Giriş

Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe, ona Yezid b. Harun, ona Hammâd b. Seleme, ona Sabit -ya da Ali b. Zeyd b. Cud’ân, şüphe eden Ebu Bekr’dir- ona da Ebu Burde şöyle demiştir: Muhammed b. Mesleme’nin yanına girdim, şöyle dedi: Rasulullah (sav) "Şüphesiz yakın zamanda bir fitne, bir ayrılık ve bir ihtilâf olacaktır. Eğer bunlar olursa, sen kılıcınla Uhud’a git, kırılıncaya kadar (dağa) vur, sonra da sana haksız bir el kalkıncaya ya da hayatını sona erdirecek ölüm gelinceye kadar evinde otur." buyurdu ve dedikleri gerçekleşti ve ben de Rasulullah (sav) ne buyurduysa onu yaptım.


    Öneri Formu
30410 İM003962 İbn Mâce, Fiten, 10

Bize Muhammed b. Davud el-Mıssîsî, ona Yahya b. Muhammed b. Sâbık, ona Ebu Usame, ona Abdusselâm, ona ed-Dâlânî, ona Amr b. Murre, ona Salim b. Ebu Ca’d, ona kardeşi, ona İbn Ebu Rabia, ona da Hz. Ömer'in kızı Hafsa şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) 'bu Harem bölgesi üzerine bir ordu gönderilecek, bunlar Beydâ denilen yere geldiğinde, baştan sona bütün ordu yerin dibine geçirilecek, ortadakileri de kurtulmayacaktır' buyurdu. Ben 'peki, ya aralarında mümin bir kimse varsa buna ne dersiniz' diye sordu. 'Orası onların kabirleri olacaktır' buyurdu."


    Öneri Formu
24368 N002882 Nesai, Menâsikü'l-Hac, 112

Bize Abdullah b. Muâviye el-Cumahî, ona Hammâd b. Seleme, ona Leys, ona Tavus, ona Ziyad Seymînkûş, ona da Abdullah b. Amr’ın rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Bütün Arapları kuşatacak bir fitne olacaktır, o fitnede öldürülenler cehennemdedir, o fitnede dilin (fitnesi), kılıcın darbesinden daha şiddetli olacaktır."


    Öneri Formu
30699 İM003967 İbn Mâce, Fiten, 12

Bize Huseyn b. İsa, ona Süfyan, ona Umeyye b. Safvan b. Abdullah b. Safvân, ona dedesi Abdullah b. Safvan, ona da Hafsa’nın haber verdiğine göre Nebi (sav) şöyle buyurmuştur: "Mutlaka bu Beyt’e (Kâbe’ye) yönelip onu yıkmak isteyen bir ordu yürüyecektir. Nihayet o ordu Beydâ denilen yere geldiğinde, ordunun ortasındaki grup yerin dibine geçirilecektir. Sonra ön taraftakiler, arkadakilere seslenecek ama hepsi yerin dibine geçirilecek ve içlerinden, sadece bu haberi verecek bir kişi kurtulacaktır." Bir bulunan bir adam (hadisin Ravisi Ümeyye b.Safvân'a) “Ben senin, deden adına, dedenin Hafsa adına, Hafsa’nın da Hz. Peygamber (sav) adına yalan söylemediğine şahitlik ederim” dedi.


    Öneri Formu
24371 N002883 Nesai, Menâsikü'l-Hac, 112

Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe, ona Yezid b. Harun, ona Hammâd b. Seleme, ona Sabit -ya da Ali b. Zeyd b. Cud’ân, şüphe eden Ebu Bekr’dir- ona da Ebu Burde şöyle demiştir: Muhammed b. Mesleme’nin yanına girdim, şöyle dedi: Rasulullah (sav) "Şüphesiz yakın zamanda bir fitne, bir ayrılık ve bir ihtilâf olacaktır. Eğer bunlar olursa, sen kılıcınla Uhud’a git, kırılıncaya kadar (dağa) vur, sonra da sana haksız bir el kalkıncaya ya da hayatını sona erdirecek ölüm gelinceye kadar evinde otur." buyurdu ve dedikleri gerçekleşti ve ben de Rasulullah (sav) ne buyurduysa onu yaptım.


    Öneri Formu
275497 İM003962-2 İbn Mâce, Fiten, 10

Bize Muhammed b. Abdullah b. Numeyr, ona Ebu Muaviye, ona el-A’meş, ona Şakik, ona da Huzeyfe’nin şöyle dediğini rivayet etti: Ömer’in yanında oturuyorduk. Ömer “Hanginiz Rasulullah’ın (sav) fitne hakkındaki hadisini iyice bellemiş” dedi. Huzeyfe der ki: Ben “ben” dedim. Ömer “sen gerçekten (hadis bellemek hususunda yetkin) ve cesaretli birisin, o hadis nasıldır” dedi. Ben de şu cevabı verdim: Allah Rasulünü işittim "Kişinin ailesi, evladı ve komşusu hususundaki fitnesine namaz, oruç, sadaka, iyiliği emretmek, kötülükten alıkoymak kefaret olur" buyuruyordu. Bu sefer Ömer “benim istediğim bu değil, ben deniz dalgaları gibi dalga dalga geleni kastediyorum” dedi. Huzeyfe “ey müminlerin emiri, senin onunla ne alâkan var ki, şüphesiz seninle onun arasında kapalı bir kapı vardır” dedi. Ömer “peki, kapı kırılacak mı yoksa açılacak mı” dedi. Huzeyfe “açılmayıp kırılacak” dedi. Ömer “eğer böyle ise kapanmayacak demektir” dedi. Biz Huzeyfe’ye “Ömer kapının kim olduğunu biliyor muydu?” dedik. O, “yarından önce bu gecenin geleceğini bildiği gibi evet (biliyordu). Çünkü ben ona yalan yanlış olmayan bir hadis naklettim” dedi. Sahabe der ki: Bizler ona (Huzeyfe’ye) kapının kim olduğunu sormaktan çekindik, bundan dolayı Mesruk’a “sen sor” dedik. Mesruk sordu, Huzeyfe de “Ömer’dir” dedi.


    Öneri Formu
30392 İM003955 İbn Mâce, Fiten, 9


Açıklama: İsnadı Şeyhân'ın şartlarına göre sahihtir.

    Öneri Formu
42588 HM000827 İbn Hanbel, I, 105


Açıklama: Şeyhân'ın şartlarına göre hadis sahihtir.

    Öneri Formu
41223 HM000600 İbn Hanbel, I, 80


    Öneri Formu
6849 M005968 Müslim, Fadâil, 26

Bize Muhammed b. Alâ el-Hemdânî Ebu Küreyb, ona Ebu Muaviye, ona A'meş, ona İbrahim, ona da Esved ve Alkame şöyle demiştir: Abdullah b. Mesud'u evinde ziyarete gittik, bize “(yanınızdaki) bu kişiler sizinle birlikte (cemaatle) namaz kıldılar mı?” diye sordu. Biz de “hayır, kılmadılar” dedik. Bunun üzerine “o halde kalkın, birlikte namaz kılalım” dedi. Ancak bize ne ezan okumayı ne de kamet getirmeyi emretti. (Ravi) der ki: Arkasına geçip namaza durmak isteyince ellerimizden tutarak birimizi sağına, diğerimizi soluna aldı. Rükûa vardığımızda ellerimizi dizlerimize koyduk. (Bunu görünce) ellerimize vurdu, avuçlarını birbirine yapıştırıp ellerini uyluklarının arasına soktu (bize böyle yapmamızı öğretti). Namazını bitirince “Zaman gelecek, namazı vaktinde kılmayan, onu ölülerin doğuş vaktine (yani güneşin doğumuna) kadar geciktiren kişiler size yönetici olacak. Onları böyle yaparken gördüğünüzde, namazınızı kendi vaktinde kılın. Onlarla birlikte kıldığınız namazı da nafile olarak kabul edin. Eğer üç kişi olursanız cemaatle namaz kılın. Üçten fazla iseniz, içinizden biri size imamlık etsin. Rükûa vardığınızda kollarınızı uyluklarınıza yayarak kapanın, avuçlarınızı birbirine yapıştırarak (ellerinizi) koyun. Ben, Allah Rasulü’nün (sav) parmaklarının duruşundaki açıklığı hâlâ gözümde görüyor gibiyim” dedi. Ardından onlara (bize uygulamalı olarak) gösterdi."


    Öneri Formu
282145 M001191-2 Müslim, Mesâcid ve Mevziu's Salat, 26