İşte şimdi, seni memnun olacağın bir kıbleye döndürüyoruz. Artık yüzünü Mescid-i Haram tarafına çevir. (Ey müslümanlar!) Siz de nerede olursanız olun, (namazda) yüzlerinizi o tarafa çevirin.' [Bakara, 2/144]
Ravi dedi ki: Allah onu bu şekilde Mekke'ye döndürdü ki işte bu, değişikliklerden birisidir.
(İkincisi) Müslümanlar namaz için toplanıyorlar ve bunu birbirlerine haber veriyorlardı. Hatta bu,iş neredeyse bir çana vurarak çağırmaya kadar gitti. Sonra Ensardan Abdullah b. Zeyd isimli birisi Rasulullah'a (sav) geldi ve dedi ki:
'Ey Allah'ın Rasulü! Ben uyuyan kişinin (rüyada) gördüğünü gördüm. Uykuda değildim desem de doğru söylemiş olurum. Zira onu uyku ile uyanıklık arasında gördüm;
Üzerinde iki yeşil elbise bulunan kişi gördüm, kıbleye döndü ve dedi ki: Allahü Ekber, Allahü Ekber, (Allahü Ekber, Allahü Ekber)
Eşhedü En La İlahe İllallah, Eşhedü En La İlahe İllallah...
(Bunları ikişer kere okudu,) ezanı bitirdi, sonra bir müddet durdu. Sonra tekrar aynı sözleri tekrarladı, ayrıca:
Kad Kameti's-salah, Kad Kameti's-salah sözlerini ekledi.' Bunun üzerine Rasulullah şöyle buyurdu:
"Bunları Bilal'e öğret de ezan okusun (çağrıda bulunsun)!"
Böylece Bilal bu kelimelerle ilk ezan okuyan kişi oldu.
Sonra Hz. Ömer (ra) geldi ve şöyle dedi:
'Ey Allah'ın Rasulü! Ona gelen bana da geldi/göründü, ancak o, benden erken davrandı.'
İşte bu da değişen ikinci durumdur.
(Üçüncüsü) Müslümanlar namaza geliyor, (bakıyorlar ki) Rasulullah (sav) gelenlerin bir kısmı ile namaza başlamış. Biri geldiğinde (diğerine kaç rekat kıldığını soruyor), cemaatteki kişi de (eliyle) işaret ederek; bir ya da iki rekat olduğunu belirtiyor, yeni gelen önce (kaçırdığı rekat1arı) kılıyor, sonra da cemaatle namaza katılıyordu.
Sonra Muaz b. Cebel (ra) geldi ve dedi ki 'Hangi halde onu (Rasulullah'ı) bulursam hemen ona uyuyor, geçen (rekatı da) sonra kaza ediyordum.'
Muaz tekrar geldi ve Rasulullah yine namaza bir kısmıyla başlamıştı, Muaz namaza onunla hemen devam etti, Rasulullah namazı bitirince kalktı ve kalanını kaza etti. Bunun üzerine Rasullullah şöyle dedi, "Muaz size güzel bir sünnet (yöntem) geliştirdi, (artık) bu şekilde yapın!"
İşte bunlar değişen üç durumdur.
Orucun üç durumuna gelince...
Hz. Peygamber (sav), Medine'ye gelince her aydan üç gün oruç tutardı. - (Ravi) Yezid Rebiu'l-evvel'den Ramazan'a kadar on yedi ay her aydan üç gün bir de Aşura orucunu tuttu- diye rivayet etti.Sonra Allah (ac) şu ayeti indirdi ve orucu farz kıldı: 'Ey iman edenler! Allah'a karşı gelmekten sakınmanız için oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı. Oruç, sayılı günlerdedir. Sizden kim hasta, ya da yolculukta olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutar. Oruca gücü yetmeyenler ise bir yoksul doyumu fidye verir. Bununla birlikte, gönülden kim bir iyilik yaparsa (mesela fidyeyi fazla verirse) o kendisi için daha hayırlıdır. Eğer bilirseniz oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır.(Bakara 2/183-184)
Bu dönemde isteyen oruç tutuyor, isteyen de tutmuyor ve bedel olarak fidyesini ödüyordu. Bu da onun için yeterli sayılıyordu. Daha sonra Allah, '(O sayılı günler), insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur'an'ın kendisinde indirildiği Ramazan ayıdır. Öyle ise içinizden kim bu aya ulaşırsa, onu oruçla geçirsin. Kim de hasta veya yolcu olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutsun. Allah, size kolaylık diler, zorluk dilemez. Bu da sayıyı tamamlamanız ve hidayete ulaştırmasına karşılık Allah’ı yüceltmeniz ve şükretmeniz içindir.' (Bakara 2/185) ayetini inzal buyurdu.
Böylece Allah orucu, sağlıklı ve mukim olarak bu aya erişen herkese farz kıldı. Hasta, yolcular için ruhsat verdi ve oruca güçleri yetmeyen ihtiyar kadın ve erkekler için de (fakir) doyurmaları izni geçerliliğini sürdürdü. Bu orucun geçirdiği ikinci değişimdir.
Onlar uyumadıkları sürece yerler, içerler ve eşleri ile münasebette bulunurlardı fakat uyurlarsa bunlardan uzak kalırlardı. Ensardan Sırma ismindeki zat akşam oluncaya kadar oruçlu olarak çalıştı. Sonra ailesinin yanına geldi yatsı namazını kıldı sonra bir şey yemeden ve içmeden uyudu. Sabaha kadar uyudu ve oruçlu olarak sabahladı. Rasulullah (sav) onu çok bitkin bir halde gördü. Seni niye böyle yorgun görüyorum deiye sordu.(Sırma) 'Ey Allah'ın Rasulü! Dün çok çalışmıştım, geldim kendimiyere atmışım ve sabaha kadar uyumuşum ve oruçlu olarak da sabahlamış oldum' dedi. Ömer de, uyuduktan sonra cariye yada hür bir kadınla cinsel münasebette bulunmuş, Peygamber'e gelerek bu durumu anlatmıştı. Bunun üzerine Allah (ac) şu ayeti indirdi: 'Oruç gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak size helâl kılındı.' (Bakara, 2/187)
Ravi Yezid, 'Rebiu'l-evvel'den Ramazan'a kadar ondokuz ay oruç tuttu' diye rivayet etti.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Muaz b. Cebel 22475, 7/382
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Muaz b. Cebel el-Ensarî (Muaz b. Cebel b. Amr b. Evs b. Âiz)
2. Ebu İsa Abdurrahman b. Ebu Leyla el-Ensarî (Abdurrahman b. Yesar b. Bilal b. Büleyl b. Uhayha)
3. Amr b. Mürre el-Muradî (Amr b. Mürre b. Abdullah b. Tarık)
4. Abdurrahman b. Abdullah el-Mesudi (Abdurrahman b. Abdullah b. Utbe b. Abdullah b. Mesud)
5. Ebu Nadr Haşim b. Kasım el-Leysi (Haşim b. Kasım b. Müslim)
5. Ebu Halid Yezid b. Harun el-Vasitî (Yezid b. Harun b. Zâzî b. Sabit)
Konular:
Ezan, dinde alem oluşu
Ezan, tarihçesi
Kıble, Kıblenin değiştirilmesi / tahvili
KTB, EZAN
KTB, NAMAZ,
Namaz, cemaate sonradan katılanların durumu
Namaz, geliş şekli
Namaz, Kıble
Namaz, namazı tamamlama
Oruç Olgusu
Oruç, Aşure, aşure gününde tutulacak orucun zamanı ve şekli
Oruç, İslamın ilk yıllarında
Oruç, Nafile Oruç, ayda üç gün oruç tutmak
Oruç, ne zaman farz kılındı
Ruhsat, amellerde
Sahâbe, sahabilerin sünnete uyma hassasiyetleri
Sünnet, yeni sünnetler/gelenekler ortaya koymak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
2956, B000398
Hadis:
حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ نَصْرٍ قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَخْبَرَنَا ابْنُ جُرَيْجٍ عَنْ عَطَاءٍ قَالَ سَمِعْتُ ابْنَ عَبَّاسٍ قَالَ:
لَمَّا دَخَلَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم الْبَيْتَ دَعَا فِى نَوَاحِيهِ كُلِّهَا ، وَلَمْ يُصَلِّ حَتَّى خَرَجَ مِنْهُ ، فَلَمَّا خَرَجَ رَكَعَ رَكْعَتَيْنِ فِى قُبُلِ الْكَعْبَةِ وَقَالَ "هَذِهِ الْقِبْلَةُ."
Tercemesi:
Bize İshak b. Nasr, ona Abdürrezzak, ona İbn Cüreyc, ona Ata’nın şöyle dediğini rivayet etmiştir: İbn Abbas’ı şöyle derken dinledim: Nebi (sav) Beyt’in içine girince onun bütün cihetlerinde dua etti ve Beyt’in içinden dışarı çıkıncaya kadar namaz kılmadı. Dışarı çıkınca da Kâbe’nin önünde iki rekât namaz kıldı ve: "Kıble işte budur" dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Salât 30, 1/276
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Muhammed Ata b. Ebu Rabah el-Kuraşî (Ata b. Eslem)
3. Ebu Velid İbn Cüreyc el-Mekkî (Abdülmelik b. Abdülaziz b. Cüreyc)
4. ُEbu Bekir Abdürrezzak b. Hemmam (Abdürrezzak b. Hemmam b. Nafi)
5. Ebu İbrahim İshak b. İbrahim el-Buhari (İshak b. İbrahim b. Nasr)
Konular:
KABE
KTB, KIBLE
KTB, NAMAZ,
Namaz, Ka'be'de namaz
Namaz, Kıble
حَدَّثَنَا أَبُو نُعَيْمٍ قَالَ حَدَّثَنَا شَيْبَانُ عَنْ يَحْيَى عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ أَنَّ جَابِرَ بْنَ عَبْدِ اللَّهِ أَخْبَرَهُ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم كَانَ يُصَلِّى التَّطَوُّعَ وَهْوَ رَاكِبٌ فِى غَيْرِ الْقِبْلَةِ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
7828, B001094
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو نُعَيْمٍ قَالَ حَدَّثَنَا شَيْبَانُ عَنْ يَحْيَى عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ أَنَّ جَابِرَ بْنَ عَبْدِ اللَّهِ أَخْبَرَهُ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم كَانَ يُصَلِّى التَّطَوُّعَ وَهْوَ رَاكِبٌ فِى غَيْرِ الْقِبْلَةِ .
Tercemesi:
Bize Ebu Nuaym, ona Şeybân, ona Yahya, ona Muhammed b. Abdurrahman’ın haber verdiğine göre Cabir b. Abdullah kendisine şunu haber vermiştir:
Nebi (sav) bineği üzerinde olduğu halde kıbleden başka bir tarafa da olsa nafile namazı kılardı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Ebvâbu Taksîri'-Salât 7, 1/405
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Abdullah Muhammed b. Abdurrahman el-Kuraşî (Muhammed b. Abdurrahman b. Sevban)
3. Ebu Nasr Yahya b. Ebu Kesir et-Tâî (Yahya b. Salih b. Mütevekkil)
4. Ebu Muaviye Şeyban b. Abdurrahman et-Temimi (Şeyban b. Abdurrahman)
5. Ebu Nuaym Fadl b. Dükeyn el-Mülâi (Fadl b. Amr b. Hammâd b. Züheyr b. Dirhem)
Konular:
KTB, KIBLE
KTB, NAMAZ,
Namaz, binek üzerinde nafile namaz kılarken kıble dışında bir yöne dönmek
Namaz, deve, merkeb üzerinde
Namaz, Kıble
حَدَّثَنَا مُوسَى قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ مُسْلِمٍ قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ دِينَارٍ قَالَ كَانَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ - رضى الله عنهما - يُصَلِّى فِى السَّفَرِ عَلَى رَاحِلَتِهِ ، أَيْنَمَا تَوَجَّهَتْ يُومِئُ . وَذَكَرَ عَبْدُ اللَّهِ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم كَانَ يَفْعَلُهُ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
7831, B001096
Hadis:
حَدَّثَنَا مُوسَى قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ مُسْلِمٍ قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ دِينَارٍ قَالَ كَانَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ - رضى الله عنهما - يُصَلِّى فِى السَّفَرِ عَلَى رَاحِلَتِهِ ، أَيْنَمَا تَوَجَّهَتْ يُومِئُ . وَذَكَرَ عَبْدُ اللَّهِ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم كَانَ يَفْعَلُهُ .
Tercemesi:
Bize Musa, ona Abdülaziz b. Müslim, ona da Abdullah b. Dinar şöyle rivayet etmiştir: Abdullah b. Ömer (r. anhümâ) yolculuk sırasında devesi üzerinde hangi tarafa dönerse dönsün, ima ederek namaz kılardı. Ayrıca Abdullah, Peygamber'in (sav) de böyle yaptığını zikretti.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Ebvâbu Taksîri'-Salât 8, 1/405
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Dinar el-Kuraşî (Abdullah b. Dinar)
3. Abdülaziz b. Müslim el-Kasmelî (Abdülaziz b. Müslim)
4. Ebu Seleme Musa b. İsmail et-Tebûzeki (Musa b. İsmail)
Konular:
KTB, KIBLE
KTB, NAMAZ,
Namaz, binek üzerinde kılınan namazda kıble
Namaz, deve, merkeb üzerinde
Namaz, ima ile
Namaz, Kıble
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ بُكَيْرٍ قَالَ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنْ عُقَيْلٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَامِرِ بْنِ رَبِيعَةَ أَنَّ عَامِرَ بْنَ رَبِيعَةَ أَخْبَرَهُ قَالَ رَأَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَهْوَ عَلَى الرَّاحِلَةِ يُسَبِّحُ ، يُومِئُ بِرَأْسِهِ قِبَلَ أَىِّ وَجْهٍ تَوَجَّهَ ، وَلَمْ يَكُنْ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَصْنَعُ ذَلِكَ فِى الصَّلاَةِ الْمَكْتُوبَةِ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
7833, B001097
Hadis:
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ بُكَيْرٍ قَالَ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنْ عُقَيْلٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَامِرِ بْنِ رَبِيعَةَ أَنَّ عَامِرَ بْنَ رَبِيعَةَ أَخْبَرَهُ قَالَ رَأَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَهْوَ عَلَى الرَّاحِلَةِ يُسَبِّحُ ، يُومِئُ بِرَأْسِهِ قِبَلَ أَىِّ وَجْهٍ تَوَجَّهَ ، وَلَمْ يَكُنْ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَصْنَعُ ذَلِكَ فِى الصَّلاَةِ الْمَكْتُوبَةِ .
Tercemesi:
Bize Yahya b. Bukeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihab, ona Abdullah b. Âmir b. Rebia‘nın rivayet ettiğine göre Âmir b. Rebia şöyle demiştir:
Rasulullah’ı (sav) bineği üzerinde iken namaz kılarken gördüm. Hangi tarafa doğru yönelirse yönelsin, başı ile ima yapıyordu. Ancak, Rasulullah (sav), aynı şeyi farz namazda yapmazdı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Ebvâbu Taksîri'-Salât 9, 1/405
Senetler:
1. Amir b. Rabî'a el-Anezi (Amir b. Rabî'a b. Ka'b b. Malik b. Rabî'a)
2. Ebu Muhammed Abdullah b. Amir el-Anezî (Abdullah b. Amir b. Rabî'a b. Malikb. Amir)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Halid Ukayl b. Halid el-Eylî (Ukayl b. Halid b. Ukayl)
5. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
6. Yahya b. Bükeyr el-Kuraşî (Yahya b. Abdullah b. Bükeyr)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Namaz, deve, merkeb üzerinde
Namaz, ima ile
Namaz, Kıble
Öneri Formu
Hadis Id, No:
7839, B001099
Hadis:
حَدَّثَنَا مُعَاذُ بْنُ فَضَالَةَ قَالَ حَدَّثَنَا هِشَامٌ عَنْ يَحْيَى عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ ثَوْبَانَ قَالَ حَدَّثَنِى جَابِرُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم كَانَ يُصَلِّى عَلَى رَاحِلَتِهِ نَحْوَ الْمَشْرِقِ فَإِذَا أَرَادَ أَنْ يُصَلِّىَ الْمَكْتُوبَةَ نَزَلَ فَاسْتَقْبَلَ الْقِبْلَةَ .
Tercemesi:
Bize Muaz b. Fedâle, ona Hişam, ona Yahya, ona Muhammed b. Abdurrahman b. Sevbân, ona Cabir b. Abdullah’ın rivayet ettiğine göre Nebi (sav) bineği üzerinde doğuya doğru namaz kılardı. Farz namaz kılmak istedi mi, bineğinden iner kıbleye yönelirdi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Ebvâbu Taksîri'-Salât 9, 1/406
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Abdullah Muhammed b. Abdurrahman el-Kuraşî (Muhammed b. Abdurrahman b. Sevban)
3. Ebu Nasr Yahya b. Ebu Kesir et-Tâî (Yahya b. Salih b. Mütevekkil)
4. Hişam b. Ebu Abdullah ed-Destevâî (Hişam b. Senber)
5. Ebu Zeyd Muaz b. Fedale ez-Zehrani (Muaz b. Fedale)
Konular:
KTB, KIBLE
KTB, NAMAZ,
Namaz, deve, merkeb üzerinde
Namaz, Kıble
Namaz, sefer namazının sünnetleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
2948, B000391
Hadis:
حَدَّثَنَا عَمْرُو بْنُ عَبَّاسٍ قَالَ حَدَّثَنَا ابْنُ الْمَهْدِىِّ قَالَ حَدَّثَنَا مَنْصُورُ بْنُ سَعْدٍ عَنْ مَيْمُونِ بْنِ سِيَاهٍ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم:
"مَنْ صَلَّى صَلاَتَنَا ، وَاسْتَقْبَلَ قِبْلَتَنَا ، وَأَكَلَ ذَبِيحَتَنَا ، فَذَلِكَ الْمُسْلِمُ الَّذِى لَهُ ذِمَّةُ اللَّهِ وَذِمَّةُ رَسُولِهِ ، فَلاَ تُخْفِرُوا اللَّهَ فِى ذِمَّتِهِ."
Tercemesi:
Bize Amr b. Abbas, ona İbn Mehdî, ona Mansur b. Sa‘d, ona Meymun b. Siyah, ona da Enes b. Malik'in rivayet ettiğine göre Rasulullah şöyle buyurdu:
"Kim bizim kıldığımız namazı kılar, döndüğümüz kıbleye yönelir, kestiğimizi yerse işte o kişi Allah’ın ve Allah Rasûlü’nün zimmeti (ahdi) ve emânına sahip olan Müslüman bir kişidir. Bu sebeple sizler Allah’ın ahdini ve emânını asla bozmayın."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Salât 28, 1/275
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Meymun b. Siyah el-Basrî (Meymun b. Siyah)
3. Mansur b. Sa'd el-Lülüî (Mansur b. Sa'd)
4. Ebu Said Abdurrahman b. Mehdî el-Anberî (Abdurrahman b. Mehdi b. Hassân b. Abdurrahman)
5. Amr b. Abbas el-Bâhilî (Amr b. Abbas)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Müslüman, Anlaşmalara riayet etmek, ahde vefa
Müslüman, Eman vermek/Emanete riayet
Müslüman, vasıfları
Namaz, Dindeki Yeri, Müslüman Üzerindeki Etkisi
Namaz, Kıble
Öneri Formu
Hadis Id, No:
70187, HM022153
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَنَا ابْنُ جُرَيْجٍ وَرَوْحٌ قَالَا ثَنَا ابْنُ جُرَيْجٍ قَالَ
قُلْتُ لِعَطَاءٍ سَمِعْتُ ابْنَ عَبَّاسٍ يَقُولُ إِنَّمَا أُمِرْتُمْ بِالطَّوَافِ وَلَمْ تُؤْمَرُوا بِالدُّخُولِ قَالَ لَمْ يَكُنْ يَنْهَى عَنْ دُخُولِهِ وَلَكِنِّي سَمِعْتُهُ يَقُولُ أَخْبَرَنِي أُسَامَةُ بْنُ زَيْدٍ أَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ لَمَّا دَخَلَ الْبَيْتَ دَعَا فِي نَوَاحِيهِ كُلِّهَا وَلَمْ يُصَلِّ فِيهِ حَتَّى خَرَجَ فَلَمَّا خَرَجَ رَكَعَ رَكْعَتَيْنِ فِي قِبَلِ الْكَعْبَةِ قَالَ عَبْدُ الرَّزَّاقِ وَقَالَ هَذِهِ الْقِبْلَةُ
Tercemesi:
Ibn Cüreyc'den:
Atâ'ya dedim ki: İbn Abbas'ın (ra) şöyle dediğini işittin (mi)? 'Siz Kabe'yi tavaf ile emrolundunuz, (içine) girmekle emrolunmadınız.' Atâ dedi ki: 'İbn Abbas (içine) girmeyi yasaklamazdı, ancak şöyle dediğini duydum:' Üsame b. Zeyd'in bana haber verdiğine göre Hz. Peygamber (sav) Kabe'nin içine girdi ve etrafında/köşelerinde dua etti, orada çıkıncaya kadar namaz kılmadı. Oradan çıktı ve (dışarıda) Kabe tarafına dönerek namaz kıldı.
(Râvi) Abdürrezzak ekledi: (ve Hz. Peygamber dedi ki: "İşte kıble bu!"
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Üsame b. Zeyd 22153, 7/295
Senetler:
1. Üsame b. Zeyd el-Kelbî (Üsame b. Zeyd b. Harise)
2. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
3. Ebu Muhammed Ata b. Ebu Rabah el-Kuraşî (Ata b. Eslem)
Konular:
Kabe
Kabe, içerisine girilebilir mi?
Namaz, Ka'be'de namaz
Namaz, Kıble
Namaz, namaz kılarken kıbleye yönelmek
عبد الرزاق عن ابن مجاهد عن أبيه قال : كتب هرقل إلى معاوية يسأله عن ثلاثة أشياء ، أي مكان إذ صليت فيه ظننت أنك لم تصل إلى القبلة ؟ وأي مكان طلعت فيه الشمس مرة ولم تطلع فيه قبل ولا بعد ؟ وعن المحو الذي في القمر ، قال : فابتغى معاوية علم ذلك ، وكان يحب أن يعلمه من غير ابن عباس ، فلم يجده ، فكتب فيه إلى ابن عباس ، فكتب إليهم : أما المكان الذي إذا صليت فيه ظننت أنك لم تصل إلى القبلة فهو ظهر الكعبة ، وأما المكان الذي طلعت فيه الشمس مرة ولم تطلع فيه قبل ولا بعد فالبحر ، حين فرقه الله لموسى ، وأما المحو الذي في القمر ، فالله تعالى يقول : (فمحونا آية الليل) فهو المحو .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
78579, MA009080
Hadis:
عبد الرزاق عن ابن مجاهد عن أبيه قال : كتب هرقل إلى معاوية يسأله عن ثلاثة أشياء ، أي مكان إذ صليت فيه ظننت أنك لم تصل إلى القبلة ؟ وأي مكان طلعت فيه الشمس مرة ولم تطلع فيه قبل ولا بعد ؟ وعن المحو الذي في القمر ، قال : فابتغى معاوية علم ذلك ، وكان يحب أن يعلمه من غير ابن عباس ، فلم يجده ، فكتب فيه إلى ابن عباس ، فكتب إليهم : أما المكان الذي إذا صليت فيه ظننت أنك لم تصل إلى القبلة فهو ظهر الكعبة ، وأما المكان الذي طلعت فيه الشمس مرة ولم تطلع فيه قبل ولا بعد فالبحر ، حين فرقه الله لموسى ، وأما المحو الذي في القمر ، فالله تعالى يقول : (فمحونا آية الليل) فهو المحو .
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Abdürrezzak b. Hemmam, Musannef, Menâsik 9080, 5/86
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Haccac Mücahid b. Cebr el-Kuraşî (Mücahid b. Cebr)
Konular:
Kabe
Kültürel Hayat, yazışmalar, sahabelerin vs.
Kur'an, Ayet Yorumu
Namaz, Kıble