163 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Ca'fer, ona Şu'be (T) Bize Haccâc, ona Şu'be, ona Katâde, ona da Enes b. Mâlik (T) (Babam dedi ki:) Bize Yahya b. Saîd, ona Şu'be, ona da Katâde'nin naklettiğine göre, Enes (ra) manaları aynı olarak olacak şekilde şöyle demiştir: "Rasulullah'ın (sav) ashabı O'na: 'Ehl-i kitap bize selam veriyor. Onların selamını nasıl alalım?' diye sordu. Hz. Peygamber onlara: ''Ve aleyküm (Sizin üzerinize olsun)' deyin' cevabını verdi." [Haccâc, Şu'be'nin: 'Katâde'ye bu hadisi Enes (r.a.)'an işitip işitmediğini sormadım.' dediğini söylemiştir.]
Bize Süfyan, ona Zührî, ona da Urve, Âişe'nin (r.anha) şöyle dediğini rivayet etti: Bir grup Yahudi Rasulullah'ın (sav) yanına girmek için izin istedi ve: 'es-Sâmü aleyke (Ölüm üzerine olsun)' dedi. Hz. Aişe de (onlara): 'Bilakis ölüm sizin üzerinize olsun; lanet de!' karşılığını verdi. Bunun üzerine Hz. Peygamber: "Ey Aişe, Şüphe yok ki, Allah (ac), bütün işlerde yumuşaklığı sever." Âişe: 'Onların dediklerini işitmedin mi?' deyince Hz. Peygamber: 'Ben de onlara 'Ve aleyküm (sizin üzerinize olsun)' dedim ya!' buyurdu.
Bize Ali b. Asım, ona Husayn b. Abdurrahman, ona Ömer b. Kays, ona da Muhammed b. Eş'as, Hz. Âişe'nin şöyle dediğini rivayet etti: 'Ben Allah Elçisi'nin (sav) yanında iken Yahudi bir adam yanına girmek için izin istedi. Rasulullah (sav) onu kabul etti. Adam: 'es-Sâmü aleyke (Ölüm üzerine olsun)' dedi. Nebi (sav) de: 'Ve aleyke (Senin üzerine olsun)' karşılığını verdi. Hz. Âişe şöyle demiştir: 'Bu durum karşısında ben tam bir söz söylemeye niyetlenmiştim ki, içeriye ikinci bir (Yahudi) adam daha girdi girdi ve aynı sözü söyledi. Peygamber (sav) yine, 'Ve aleyke (Senin üzerine olsun)' buyurdu. Hz. Âişe sözüne devamla, 'Sonra bir üçüncüsü girip, 'es-Sâmü aleyke (Ölüm üzerine olsun)' deyince ben de: 'Bilakis ölüm de, Allah'ın gazabı da sizin üzerinize olsun. Maymunların ve domuzların kardeşleri sizi! Siz Rasulullah'ı (sav) Allah'ın O'nu selamlamadığı bir şekilde mi selamlıyorsunuz?' dedim. Hz. Âişe sözünü şöyle sürdürdü: 'Hz. Peygamber (sav) bana baktı ve: "Yavaş ol! Şüphesiz Allah (cc) çirkin işi ve kötü sözü sevmez. Onlar bir söz söyledi; biz de onlara sözlerini (aynen) iade ettik. Bu bize bir zarar vermez ama (bizim sözümüz) onları kıyamet gününe kadar takip eder. Şüphesiz onlar, Allah'ın bize doğru olanı gösterip onları yanılttığı cuma günü, Allah'ın bizi doğruya yöneltip onları saptırdığı kıble ve imamın arkasında 'âmîn' dememiz hususlarında bizi kıskandıkları kadar başka hiçbir şeyi kıskanmazlar." buyurdu.'
Bize Abdürrezzak, ona Ma'mer, ona da Urve, Âişe'nin şöyle dediğini rivayet etti: Bir grup Yahudi Rasulullah'ın (sav) yanına girdi ve 'Essâmü aleyküm (Ölüm üzerinize olsun)' dedi. Aişe şöyle demiştir: 'Ben bunu anladım ve onlara: 'Aleykümü's-sâmü ve'l-la'netü (Ölüm sizin üzerinize olsun, lanet de!' dedim'. Bunun üzerine Rasulullah (sav): "Yavaş ol ey Aişe. Allah bütün işlerde yumuşaklığı sever." buyurdu. Aişe: 'Ey Allah'ın Elçisi, söylediklerini işitmedin mi?' deyince, Peygamber (sav): 'Ben de onlara 'Aleyküm (Sizin üzerinize olsun)' dedim ya!' buyurdu.
Bize Said b. Telîd, ona İbn Vehb, ona Âsım b. Hakîm, ona Yahya b. Ebu Amr eş-Şeybânî, ona da babası (Zür'a eş-Şeybânî, Ukbe b. Âmir el-Cühenî'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: Görüntüsü Müslümana benzeyen bir adam Ukbe'nin yanından geçerken ona selam verdi. Ukbe de: "Ve aleyke ve rahmetullahi ve berakâtühû (Selam da, Allah'ın rahmeti ve bereketi de senin üzerine olsun)' diyerek selamını aldı. (Bu duruma şahit olan) Genç bir çocuk onun (selamını aldığı kişinin) Hristiyan olduğunu söyleyince Ukbe (r.a.) yerinden kalktı, o adamın peşinden giderek ona yetişti ve ona: 'Şüphesiz Allah'ın rahmeti ve bereketi Müminlerin üzerinedir. Fakat Allah senin ömrünü uzun kılsın, malını ve çocuklarını çoğaltsın' dedi.
Bize Ebu'l-Hüseyin b. Bişrân, ona İsmail es-Saffâr, ona Ahmed b. Mansûr, ona Abdürrezzak, ona Ma'mer, ona ez-Zührî, ona da Urve, Aişe'nin (r.anha) şöyle dediğini rivayet etti: Bir grup Yahudi Rasulullah'ın (sav) yanına girdi ve O'na 'es-Sâmü aleyküm (Ölüm üzerinize olsun)' dedi. Âişe şöyle demiştir: 'Ben bunu anladım ve onlara: 'Aleykümü's-sâmü ve'l-la'netü (Ölüm sizin üzerinize olsun, lanet de!' dedim'. Bunun üzerine Rasulullah (sav): "Yavaş ol ey Aişe! Allah bütün işlerde yumuşaklığı sever." buyurdu. Ben: 'Ey Allah'ın Elçisi, söylediklerini işitmedin mi?' deyince de, 'Ben de onlara 'Aleyküm (Sizin üzerinize olsun)' dedim ya!' karşılığını verdi. [Müslim bu hadisi Sahih'inde Abd b. Humeyd'in Abdürrezzak'tan aktarması şeklinde rivayet etmiş, Buhari ise Ma'mer'den başka bir tarikle kitabına almıştır. Mezhebimizin (Şâfi'î Mezhebi) âlimleri şöyle demiştir: 'Bu sünnetlerin tatbiki ancak onları tanındıktan sonra gerçekleşebilir. Onların her birini tanımak ise (her zaman) mümkün olmaz. Bunun için onları Müslümanlardan ayırt edecek (bir takım) alametler olması gerekir.]
Bize Ebu Zekeriyya b. Ebu İshak ve Ebu Bekir b. Hasan el-Kâdî, o ikisine Ebu'l-Abbas Muhammed b. Yakub, ona Bahr b. Nasr, ona İbn Vehb, ona Âsım b. Hakîm, ona Yahya b. Ebu Amr es-Şeybânî, ona da babası Zür'a eş-Şeybânî, ona da Ukbe b. Âmir el-Cühenî (ra) şöyle anlatmıştır: Görüntüsü Müslümana benzeyen bir adam Ukbe'nin yanından geçerken ona selam verdi. Ukbe de: 'Ve aleyke ve rahmetullahi ve berakâtühû (Selam da, Allah'ın rahmeti ve bereketi de senin üzerine olsun)' diyerek selamını aldı. (Bu duruma şahit olan) Genç bir çocuk kendisine: '(Selamını aldığın) o kişiyi biliyor musun?' diye sorunca, Ukbe, 'Müslüman bir kişi değil mi?' diye (soruyla) karşılık verdi. O genç (ve arkadaşları): 'Hayır, o Hıristiyandır' deyince, Ukbe (r.a.) yerinden kalktı, o adamın peşinden giderek ona yetişti ve kendisine: 'Şüphesiz Allah'ın rahmeti ve bereketi Müminlerin üzerinedir. Fakat Allah senin ömrünü uzun kılsın ve malını çoğaltsın' dedi. [Bu hadisin manası (muhteva olarak benzeri) 'selama başlama' konusunda İbn Ömer'den rivayet edilmiştir.]
Bize Ebu Zekeriyya, ona Ebu İshak ve Ebu Bekir b. Hasan el-Kâdî, o ikisine Ebu'l-Abbas Muhammed b. Yakub, ona Bahr b. Nasr, ona İbn Vehb, ona Âsım b. Hakîm, ona Yahya b. Ebu Amr es-Seybânî, ona babası (Zür'a eş-Şeybânî), ona da Ukbe b. Âmir el-Cühenî (ra) şöyle anlatmıştır: Görüntüsü Müslümana benzeyen bir adam Ukbe'nin yanından geçerken ona selam verdi. Ukbe de: 'Ve aleyke ve rahmetullahi ve berakâtühû (Selam da, Allah'ın rahmeti ve bereketi de senin üzerine olsun)' diyerek selamını aldı. (Bu duruma şahit olan) Genç bir çocuk kendisine: 'Selamını aldığın kimseyi biliyor musun?' diye sorunca, Ukbe, 'Müslüman bir kişi değil mi?' diye (soruyla) karşılık verdi. O genç (ve arkadaşları): 'Hayır, o Hıristiyandır' deyince, Ukbe (r.a.) yerinden kalktı, o adamın peşinden giderek ona yetişti ve kendisine: 'Şüphesiz Allah'ın rahmeti ve bereketi Müminlerin üzerinedir. Fakat Allah senin ömrünü uzun kılsın ve malını çoğaltsın' dedi. [Bu hadisin manası (muhteva olarak benzeri) 'selama başlama' konusunda İbn Ömer'den rivayet edilmiştir.]
Bize Vekî', ona Süfyân; (T) Bize Abdurrahman, ona Süfyân, ona Abdullah b. Dînâr, ona da İbn Ömer'in naklettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Yahudiler sizinle karşılaştığı zaman (size): 'es-Sâmü aleyküm (Ölüm üzerinize olsun)' derler. Siz de onlara: 'Ve aleyküm (Sizin üzerinize olsun)' deyin."
Bize Yahya, ona Şu'be, ona da Katâde; (T) Bize İbn Ca'fer, ona Şu'be, ona Katâde, ona da Enes şöyle rivayet etti: Hz. Peygamber'in (sav) ashabı O'na (sav): 'Ehl-i kitap bize selam veriyor. Onların selamını nasıl alalım?' diye sordu. Rasulullah da (sav): 'Onlara 'Ve aleyküm (Sizin üzerinize olsun)' deyin' buyurdu. [Haccâc da (bu rivayetin) aynısını nakletmiştir. Şu'be: 'Katâde'ye bu hadisi Enes'ten işitip işitmediğini sormadım' demiştir.]