Öneri Formu
Hadis Id, No:
18503, T003058
Hadis:
حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ يَعْقُوبَ الطَّالْقَانِىُّ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ الْمُبَارَكِ أَخْبَرَنَا عُتْبَةُ بْنُ أَبِى حَكِيمٍ حَدَّثَنَا عَمْرُو بْنُ جَارِيَةَ اللَّخْمِىُّ عَنْ أَبِى أُمَيَّةَ الشَّعْبَانِىِّ قَالَ أَتَيْتُ أَبَا ثَعْلَبَةَ الْخُشَنِىَّ فَقُلْتُ لَهُ كَيْفَ تَصْنَعُ فِى هَذِهِ الآيَةِ قَالَ أَيَّةُ آيَةٍ قُلْتُ قَوْلُهُ ( يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا عَلَيْكُمْ أَنْفُسَكُمْ لاَ يَضُرُّكُمْ مَنْ ضَلَّ إِذَا اهْتَدَيْتُمْ ) قَالَ أَمَا وَاللَّهِ لَقَدْ سَأَلْتَ عَنْهَا خَبِيرًا سَأَلْتُ عَنْهَا رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ « بَلِ ائْتَمِرُوا بِالْمَعْرُوفِ وَتَنَاهَوْا عَنِ الْمُنْكَرِ حَتَّى إِذَا رَأَيْتَ شُحًّا مُطَاعًا وَهَوًى مُتَّبَعًا وَدُنْيَا مُؤْثَرَةً وَإِعْجَابَ كُلِّ ذِى رَأْىٍ بِرَأْيِهِ فَعَلَيْكَ بِخَاصَّةِ نَفْسِكَ وَدَعِ الْعَوَامَّ فَإِنَّ مِنْ وَرَائِكُمْ أَيَّامًا الصَّبْرُ فِيهِنَّ مِثْلُ الْقَبْضِ عَلَى الْجَمْرِ لِلْعَامِلِ فِيهِنَّ مِثْلُ أَجْرِ خَمْسِينَ رَجُلاً يَعْمَلُونَ مِثْلَ عَمَلِكُمْ » . قَالَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ الْمُبَارَكِ وَزَادَنِى غَيْرُ عُتْبَةَ قِيلَ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَجْرُ خَمْسِينَ رَجُلاً مِنَّا أَوْ مِنْهُمْ قَالَ « بَلْ أَجْرُ خَمْسِينَ مِنْكُمْ » . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ .
Tercemesi:
Bize Said b. Yakub et-Tâlekânî, ona Abdullah b. Mübarek, ona Utbe b. Ebu Hakîm, ona Amr b. Cariye el-Lahmî, ona da Ebu Ümeyye eş-Şa'bânî şöyle demiştir: Ebu Sa'lebe el-Hüşenî'ye geldim ve şu ayet hakkında ne diyorsun diye sordum. Ebu Sa'lebe de hangi ayet dedi. Bende şu ayet dedim: "Ey iman edenler! Siz yalnız kendinizden sorumlusunuz. Eğer siz doğru yolda iseniz, sapıklığa düşenler size hiçbir zarar veremezler..." Bunun üzerine şöyle dedi: 'Muhakkak ki sen bu ayeti bilen bir kimseye sormuş durumdasın.' Ben de aynı şekilde bu ayeti Rasulullah'a (sav) sormuştum, şöyle buyurmuştu: "Birbirinize iyiliği emredin kötülükten sakındırın. Cimriliğe boyun eğildiğini, insanların hevesleri peşinde gittiklerini gördüğünde, dünyanın dine tercih edilip herkesin kendi görüşünü beğendiği dönemlerde sadece kendi başının çaresine bak ve halkı bırak. Bundan sonra öyle günler gelecek ki o günlerde dinin emirlerine uyma hususunda gösterilecek sabır bir ateş parçasını elde tutmak gibi (zor) olacaktır. O günlerde amel edenlere (Müslüman olarak yaşamaya çalışanlar), sizden elli kişinin amelinin sevabı gibi sevap verilecektir.
Abdullah b. Mübarek dedi ki: Utbe dışında birisi bu hadisi rivayetinde bana şu ilaveyi yaptı: "Ey Allahın Rasulü! Bizden elli kişi mi? Yoksa onlardan elli kişinin sevabı mı? Rasulullah (sav): "Hayır sizden elli kişinin sevabı" buyurdu.
Ebu İsa (Tirmizî) dedi ki: Bu hadis hasen garibtir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 5, 5/257
Senetler:
1. Ebu Sa'lebe el-Hüşenî (Cürsüm b. Nâşim)
2. Ebu Ümeyye Abdullah b. Uhamir eş-Şa'banî (Yahmed b. Uhamir)
3. Amr b. Cariye el-Lahmi (Amr b. Cariye)
4. Utbe b. Ebu Hakim eş-Şa'bani (Utbe b. Ebu Hakim)
5. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mübarek el-Hanzalî (Abdullah b. Mübarek b. Vadıh)
6. Said b. Yakub et-Talekani (Said b. Yakub)
Konular:
Bilgi, gaybdan haber verme
Bilgi, Hz. Peygamber'in verdiği gaybi haberler
Cimrilik, zemmedilişi
Emr-i bi'l-maruf, Nehy-i ani'l-münker, iyiliği emretmek, kötülükten alıkoymak
Hz. Peygamber, ayetleri tefsiri
İstismar, dinin dünyaya alet edilmesi
Sabır, sabretmek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
32216, B004701
Hadis:
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ عَمْرٍو عَنْ عِكْرِمَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ يَبْلُغُ بِهِ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « إِذَا قَضَى اللَّهُ الأَمْرَ فِى السَّمَاءِ ضَرَبَتِ الْمَلاَئِكَةُ بِأَجْنِحَتِهَا خُضْعَانًا لِقَوْلِهِ كَالسِّلْسِلَةِ عَلَى صَفْوَانٍ - قَالَ عَلِىٌّ وَقَالَ غَيْرُهُ صَفْوَانٍ - يَنْفُذُهُمْ ذَلِكَ فَإِذَا فُزِّعَ عَنْ قُلُوبِهِمْ قَالُوا مَاذَا قَالَ رَبُّكُمْ ، قَالُوا لِلَّذِى قَالَ الْحَقَّ وَهْوَ الْعَلِىُّ الْكَبِيرُ ، فَيَسْمَعُهَا مُسْتَرِقُو السَّمْعِ ، وَمُسْتَرِقُو السَّمْعِ هَكَذَا وَاحِدٌ فَوْقَ آخَرَ - وَوَصَفَ سُفْيَانُ بِيَدِهِ ، وَفَرَّجَ بَيْنَ أَصَابِعِ يَدِهِ الْيُمْنَى ، نَصَبَهَا بَعْضَهَا فَوْقَ بَعْضٍ - فَرُبَّمَا أَدْرَكَ الشِّهَابُ الْمُسْتَمِعَ ، قَبْلَ أَنْ يَرْمِىَ بِهَا إِلَى صَاحِبِهِ ، فَيُحْرِقَهُ وَرُبَّمَا لَمْ يُدْرِكْهُ حَتَّى يَرْمِىَ بِهَا إِلَى الَّذِى يَلِيهِ إِلَى الَّذِى هُوَ أَسْفَلُ مِنْهُ حَتَّى يُلْقُوهَا إِلَى الأَرْضِ - وَرُبَّمَا قَالَ سُفْيَانُ حَتَّى تَنْتَهِىَ إِلَى الأَرْضِ - فَتُلْقَى عَلَى فَمِ السَّاحِرِ ، فَيَكْذِبُ مَعَهَا مِائَةَ كَذْبَةٍ فَيَصْدُقُ ، فَيَقُولُونَ أَلَمْ يُخْبِرْنَا يَوْمَ كَذَا وَكَذَا يَكُونُ كَذَا وَكَذَا ، فَوَجَدْنَاهُ حَقًّا لِلْكَلِمَةِ الَّتِى سُمِعَتْ مِنَ السَّمَاءِ » .حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ حَدَّثَنَا عَمْرٌو عَنْ عِكْرِمَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ إِذَا قَضَى اللَّهُ الأَمْرَ . وَزَادَ الْكَاهِنِ . وَحَدَّثَنَا سُفْيَانُ فَقَالَ قَالَ عَمْرٌو سَمِعْتُ عِكْرِمَةَ حَدَّثَنَا أَبُو هُرَيْرَةَ قَالَ إِذَا قَضَى اللَّهُ الأَمْرَ وَقَالَ عَلَى فَمِ السَّاحِرِ . قُلْتُ لِسُفْيَانَ قَالَ سَمِعْتُ عِكْرِمَةَ قَالَ سَمِعْتُ أَبَا هُرَيْرَةَ . قَالَ نَعَمْ . قُلْتُ لِسُفْيَانَ إِنَّ إِنْسَانًا رَوَى عَنْكَ عَنْ عَمْرٍو عَنْ عِكْرِمَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ وَيَرْفَعُهُ أَنَّهُ قَرَأَ فُزِّعَ . قَالَ سُفْيَانُ هَكَذَا قَرَأَ عَمْرٌو . فَلاَ أَدْرِى سَمِعَهُ هَكَذَا أَمْ لاَ . قَالَ سُفْيَانُ وَهْىَ قِرَاءَتُنَا .
Tercemesi:
Bize Alî b. Abdillah, ona Sufyân, ona Amr, ona İkrime, ona da Ebû Hureyre(ra.) tahdîs etti. Ebû Hureyre Hz. Peygamber'e isnâd ederek Rasûlullah'ın (sav.) şöyle buyurduğunu haber verdi:
“Allah gökte bir emrin ifâsını hükmettiği zaman, melekler O’nun sözüne itâatlerini arz ederek kanatlarını çırparlar. Bu ses, sanki düz ve kaygan bir taşın üzerindeki zincirin çıkardığı ses gibidir. (Meleklerin) kalplerinden korku giderildiğinde, (büyük meleklere); 'Rabbiniz ne buyurdu?' diye sorarlar. Onlar da soran meleklere, 'Allah hakkı söyledi, o çok yücedir, çok büyüktür' derler. Bu sırada kulak hırsızı (cinler), bu sözleri işitir. kulak hırsızları üst üste dizilmiş vaziyettedirler (ve bu sözleri birbirlerinden duyarlar).”
Râvî Süfyân b. Uyeyne, dinleyici şeytânların birbirleri üstünde dizilişlerini eliyle şöyle gösterdi: Sağ elinin parmaklan arasını araladı ve onların bir kısmını diğerleri üzerine dikti.
Hz. Peygamber şöyle devam etti:
"Bazen en üstteki kulak hırsızı meleklerden duyduğu sözü altındakine veremeden bir ateş parçası (şihâb) onu yakalar ve kendisini yakar, fakat bazen de alev ona yetişemeden altındaki cinlere o haberi yetiştirir. O da haberi kendisinden sonra bulunan daha aşağıdaki cinlere ulaştırır ve bu suretle haber tâ yere kadar ulaşır."
Sufyân ibn Uyeyne bazen şöyle demiştir: "Nihayet o haber yere ulaşır ve büyücünün ağzına atılır. Sihirbaz o habere yüz yalan katarak halka söyler. İlâhî emir yeryüzünde gerçekleşince de sihirbaz kişi doğru söylemiş olur. Bu haberi duyanlar da, gökyüzünden işitilen söz için 'Sihirbaz bize, fulân ve fulan günlerde şöyle şöyle olacak diye haber vermedi mi? Gördünüz dedikleri doğru çıktı' derler. Bu, gökyüzünden işitilen o sözün tasdikidir.
Artık onun verdiği haberlerin hepsini doğru saymışlardır" -.......Bize Amr, İkrime'den; o daEbû Hureyre'den: "Allah bir işi hükmettiği zaman..." hadîsini tahdîs etti de bu rivayette "Sihirbazın ağzı üzerine" sözünden sonra "Kâhinin ağzı üzerine" sözünü ziyâde etti.
Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyân, ona Amr, ona İkrime, ona da Ebû Hureyre "Allah gökte bir emrin ifâsını hükmettiği zaman..." hadisini rivâyet etti ve kâhinin sözünü de ekledi.
Bize Süfyân, Amr'ın şöyle dediğini rivâyet etti: Ben İkrime'yi dinledim, ona da Ebû Hureyre "Allah gökte bir emrin ifâsını hükmettiği zaman... Sihirbazın ağzına..." dedi.
Ben Sufyân ibn Uyeyne'ye sordum, o da ben bunu İkrime'den duydum, o da evet Ebû Hureyre'den duyduğunu söyledi dedi.
Süfyân'a dedim ki: Bir insan bunu Ebû Hureyre, İkrime, Amr kanalıyla senden rivâyet etti, Ebû Hureyre de hadîsi Hz. Peygamber'e ref etti ve buradaki kelimeyi "fuzzia" şeklinde okudu. Süfyân, Amr böyle okudu dedi. Kendisi bunu bu böyle mi, yoksa farklı şekilde mi işitti, bilmiyorum.
Süfyân, bizim krâatimiz budur, dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Tefsîr 1, 2/207
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. İkrime Mevla İbn Abbas (İkrime)
3. Amr b. Dinar el-Cümahî (Amr b. Dinar)
4. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
5. Ebu Hasan Ali b. el-Medînî (Ali b. Abdullah b. Cafer b. Necîh)
Konular:
Bilgi, gaybdan haber verme
İman, Esasları, Melekler
İman, Esasları: Melekler, Allah'ın emrine tabi oluşu
İman, Meleklerin Allah ile ilişkisi
KTB, İMAN
Şeytan, haber çalması
Sihir, sihir/büyü
Öneri Formu
Hadis Id, No:
30100, İM002865
Hadis:
حَدَّثَنَا سُوَيْدُ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سُلَيْمٍ ح وَحَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ عَمَّارٍ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ عَيَّاشٍ قَالاَ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عُثْمَانَ بْنِ خُثَيْمٍ عَنِ الْقَاسِمِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مَسْعُودٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مَسْعُودٍ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « سَيَلِى أُمُورَكُمْ بَعْدِى رِجَالٌ يُطْفِئُونَ السُّنَّةَ وَيَعْمَلُونَ بِالْبِدْعَةِ وَيُؤَخِّرُونَ الصَّلاَةَ عَنْ مَوَاقِيتِهَا » فَقُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنْ أَدْرَكْتُهُمْ كَيْفَ أَفْعَلُ قَالَ « تَسْأَلُنِى يَا ابْنَ أُمِّ عَبْدٍ كَيْفَ تَفْعَلُ لاَ طَاعَةَ لِمَنْ عَصَى اللَّهَ » .
Tercemesi:
Bize Süveyd b. Said, ona Yahya b. Süleym; (T) Bize Hişâm b. Ammâr, ona İsmail b. Ayyâş, onlara Abdullah b. Osman b. Huseym, ona Kâsım b. Abdurrahman b. Abdullah b. Mesud, ona babası (Abdurrahman b. Abdullah), ona da dedesi Abdullah b. Mesud, Hz. Peygamber'den (sav) naklen şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav), "Benden sonra işlerinizi sünneti önemsemeyen, bidat işleyen ve namaz(lar)ı vakitlerinde kılmayan insanlar ele alacaklar" buyurdu. Ben, "Yâ Rasulullah! Onlara yetişirsem nasıl davranayım?" dedim. Nebî (sav), "Ey İbn Ümmü Abd! Bana, onlara nasıl davranacağını soruyorsun! Allah'a isyan edene itaat etmek yoktur!" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Cihâd 40, /465
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Abdurrahman b. Abdullah el-Hüzeli (Abdurrahman b. Abdullah b. Mesud)
3. Ebu Abdurrahman Kasım b. Abdurrahman el-Hüzelî (Kasım b. Abdurrahman b. Abdullah b. Mesud)
4. Abdullah b. Osman el-Kârrî (Abdullah b. Osman b. Huseym b. el-Karra)
5. Ebu Belc Yahya b. Süleym el-Fezari (Yahya b. Süleym b. Belc)
6. Ebu Muhammed Süveyd b. Saîd el-Herevî (Süveyd b. Saîd b. Sehl b. Şehriyâr)
Konular:
Bilgi, gaybdan haber verme
Yönetim, İtaatin sınırları
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَخْبَرَنَا مَعْمَرٌ عَنْ هَمَّامٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ - رضى الله عنه - عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « هَلَكَ كِسْرَى ثُمَّ لاَ يَكُونُ كِسْرَى بَعْدَهُ ، وَقَيْصَرٌ لَيَهْلِكَنَّ ثُمَّ لاَ يَكُونُ قَيْصَرٌ بَعْدَهُ ، وَلَتُقْسَمَنَّ كُنُوزُهَا فِى سَبِيلِ اللَّهِ » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
30320, B003027
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَخْبَرَنَا مَعْمَرٌ عَنْ هَمَّامٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ - رضى الله عنه - عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « هَلَكَ كِسْرَى ثُمَّ لاَ يَكُونُ كِسْرَى بَعْدَهُ ، وَقَيْصَرٌ لَيَهْلِكَنَّ ثُمَّ لاَ يَكُونُ قَيْصَرٌ بَعْدَهُ ، وَلَتُقْسَمَنَّ كُنُوزُهَا فِى سَبِيلِ اللَّهِ » .
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Muhammed, ona Abdürezzâk, ona Ma'mer, ona Hemmâm, ona da Ebu Hureyre (ra), Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
(Fars hükümdarı) Kisra helak olacak, ardında da ondan sonra Kisra gelmeyecektir. (Bizans hükümdarı) Kayser muhakkak helak olacak, akabinde ondan sonra da Kayser gelmeyecektir. Onların hazineleri muhakkak Allah yolunda taksim edilecektir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Cihâd ve's-Siyer 157, 1/799
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Ukbe Hemmâm b. Münebbih el-Yemânî (Hemmâm b. Münebbih b. Kamil b. Sîc)
3. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
4. ُEbu Bekir Abdürrezzak b. Hemmam (Abdürrezzak b. Hemmam b. Nafi)
5. Ebu Cafer Abdullah b. Muhammed el-Cu'fî (Abdullah b. Muhammed b. Abdullah)
Konular:
Bilgi, gaybdan haber verme
Sosyal katmanlar, İranlılar
Öneri Formu
Hadis Id, No:
30394, İM003957
Hadis:
حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ عَمَّارٍ وَمُحَمَّدُ بْنُ الصَّبَّاحِ قَالاَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ أَبِى حَازِمٍ حَدَّثَنِى أَبِى عَنْ عُمَارَةَ بْنِ حَزْمٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « كَيْفَ بِكُمْ وَبِزَمَانٍ يُوشِكُ أَنْ يَأْتِىَ يُغَرْبَلُ النَّاسُ فِيهِ غَرْبَلَةً وَتَبْقَى حُثَالَةٌ مِنَ النَّاسِ قَدْ مَرِجَتْ عُهُودُهُمْ وَأَمَانَاتُهُمْ فَاخْتَلَفُوا وَكَانُوا هَكَذَا » . وَشَبَّكَ بَيْنَ أَصَابِعِهِ قَالُوا كَيْفَ بِنَا يَا رَسُولَ اللَّهِ إِذَا كَانَ ذَلِكَ قَالَ « تَأْخُذُونَ بِمَا تَعْرِفُونَ وَتَدَعُونَ مَا تُنْكِرُونَ وَتُقْبِلُونَ عَلَى خَاصَّتِكُمْ وَتَذَرُونَ أَمْرَ عَوَامِّكُمْ » .
Tercemesi:
Bize Hişam b. Ammar ve Muhammed b. Sabbah, onlara Abdülaziz b. Ebu Hâzım, ona babası (Seleme b. Dînar), ona Umare b. Hazm, ona da Abdullah b. Amr (r.anhüma), Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"İnsanların eleneceği (iyilerin gidip) kötülerin kalacağı, ahid ve emanetlerinin bozulacağı ve ihtilafa düşüp şöylece- parmaklarını biri biri arasına soktu olacakları zamanın gelmesi yakındır.- veya geldiği zaman haliniz ne olur?"
Oradakiler:
(O zaman) Biz ne yapalım, Allah'ın Rasulü (sav)? dediler, Rasulullah:
'İyi bildiğinizi alır, kötü gördüğünüzü bırakırsınız. Kendinize ait işlere yönelir, umuma ait işleri terkedersiniz.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Fiten 10, /637
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdullah b. Amr es-Sehmî (Abdullah b. Amr b. Âs b. Vail b. Haşim)
2. Umare b. Hazm (Umare b. Hazm b. Zeyd b. Levzan b. Amr)
3. Ebû Hazim Seleme b. Dînar (Seleme b. Dînar)
4. Ebu Temmam Abdülaziz b. Ebu Hâzım el-Mahzûmî (Abdülaziz b. Seleme b. Dinar)
5. Muhammed b. Sabbah el-Cürcerâî (Muhammed b. Sabbah b. Süfyan b. Ebu Süfyan)
Konular:
Ahde vefa, Ahdi bozmak
Bilgi, gaybdan haber verme
Müslüman, Eman vermek/Emanete riayet
Öneri Formu
Hadis Id, No:
279831, M002463-2
Hadis:
حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ أَخْبَرَنَا عِيسَى بْنُ يُونُسَ ح وَحَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ أَبِى بَكْرٍ الْمُقَدَّمِىُّ وَأَبُو بَكْرِ بْنُ نَافِعٍ قَالاَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ مَهْدِىٍّ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ كِلاَهُمَا عَنِ الأَعْمَشِ بِهَذَا الإِسْنَادِ . مِثْلَهُ .
Tercemesi:
Bize İshak b. İbrahim, ona İsa b. Yunus; (T) Bize Muhammed b. Ebu Bekir el-Mukaddemî ve Ebu Bekir b. Nafî, onlara Abdurrahman b. Mehdî (b. Hassân b. Abdurrahman), ona Süfyan (es-Sevrî), o ikisine (Süfyan es-Sevrî ve İsa b. Yunus'a) A'meş (Süleyman b. Mihran), yukarıdaki hadisin bir benzerini bu isnadla rivayet etmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Zekât 2463, /414
Senetler:
1. Ebu Hasan Ali b. Ebu Talib el-Hâşimî (Ali b. Ebu Talib b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Ümeyye Süveyd b. Ğafele el-Cu'fî (Süveyd b. Ğafele b. Avsece)
3. Hayseme b. Abdurrahman el-Cu'fî (Hayseme b. Abdurrahman b. Yezid b. Malik)
4. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
5. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
6. Ebu Said Abdurrahman b. Mehdî el-Anberî (Abdurrahman b. Mehdi b. Hassân b. Abdurrahman)
7. Muhammed b. Râfi' el-Kuşeyrî (Muhammed b. Râfi' b. Sabur)
Konular:
Amel, İman-amel bütünlüğü
Bilgi, gaybdan haber verme
Hariciler / Haruriler / Haricilik / Harurilik
KTB, İMAN
Terör, Tefrika/bölücülükten uzak durmak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
30415, İM003961
Hadis:
حَدَّثَنَا عِمْرَانُ بْنُ مُوسَى اللَّيْثِىُّ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَارِثِ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جُحَادَةَ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ ثَرْوَانَ عَنْ هُزَيْلِ بْنِ شُرَحْبِيلَ عَنْ أَبِى مُوسَى الأَشْعَرِىِّ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِنَّ بَيْنَ يَدَىِ السَّاعَةِ فِتَنًا كَقِطَعِ اللَّيْلِ الْمُظْلِمِ يُصْبِحُ الرَّجُلُ فِيهَا مُؤْمِنًا وَيُمْسِى كَافِرًا وَيُمْسِى مُؤْمِنًا وَيُصْبِحُ كَافِرًا الْقَاعِدُ فِيهَا خَيْرٌ مِنَ الْقَائِمِ وَالْقَائِمُ فِيهَا خَيْرٌ مِنَ الْمَاشِى وَالْمَاشِى فِيهَا خَيْرٌ مِنَ السَّاعِى فَكَسِّرُوا قِسِيَّكُمْ وَقَطِّعُوا أَوْتَارَكُمْ وَاضْرِبُوا بِسُيُوفِكُمُ الْحِجَارَةَ فَإِنْ دُخِلَ عَلَى أَحَدِكُمْ فَلْيَكُنْ كَخَيْرِ ابْنَىْ آدَمَ » .
Tercemesi:
Bize İmran b. Musa el-Leysî, ona Abdülvaris b. Said, ona Muhammed b. Cuhâde, ona Abdurrahman b. Servân, ona Hüzeyl b. Şurahbil, ona da Ebu Musa el-Eş'arî (Abdullah b. Kays) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Kıyamet öncesi gece karanlıkları gibi büyük fitneler olur. O fitnelerde, kişi, mümin olarak sabahlayıp kafir olarak akşamlar; mümin olarak akşamlayıp, kafir olarak sabahlar. O zamanda oturan, ayakta durandan; ayakta duran da yürüyenden; fitnelere yürüyen kişi de hızlı gidenden daha hayırlıdır. (O zaman) siz yaylarınızı kırın, kirişlerinizi (yay iplerinizi) parçalayın, kılıçlarınızı da taşa vurun. Eğer birinizin evine girilirse, o Adem'in iki oğlundan hayırlısı gibi olsun."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Fiten 10, /638
Senetler:
1. Ebu Musa Abdullah b. Kays el-Eş'arî (Abdullah b. Kays b. Süleym)
2. Hüzeyl b. Şurahbil el-Evdi (Hüzeyl b. Şurahbil)
3. Ebu Kays Abdurrahman b. Servan el-Evdi (Abdurrahman b. Servan)
4. Muhammed b. Cuhâde el-Evdî (Muhammed b. Cuhâde)
5. Ebu Ubeyde Abdulvâris b. Saîd el-Anberî (Abdulvâris b. Saîd b. Zekvân)
6. İmran b. Musa el-Leysî (İmran b. Musa b. Hayyan)
Konular:
Bilgi, gaybdan haber verme
Fitne, fitneden uzak durmak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
279832, M002463-3
Hadis:
حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ أَخْبَرَنَا عِيسَى بْنُ يُونُسَ ح وَحَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ أَبِى بَكْرٍ الْمُقَدَّمِىُّ وَأَبُو بَكْرِ بْنُ نَافِعٍ قَالاَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ مَهْدِىٍّ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ كِلاَهُمَا عَنِ الأَعْمَشِ بِهَذَا الإِسْنَادِ . مِثْلَهُ .
Tercemesi:
Bize İshak b. İbrahim, ona İsa b. Yunus; (T) Bize Muhammed b. Ebu Bekir el-Mukaddemî ve Ebu Bekir b. Nafî, onlara Abdurrahman b. Mehdî (b. Hassân b. Abdurrahman), ona Süfyan (es-Sevrî), o ikisine (Süfyan es-Sevrî ve İsa b. Yunus'a) A'meş (Süleyman b. Mihran), yukarıdaki hadisin bir benzerini bu isnadla rivayet etmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Zekât 2463, /414
Senetler:
1. Ebu Hasan Ali b. Ebu Talib el-Hâşimî (Ali b. Ebu Talib b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Ümeyye Süveyd b. Ğafele el-Cu'fî (Süveyd b. Ğafele b. Avsece)
3. Hayseme b. Abdurrahman el-Cu'fî (Hayseme b. Abdurrahman b. Yezid b. Malik)
4. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
5. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
6. Ebu Said Abdurrahman b. Mehdî el-Anberî (Abdurrahman b. Mehdi b. Hassân b. Abdurrahman)
7. Muhammed b. Ebu Bekir el-Mukaddemî (Muhammed b. Ebu Bekir b. Ali b. Ata b. Mukaddem)
Konular:
Amel, İman-amel bütünlüğü
Bilgi, gaybdan haber verme
Hariciler / Haruriler / Haricilik / Harurilik
KTB, İMAN
Terör, Tefrika/bölücülükten uzak durmak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
279833, M002464-2
Hadis:
حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا جَرِيرٌ ح وَحَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ وَأَبُو كُرَيْبٍ وَزُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ قَالُوا حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ كِلاَهُمَا عَنِ الأَعْمَشِ بِهَذَا الإِسْنَادِ . وَلَيْسَ فِى حَدِيثِهِمَا « يَمْرُقُونَ مِنَ الدِّينِ كَمَا يَمْرُقُ السَّهْمُ مِنَ الرَّمِيَّةِ » .
Tercemesi:
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Cerir; (T) Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, Ebu Küreyb (Muhammed b. Alâ b. Küreyb) ve Züheyr b. Harb, onlara Ebu Muaviye (Muhammed b. Hazim), o ikisine (Cerir ve Ebu Muaviye'ye) de A'meş bu isnadla rivayet etmiştir. Ancak Cerir ve Ebu Muaviye'nin rivayet ettiği hadiste "Onlar okun avı (deldikten sonra) çıkıp gittiği gibi dinden çıkarlar, bir daha da ona geri dönmezler." cümlesi bulunmamaktadır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Zekât 2464, /414
Senetler:
1. Ebu Hasan Ali b. Ebu Talib el-Hâşimî (Ali b. Ebu Talib b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Ümeyye Süveyd b. Ğafele el-Cu'fî (Süveyd b. Ğafele b. Avsece)
3. Hayseme b. Abdurrahman el-Cu'fî (Hayseme b. Abdurrahman b. Yezid b. Malik)
4. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
5. Ebu Muaviye Muhammed b. Hâzim el-A'mâ ed-Darîr (Muhammed b. Hazim)
6. Ebu Hayseme Züheyr b. Harb el-Haraşî (Züheyr b. Harb b. Eştâl)
Konular:
Amel, İman-amel bütünlüğü
Bilgi, gaybdan haber verme
Hariciler / Haruriler / Haricilik / Harurilik
KTB, İMAN
Terör, Tefrika/bölücülükten uzak durmak
حدثنا مطلب بن شعيب الأزدي، قال: حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بن صالح، حَدَّثَنَا لَيْثٌ قال: حَدَّثَنِى أَبُو قَبِيلٍ الْمَعَافِرِىُّ عَنْ شُفَىٍّ الأَصْبَحِىِّ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو عَنْ رَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- قَالَ خَرَجَ عَلَيْنَا رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- وَفِى يَدِهِ كِتَابَانِ فَقَالَ « أَتَدْرُونَ مَا هَذَانِ الْكِتَابَانِ ». قُلْنَا لاَ إِلاَّ أَنْ تُخْبِرَنَا يَا رَسُولَ اللَّهِ. قَالَ « هَذَا كِتَابٌ مِنْ رَبِّ الْعَالَمِينَ في ِأَسْمَاءِ أَهْلِ الْجَنَّةِ وَأَسْمَاءِ آبَائِهِمْ وَقَبَائِلِهِمْ ثُمَّ أَجْمَلَ عَلَى آخِرِهِمْ فلاَ يُزَادُ فِيهِمْ وَلاَ يُنْقَصُ مِنْهُمْ أَبَداً ». «و هَذَا كِتَابُ أَهْلِ النَّارِ بِأَسْمَائِهِمْ وَأَسْمَاءِ آبَائِهِمْ وَقَبَائِلِهِمْ ثُمَّ أَجْمَلَ عَلَى آخِرِهِمْ فلاَ يُزَادُ فِيهِمْ وَلاَ يُنْقَصُ مِنْهُمْ أَبَداً ». فَقَالَ أَصْحَابُ رَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- ففيم العمل إن كان هذا امر قد فرغ منه؟ فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم « بل سَدِّدُوا وَقَارِبُوا فَإِنَّ صَاحِبَ الْجَنَّةِ يُخْتَمُ لَهُ بِعَمَلِ الْجَنَّةِ، وَإِنْ عَمِلَ أَىَّ عَمَلٍ ، وإن صاحب النار يختم له بعمل اهل النار وإن عمل أي عمل، فَرَغَ رَبُّكُمْ عَزَّ وَجَلَّ مِنَ الْعِبَادِ ». ثُمَّ قَالَ بيديه فَنَبَذَِهمَا: فرغ ربكم من الخلق، فريق في الجنة وفريق في السعير
Öneri Formu
Hadis Id, No:
188218, MK13671
Hadis:
حدثنا مطلب بن شعيب الأزدي، قال: حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بن صالح، حَدَّثَنَا لَيْثٌ قال: حَدَّثَنِى أَبُو قَبِيلٍ الْمَعَافِرِىُّ عَنْ شُفَىٍّ الأَصْبَحِىِّ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو عَنْ رَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- قَالَ خَرَجَ عَلَيْنَا رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- وَفِى يَدِهِ كِتَابَانِ فَقَالَ « أَتَدْرُونَ مَا هَذَانِ الْكِتَابَانِ ». قُلْنَا لاَ إِلاَّ أَنْ تُخْبِرَنَا يَا رَسُولَ اللَّهِ. قَالَ « هَذَا كِتَابٌ مِنْ رَبِّ الْعَالَمِينَ في ِأَسْمَاءِ أَهْلِ الْجَنَّةِ وَأَسْمَاءِ آبَائِهِمْ وَقَبَائِلِهِمْ ثُمَّ أَجْمَلَ عَلَى آخِرِهِمْ فلاَ يُزَادُ فِيهِمْ وَلاَ يُنْقَصُ مِنْهُمْ أَبَداً ». «و هَذَا كِتَابُ أَهْلِ النَّارِ بِأَسْمَائِهِمْ وَأَسْمَاءِ آبَائِهِمْ وَقَبَائِلِهِمْ ثُمَّ أَجْمَلَ عَلَى آخِرِهِمْ فلاَ يُزَادُ فِيهِمْ وَلاَ يُنْقَصُ مِنْهُمْ أَبَداً ». فَقَالَ أَصْحَابُ رَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- ففيم العمل إن كان هذا امر قد فرغ منه؟ فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم « بل سَدِّدُوا وَقَارِبُوا فَإِنَّ صَاحِبَ الْجَنَّةِ يُخْتَمُ لَهُ بِعَمَلِ الْجَنَّةِ، وَإِنْ عَمِلَ أَىَّ عَمَلٍ ، وإن صاحب النار يختم له بعمل اهل النار وإن عمل أي عمل، فَرَغَ رَبُّكُمْ عَزَّ وَجَلَّ مِنَ الْعِبَادِ ». ثُمَّ قَالَ بيديه فَنَبَذَِهمَا: فرغ ربكم من الخلق، فريق في الجنة وفريق في السعير
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
, ,
Senetler:
()
Konular:
Bilgi, gaybdan haber verme
Bilgi, Hz. Peygamber'in verdiği gaybi haberler
Cehennem, Cehennemlikler
Cennet, Cennetlikler, vasfı , sıfatı , yaşamı vs.
Hz. Peygamber, gelecekten haber vermesi
Kader, amel, ilm-i ezelîye rağmen amel
Kader, kader-amel ilişkisi
KTB, KADER