303 Kayıt Bulundu.
Bize İbrahim b. Musa, ona Hişâm b. Yusuf, ona İbn Cüreyc, ona Abdullah b. Ebu Bekir b. Ebu Müleyke, ona Osman b. Abdurrahman et-Temîmî, ona da Rabîa b. Abdullah b. Hüdeyr et-Teymî (Ebu Bekir dedi ki: Rabîa insanların en hayırlılarındandır) şöyle demiştir: Rabîa (bir cuma günü) Ömer b. Hattâb'ın (ra) yanındayken o cuma günü minberde Nahl suresini okumuş, secde ayetine geldiği zaman minberden inip secde etmiş insanlar da onunla beraber secde etmişti. Bir sonraki Cuma Ömer aynı sureyi okudu, secde ayetine geldiği zaman 'Ey insanlar, biz secde edip geçiyoruz. Her kim secde ederse doğru yapmıştır. Her kim de secde etmezse, ona da bir günah yoktur' demiştir. Ömer (ra) burada secde etmemiştir. Nâfi' İbn Ömer'den bu hadisi şu ziyade ile nakletmiştir: Allah Teâlâ, bizim isteğimiz dışında secde etmeyi farz kılmadı.
Açıklama: Rivayet, İbn Hacer'e göre muallak olmayıp mevsûldür (Fethü'l-bârî, Dârü'l-Marife, II, 559).
Bize İbrahim b. Musa, ona Hişâm b. Yusuf, ona İbn Cüreyc, ona Abdullah b. Ebu Bekir b. Ebu Müleyke, ona Osman b. Abdurrahman et-Temîmî, ona da Rabîa b. Abdullah b. Hüdeyr et-Teymî (Ebu Bekir dedi ki: Rabîa insanların en hayırlılarındandır) şöyle demiştir: Rabîa (bir cuma günü) Ömer b. Hattâb'ın (ra) yanındayken o cuma günü minberde Nahl suresini okumuş, secde ayetine geldiği zaman minberden inip secde etmiş insanlar da onunla beraber secde etmişti. Bir sonraki Cuma Ömer aynı sureyi okudu, secde ayetine geldiği zaman 'Ey insanlar, biz secde edip geçiyoruz. Her kim secde ederse doğru yapmıştır. Her kim de secde etmezse, ona da bir günah yoktur' demiştir. Ömer (ra) burada secde etmemiştir. Nâfi' İbn Ömer'den bu hadisi şu ziyade ile nakletmiştir: Allah Teâlâ, bizim isteğimiz dışında secde etmeyi farz kılmadı.
Bize Hafs b. Ömer, ona Şube, ona Ebu İshak, ona el-Esved, ona da Abdullah'ın rivayet ettiğine göre; "Rasulullah (sav) Necm suresini okuyup (sonunda) secdeye kapandı, orada bulunanların tümü de secde etti. Yalnız Kureyş'ten bir adam bir avuç çakıl veya toprak alıp yüzüne kaldırdı ve bu, bana yeter dedi. Sonra ben o adamın kâfir olduğu halde öldürüldüğünü gördüm."
Bize Müsedded, ona Süfyan, ona Eyyüb b. Musa, ona Ata b. Mîna, ona da Ebu Hureyre (ra) demiştir ki: "Biz, Rasulullah (sav) ile birlikte İnşikâk ve Alâk surelerinde secde yaptık." [Ebû Davud dedi ki: Ebu Hureyre hicrî altıncı yılda Hendek seferi sırasında müslüman oldu. Rasulullah'ın (sav) burada zikredilen secdeleri, onun son fiilidir.]
Bize Nasr b. Ali, ona Ebu Ahmed, ona İsrail, ona Ebu İshak, ona Esved b. Yezîd, ona da Abdullah (ra) şöyle demiştir: İçinde secde bulunan surelerden ilk inen Necm Suresi'dir. Rasulullah (sav) bu sureyi okuduğunda secde etti, O'nunla birlikte, arkasında bulunan kimseler de secde ettiler. Yalnız bir adam gördüm, bir avuç toprak alıp da onun üzerine secde etti. Daha sonra ben onu Bedir'de kâfir olarak öldürülmüş gördüm. O, Umeyye b. Halef'ti.
Bize Süleyman b. Harb, ona Şu'be, ona Ebu İshak, ona Esved, ona da Abdullah (ra) şöyle demiştir: Peygamber (sav) Necm Suresi'ni okudu, ardından secde yaptı. Orada bulunan (mümin müşrik) herkes de secde yaptı. Sadece bir adamı gördüm, avucuna toprak alarak alnına doğru götürüp değdirdi ve böyle secde ederek “bu kadarı bana yeter” dedi. Sonra ben o adamı kâfir olarak, öldürülmüş gördüm.
Bize Ali b. Nasr b. Ali, ona Süleyman b. Harb, ona Hammad b. Zeyd, ona Eyyüb ve Hişam, Yahya b. Atik ve İbn Avn, onlara Muhammed, ona da Ebu Hureyre; "Hz. Peygamber'den (sav) Zü'l-yedeyn kıssasını anlattığında, tekbir alıp secdeye vardığını zikretmiştir." [(Ravi) Hişam b. Hassan; "tekbir aldı, sonra (tekrar) tekbir getirip secdeye vardı demiştir."] [Ebû Davud şöyle demiştir: Bu hadisi aynı şekilde Habîb b. Şehid, Humeyd, Yunus ve Asım el-Ahvel, Muhammed'den, o da Ebu Hureyre'den nakletmişler (ancak), onlardan hiçbiri Hammad b. Zeyd'in Hişam'dan rivayet ettiği Hz. Peygamber (sav), tekbir aldı, ardından (yine) tekbir alıp secdeye vardı sözünü zikretmemişlerdir. Bu hadisi Hammad b. Seleme ve Ebu Bekir b. Ayyaş, Hişam'dan aktarmışlar (ancak), ondan Hammad b. Zeyd'in zikrettiği Hz. Peygamber (sav), tekbir aldı, ardından (tekrar) tekbir getirdi sözünü aktarmamışlardır.]
Bize Ali b. Nasr b. Ali, ona Süleyman b. Harb, ona Hammad b. Zeyd, ona Eyyüb ve Hişam, Yahya b. Atik ve İbn Avn, onlara Muhammed, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) Zü'l-yedeyn kıssasını anlattıktan sonra tekbir alıp secdeye vardığını zikretmiştir." [(Ravi) Hişam b. Hassan; "tekbir aldı, sonra (tekrar) tekbir getirip secdeye vardı demiştir."] [Ebû Davud şöyle demiştir: Bu hadisi aynı şekilde Habîb b. Şehid, Humeyd, Yunus ve Asım el-Ahvel, Muhammed'den, o da Ebu Hureyre'den nakletmişler (ancak), onlardan hiçbiri Hammad b. Zeyd'in Hişam'dan rivayet ettiği Hz. Peygamber (sav), tekbir aldı, ardından (yine) tekbir alıp secdeye vardı sözünü zikretmemişlerdir. Bu hadisi Hammad b. Seleme ve Ebu Bekir b. Ayyaş, Hişam'dan aktarmışlar (ancak), ondan Hammad b. Zeyd'in zikrettiği Hz. Peygamber (sav), tekbir aldı, ardından (tekrar) tekbir getirdi sözünü aktarmamışlardır.]
Bize Ali b. Nasr b. Ali, ona Süleyman b. Harb, ona Hammad b. Zeyd, ona Eyyüb ve Hişam, Yahya b. Atik ve İbn Avn, onlara Muhammed, ona da Ebu Hureyre, "Hz. Peygamber'in (sav) Zü'l-yedeyn kıssasını anlattıktan sonra tekbir alıp secdeye vardığını zikretmiştir." (Ravi) Hişam b. Hassan; "tekbir aldı, sonra (tekrar) tekbir getirip secdeye vardı demiştir." [Ebû Davud şöyle demiştir: Bu hadisi aynı şekilde Habîb b. Şehid, Humeyd, Yunus ve Asım el-Ahvel, Muhammed'den, o da Ebu Hureyre'den nakletmişler (ancak), onlardan hiçbiri Hammad b. Zeyd'in Hişam'dan rivayet ettiği Hz. Peygamber (sav), tekbir aldı, ardından (yine) tekbir alıp secdeye vardı sözünü zikretmemişlerdir. Bu hadisi Hammad b. Seleme ve Ebu Bekir b. Ayyaş, Hişam'dan aktarmışlar (ancak), ondan Hammad b. Zeyd'in zikrettiği Hz. Peygamber (sav), tekbir aldı, ardından (tekrar) tekbir getirdi sözünü aktarmamışlardır.]