Giriş

Onların söyledikleri şeyler yüzünden senin canının sıkıldığını andolsun biliyoruz.


    Öneri Formu
55301 KK15/97 Hicr, 15, 97

Allah ile birlikte bir ilâh daha tanıma! Sonra kınanmış ve kendi başına terkedilmiş olarak kalırsın.


    Öneri Formu
55337 KK17/22 İsrâ, 17, 22

Göklerde ve yerde olan herkes istisnasız, kul olarak Rahmân'a gelecektir.


    Öneri Formu
55558 KK19/93 Meryem, 19, 93

(Resûlüm!) De ki: Bağışla ve merhamet et Rabbim! Sen merhametlilerin en iyisisin.


    Öneri Formu
56037 KK23/118 Mü'minûn, 23, 118

Her kim Allah ile birlikte diğer bir tanrıya taparsa, -ki bu hususla ilgili hiçbir delili yoktur- o kimsenin hesabı ancak Rabbinin nezdindedir. Şurası muhakkak ki kâfirler iflah olmaz.


    Öneri Formu
56036 KK23/117 Mü'minûn, 23, 117

Onlar Allah'ı bırakıp kendilerine ne zarar ne de fayda verebilecek şeylere tapıyorlar ve: Bunlar, Allah katında bizim şefaatçılarımızdır, diyorlar. De ki: "Siz Allah'a göklerde ve yerde bilemeyeceği bir şeyi mi haber veriyorsunuz? Hâşâ! O, onların ortak koştuklarından uzak ve yücedir."


    Öneri Formu
54204 KK10/18 Yûnus, 10, 18

Andolsun ki biz, "Allah'a kulluk edin ve Tâğut'tan sakının" diye (emretmeleri için) her ümmete bir peygamber gönderdik. Allah, onlardan bir kısmını doğru yola iletti. Onlardan bir kısmı da sapıklığı hak ettiler. Yeryüzünde gezin de görün, inkâr edenlerin sonu nasıl olmuştur!


    Öneri Formu
54993 KK16/36 Nahl, 16, 36

Yahut onlar dönüp dolaşırlarken Allah'ın kendilerini yakalamayacağından emin mi oldular? Onlar (Allah'ı) âciz bırakacak değillerdir.


    Öneri Formu
55020 KK16/46 Nahl, 16, 46

Düşünmediler mi ki, gökleri ve yeri yaratmış olan Allah, kendilerinin benzerini yaratmaya da kadirdir! Allah, onlar için bir vâde takdir etti. Bunda şüphe yoktur. Ama zalimler, inkârcılıktan başkasını kabullenmediler.


    Öneri Formu
55487 KK17/99 İsrâ, 17, 99

De ki: Herkes beklemektedir: Öyle ise siz de bekleyin. Yakında anlayacaksınız; doğru düzgün yolun yolcuları kimmiş ve hidayette olan kimmiş!


    Öneri Formu
56188 KK20/135 Tâhâ, 20, 135