Giriş

Bize Ezher b. Cemil, ona Halid b. Haris, ona Şube, ona Avn b. Ebu Cuheyfe, ona da Münzir b. Cerir, Babası (Cerir b. Abdullah) şöyle demiştir: "Sabahın erken saatlerinde Rasulullah'la (sav) birlikte oturuyorduk. Mudar kabilesinden bir gurup insan üzerlerinde (doğru dürüst bir) elbiseleri olmaksızın ve ayakları çıplak bir vaziyette kılıçlarını kuşanmış olarak geldiler. Rasulullah (sav) bunların bu ihtiyaçlı hallerini görünce yüzünün rengi değişti. İçeri girdi sonra çıktı Bilal’e ezan okumasını emretti, kamet getirilip namaz kılındı sonra bir konuşma yaptı ve 'Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratan ve ikisinden birçok erkekler ve kadınlar üretip yayan Rabbinizden sakının. Adını kullanarak birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah'tan ve akrabalık haklarına riayetsizlikten de sakının. Şüphesiz Allah sizin üzerinizde gözetleyicidir.' [Nisâ, 4/1] ve 'Allah’ın azabından korunmaya çalışın herkes yarın için ne hazırladığına bir baksın' [Haşr, 59/18] ayetlerini okudu. İnsanlar dinarlarından, dirhemlerinden, elbiselerinden, buğday ve hurmasından bir hurma kadar bile olsa sadaka verdiler. Ensar’dan bir kimse zorlukla taşıdığı bir sepet hurmayla geldi; diğer insanlar da bunu takip ederek bir şeyler getirdiler. Getirilen yiyecek ve giyeceklerin iki yığın olduğunu gördüm. Rasulullah'ın (sav) yüzü güldü ve sevinçten altın gibi parlıyordu. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:" "Kim İslâm’da iyi bir yol çığır açarsa, o kişiye hem bu yaptığının sevabı hem de bu yolda sevap işleyenlerin sevabı verilir diğerlerinin sevabından da hiçbir şey eksiltilmez. Her kim de İslâm da kötü örnek olacak bir çığır açarsa, hem bunun günahı hem de o yol üzere amel edenlerin günahı o kimseye yazılır ve diğerlerinin günahından da hiçbir şey eksilmez."


    Öneri Formu
22353 N002555 Nesai, Zekât, 64

Bize Muhammed b. Ebu Bekir, ona Hammad b. Zeyd, ona Eyyüb, ona Nafi, ona da (Abdullah) b. Ömer şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Ömer Hacerülesved'i öptü ve 'Ben kesinlikle biliyorum ki sen bir taşsın ama yine de seni öpüyorum. Çünkü ben Rasulullah'ı (sav), seni öperken gördüm' dedi."


    Öneri Formu
8990 M003068 Müslim, Hac, 249

Bize Şeybân b. Ferrûh, ona Cerîr b. Hâzim, ona da Nâfi şöyle rivayet etmiştir: "İbn Ömer'e, Ebu Hureyre'nin Hz. Peygamber'den (sav) naklen 'Cenazeyi takip eden kimseye bir kırat sevap vardır' diye bir hadis naklettiği bildirildi. İbn Ömer bunu duyunca 'Ebu Hureyre bize baya bir sevap vadetmiştir' deyip meseleyi sorması için Âişe'ye birini gönderdi. Âişe de Ebu Hureyre'nin söylediğini tasdik etti. Bunun üzerine İbn Ömer 'Demek pek çok kırat sevabı kaçırmışız' dedi."


    Öneri Formu
3694 M002194 Müslim, Cenaiz, 55

Bize İbn Beşşâr, ona Muaâz b. Hişam, ona babası (Hişam ed-Destüvâî), ona İbn Müsennâ, ona İbn Ebu Adî, ona Said; (T) Bana Züheyr b. Harb, ona Affân, ona Ebân, onlara da Katade hadisi bu isnad ile yukarıdaki rivayete benzer şekilde nakletmiştir. Said ve Hişam rivayetinde Hz. Peygamber'e (sav) kırat hakkında sorulduğu, onun da 'Uhud dağı kadardır' buyurduğu (ilavesi) vardır.


    Öneri Formu
3697 M002197 Müslim, Cenaiz, 57

Bize Yahya b. Yahya, ona Malik, ona da İbn Şihab, Humeyd b. Abdurrahman b. Avf'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: Muaviye b. Ebu Süfyan'ı hac yolunda minber üzerinde konuşurken dinledim. Muhafızının elinde bulunan bir tutam saçı alarak şunları söyledi: “Ey Medine halkı! Sizin âlimleriniz nerede? Ben, Resûlullah’ın bu tür şeyleri (sahte saç takmayı) yasakladığını ve: 'İsrailoğulları, kadınları böyle şeyleri kullanmaya başladığında helâk oldular.' buyurduğunu işittim.”


    Öneri Formu
5354 M005578 Müslim, Libas ve Zînet, 122

Bize İbn Ebu Ömer, ona Süfyan b. Uyeyne; (T) Bize Harmele b. Yahya, ona İbn Vehb, ona Yunus; (T) Bize Abd b. Humeyd, ona Abdürrezzak, ona Mamer, onlara da Zührî, Malik'in hadisinin aynısını rivayet etmiştir. [Zührî, Humeyd b. Abdurrahman b. Avf'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: Muaviye b. Ebu Süfyan'ı hac yolunda minber üzerinde konuşurken dinledim. Muhafızının elinde bulunan bir tutam saçı alarak şunları söyledi: “Ey Medine halkı! Sizin âlimleriniz nerede? Ben, Resûlullah’ın bu tür şeyleri (sahte saç takmayı) yasakladığını ve: 'İsrailoğulları, kadınları böyle şeyleri kullanmaya başladığında helâk oldular.' buyurduğunu işittim.”] Ancak Mamer'in hadisinde (bu rivayetten farklı olarak), "İsrailoğulları, (kadınları böyle şeyleri kullanmaya başladığında) azaba uğradı" cümlesi vardır.


    Öneri Formu
5356 M005579 Müslim, Libas ve Zînet, 122

Bize Said b. Ebu Meryem, ona Muhammed b. Ebu Cafer, ona Zeyd b. Eslem, ona da babası (Eslem el-Adevî) şöyle rivayet etmiştir: "Ömer b. Hattab (ra), rüküne (Hacer-i Esved’e) hitaben 'Vallahi çok iyi biliyorum ki sen bir taşsın. Ne zarar verebilirsin, ne de fayda. Eğer Nebi’yi (sav), seni istilâm ederken (selamlarken) görmemiş olsaydım, ben de seni istilâm etmezdim' dedi ve Hacer-i Esved’i istilâm etti. Ardından 'Şimdi bizim (istilâmdan sonra) bu remele (hızlı yürüyüşe) ne ihtiyacımız var ki? Bizler böyle yaparak müşriklere güç gösterisinde bulunmuştuk. Şu an Allah onları helâk etmiş bulunuyor' dedi, sonra 'Ancak bu Nebi’nin (sav) yapmış olduğu bir şeydir. Bu sebeple biz onu terk etmek istemiyoruz' diye ekledi."


    Öneri Formu
10596 B001605 Buhari, Hac, 57

Bize Muhammed b. Râfi ve Abd b. Humeyd, onlara Abdürrezzâk (b. Hemmâm), ona da İbn Cüreyc, ona da Abdullah b. Ebu Müleyke şöyle rivayet etmiştir: "Osman b. Affan'ın bir kızı Mekke'de vefat etmişti. Biz de cenazeye katılmak için gelmiştik. İbn Ömer ve İbn Abbas da gelmişti. Ben de o ikisinin arasında oturuyordum. Şöyle ki ben onlardan birinin yanına varıp oturmuş, ardından da diğeri gelip benim yanıma oturmuştu. Abdullah b. Ömer, karşısında duran Amr b. Osman'a şöyle dedi: Cenazede ağlanmasını men engellemeyecek misin? Zira Rasulullah (sav) 'Şüphesiz ölen kişi, ailesinin ona ağlaması sebebiyle azap görür' buyurmuştur. İbn Abbas (buna itiraz sadedinde), Ömer'in 'Bir kısım ağlamalar sebebiyle (ölüye azap edilir)' dediğini söyledi. Sonra da şu olayı anlattı: Ömer'le birlikte Mekke'den ayrılarak yola çıkmıştım. Beydâ denilen yere vardığımızda baktım ki bir ağacın altında bir kervan duruyor. Ömer 'Git bak bakalım. Kervandakiler kimlermiş?' dedi Gidip baktığımda gördüm ki Suheyb de orada imiş. Hemen gelip Ömer'e haber verdim. Ömer de 'Onu bana çağır' dedi. Suheyb'in yanına döndüm ve 'Kalk, müminlerin emirine gidiyoruz' dedim. Bir süre sonra Ömer yaralandığında Suheyb yine ağlayarak ve 'Vah kardeşim! Vah arkadaşım!' diyerek geldi. Bunun üzerine Ömer ona şöyle dedi: Ey Suheyb! Rasulullah (sav) 'Şüphesiz ölen kişi, ailesinin ona olan bazı ağlamaları sebebiyle azap görür' buyurmuşken bana mı ağlıyorsun? İbn Abbas sözlerine şöyle devam etti: Ömer vefat edince, bu rivayeti Hz. Âişe'ye söyledim. Bunu duyunca Hz. Âişe şu itirazda bulundu: 'Allah, Ömer'e rahmet etsin. Hayır. Vallahi Rasulullah (sav) 'Şüphesiz Allah, bir kimsenin ağlaması sebebiyle ölen kişiye azap eder' buyurmadı. Fakat o 'Şüphesiz Allah, ailesinin kendisine ağlaması sebebiyle kafirin azabını artırır' buyurmuştur. Hz. Âişe ayrıca 'Size Kur'an'daki şu ayet de bu konuda yeter (Hiçbir günahkâr, bir başkasının günahını yüklenmez) (En'am, 6/164) dedi. İbn Abbas da buna karşı 'Güldüren de ağlatan da ancak Allah'tır' dedi." [İbn Ebu Müleyke 'Vallahi bu durum karşısında İbn Ömer hiçbir şey söylemedi' demiştir.]


    Öneri Formu
3611 M002150 Müslim, Cenaiz, 23

Bize Sa'd b. Hafs, ona Şeyban, ona Yahya, ona Muhammed b. İbrahim el-Kuraşî, ona Muaz b. Abdurrahman, ona da İbn Eban şöyle demiştir: "Osman (b. Affan) koltuğunda oturuyorken ona abdest suyunu getirdim. Kendisi güzelce abdest aldı ve şöyle dedi: Ben Rasulullah'ı (sav) benim oturduğum yerde oturup güzelce abdest alırken gördüm. Hz. Peygamber (sav) sonra 'Kim benim aldığım gibi abdest alır, sonra da mescide gelip iki rekat namaz kılar, sonra da (mescidde) oturursa işlemiş olduğu günahları bağışlanır' buyurdu. Osman der ki: Hz. Peygamber (sav) sonra 'Aldanmayın' buyurdu."


    Öneri Formu
23511 B006433 Buhari, Rikâk, 8

Bize Abdullah b. Mesleme, ona Süleyman, ona Yezid b. Husayfe, ona Saib b. Yezid, ona da Süfyan b. Ebu Züheyr eş-Şeneî'nin naklettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Her kim ziraat (hayvancılık) ve bekçilik gibi konular dışında kendisine faydası olmayan bir köpek edinirse her gün amelinden bir kırat eksilir." Sâib, Süfyân'a 'Sen bu sözü Hz. Peygamber'den (sav) işittin mi?' diye sordu. O da 'Elbette, şu kıblenin rabbine andolsun ki işittim' dedi.


    Öneri Formu
32803 B003325 Buhari, Bed'ü'l-Halk, 17